@1907_busra
|
Herkese selamlar Her bölüm flasback sahneleri ile Çınar'ın geçmişini okuyacağız bilginize Keyifli okumalar yorumlarınızı bekliyorum🤗 Flasback Ailesinin zoru ile evlenmişti, Bahar kısacık ömründe hiç mutlu olamamıştı.Ne annesi sevmişti ne babası sahip çıkmıştı.Okumak istemişti ilk dile getirdiğinde sert tekmeler tokatlar yemişti ufak bedeni Kız okumaz demişti annesi öyle miydi sahi? Babası istemediği birine vermişti para karşılığı, öyle ki Bahar istemiyorum dediğinde öyle bir dayak yemişti ki abisi ile babasından yapılan makyaj dahi kapatamamıştı morlukları On altısında evlendirildi on yedisinde tecavüz sonucu ilk çocuğunu kucağını aldı ama bir kez olsun o gözle bakmadı oğlu Çınar'a o günahsız bir candı dünyaya gelmeyi o seçmemişti. Fakat onu nasıl koruyacaktı? Kocası Kemal son derece kötü biriydi istemediği halde ona dokunuyordu yemek istemediği gibi olunca tuzu eksikse Bahar'a şiddet uygulamaktan kaçınmıyordu Bahar bebeğini oğlunu nasıl koruyacaktı? Bahar'ı kimse korumamıştı ki o birini korumayı nereden bilecekti annesi onunla sadece iş buyurmak veya azarlamak için konuşurdu babası ile abisi hep hor görmüştü ezmişti onu sevgi görmemişti ki hiç Severdi oğlunu bahar çünkü kendisi hiç sevilmemişti oğlu yaşasın istemzdi o hissi , bu yüzden oğlunun yanında kaldığı o kısa süre elinden geldiğince sevgisi göstermeye çalıştı Fakat ne oğlunu Kemal'den kurtarabildi ne de kendini ölümün pençesinden... Oğluna bakarken hüzünlenirdi Bahar çaresiz bir anneye, acımasız bir babaya sahip olduğu için onu bu hayattan kurtaramadığı için Üç yaşına basmıştı şimdi Çınar bu zamana kadar ne Çınar'a bir oyuncak almıştı, ne de bir kere başını okşamıştı Kemal insan kendi evladını bile sevmez miydi?Bu nasıl bir vicdandı? Bu nasıl bir insandı? Bahar'ın aklı bir türlü buna ermiyordu evde şiddet gördüğü dayak yediği zamanlar oluyordu Çınar küçücük bedeni henüz yetmeyen aklı ile annesini düşünüyordu Bahar Kamal gelmeden Çınar'ın yemeğini yedirir karnını doyururdu olası bir kavga durumuna karşı Çınar aç kalmasın diye bir kadının bunu düşünmek zorunda kalması ne acı öyle değil mi? Yine o akşamlardan birisiydi. Kemal yeni eve gelmişti,yemekte mercimek çorbası salata ve pilav vardı kemal sofraya oturduğunda yemeklere bakarak "Bu ne lan her gün mercimek her gün mercimek bu evde mercimek'ten başka şey yok mu" Diye bağırdı Bahar'ı endişelendiren Kemal'in bağırması değil Çınar'ın şu anda burada olup çizgi film izlemesiydi, normalde burada olmazdı diğer odada olması gerekirdi,fakat Çınar çizgi film izlemek istediği için şu an bu odadaydı. Kemal'in bağrışı ile irkildi Çınar bu defa Çınar'a döndü Kemal " kapat lan şunu dibimde cır cır başım şişti!" Demesi üzerine Çınar olduğu yere korku içinde sindi. Bahar oğlunun bu korku içindeki halini görünce " bırak da izlesin" deme gafletinde bulundu.Kemal elindeki kaşığı masaya fırlatarak "SEN BENİM LAFIMIN ÜSTÜNE LAF MI SÖYLÜYORSUN LAN" Diye resmen Bahar'ın yüzüne doğru kükredi henüz Bahar ağzını açamadan Bahar'ın boğazına yapıştı Kemal bahar kurtulamaya çalışıyordu ölüm değildi korkusu kendi olmazsa kemal Çınar'a neler yapardı buydu Bahar'ın korkusu Çınar koltukta otururken tüm bu olanlara şahit oluyordu yıllar sonra tüm bunlar zihninda puslu anılar olacaktı.Annesine yardım etmeliydi kalktı koltuktan Kemal'in bacağına elleri ile yapışırak " Bıyak annemi bıyak" Dedi kelimeler ağzından tam doğru çıkmamıştı. Bazen dili peltekleşebiliyordu, ama Kemal'in bacağını çekiştirmeye devam ediyordu Kemal Çınar'ı fark edince ellerini Bahar'ın boğazından çekti. Bahar öksürerek nefes almaya çalışıyordu.Kemal Çınar'ı elinin tersi ile büyük bir kuvvetle itince Çınar'ın ufak bedeni buna dayanamadı ve gerileyerek sırtı koltuğa çarptı Çınar o an sırtında yoğun bir acı hisseti Kemal yaptıklarını hiç önemsemeden kapıyı çarpıp çıktı. Bahar direkt oğlunun yanına giderek onu kontrol etti ve oğluna sarıldı canının acısı ile ağlayan Çınar'ın ağzından küçük bir hıçkırık kaçtı. Bunu duyan Bahar'da daha fazla dayanamayarak ağlamaya başladı. Bu gece anne oğulun sarılıp ağladığı son gece olmadı...
Şimdiki Zaman Çınar Göksoy Evet , Ecrin buradaydı fakat bugün sataj günü değildi biliyorum. Haftanın üç vaya dört günü sataj için geliyordu, sınavları olduğu zaman okula gidiyor va tabi ki bunların yanı sıra izin günleri de var Ama sanırım Ege'yi görmek için gelmişlerdi. Zira yanında Ege'nin ikizi olan ada ile birlikte gelmişlerdi benim Ege ile olan tanışıklığım lise'ye dayanıyordu sanırım lisenin bana kattığı tek güzel şey Ege'nin dostluğu olmuştu pek hoş şeyler yaşamamıştım lisede bana bıraktığı büyük bir güven problemi olmuştu Bu üçü ise çocukluk arkadı olarak büyümüştü. Aileleri yakındı onlarda yakın büyümüştü. Ada ile Ecrin konuşarak ben ve Ege'nin yanina doğru geldiler ilk ada bana selam verdi daha sonra da Ecrin bende selamlarını aldım Bu sırada Ege bana dönerek "spor çantamı bagajına koyabilir miyim?" Diye sordu geçenlerde hız sınırını aştığı için Mithat abi arabasına el koymuştu bu yüzden bana sormuştu Ama maalesef benim bagajım doluydu. Çünkü elimden geldiği kadar yetimhaneleri ziyaret ederdim bugünde onlardan biriydi ve bagaj çocuklara aldığım hediyelerle doluydu bu yüzden cevabım şu oldu " Hayır çünkü hiç yer yok " Dediğimde Ege'nin bana olan inanmaz bakışını atıyordu Ecrin ile ada'da konuşmamıza tanıklık ediyordu ege "yok artık inanmam o kadar ne koydun" dediğinde cevabım "bakabilirsin" oldu Ege araba'nın yanına gidip bagajı açtığıda hediyelerle karşı karşıya kaldı. Farkındalık içinde "Yetimhanaye gidiyorsun e oğlum hani beni de götürecektin" dediğinde bunu unutmuştum gerçekten Ege geçmişimi bilen insanlardan biriydi bir kısmını benden öğrenmemişti ama büyük kısmını ona ben anlatmıştım. Ege bana sitemli bir biçimde bana bakarken " unutmuşum" diye mırıldandım Ecrin yeşillerini bana dikerek " yetimhaneyi ziyaret mi ediyorsun?" Diye sordu gözlerinden bu davranışımın hoşuna gittigini anladım bu bana dayanılmaz bir mutluluk bahşetti. Gittiğim yetimhane benimde bir zamanlar kaldığım yetimhaneydi. Bilirdim o çocukları görmeye gelen giden olmazdı bu yüzden ben giderdim ben şanslıydım, benim kurtarıcılarım vardı Feride ablam ve Toprak abim Ama o çocukların çoğunun yoktu kimsesizlerdi benimde bu hissi aşmam epey vaktimi almıştı. Ecrin'e bakarak " Evet elimden geldiğince gitmeye çalışırım" cevabını verdiğimde gözleri ışıldadı "Bende seninle gelebilir miyim?" Sorusunu sordu sanki hayır dememden korkarmış gibi Tabi kız bilmiyor sen ona deli divane oluyorsun Bu doğru deli divaneyim ona asla hayır diyemezdim tabi o bunu bilmiyordu. Zaten Ege'de Ecrin'e olan hislerimi bilirdi şu an da kabul et diye gözlerimin içine bakıyordu zaten gel diyecektim ama Ege'de bunu tastikliyordu. Benimle birlikte gelmek istiyordu kalbim gümbür gümbür atıyordu ama sakinleşmesi lazımdı yoksa sesi Ecrin duyar diye korkuyorum Arkadaştık konuşurduk sohbet ederdik arkadaş kelimesi yüreğimi yaksa bile ne fayda vardı ki kalbimin aksine son derece sakin bir sesle " Evet tabi ki gelebilirsin" Dememin üzerine ada Ege'ye dönerek "bizde gidelim" dedi ama ege başını iki yana sallayarak " bilmiyormuş gibi konuşma bugün akraba ziyareti var gitmezsek annem bizi gebertir" cevabını verdi ada ise gözlerini devirmek ile yetindi dikkatli bakarsanız akrabalarından hoşlanmadığını anlayabilirsiniz. Biz konuşurken Okan'ın yanımıza doğru geldiğini fark ettim. Okan ada'dan hoşlanıyordu, ve bana kalırsa ada da okandan hoşlanıyordu. Tabi ikiside birirlerine açılmış değildi. Bende arkadaşımı sevindirmek maksadıyla, Okan yanımıza geldiğinde "sizi Okan bırakır hem arabası da yanında" diye fikir söyledim Okan gözleriyle bana teşekkür etti. Belki yalnız kalamayacaklardı. Ama yine de Ada'yı görmüş olacaktı. Her zaman göremiyordu, ben bu konuda ondan daha şanslıydım Ecrin haftanın üç dört günü buradaydı bu bile bana yetmezken Okan'ın halini düşünemiyorum. Okan "tabi götürürüm" dediğinde ege ile ada da onaylayınca onlar arabaya binip yola çıktıklarında,Bizde arabaya binerek yola koyulduk arabada bir sessizlik hakim olduğundan ve Ecrin'in sesini daha fazla duyabilmek için konu açmam gerekiyor bende konuyu hafta sonu olan GS-FB derbisine getirdim konuyu "Hafta sonu olan derbiyi kimde izleyeceğiz?" Sorusunu sordum derbileri birlikte izlerdik Ege, Asaf ,Okan ben ada ile Ecrin olurdu ne zaman derbi olsa bir ev kararlaştırılır orada izlerdik ama bu derbi için henüz konuşmamıştık Ecrin "Bilemiyorum konuşulmadı" Cevabını verdi dudaklarını büzerek aslında bizde izleyebilirdik.Feride abla ile Toprak abi'nin bunu dert edeceğini sanmıyorum muhtemelen izin verirler düşüncemi dile getirerek "Aslında bizde izleyebiliriz" dediğimde Ecrin gülümseyerek " Olabilir zaten Güneş'i özledim" dedi Güneş benim minik kardeşim severdi beni bazen eve geç kaldığımda abi abi diye tutturduğunu bilirdim buda Toprak abi'nin beni bir hayli kıskanmasını sağlardı " Feride abla ile Toprak abi'ye söyler haber veririm " Ecrin ise düşünceli bir ifade ile " sence kaç kaç biter" dedi "2-1 diyorum" "Bence 1-0 var mısın iddiasına" dedi Ecrin bir iddia ortaya atıldıysa bize de kabul etmek düşer " Nesine" "Kazanan belirler" dedi Ecrin iddialı bir biçimde demek ki kazanacağına güveniyordu elbette bu sonuçlar Fenerbahçe galibiyeti üzerineydi "Kabul kazanan belirler" dedim zaten yetimhaneye yaklaşmıştık hatta bahçenin önüne gelmiştik. Bunu konuştuğumuz sırada bir anda elimi tutup kendine çekmesi ile kalp krizi geçireceğimi düşündüğüm bir an yaşandı ona dönüp baktığımda dikkatle bileğimde ki bilekliği baktığını gördüm "Bu çok güzel nereden aldın?" Diye sordu sesinin tonundan bile beğendiğini anlamıştım.Bileğimde özel yapı gümüş Fenerbahçe logosu ve Fenerbahçe efsanelerinin isimleri yazılı olan bir bileklik vardı "Özel yapım ama istersen senin icin de yaptırabilirim" dedim ve hala bilekliğimi inceliyordu yani elimi hala tutuyordu bu inanılmazbu gerçekten inanilmaz bir duygu kelimelerim yaşadığım heyecanı tarif edecek kadar güçlü değil "Gerçekten yaptırır mısın?" Diye sordu halbuki bilmiyor ki ben onun için neler yapabilirim bir bilekliğini konusu dahi olmaz "Tabi ki" dedim o ister de ben yaptırmaz mıyım? "Tamam sen yaptır ben fiyatını öderim" dedi gönül ister diki ben sana hediye edeyim ama bunu kabul etmez biliyorum gümüş olduğu için ucuz da değil yani hiç kabul etmez doğum günü de yakın değil Havada bulut sen bu işi unut "Peki tamam" dedim ardından da "İnelim geldik" dediğimde arabayı durdurdum ve ikimizde aşağı indik bizi bekçi İbo abi karşıladı "Hoşgeldin Çınar bizim çocuklar kaç gündür Çınar abim gelecek diye yolunu gözlüyorlar" deyip gülümsedi Bu cümleler üzmüştü beni yoğun antremanlar yüzünden gelememiştim oysa düzenli gelmeye çalışırdım ibo abi beni üzmek için söylemedi ama yine de üzüldüm benim üzüntülü halimi gören İbo abi moodumu yükseltmek için "Kim bu güzel kız" diye sordu yanımdaki Ecrin'in hemen kızardığını biliyordum çabuk utanan biriydi hele böyle iltifat alınca her zaman yanaklarındaki pembeliği ona çok yakıştıyorum " Arkadaşım Ecrin" Dediğimde arkadaş kelimesi içimi biraz yaksada asla Ecrin'i arkadaş olarak görmesemde öyle söylemeliydim bu sırada çocuklardan Kaan'ın "Çınar abim gelmiş" bağrışını duyup bahçeye geçtik ama İbo abinin imalı sırıtışı gözümden kaçmadı Bahçeye girdiğimizde bana doğru koşan Lina'yı gördüm bana doğru koştuğu için eğilerek onu kucağıma aldım yanağına bir öpücük kondurduğumda kıkırdamıştı "hoşuna mı gitti?" Diyerek diğer yanağınıda öptüğümde daha fazla güldü Diğer çocuklar da yanımıza geldiğinde Lina'yı yere bıraktım.Meraklı bakışların Ecrin'in üzerinde olduğunu fark edince "Size bir oyun arkadaşı daha getirdim" dedim Ecrin'de kendini tanıtmak amaçlı "Merhaba Ecrin ben bugün sizinle oyunlar oynamak için geldim" Bunun üzerine bende "bugün size bir sürprizim daha var" dedim selim hemen "nedir" dediğinde ilk önce yaramazlık yaptınız mı bir şeyler kırdınız mı sorularına istediğim cevapları aldım bunları çocuklara öğütlerdim çünkü bilirdim ki bir şey kırdıklarında bir ton azar işitirlerdi öyle ki fiziksel bir şiddet dahi söz konusu olabilirdi öyle ki gözüm bu yetimhanede ilk tokatımı yediğim merdivene takıldı düşmüştüm merdivenlerden kaşım patlamış epey de kanıyordu çocuklar müdürü çağırmak için gittiler ve müdürle geri döndüler hastaneye gidilmesi gerekiyormuş müdür bana "başıma iş açtın hayvan oğlu hayvan!" Diye bağırarak tokat atmıştı kendimi savunamadığım sayısız anımda biriydi düşüncelerden kurtularak Bagajı açtım " hadi gidip hediyelerinizi alın" dedim karışmazdı çünkü hepsinin üzerine isimlerini yazmıştım Ecrin bana dönerek "Gelip onları ziyaret etmen çok değerli nereden aklına geldi" dediğinde ne cevap vereceğimi bilememiştim Feride abla ile Toprak abi'nin öz annem babam olmadığını bilirdi çünkü onlara mahcubiyetimden asla anne baba diyememiştim Bu yetimhanede iki yıl kalmıştım açıkçası sevdiğim kıza yalan söylemek istemiyorum bu yüzden de olduğu gibi "İki yıl bu yetimhanede kaldım biliyorum ki bu çocukların fazla gelen gideni yok bu yüzden ben geliyorum yanlarına gelecek biri olduğunu bilsinler diye" Dediğimde Ecrin'in hüzünlü bakışlarına denk geldim üzülmüştü anladım zaten böyle şeylere aşırı duyarlı bir insandı üzülmesin diye hemen " Üzülme bak ben iyiyim bir gün bu çocuklarda iyi olacak" İyi misin sen sahiden? Bilmiyorum iyi miyim bazen iyiyim gerçekten atlattım her şeyi geçti bazen iyi değilim geçmedi hiç bir şey Ecrin bana gülümsedi gülüşünü severdim her şeyini severdim çocuklar geldiğinde onlarla ilgilenmek için gitti hatta Kaan ile konuşurken Kaan'ın ona 'çok güzelsin' dediğini duymuştum Hayır bu çocuğa ne oluyor daha ben söyleyemedim Ecrin'i yaklaşık 8 aydır tanıyorum ve bir ay önce onu Fenerbahçe tribününde görmüştüm onu aylardır seven ben söyleyemiyorum ufacık çocuk gelip söylüyor WHERE İS JUSTİCE?? Lina'nın yanıma doğru geldiğini görünce onun boyuna inmek için eğildim dudaklarını büzerek "bana formanı getirmedin mi?" Diye sordu şu an aşırı tatlı gözüküyordu tek lokmada yutasım gelmişti onu Israrla benim formamı istiyordu ama benim formam haliyle ona olmayacağı için bir Fenerbahçe forması alıp üzerine kendi ismimi yazdırmıştım bana kalsa Lina'nın ismini yazdırırdım ama Lina benim ismim yazsın istedi herkese hava atacakmış "Sen istersin de ben getirmez miyim?"dedim ve formasını ona verdim hemen üzerini değiştirip geldiğinde "Teşekkür ederim Çınar" diyip abi demediğinde "Hani abi nerde" diye ben sordum ama bilmiş cevabı şuydu " sen benim abim değilsin ki ben büyüyünce seninle evlenicem" kendinden son derece emin cümlesi bana kahkaha attırmıştı gülerken Ecrin'in bakışlarının bize takıldığını fark etmiştim Ecrin bize doğru gelirken yüzümde kahkaha emaresi olan bir tebessüm taşıyordum yanımıza geldiğinde Lina'ya bakarak "Çınar abine ne dedin de öyle güldü cimcime güldüğünü nadir görüyoruz" Senin ona bakarken bile gülümsediğini bile bilmeden Sanki gülmemi daha çok ister gibi yada ben öyle düşünüyorum ki muhtemelen öyle bu zamana kadar Ecrin'e açılmadıysam üzülürüm diye değil üzülür diye Ecrin üzülürdü bir arakadaşını kaybettiği için bu zamana kadar fark etmediği için Lina böbürlenerek "onunla evleneceğimi" dediğinde ecrin kafasını hızla bana çevirdi sanki ne diyeceğimi merak eder gibi bense Lina'ya dönerek " formanı diğerlerine göster bakalım" dedim Üzgünüm ama seninle evlenicem diyen 6 yaşındaki bir çocuğa ne diyeceğimi bilmiyorum Ecrin " Hadi seksek oynayalım" dediğinde şaşırdım seksek? Ben? Çocuklarla oyun oynardım ama seksek hiç oynamamıştım Şaşkınlıkla " Seksek mi?" Diye sorduğumda Ecrin "her şeyin bir ilki vardır" diyerek beni seksek oynayacağımız alana götürdü çizdikleri oyuna baktım 12 basamaklı çizmişlerdi isyan ederek " Hadi ama 12 nedir neden 6 basamak değil" dediğimde Ecrin " bu oyun böyle oynanır" diyerek beni takmayacağını belli etmişti Oyuna başladık Ve rezil oldun Evet tam manasıyla rezil oldum ama benim ne hatam var ki onlar çok iyi oynuyorlar Ecrin neredeyse ikinci kez tamamlayacak çocuklar bile ilki tamamlamak üzere bense hala 10. Basamakta takılı kalmış vaziyetteydim Ve 1.88'lik boyum tek ayak üzerinde dengede durmakta 44 numara ayaklarımda çizgiye basmamakta bana hiç yardımcı olmuyor ve sonuç olarak rezil oldum Böylelikle zaman geçti.Gitme vakti geldi çocuklarla vedalaşırken bizden geri geleceğimize dair söz istediler onlara geri gelecek birileri olduğunu bilmek istiyorlardı benim gibi Ecrin de bu durumu fark etmişti ve bu onu son derece üzmüş görünüyordu Arabaya binerken sessizlik Ecrin'in hüznünü gayet net bir şekilde hissediyorum ben alışkınım böyle hissetmeye ama Ecrin değil biliyorum kendi dertlerim üzüntülerim beni yıkmaz ama Ecrin'in üzüntüsü beni yıkar geçerdi bunu da biliyorum Yolculuğumuz sessizlik içerisinde geçti Ecrin'in evinin önüne geldiğimizde Ecrin bana dönerek "Teşekkür ederim hem beni yetimhaneye götürdüğün hemde eve getirdiğin için" bu içten teşekkür karşısında "Lafı bile olmaz" dedim Öyleydi lafı bile olmazdı O yeterki istesindi emrine amedeyimdim Arabadan indi bir kaç adım atmışken tekrar arabaya doğru döndü ve bana el salladı bu hareketi çok tatlı ve sevimli geldi gözüme yerim ben bu kızı bende ona el salladığımda tekrar önüne dönerek eve girdi Bende daha fazla beklemeden yola koyularak eve geldim kapıyı çaldım.Kapıyı açan Feride abla olmuştu "Hosgeldin Çınar" dediğinde karşılık olarak "Hoşbuldum abla" dedim gülümseyerek " Hadi yine iyisin bizimki yemek yemek için seni bekliyor bizide bekletiyor" dediğinde bende gülümsedim bu demek oluyor ki Güneş yemek yemek için beni bekliyor yani Toprak abide bekliyordu kesinlikle içeride huysuz bir şekilde oturduğunu biliyorum İçeriye girdiğimde Güneş direkt olarak abi çığlığı ile üzerime koşunca eğilerek onu kucağıma aldım ve alnına küçük bir buse kondurdum biraz da Toprak abiye nispet yapmış olabilirim kesinlikle biraz Toprak abi bize gözleri kısık bir şekilde baktığında yüzümdeki sırıtma büyüdü şimdi böyle olsa bile bilirim ki bizim abi kardeş gibi olmamızdan en çok o memnun zaten Güneş beni sevse bile bilirdim ki ilk aşkı babasıydı ve öyle kalacaktı Bazen çocuk işini beni iyileştirebilmek için ertelediklerini düşünürdüm hatta bu yüzden onlara bizzat ben bir kardeşim olsa fena olmaz diyerek çocuk yapmaları için onları desteklemiştim yani Güneş beni gerçekten sevmeliydi zira doğumunda katkım vardı Masaya oturduğumuzda güzelce yemeğimizi yedik onlara sorumuda sordum " Toprak abi bizimkiler hafta sonu derbiyi izlemeye gelebilirler mi?" Diye sordum Toprak abi " olur zaten beraber izlemeyeli epey oldu" dedi Haklıydı beraber izlemeyeli olmuştu ilk maçımı onunla izlemiştim benim için hep özel olmuştu Feride ablada konuşmamıza dahil olarak Toprak abi'ye yönelik " yenileceksiniz" dediğinde Toprak abi büyük bir sakinlik! içinde Feride ablaya dönerek "Hayatım lütfen sözünü geri al" dedi sınırlı olsa dahi güzel sözler söylemeyi ihmal etmezdi Feride abla ise "yoo almıyorum" diyip ayağa kalktığında Toprak abi'de arkasından Feride naraları ile arkasından gitti Güneş'i uyutma işide bana kalmıştı Güneş ile birlikte odasına çıkarak Güneşi yatağına yatırdım ve ona hangi masalı istediğini sordum ona masal okurdum istediği masalı okumaya başladım ve Güneş bugün yorulmuş olacak ki kısa sürede masalın sonunu görmeden uyuya kaldı Bende kemdi odama geçerek Üzerimi değiştirdim dişlerimi fırçalama görevinizde halletikten sonra artık uyumaya hazırdım gün yorucu geçtiği için düşünceleri bir kenara bırakıp uyumaya karar verdim ama günün Ecrin ile alakalı kısmını mutlaka düşünmeyi bir kenara not ettikten sonra fişi çektim
umarım begenmişsinizdir yorumlarinizi bekliyorum Gelecek bölümde görüşmek dileğiyle hoşçakalin 😇
|
0% |