Yeni Üyelik
7.
Bölüm

Rüzgar Bey Konağı 7

@18_murat_18

Şermin yemeğini yerken birden duraksadı, öksürüyordu. Yağmur ona önündeki suyu verdi. İçti, ama suyu içtikçe daha da şiddetli öksürüyordu.

Alt kattan Dicle ve Akif yukarıya fırlamıştı, öyle şiddetli öksürüyordu ki, ses tellerinin zedelendiği sesi bile hissediyorduk. Sonra ağzından yara kabuğu gibi bir şey çıktı.

Büyük bir parçaydı. Yemeğin içinde fark edilmemesi mümkün değildi. Etrafı beyazlı siyahlı saç telleriyle sarılıydı.

Bu saçlar evde sadece Dicle'ye ait olan renk ve modeldeydi. Şermin öksürürken gözlerini sinirle Dicle'ye dikmişti. Dicle durumu anlamıştı. Şermin bu sefer ona karşı patlayacaktı.

Akif, Şermin'in ağzından çıkan kabuğu inceliyordu. "Rüzgâr Bey, bir bakar mısınız?" dedi.

Yanına gittim. "Bu geceki yemeğin içinden eğer bu şey çıktıysa fazla zaman geçirmeden gidin buradan" dedi.

"Neden Akif, ne oluyor yine?" diye sordum.

Bu kabuğun, bir insan derisinden kabuk olduğunu söyledi. Hiç bir hayvanın yarasının kabuğu bu şekilde pıhtılaşmaz diyordu.

Akif'in bu bilgisi beni şaşırtmıştı, ama evde yaralı olan kim olabilirdi ki? Ve hepsinden önemlisi bu şey nasıl oluyor da tencereye giriyor, tencereden Şermin'in tabağına geliyor ve fark edilmiyordu?

Şermin kendine geldikten sonra, el hareketiyle Yağmur'u odaya çıkarmamı istedi. Ben Yağmur'u misafir odasına bırakıp, radyoyu açtıktan sonra aşağıya indim.

Dicle ve Akif koltukta oturuyordu. Şermin ayakta hesap soruyormuş gibi bir ifade takınmıştı. "Bu şeyi yemeğime neden koydunuz?"

Dicle yemeğe bir şey koymadıklarına yemin ediyordu, Akif de onu onaylıyordu. Ama Şermin inanmamıştı.

"Bana söyledi. Dicle'nin bana bir kötülük yapacağını bana söyledi" dedi Şermin.

"Sana kim ne söyledi Şermin?" dedim.

Bu söylediğini duymam onun canını sıkmıştı.

Cevap veremedi. "Dicle, Akif siz aşağıya inin. Yarın eşyalarınızı toplamış olun. Kalan üç aylık paranızı da vereceğim" dedim.

Şaşırmışlardı, ama bu Şermin'in hoşuna gitmişti. Önemli olan eşimin mutluluğuydu, fakat daha düne kadar can ciğer olduğu bu iki görevliyle neden şimdi bu kadar kötü oldu anlamamıştım. Bir şeylerin olduğu netti, ama anlaşılamıyordu.

Onlar alt kattaki odalarına inmişti. Şermin bu gece Yağmur'la uyumak istediğini söyledi, kabul ettim.

Ben yatak odasına yalnız yatacaktım. Hava yağmurluydu. Ortalık sessizdi, gecenin sessizliğini Şermin'in çığlıkları bozmuştu.

Korkunç çığlıklar yükseliyordu yan odadan, Yağmur'un ağlama sesi duyuluyordu. Misafir odası bahçeyi net bir şekilde görüyordu. Şermin ve Yağmur pencere kenarındaydı. Gözlerindeki korkuyu hala unutamıyorum.

Şermin eliyle bahçeyi işaret ediyordu. Bahçedeki demir kapımızın sivri uçlarına evlat edindiğimiz köpeğin kafası kesilmiş ve dikilmişti. Ayrıca bahçenin bazı kısımlarının talan edildiği de belliydi.

Loading...
0%