Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@18_murat_18

Kapıda yaşlı bir kadın vardı bu sefer... Halinde bir doğallık yoktu, az çok simasını tanıdığım bir kadındı.

"Bahadır oğlum. Üç dört gündür senin dairenden çığlık sesleri duyuyorum. Mahalleli polisi aradı arayacak. Benim hatırım için ne olduğunu anlat bize evladım" dedi.

Kadının söylediklerini duyunca hepten şaşırmıştım. Bu sesleri bir tek ben mi duymuyordum yani?

"Dikkat ederim" deyip kadını başımdan savdım. Merdivenlerden aşağı inmeye başladı...
Elindeki market poşetini unutmuştu. "Teyze poşetini unuttun" diye seslenecekken bir şey fark ettim.

Teyze aşağıya iniyordu ama apartmanın sensörlü ışıkları yanmamıştı. Kapıyı da kendisi açıp girmişti, alt zil hiç çalmamıştı.

Merdivenlerden iniyor, her kata geldiğinde ışığın yanmasını bekliyordum ama yanmıyordu. Zemin kata indiğinde kafasını yukarı kaldırıp bana baktı ve gülümsedi.

Dünyanın en korkunç gülümsemesini görmüştüm.

Beş dakika önceki yüzü kaybolmuş, masmavi ama kanlı gözleriyle bana bakıp sırıtıyordu. Kapıyı sertçe vurup dışarı çıkmıştı. Elimdeki poşeti yere bırakıp eve koştum.

Babamı arayıp "Yarın Yalova'ya geliyorum. Bekleyin beni" dedim. Başta şaşırmış endişelenmiştim, ama o anın verdiği heyecanla saçmaladım bir kaç yalan.

Gece ne yapacağımı şaşırıyordum. Dün gece küçük çocuğun beklediği yerde bu gece o yaşlı kadın bekliyordu.

Pencerenin kenarında öylece ona bakıyordum, o da bana bakıyordu.

İnsan bir kere korkunç bir şey görünce, ikinciye o kadar korkmayacağını sanıyor.

Evim izleniyordu, ziyaret ediliyordum ama bunları kafama takmadan odama gidip uyumaya çalıştım.

Son iki gecedir apartman önünde böyle değişik tipler beliriyordu ve hepsi birbirinden korkunçtu..

Garip olan şey apartmana diledikleri gibi girmesi, hiç bir sensörlü şey tarafından görünmeden kapıma kadar gelmesi ama evin içine girememesiydi.

O gece uyurken saat 3-4 gibi yine uykumdan kalktım. Bu sefer kapı falan çalmıyordu.
Üst kattan sanki bir sopa, bir odun ile yere vuruyorlardı. Ve insanların duyduğunu söylediği sesleri ben de duyuyordum.

Çok sayıda kahkaha vardı. Seslerin erkek mi kadın mı olduğu seçilemiyordu, tek hatırladığım çok kalın seslerdi.

Üst katta kimse yaşamıyordu. Ama inanın ki bu olanlara o an şaşırmıyorsunuz bile... Uykumu uyumaya çalışıyordum.

Üst katta bir vazo gibi bir şeyin kırıldığını duydum.

"UYAN!" diye bir ses geldi.

Bu sesi nerede olsa tanırdım. Annemin sesini duymuştum, adım gibi emindim.

Telefona baktım, Yalova'dan bir arama yoktu.

Annesinin sesini duyunca dünya umurunda olmuyor insanın. Kapıdan çıkıp üst kata doğru yürümeye başladım. Kapı aralıktı.

Kapıdan içeriye girip girmemek arasında kaldım. Ben o kata gelince sesler kesilmişti. Aklım, beynim artık durma noktasına gelmişti. Kendimde gerekli öz güveni toplayamayıp aşağı kata tekrar indim.

Üst kattaydılar, belliydi ama oraya gidersem bana bir zarar geleceğini de az çok biliyordum.

Alt kata indim, telefonla Erkan'ı aradım. Erkan'ın sabahki alaycı tavrı sinirimi bozmuş olsa da o böyle konularda bilgili bir çocuktu, en azından beni yönlendireceği birisi var olabilirdi.

Zaten kafamda Yalova'ya gitme planı vardı, ama vizeler için yine dönecektim.

Erkan telefonu açıp ne olduğunu sordu, sesi uykulu gibi değildi.

Başıma gelen olayları anlattım.

"Bahadır, bunları yaşıyorsan üstüne gitmeyi bırak. Onlar bizden güçlü. Allah onları ateşten bizi çamurdan yarattı. Kendini yakarsın" dedi.

"Onlar kim Erkan, ne saçmalıyorsun sen" dedim.

"Cinler Bahadır. Gördüğün o kınalı çocuk bütün cin musallatlarındaki insanlara gözükür. O gördüğün küçük çocuk senin canına bile kast edebilir" dedi.

Erkan'ın söylediklerinden sonra bunların cin olabilme ihtimalini düşündüm. Ama ne hoca, ne de bu işleri bilen birisini tanıyordum. Erkan da açıkçası benimle ilgilenecek gibi durmuyordu.

O geceyi evde geçirmedim. Sokağa çıktım, lambanın orada bekleyen kimse yoktu.

Bütün gece Kızılay'da öylece dolandım. Yalova otobüsü için bilet almaya terminale gidip geceyi terminalde uyuyarak geçirdim.

Her halde hayatımda korkudan yaptığım en büyük saçmalık da buydu. Ama inanın o eve girmek dünyanın en zor şeyi gibiydi.

Loading...
0%