Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@18_murat_18

Ardından çığlık atarak uyandım, sabaha doğruydu ama saati hatırlamıyorum. Kafamı cisime doğru çevirdim parlıyordu, fakat bir kaç saniye sonra yavaşça söndü. Bu olay bir kaç defa daha olmuştu. Sabaha karşı sönüyordu ışığı.

Bir kaç dakika sonra annem geldi yanıma, çığlımı duymuş sanırım. Lambayı yakarak "Ne oldu?" dedi.

Normal de anneme her şeyimi anlatan biriydim, sonuçta 7 yaşındayım, bir şey saklamak nedir onu bile bilmem, fakat içimde garip bir his vardı. Sanki biri beni arkadan dürtükleyip söylemememi söylüyordu.

Yanıma geldi ve başımı göğsüne dayayarak saçlarımı okşadı. "Kâbus mu gördün?" dedi.

"Evet" dedim.

" Oyy kıyamam, ne gördün de bu kadar korktun?" dedi. İçimdeki o pis his hala oradaydı. Hala söylememem için beni uyarıyordu.

Elimde değildi, söylemek istiyordum, sanki dilsizmişçesine söyleyemiyordum.

Annem de daha fazla üstelemedi "Tamam, tamam geçti. Yat uyu hadi" dedi.

"Sende kalsana anne?" dedim. Annem yanıma yattı uyumaya başladık.

"Bu kâbustan neden kimseye hiç bahsetmedin?" diye sordum.

"Sen neden gördüğün kâbustan hiç kimseye bahsetmedin?" dedi.

Gözlerim büyümüş, şok olmuştum. Kanımın durduğunu hissettim o anda.

Öylece gözlerine bakarak "Efendim?" dedim. Kaan anlamsız gözlerle bana baktı ve "Bir şey mi oldu Ramazan Abi?" dedi.

"Az önce bir şey söyledin mi?" dedim.

Kaan bana deliymişim gibi bakıyordu ve hayır anlamında kafasını salladı.

"Bekle, geliyorum" dedim ve odadan çıkıp lavaboya gittim. Yüzümü yıkadım. Ellerimi lavaboda birleştirerek öylece durdum.

Şimdi de garip garip sesler mi duyuyordum? Belki de Kaan gerçekten söyledi o kelimeyi? Kendi kendime bile konuşmaya başlamıştım.

Yüzümü kâğıt peçete ile durulayıp üstüme başıma çeki düzen verdim. Kolum hala kanıyordu. Bezi yıkayıp tekrardan koydum ve odama doğru gitmeye başladım.

Yerime oturdum, ortamda sessizlik hâkimdi. Gördüğüm kâbusu nereden biliyordu? Sormak istedim, sanki hasta Kaan değil de benmişim gibi hissettim.

İlk defa kendime "Delirdim mi?" diye sordum.

" Devam et. Mesela bir günün nasıl geçerdi?" diye sordum.

"Her sıradan çocuk gibi televizyon izleyerek, ateri oyunu oynayarak" dedi.

"Dışarı çıkmaz mıydın hiç?" dedim.

"Dediğim gibi arkadaşım yoktu" dedi.

"Peki annen ile babanın arası nasıldı? Artık orada mı kalıyordunuz?" dedim.

"Evet, o günden sonra orada kalmaya başladık. Evin işleri de neredeyse bitmişti, hazırdı ailemiz" dedim.

"Peki sonra ne oldu?" diye sordum.

Kaan derin bir nefes aldı ve anlatmaya devam etti:

O kâbustan sonra kendimde tuhaflıklar hissettim, net olarak bir şeyler görmesem ve yaşamasam da insan kendini bilir sonuçta öyle değil mi? Bir şeyler tuhaf gidiyordu fakat sebebini bilmiyordum.

Üç gün sonra aynı kâbusu tekrar gördüm. Fakat bu sefer birazcık daha farklıydı.

Aynı odadaydım, odanın ortasında bir mezar, mezarın üstünde bir bebek ve onun yanında ayakta duran yaşlı bir kadın.

Yine o cisimi elinde tutuyordu tekrardan, bilmediğim bir şeyler söylüyor ve kadının rengi karardıkça elindeki cismin parlaklığı artıyordu.

Kadın ölüyor gibiydi, zor nefes alıyordu, son nefesinde bile söylediği kelimeleri bitirmeye çalışıyordu.

Kadın yavaşça yere çöküyordu fakat hala elindeki cismi havada tutuyordu. Tapıyor gibiydi ona. Bebekte ise hiçbir hareket yoktu.

Kaan Bahadır anlatmaya devam ediyor:

Tekrar aynı şekilde çığlık atarak uyandım, fakat bu sefer annem gelmedi. Hava yine sabaha karşıydı. Terden sırılsıklam olmuştum.

Yatağımdan çıkarak lavaboya gittim. Yüzümü yıkayarak kendime baktım. Gözlerim şişmişti, boynumdaki damarlar çok net bir şekilde belli oluyordu.

Korkmuştum, olayın verdiği heyecanla fark etmemişim, banyoda tuvaletimi yapacakken altıma işediğimi fark ettim.

Odamdan temiz giysiler alarak giyindim. Çoraplarımı çıkardığım da çorabımın içinde topak haline getirilmiş kadın saçı gördüm.

Sarıydı ve kısaydı. Annemde sarışın ve kısa saçlıydı. Onların annemin saçı olduğuna yemin edebilirim. İnsan annesinin her parçasını bilir.

Fakat çorabıma nasıl girmişti bilmiyordum. Hatta girmesi imkânsızdı, belliydi birinin veya birilerinin koyduğunu, ama kim niye koysun.

Anlam verememiştim ama fazlada üstelemedim, üstümü değiştirip saçı çöpe attım. Yatağım ıslanmıştı. Çarşafı yere atarak uyumaya devam ettim.

"Devam et lütfen" dedim.

Loading...
0%