Yeni Üyelik
1.
Bölüm

En zor hastam (Kaan Bahadır)

@18_murat_18

Bu anlatacaklarım ''Bahadır'' ailesinin başından geçmiştir ve gerçek bir olaydır.

Olay, hastam olan Bahadır ailesinin tek oğlu Kaan Bahadır tarafından, tarafıma sunulmuştur. Buraya yazılmadan önce bizzat kendisinden izin alınarak aktarılmıştır.

Hastamın güvenlik ve isteği açısından yerler ve isimler değiştirilmiştir.

***

Merhaba, ben Ramazan Serhatlı. 1960 Mersin doğumluyum. Türkiye'nin bir Anadolu şehrinde yaklaşık 20 yıldır psikolog olarak çalışmaktayım.

Şuana kadar gelen hastalarım arasından çok büyük problem çıkaran veya çok uzun tedavi gören olmadı.

Genelde cinnet, sinir krizi geçirenler, küçüklükten psikolojik sorun veya kişilik bozukluğu yaşayan, tecavüze uğrayan kadınlar, aşk acısı çekerek kendine zarar veren kişilerdi.

Anlayacağınız sıradan bir psikologdum, hastalarımda öyle.

Fakat 2004 yılında kliniğime gelen, yaklaşık 3 yıldır *** Hastanesinde tedavi gördükten sonra, tarafıma tedavi edilmek amacıyla gönderilen ''Kaan Bahadır'' adlı hastam hayatımda gördüğüm en zorlu ve tedavi edilmesi zor hastamdı.

Yıl 2004 Ocak ayıydı, haliyle havalar oldukça soğuktu. Dışarı da güçlü bir tipi vardır. İki gün önce yaklaşık 3 yıldır başka bir yerde psikolojik tedavi gören bir hastanın, tarafıma getirilerek tedavisine benim devam edeceğim söyleyen bir mail gelmişti.

Odamda oturmuş isminin sadece Kaan Bahadır olduğunu bildiğim hastamı bekliyordum. Aslında hastanın diğer bilgileri de gönderilmişti. Tüm bilgileri bizzat hastamdan almak istiyordum, fakat yine de az da olsa göz attım.

Bilgisayarımın başında, kahvemi yudumlarken Kaan Bahadır'a ait mailde ki kendisinin bilgilerini ve tedavi aşamalarına göz attım. Fazlasıyla kendimi kaptırmış olacağım ki, asistanım Seher Hanım'ın kapımı çalmasıyla irkildim.

Seher odaya girdi ve Kaan Bahadır'ın geldiğini söyledi. Uğraştığım işi anında bırakarak içeri gelmesini söyledim.

Seher güler yüzüyle çocuğu kolundan tutarak içeri getirdi. Sapsarı saçları, yemyeşil gözleri vardı. Çok tatlı ve güzel bir çocuktu. Bembeyaz teni vardı. Zayıftı, fakat yüzü vücuduna göre kiloluydu.

"Geç otur bakalım yakışıklı" dedim gülerek. Kaan karşımda ki deri koltuklardan birine oturdu. Seher'e bakarak "Tamam, sen çıkabilirsin" dedim.

Utanıp, çekindiği belliydi. Ellerini dizlerinin arasında birleştirmiş, yere bakıyordu. Adını bilmeme rağmen konuşturmak için "Adın ne senin bakıyım?" dedim.

Gözlerini yerden kaldırarak dünyanın en güzel tebessümüyle "Kaan" dedi.

"Nasılsın" dedim. Hastalarıma karşı sürekli güler yüzlü olurdum. Kaan kasılarak ve çekinerek "iyi" dedi sonunu uzatarak.

Uzun bir sure sohbet ettik. 1994 Sinop doğumlu 10 yaşında bir çocuktu.

Genelde hastalarım ile ilk günden tedaviye başlamazdım. İlk gün onlar ile tanışır iyi görünmeye, güvenini almaya çalışırdım. Bu yüzden "istersen bugün tanışma faslını gecelim, yarın sorunun hakkında konuşuruz." dedim.

Kaan ilk geldiğinde ki gülümsemenin aynısı ile bana bakarak "Sorun değil, isterseniz bugün de başlayabilirim. Alıştım artık." dedi.

Bende başlamak istiyordum bu da bahane olmuştu. "Peki o zaman, diğer hastaneyi anlat istersen" dedim. Çocuğu birazcıkta yumuşatmak için "Orası mı güzel, burası mı?" dedim gülerek. Hafifçe tebessümden sonra anlatmaya başladı.

Üç senedir *** hastanesinde kalıyordum. Orada ilk günler bana çok iyi davrandılar. Hele ki benimle ilgilenen Doktor Serap. Simsiyah kıvırcık saçları, ela gözleri, oldukça belirgin elmacık kemiği ve yüzünden hiç eksik olmayan gülümsemesiyle çok güzel bir kadındı.

Yüzünde gülümseme hiç eksik olmazdı. Beni oğlu gibi severdi, belki de bunun sebebi hiç çocuğunun olmamasıdır.

Burada ilk günlerim çok güzeldi, hele ki daha önce yaşadıklarımdan sonra cennet gibiydi. Onları aylardır görmüyordum.

Fakat tedavim hakkında Doktor Serap hiç bir ilerleme olmadığını aksine tedavimin gerilediğini söyledi ve bir kaç ay sonraysa deli muamelesi görmeye ve Doktor Serap'ın gün geçtikçe bana karşı kötü davranmaya başladığını gördüm.

Anlam veremiyordum, sürekli benimle oyun oynayan, beni güldürmek için türlü türlü şekillere giren kadın birden bire sopsoğuk, nefret edilesi bir kadın haline gelmişti.

Bunları söylerken korktuğu ve çekindiği her halinden belliydi. "Merak etme, burada konuştuklarımız sadece ikimizin arasında kalacak" dedim.

"Doktor Serap Hanımın neden öyle davrandığını biliyor musun?" dedim.

Bir kaç saniye sustu, tekrar ellerini dizlerinin arasına götürerek "Bilmiyorum" dedi.

Yalan söylediği belliydi, yalan söylemese bile bir şeyler sakladığı kesindi. İlk günümüz olduğu için fazla üstelemedim. Gözlerini kaldırarak imalı imalı bana baktı. Gülerek "Merak etme bizim aramız hep iyi olacak" dedim.

Gülmeye başladı. Aslında psikolojik sorun yaşayan insanlar bu kadar güler yüzlü olmazlar. Hele ki 3 sene boyunca psikolojik tedavi gören bir çocuğun.

Tuhaf ve garip biriydi. Bu beni ona doğru daha da çok gitmeme sebep oluyordu. Ve tabi 3 senelik tedaviden önce yaşadıkları vardı. Sormak istedim, gerçekten merak ediyordum fakat üstelemek istemedim.

Seher hanıma bağırdım. "Kaan'ı odasına götürebilirsiniz, bugünlük yeterli." dedim.

"Hadi bakalım yakışıklı, yarın görüşürüz." dedim Kaan'a.

 

Loading...
0%