Yeni Üyelik
20.
Bölüm

Şeytanın Oyunu 9

@18_murat_18

Fesna gittikten sonra, o ev eskisi kadar güvenli değildi. Çünkü evi cinnilerden Fesna koruyordu.

Gün doğduğunda ortalık sakinleşmişti, hoca da ben de sabaha kadar uyumamıştık. Sabah olur olmaz eşyalarımızı alıp Şah Hocanın yanına gidecektik.

Yolda telefonum çaldı, arayan dayımdı. Annemin benimle konuşmak istediğini söylediler.

Peki dedim.

Telefonu elime aldım, telefondaki annemdi. "Oğlum, beni merak etme, rüyalarımda görüyorum, doğru yoldasın. Kurtar bizi oğlum" dedi.

Annemin sesini duyunca kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. "Halledeceğim anacım, sana yemin olsun halledeceğim güzel annem" deyip kapattım telefonu.

Şah hocanın evinin önüne vardığımızda öğle ezanı yeni okunuyordu. Hocalar namaz kılarken ben bahçede onları bekledim.

İkisi de geldi ve bana dönüp, artık dedenin evini görme zamanı evlat... Ortada sahibinin kim olduğu belli olmayan bir mücevher yığını var, ama önce köyün papazı Mikai Andros efendi ile görüşmemiz gerek dedi.

Şah Hocaya köyün Ortodoks yerlilerinin Müslümanlara karşı mesafeli olduklarını söyledim.

Niyetimizin iyi olduğunu anlayınca onlar da iyi davranır evlat dedi.

Ve hep birlikte dedemin evine doğru yola koyulduk. Fakat dikkat ettiğim bir şey vardı, dededen kalma yüzüğüm Şah Hocanın parmağındaydı.

Şah hoca yüzüğe göz attığımı anlamış olacak ki "gözün yüzükte ama merak etme, takmamdaki amaç bu yüzüğün ne gibi bir etkisi olabileceği, eğer ki bir etkisi yoksa sana teslim edeceğim zaten" dedi.

Annemi ve canımı kurtarayım da yüzük önemli değil hocam dedim.

Yaklaşık 20 dakikalık bir yolculuktan sonra dedemin evinin olduğu köye vardık.

Kilisede papaz ile Şah Hoca arasında kısa bir görüşme gerçekleşti.

Şah Hoca geldiğinde, tahmin ettiğim gibi evdeki mücevherler buradaki insanların değil, onları oraya onlar koymadı ya da onlar sahip olmadı dedi.

Ee kimin olduğunu nereden anlayacağız hocam dedim.

Bu yüzük sayesinde dedi.

Nasıl yani dedim?

Göreceksin bu akşam dedi...

Şah hoca evine dönüp eşyaları toplamak üzere yola koyuldu, bizi dedemin evine bıraktı.

Ben ve hoca dedemin evinde Şah hocanın gelmesini bekliyorduk, ama gelen yoktu.

Aradan 2-3 saat geçti, Şah hocadan ses çıkmayınca evden çıkmak için kapıya yöneldik, ama kapı kilitliydi. Uzun uzun uğraştık, fakat açamadık.

Bahçeye yöneldiğimizde dedemin mezarının üstünde bir köpeğin yattığını gördük. Bahçeye çıkmamıza izin vermedi.

Hayvan tıpkı benim evimdeki köpek gibi durmadan havlıyor, sağa sola saldırıyordu.

Bahçeye çıkamıyor, kapıyı açamıyorduk. Nelerin döndüğünü anlamadığımız bir evde mahsur kalmıştık.

Hocayı ilk kez böyle çaresiz görmüştüm. Fesna gitti gideli kendisi güvenini yitirmişti. Tek güvencesi Şah Hocaydı ve o da ortalıkta yoktu.

Hocam, üst kata çıkmalıyız, bu köpek eğer ki içeri girerse bizi öldürecektir, ayrıca evin içi kedi ölüsü dolu, burası bizim için tehlikeli dedim.

Hoca bana hak verdi ve benimle birlikte yukarıya yürümeye başladı.

Tam merdivenlere geldik ki hocayı bahçeye öylece bakarken gördüm. "Hocam" dedim ses çıkmadı.

"Hocam" dedim, yine ses vermedi.

Kendisine doğru yaklaştığımda, bahçede Fesna'yi gördüm.

Fesna bir şekilde geri dönmüştü. Başı yere eğik bir biçimde dedemin mezarının önündeydi.

Yavaşça yüzünü bize döndürdü ve ilk kez onun yüzünü görmüştüm.

Bu kâbuslarımdaki mahlûktu, masmavi pis gözleri, zift siyahi dişleriyle bize bakıyordu. Cinninin ta kendisiydi.

Hocam kendisini kaybetmiş bir şekilde ona doğru yürüyordu. Ben gitmemesi için onu tutuyordum, ama mani olamıyordum.

Yavaş yavaş Fesna'nın yanına doğru ilerledi ve onun yanına gidip yüzünü bana doğru çevirdi.

Hoca bana yüzünü döndüğünde var gücüyle "KAÇ OĞLUM, KAÇ EVLADIM!!" diye bağırdı ve hemen akabinde Fesna tarafından boynu kırılarak can verdi.

Hocamın cansız bedeni yere düşmüş, Fesna hızla bahçede dönmeye başlamıştı.

İlginç bir şekilde bahçede dolanıyor, ama evin içine giremiyordu.

Bir dedemin mezarının üstünde, bir de dedemin abisinin mezarının üstündeydi. Evin orta katından onu izliyor, Şah hocanın bir an önce gelmesi için dua ediyordum.

Bu şekilde aklımı yitirmeden sabahı çıkartmam imkânsızdı.

Loading...
0%