Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Cinlerin Oyunu

@18_murat_18

Uludağ Üniversitesinde okuduğum zamanlar...

Bursa da ikinci yılımdı. Çalışkan bir öğrenciydim, en azından yaz okuluna kalmaz, tatilleri ailem ile geçirirdim.

Bursa büyük bir şehir olsa da, öğrenciler genellikle görükle denen bir beldede kalırdı. Şimdilerde gelişmiş bir yer haline geldi, ama benim zamanımda çoğunluğu köylük bir alandı.

Öğrenciler okula minibüsle gidiyor, metro henüz üniversiteye varmıyordu.

Kendime ev arkadaşı bulamamıştım, yurtta kalıyordum. Okulu geç kazandığım için, yurttaki çocuklardan 2-3 yaş büyüktüm. Sima olarak da onlardan daha büyük durduğum için bana abi derlerdi.

Haziran ayıydı, okulun bitmesine az bir zaman kalmış ve pek çok öğrenci de çoktan memleketine dönmüştü.

Ben de bir yandan finallere çalışıyor, bir yandan da okulda zaman geçiriyordum. O sırada üst sınıflardan arkadaşım Okan yanıma geldi. Elinde davetiye vardı.

Abisinin asker eğlencesi olduğunu ve beni de görmek istediğini söyledi. Ulan asker eğlencesinin davetiyesi mi olur diye düşündüm, ama yine de aldım, yurda doğru yürüdüm.

Gece saat 1 de telefonumun çalmasıyla uyandım, arayan Okan'dı. Bu saatte aranır mı diye söylendim kendi kendime, ama açtım telefonu. Sonuçta genç adamlarız, acaba benim o saatte uyumam da mı bir hata var, diye düşündüm.

"Yarın geliyorsun dimi kardeşim" diye sordu telefonda.

Geleceğimi söyleyip nerede buluşacağımızı sordum. Harmancık köyünde dere kenarında toplanacağımızı, sonra köyün içine gidip eğlenceye katılacağımızı söyledi.

''Olur kardeşim'' diye cevap verdim.

Okan'ın sesinde bir gariplik vardı, çok garip geliyordu. Yine de uyku sersemi bu konuyu açmak istemedim. Tek isteğim uykuma devam etmekti.

Az bir zaman sonra terler içinde uyandım, rüya görmüştüm.

Rüyamda Annemi gördüğümü hatırlıyorum, bembeyaz bir elbise giymişti üzerine. Çok yaşlı sayılacak bir yaşta değildi, ama saçları bembeyaz olmuş, yüzü kırışmıştı.

Elini öpmek için yanına gitmemle boğazıma yapışıp "o köy felaketimiz olacak, gitme o köye!" diye bağırdı. Gördüğüm en kötü kabuslardan biriydi belki de o zamana kadar.

Saat gece dördü gösteriyordu. O kabustan sonra gözüme uyku girmedi açıkçası. Yurdun terasına çıkıp sigara yaktım, başladım şehri izlemeye...

Sabah olmuştu, dünkü kabustan sonra annemi arayım dedim.

Annem açtı telefonu hal hatır sorup, muhabbet ettikten sonra, annem bana; ''dün gece rüyasında beni gördüğünü ve tek katlı beyaz bir evin önünde elimde bir makasla bir koyunu paramparça ettiğimi'' söylüyordu.

"Hayırdır inşallah anacığım" dedim, biraz daha konuşup kapattık telefonları.

Ama bunlar içimi ürpertiyordu. Dünden beri bir gariplik vardı sanki. Herhalde dersler ve sınavlar yordu beni deyip atladım otobüse, okulun yolunu tuttum.

Finallerin son etabıydı, sınıfa doğru giderken sınıf kapısının önünde Okan'ı gördüm. Bugün okulu yoktu, sınavı da yoktu, ama kapıda beni bekliyordu.

''Kardeşim sınavına gir, çıkışta benim arabayla atlar köye gideriz. Bizim köyün yemeklerinden bir ye bakalım beğenecek misin'' dedi.

''Olur kardeşim'' dedim, sonra sınava girdim.

Sınavım berbat geçmişti, bildiğim soruları yapamamıştım resmen. Bunları, Okan'ın aklımı karıştırdığı için sebep olduğunu düşünüp küfürler savurup duruyordum içimden ve berbat geçen bir sınavla birlikte sınıftan çıktım.

Okan'ı aradım koridorda, yoktu. Aşağıya inip arabasına baktım. Arabası kapının önündeydi, sonra tekrar yukarı çıkıp, telefonla aradım.

Telefon çalıyordu, ses lavabodan geliyordu.

Lavaboya doğru yürüdüm, elektrikler yanmıyordu. Korkmaya başlamıştım. Okan neredesin lan diye söylendim sesli sesli... Telefon meşgule atıldı, ama lavaboda ne telefon ışığı vardı ne de başka bir şey.

O sırada Okan'ı gördüm, kızlar tuvaletinden çıkmıştı, ama biraz panikti. Ne arıyorsun lan sen orada dedim.

''Hiç kardeşim başım döndü de kendimi buraya atabildim'' dedi.

''Okan doğru söyle bak kardeşim bir durum mu oldu'' dedim.

Yok bir şey dedi. Arabaya doğru yürüdü. Peşinden ben de gittim.

''Nereye gidiyoruz şimdi'' diye sordum.

''Köye gidiyoruz, bizim köyün insanları biraz farklıdır, baştan uyarayım. Dedi. Sesi bir sinirli gibiydi.

Nasıl yani dedim.

Farklı insanlar işte, dedi.

İyi tamam dedim.

Yola koyulduk...

Loading...
0%