Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@18_murat_18

Ben eve gelmiştim, adamın gelmesini bekliyordum. Alt zil çaldı. Kapıyı açtım, gelen kendisiydi, ağır adımlarla çıktı merdiveni.

Bir anormallik yoktu, lambalar yanmış ve zili çalmıştı. Halimden anlamış olacak ki; "korkma, zarar görmeyeceksin" dedi.

Evi iyice incelemişti. "Garip çok garip" dedi.

Ne olduğunu sordum. Alttaki iki katta ve üstteki katta onlarca kabilenin cini olduğunu ve bunların yatsı ezanı ve sabah ezanı arasındaki süre boyunca beni rahatsız edeceklerini söyledi.

Kendinden emin oluşu beni ikna ediyor gibiydi. Ama bu eve giremediklerini, bu evdeki bir şeyi istediklerini ama alamadıklarını, alamadıkça daha da sinirlendiklerini söyledi.

Onlardan nasıl korunacağımı sorduğumda ise "Bu bir kahramanlık filmi değil. Onlardan kaçabildiğin kadar kaç ve sadece dua et" dedi.

Gerçekçi bir adamdı. Belki duymak istediğim şeyleri söylemiyordu ama gerçekleri söylüyordu.

''Peki mektup işi nedir'' diye sordum. O an yüzü asıldı.

''Bunları duymak ister misin, istemez misin bilmiyorum, ama bana kalırsa bir ton saçmalık'' dedi.

Duymak istediğimi belirttim.

Bu mektubun bir anlaşma metni olduğunu söyledi. Cinlerin ve insanların zaman zaman böyle şeyler yapabileceğini ama insanların anlaşmaya sadık kalmazsa cinlerin onların yakasını bırakmayacağını söyledi.

''Peki bizim mektubun içeriği nedir'' diye sordum.

''Burada babanın bir kardeşinden bahsediyor. Aslında bu anlaşma babandan gizli bir anlaşma ve bu iki kardeşin aralarının açılması için böyle bir mektup gönderilmiş'' dedi.

Anlattıkları çok mantıklı gelmese de biraz detaylıca düşününce doğru olduğunu anladım...

Amcam zengin bir adamdı, özel şoförleri ve çiftlikleri vardı. Annem ve babam da oradaydı.

Babam bu mektubun anlamını biliyorsa neden hala onla görüşüyordu ki?

''Peki bizim eve gelmelerinin nedeni ne'' diye sordum.

''Cinler para pula güce servete düşkün canlılar değillerdir. Onların tek istediği kendi soylarını yükseltip Âdem’in soyunu ezip bitirmek.

Bu mektupta bütün bu servetlere karşı doğacak ilk erkek çocuğun onlara kurban olacağı söyleniyor.''

''Bu mektup en azından bir 25-30 yıllık var, sen kaç yaşındasın'' diye sordu.

Yirmi üç yaşında olduğumu söyledim ve doğruydu, ailedeki tek erkek çocuk da bendim.

Adam bir sigara yakıp gülmeye başladı... "Şu anki halini görmen lazım" dedi.

Onun bu gülüşü benim de sinirimi bozmuştu, ben de gülmeye başladım. Gecenin karanlığında ikimiz de gülüyorduk.

Ben bu olayların hala bir rüya olduğunu düşünmeye çalışıyordum.

"Eee peki ne yapacağım" diye sordum...

"Ne mi yapacaksın. Bu üç kuruşluk kıçı boklu korku filmlerine kalsa bir hocaya gidip bizi kurtarmasını dileyeceğiz. Ama gerçekleri merak ediyorsan aç ve kitabı oku... İbadetten sakınma, abdestsiz gezme...

Cinler vardır, şu an bu odada bile bizi görüyor, belki ensemizin dibinde nefes alıp veriyorlar.

Ama senin yapman gereken tek şey, onlara zarar vermeden ibadetini yerine getirmek" dedi...

Kapıya doğru yönelip kartını bıraktı. "Yarın akşam tekrar geleceğim. Korkmanı gerektirecek bir şey yok, bu eve giremezler" dedi.

Teşekkür edip yolladım. Evin bütün perdelerini çektim, bütün kapılarını kilitledim ve odama gittim.

Ben tam odamın içine girecekken kapıdan bir ses duyuldu. Bu ses babamın sesiydi.

"Oğlum çok yorgunum aç kapıyı" diyordu.

O kadar netti ki babamın sesi olduğu. Ama arkasındaki kahkahalar onların bana yine oyunlar oynadığını ve peşimi bırakmadıklarını gösteriyordu.

Kulaklarımı tıkayıp yatağa yattım, sırtımı döndüm. O seslere ve pencereden gelen tıklatmalara aldırış etmeden uyumuştum.

Loading...
0%