Yeni Üyelik
15.
Bölüm

Cinlerin Oyunu 10

@18_murat_18

Sabah annemin gaz içinde kalması, öğlen Behçet'in parçalanması...

Belliydi, bunları Samme yapmıyorsa bile onun kabilesi, onun ailesi yapıyordu.

İstedikleri, beni ve sevdiklerimi öldürmek, intikam almaktı. Ben kendimce böyle yorumluyordum en azından... Ve çok korkuyordum.

Gece çökmüştü. Annem odasında uykuya daldı. Ben odamdaydım, gözüme uyku girmiyordu. Sigara üstüne sigara yakıyor, olanları düşünüyordum.

Yapacak bir şeyim yoktu, adamın verdiği muskayı açıp ne yazdığını çözmeye çalıştım.

Uzun uzun dualar bekliyordum, ama yazan tek şey "Vel hesselamin fül hükuka-i veşminak, ki Allah-u hemme mecidi divala ki nüsamt" idi...

Bu hayırlı bir duaydı. Çekinmeden boynuma geri taktım, bütün gece dua edip, muskama odaklanarak geçmişti ve uykuya dalmıştım.

Rüya görüyordum, rüyamda gördüğüm babamdı. Babamdı, ama onu hiç görmediğim bir haldeydi.

Babamın gençliğini görüyordum. Elleri kanlıydı, bir kâğıt parçası vardı. Bana göstermek istiyordu. Üstünde Arapça, Samme yazıyordu.

Hiç konuşmuyordu, sadece gülümsüyor ve el işaretleri yapıyordu. Eliyle arkamı gösterdi. Arkamda annem vardı, beni yanına çağırıyordu korku dolu gözlerle.

Ne oldu diye bakış attım, ama tepki vermemişti.

Babama doğru dönmemle karşımda Samme belirmişti. Sadece gülüyordu ve avucumun içine tırnakları ile bir şeyler yazıyordu. Tırnakları avuç içini kanata kanata Arapça ''KAÇ'' yazdı.

Terler içinde uyanmıştım. Uyanır uyanmaz annemin yanına gittim. Annem odada yoktu. Bağırmak istiyordum, ama korktuğumu anneme belli etmek istemiyordum.

Telefonla aradım annemi, telefonu alt kattaki odasında çalıyordu. Alt kata inmeye korkuyordum, ama yapacak bir şey yoktu.

Odama gidip el fenerini aldım. Telefon eskiydi ve o dönem telefonlarında yardımcı ışık yoktu. El feneri ile merdivenlerden aşağı inmeye başladım.

Merdivenlerden inerken bir ürperti geliyordu. Geceleri hırsızlık olmasın diye kapıları, pencereleri kapatırdık, ama alt kattaki bütün pencereler açıktı.

Annem hala ortalıkta yoktu, yavaşça aşağı indim ve annemi gördüm. O annem miydi, değil miydi emin olmak için ayaklarına ve ellerine baktım.

Normaldi. "Anne" dedim.

"Oğlum. Uyandıracaktım, ama uykunu bölmek istemedim" dedi.

+Ne oldu anacım bu saatte dedim.

Baksana... dedi.

Yavaşça yanına gittim. Evimizin bahçesi çiğ hayvan etleri ile doluydu. Leş gibi kokuyordu, öyle ki aralık olan pencerelerden içeriye kokuları girmiş ve annem zor zahmet havalandırmıştı.

Tamam sen geç içeriye dedim. Etleri toplamaya başladım. Tilkisi, sansarı buralarda çok olur. Rahatsız etmesinler diye alel acele topladım. O sırada bir taş gözüme çarptı, üstüne yazı yazmışlardı.

Biraz farklıydı bu taştaki yazı, alıp odama çıktım. Sanki kalemle yazılmış gibi, Aramice ''Mel hakkale vin nebüşahi vis necem" yazıyordu.

Bunun karşılığı "yatağının başucundayım, şimdi de arkandayım" anlamına geliyordu.

Belki şu an size çok korkunç gelmeyecek, ama inanın o an nefesiniz kesiliyor ve ağlamak istiyorsunuz.

Bana şu an odamda olduğunu ve her an beni izlediğini söylüyordu. Bunlar artık iyiden iyiye psikolojimi bozmuştu.

Anneme gidip bu gece Selda ablalarda kalmamız gerektiğini söyledim.

Olur mu evladım ama saat kaç oldu kadın uyuyordur dedi.

O zaman gel Cemalin arabayı alacağım, arabada bir yerde uyuyacağız dedim.

Kapıya iyice kilidi vurup çıktık. Daha mahalleyi dönmeden, evin lambalarının yandığını gördüm.

Annemi Cemallerin evine bıraktıktan sonra, bizim evin sokağına hemen geri döndüm.

Benim odamdaki lamba yanıyordu, kapadığıma adım gibi emindim, ama gidip bakmak da istemiyordum.

Yavaşça bizim sokak kapısına yaklaştım ve biraz daha yakından baktım. O sırada pencerenin önünde bir gölge olduğunu fark ettim.

Yüzü belki gözükmüyordu, ama öyle bir gölgeydi ki... On saniye baksanız âşık olurdunuz.

Kendimi o gölgenin güzelliğine kaptırmıştım.

Upuzun saçları vardı, uçlarına doğru lüle lüle oluyordu. Son hatırladığım şey de buydu.

 

Loading...
0%