Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@18_murat_18

Tem otobanında ormanının içindeydim. Buraya nasıl veya nereden geldiğimi bilmiyordum. Kendimi bir anda orada buldum.

Bulunduğum yerde topraktan çizilmiş bir daire vardı ve tam ortasındaydım. 2 veya 3 metre çapındaydı. Yaklaşık on veya on beş metre ileride ise ağaçlar. Etrafım ağaçlarla çevriliydi ve ağaçların arkası hiç gözükmüyordu.

"Baba" diye bir ses duydum arkamdan, ip ince ve çok güzel bir sesti. Bu kızımın sesiydi.

Yıllardır, 11 senedir ilk defa duyuyordum bu sesi. Bir hışım ile arkamı döndüm. Ağaçtan başka bir şey yoktu.

Tekrar arkamdan bir ses daha duydum bu sefer "Uzak dur!" diyordu.

"Neredesin kızım?" dedim ağlamaklı bir ses tonu ile.

Etraftan köpek hırlamaları duymaya başladım.

Ağaçların arasından, tüyleri ve dişleri simsiyah, gözleri masmavi onlarca köpek. Ağır adımlar ile üstüme doğru geliyorlardı.

Bir ses daha geldi, tekrar "Uzak dur!" diyordu.

Korkmuştum, "Neyden uzak durayım?" diye bağırdım ağlayarak.

Tüylerim diken diken olmuştu. Hayatımda duyup duyabileceğim en kalın ve korkunç bir ses sanki beynimin içinde bana "O şerliden uzak dur!" diyordu.

Tam kafamın içimdeydi. İçimde, her tarafımda hissedebiliyordum o sesi. Kanımda dolaştığını hissedebiliyordum.

Kafam patlarcasına acıyordu. Dizlerim tutmuyordu, yere çöktüm.

Ellerimi kafamın arasına alarak çığlık atıyordum. Kafam aşağı eğikti ve "yeter" diye bağırıyordum.

Yere uzanmıştım, yan bir şekilde yarı baygın yatıyordum ve ses kesilmişti. Yavaşça dizlerimin üstünde doğrulmaya çalıştım ve iki bacağımın arasında, toprağın üzerinde kan ile "Vecede" yazıyordu.

"Bu, bu yazı..." dedim kendi kendime ve "Baba" diye bir ses duydum.

Kafamı kaldırdım. Bu kızımdı, Merve'ydi.

Bembeyaz bir elbise giymişti. Sapsarı saçları, masmavi gözleri vardı.

Elini uzatıyordu, tam elimi uzatacağım anda köpeğin kızımı saçından tutarak yerde sürükleyip paramparça edişini izledim. Diğer köpekler üstüme doğru koşmaya başladığında çığlık atarak uyandım.

Tüm gücümle yataktan attım kendimi, saat sabah 5.20 idi. Terden sırılsıklam olmuştum. Lavaboya giderek elimi yüzümü yıkadım. Aynada kendime baktım, her yerim su içindeydi. Havluyla kurulanıp dışarı çıktım.

Sıradan bir kâbus olduğunu düşündüm. Çünkü bir kaç defa daha görmüştüm bu türde kâbuslardan, fakat bu yıllar önceydi.

Kızlarımı ve eşimi kaybettikten sonra bir kaç ay boyunca böyle kâbuslar görmüştüm ama aradan çok zaman geçmişti. Zaten oldukça korkmuştum, daha fazla irdeleyip kendimi tedirgin etmek istemedim.

Üstümü değiştirerek kot pantolon ve mavi bir gömlek giydim. Paltomu giyerek atkımı ve şapkamı taktım. Eldivenlerimi giydikten sonra çantamı alıp evden çıktım. Fırına uğrayarak 2 tane poğaça aldım yolda atıştırmak için.

Seher'e selam verip "Odama gelir misin?" dedim. Odama yönelip anahtarım ile kapıyı açtım ve koltuğuma oturdum.

"Buyurun Ramazan Bey?" dedi Seher.

"Dün nasıldı Kaan?" dedim.

"Aynı, bir sorun olmadı" dedi.

O esnada paltomu çıkarıyordum. "Gözün üstünde olsun, çocuk aklı sonuçta, bir daha kendine zarar vermesin" dedim.

"Tabi Ramazan Bey, merak etmeyin" ve "Başka bir isteğiniz var mı?" diye ekledi.

"Bir bardak çay alabilir miyim sana zahmet olmazsa?" dedim.

"Tabi he- " diyemeden "Kolunuza ne oldu?" diye bağırdı.

Sol koluma baktım, gömleğin üstü kanlanmıştı.

Şok olmuştum, anlam veremedim. Seher oldukça tedirgin olmuştu, daha fazla kurcalamaması için "Dün Kaan'dan bulaşmıştır, iyiyim sorun yok" dedim.

"Ama dün bu gömleği giymiyordunuz ki?" dedi.

"Bunu giyiyordum Seher, uzatma istersen?" dedim.

İnanmasa da çıkmıştı sonunda. Odadan çıkar çıkmaz kapıya koştum, kilitleyip gömleğimin kolunu katladım.

Sol kolumun üstünde köpek dişi izi vardı. Oldukça derindi, kolumun neredeyse tamamı kan olmuştu.

 

Loading...
0%