Yeni Üyelik
13.
Bölüm

Şeytanın Oyunu 2

@18_murat_18

Kendi evimize girer girmez babama, hocanın neden böyle davrandığını ve evden neden alel acele çıktığımızı sordum. Fakat cevap vermedi.

Babam annemi ve beni salona çağırdı, anneme dolaptaki sandığı almasını söyledi. Merakla bekledim ne diyeceğini, fakat diyeceği her ne ise belli ki annem de bunun farkındaydı.

Sandığı üzgün bir şekilde getirdi annem.

Bana sandıktan dedemden kalma bir kehribar tesbih, bir mühürlü yüzük ve bir de gümüş işlemeli silah verdi.

Ben ve annen şehirde ev arayacağız oğlum, bu silah ve bu yüzük sende kalsın. Hoca seninle ilgili bir ton vesvese anlattı.

Kafama taktığımdan değil, ama bizim de, senin de artık burada kalmamız sakıncalı, başka bir yere gideceğiz dedi.

Ben babama hocanın benim hakkımda ne anlattığını sordum.

Babam da, hoca gün boyu seni izlemiş oğlum, bilmiyoruz ne farklılık gördü ama bana...

"Oğlun ruhunu şeytana secde ettirmiş. Bu köyde yıllar önce böyle bir olay yaşandı, tekrar yaşanmasını istemiyoruz; tasınızı, tarağınızı toplayıp terk edin bu köyü" dedi.

Başta babamın şaka yaptığını sandım ama ciddiydi, babamın benim kadar şaşkın olmaması beni şaşırtmıştı.

"Ne diyorsun baba? "Sen neden kabul ediyorsun böyle bir şeyi" dedim. "Kabul etmeliyiz oğlum, bu köyün halkı cahildir evimizi ateşe verir, canımızı alırlar" dedi.

Tekrar tekrar şok olmuştum. O gece sabaha kadar uyuyamamıştım.

Annem ve babam içerideydi. Birden büyük bir gürültü koptu, evimizin camına koskoca bir taş atılmış, taşa bağlı olan kâğıtta Arapça bir şeyler yazılmıştı.

Gece annemi ve babamı uyandırmadım, aslında çok büyük bir gürültü kopmuştu, ama onların fark etmemesi açıkçası şaşırtmıştı beni.

Neyse, daha sonra sabah olduğunda babama olanları anlattım ve gösterdim.

Kağıda baktı, "ne yazıyor baba" dedim, "bilmiyorum oğlum" dedi ve kahvaltıya yöneldi.

Babamdaki bu vurdumduymazlık ve sakinlik beni şaşırtıyordu.

Babamla Annem arabaya atlayıp şehrin yolunu tuttular, ben de komşu köye telefonumu geri almak için dedemin evine gidecektim. Açıkçası korkuyordum, ama gitmek zorundaydım.

Kapıdan çıkar çıkmaz gördüğüm manzara beni şok etti. Babam ve annem arabanın başında öylece durmuş, ters ters bana bakıyorlardı.

"Ne oldu size, neden gitmediniz?" dedim. Babam bana "gitme o eve" dedi.

"Sen nereden biliyorsun baba" dedim. "Gitme o eve" dedi tekrar.

"Bütün köyün gözü üstümüzde, o evde bir şeyler olduğunu düşünebilirler, gitmemen bizim için daha iyi" dedi.

Tamam deyip eve çıktım, onlar gözden kaybolunca yola koyuldum.

Tıpkı annem ve babam gibi köydeki herkes bana ters bakıyor ve davranıyordu. Dedemin evine gitmeden köyün hocasına uğramak istedim.

Kapısını çaldım pencereden beni gördü, eliyle bekle der gibi bir işaret yaptı. Beni eve almayıp, kendisi dışarı çıkmıştı. Gel oğlum, gel evladım senle konuşalım biraz dedi.

"Hocam dün babama benim ruhumu şeytana secde ettirdiğimi söylemişsiniz. Bu ne demek oluyor" diye sordum.

Hoca gülerek "öyle dediğimi mi söyledi" dedi. "Evet hocam, ben babamın sözüne inanırım" dedim.

"Elbette inanacaksın evladım, ama o konuştuğun kişi baban değildir. Baban cenaze gününden beri kendinde değil ve annen de öyle.

Deden vefat etmeden önceki 1-2 hafta evinizden garip sesler, bağırışlar, çağırışlar geliyordu.

Deden de, baban da camimize aylardır uğramıyorlardı. Onlardaki değişimin herkes farkında, fakat dün gördüklerimiz artık bizi emin etti" dedi.

"Neler oldu hocam, ben o an bahçedeydim" dedim.

"Bak oğlum, belki sözlerime inanmayacaksın, belki ailene yakıştıramayacaksın ama ailen çok yanlış şeylerle, çok yanlış işlere bulaştı. Dedenin ölümü onların elinden oldu" dedi.

"Ne yaptılar hocam anlatın bana.

Geldiğimden beri onlardaki değişikliğin bende farkındayım, ama neden bana yalan söylediler? Neden sizin benim hakkımda kötü şeyler söylediğinizi ima ettiler" dedim.

"Seni de yanlarına çekmek istiyorlar, eğer istersen onlarla kalma 1-2 hafta Üniversite okuduğun şehre dön" dedi.

Açıkçası bu konuşma geçerken hocaya da çok güvenmiyordum, çünkü büyük bir yalanın içindeydim.

Annem ve babamdaki büyük değişiklik, yaşadıklarım ve hocanın dedikleri beni etkilemişti. Hocaya ailemle kalmak istediğimi söyledim.

Daha anne ve babama bu olaylardan bahsetmemiştim bile, akşam bahsedip ona göre hocaya söyleyecektim. Bir yalan uydurup hocanın yanından uzaklaşmak istedim.

Telefonla görüşmem lazım hocam, bunları sonra konuşabilir miyiz?" dedim.

"Elbette evladım" dedi. Ben tam arkamı dönmüş gidiyordum ki birden beni kendisine çevirip sert bir tokat attı.

"Yalan söyleme" diye bağırdı, telefonun o evde kaldı, gitme o eve dedi.

Ben şok içindeydim, o an ki öfkemle hocanın beni tutan ellerini kendimden ayırdım.

"Ne ulan ne? Ne var bu evde?" diye bağırıp hızlı hızlı eve gitmeye başladım. İçimden de kızıyorum tabi, hem babama hem hocaya...

 

Loading...
0%