Yeni Üyelik
2.
Bölüm
@1_zuzayli

Hayatta bazı anlar vardır ; sıçtığınızı hissettiğiniz anlar. İşte tam da o anlardan birindeymişim gibi hissediyordum. En azından Uğur telefon kabının içindeki kimliğini çıkarana kadar. Çünkü o zaman sadece "Ne yapıyor bu geri zekalı" diye düşünüyordum. Ben Uğur'a anlamsız bakışlar atarken Uğur sakince kimliği Mehmet abiye uzattı. Mehmet abi kimliği hırsla Uğur'un elinden aldı ve incelemeye başladı. Neden bilmiyorum ama Mehmet abinin gerildiğini fark ettim. Bir süre kimliği inceledikten sonra bakışları bize döndü.

"Bu sefer kuyruğu kurtarmış olabilirsiniz. Ama bir daha şüpheli bir hareketinizi görmeyeyim. Şimdi gidin nereye gidiyorsanız 8.30 dan önce gelmeyin, almam. Üstünüze su dökerim apartmandaki Hafize teyze gibi."

"Zahmet olmazsa kimliğimi alabilir miyim?" dedi Uğur "Lazım oluyor arada" diye devam etti imalı bir şekilde. Mehmet abi onu takmadan bana doğru döndü.

"Asena 'Seni ne kadar alakadar eder' diyebilirsin belki. Ama arkadaşlarına dikkat et. Çünkü sana en çok en güvendiklerin zarar verirler."

"Seni anlıyorum Mehmet abi. Teşekkür ederim uyardığın için. Bunu düşüneceğim. Kolay gelsin sana." deyip Uğur ile beraber her zamanki bank masamıza gittik."

"'Düşüneceğim' mi? Şaka yapıyorsun herhalde Asi?"

"Uğur uykum var. Sabahın köründe getirdin beni kurucusunun evine torpil attığımın okuluna. Biraz daha uyumazsam uykum açılacak ben de seni açacağım." dedim ve kafamı masaya koyarak uyumaya çalıştım.

* * *

"Hafta sonu okul mu olur ya?" diye söylenen Uğur'a baktım. Bakın ben çok konuşan bir insanım. Ama Uğur bazen benden bile çok konuşuyordu."

"Sabahın köründe geldiğimiz hafta sonu dersine geç kalmamız daha komik bence." dedim. "İşin acısı üzerine ceza da aldık."

"Hayır bir de ciddi ciddi 'Müdürün odasına!' dedi manyak karı"

"Hafta sonu gelmeyen müdürün odasına yalnız, rica ederim." dedim "ne halt yiyeceksek müdürün odasında. Karşılıklı oturup kahve mi yudumlayacağız?" Sonra aklıma gelen şeyle Uğur'un koluna vurdum.

"Eşek herif ben sana tripli değil miydim? Sus konuşturma beni."

"Kız ben ne yaptım? Ben mi 'Mehmet abi sen daha karga bokunu yemeden okula gel de bize kız.' dedim."

"Daha ne yapacaksın bit yavrusu? Beş dakika daha uyumak için okula pijamayla gelmeyi moda haline getirmiş kızı sabahın köründe çağırmak ne!" Sesiyle beraber önüme pastane poşeti koyulması bir olmuştu. "Damla çikolatalı kurabiye ve şeftalili meyve suyu yardımına uçar kardeşim"

O ses kime mi aitti? Hani en başta anlattığım bazı insanlar var ya o insanlardan bir tanesine aitti. Ve şuan onu birazcık daha seviyor olabilirdim. Pastane poşetiyle gelmiş anlıyor musunuz?

"Biliyor musun, her zaman favorimsin Efe."

"Şu herif geldiğinde pabucumu dama atmayı bırak artık Asi ya."

"Otur ağla Uğur. Git günlüğüne yaz hatta." diye karşılık verdi Efe.

"Benim için kavga etmeyin yavrularım." İkisi de gözlerini devirirken Efe yerine oturmuştu bile.

"Anlatın bakalım ne yaptınız da atıldınız dersten." Uğurla aynı anda ellerimizi kaldırıp itiraz ettik.

"Biz masumuz sayın yargıç, hoca sorunlu çıktı." diyen Uğur'u,

"Psikolog raporu almasını arz ederiz!" diyerek destekledim.

"Gereği düşünüldü!" diyerek bize katıldı Efe. "Yaz kızım suçluların ceza olarak bir ay boyunca günde en az elli soru kimya çözmelerine karar verilmiştir!" Bunun üzerine Uğur ellerini indirip,

"Hakim bey özür dilerim ama kimyacı manyak öğle arasında bahçede amuda kalkmadığı sürece nah çözdürürsünüz o soruları bana." demesiyle kahkaha atmam bir olmuştu. Uğur'un kimya sevgisi ektedir.

"Asi, bundan iflah olmaz farkındasın değil mi?"

"Kimya hariç doksanın altında notu yok çocuğumun. Ben bir daha düşünün derim yargıç bey."

"Ben akademik olarak başarılı olamaz demiyorum, iflah olmaz diyorum."

"Önce medeni bir şekilde o dosyayı hazırlarım. Sonra da odasına gider kendi güzel ellerimle o dosyayı teslim edip telefonumun kamerasından patronu kayda alırdım."

"Telefon ne alaka lan?"

" Dosyanın ilk sayfasındaki nah çeken el fotoğrafını gördüğündeki ifadesini ölümsüzleştirmek için tabi ki de."

" Hayır ister istemez inanıyorum da yapacağına."

" Öyle bir tip var çünkü bu bit yavrusunda."

"Böceğim bence baş parmak kısmına da patronun kafasını koy. Daha eğlenceli olur."

"Beni bi sen anlıyorsun be Asi'm."

"He unutmadan söyleyeyim Asya'nın selamı var."

"Aleyküm selam da gelmiyor muymuş daha?"

"Pazartesiye buradaymış. Bi de dikkat edin Uğur böceği başınıza iş açmasın bensiz dedi. Hiçbir macera onsuz olmazmış."

"Ya bi gelsin de ben başınıza her türlü iş açarım sıkıntı etmesin." Uğur'a gülerken parkın arka tarafında duran siyah bir araba fark ettim. Arabalardan pek anlamam ama bu minibüse benzeyen siyah aracın varlığı beni tekrar huzursuz etmeye başlamıştı bile. Bu arabayı son üç haftadır her gün aynı yerde görüyordum. Ama şu zamana kadar okula ne zaman geldiğini çözememiştim. Sadece okulun kapanmasından yaklaşık on beş dakika sonra orda olmadığını biliyorum. Yanımda oturan Efe'ye baktım. Telefonuna bakıyordu. Acaba o da fark etmiş miydi arabayı? O sırada Uğur ani bir şekilde ayağa kalktı. İkimiz de onun bu ani kalkışına anlamaz gözlerle bakıyorduk.

"Gençlik sonraki derse 5 dakika kalmış biz hala oturuyoruz. Hadi derse, hadi." Birkaç saniye gözlerine baktım. Onu anlayabilmek için. Gözlerini kaçırdı benden, ilk defa. Onu anlamamı istemiyor gibiydi. Ama bilmediği bir şey vardı: Ben onun yaptığı her hareketin, söylediği her cümlenin hatta kullandığı her sözcüğün, en önemlisi de her bakışının anlamını ondan iyi biliyordum. Ve o bunun bile farkında değildi. Bende ayağa kalktım.

"Harbi lan. Sizin dersiniz müzik siz rahatsınız, benim dersim Dilber hocaya."

"Allah başka dert vermesin Efolim."Dediğimde gülmüştük. Sonra kalkıp okula doğru yürümeye başladık. Efe bizden ayrılarak sınıfına gittiğinde biz de sınıfa doğru yürümeye başlamıştık. Aslında hepimiz aynı sınıftaydık. Ama hafta sonu kurslarında farklı sınıflara gittiğimiz için ayrı sınıflara girebiliyorduk. Uğur ile boş koridorda yürürken ikimizde konuşmuyorduk. Üstümde anlamadığım bir kırgınlık hissi vardı. Belki benden bir şey sakladığı içindi, belki onu anlamamı istemediği için. Belki de onunla bir alakası da yoktu bu hissin. Size de oluyor mu bilmiyorum, insanların yanında kendimi çok mutlu hissediyorum. Bu mutluluk gün boyu sürüyor hatta. Etrafımdaki çoğu insanın benim hakkımda düşündüğü şeyler var. Bazen bu düşüncelerini, konuşma esnasında bana da söyleyebiliyorlar. Sadece gülüyorum. Çünkü yalnız kaldığımda anlattıkları Asena sanki bir toz bulutuymuş gibi kayboluyor. Kimse beni tam anlamıyla tanımıyor. Hoş ben daha kendimi tanımıyorken onların beni tanımasını istemek bencillik olurdu zaten. Düşüncelerimi Uğur'un sesi böldü.

"Sınıfa gidince birlikte şarkı söyleyelim mi?"

"Neden olmasın?" dediğimde sınıfa girmiştik zaten.

***

 

 

 

ÇOK SELAM HENÜZ OLMAYAN OKUYUCULARIM!!!!

Nabersiniz?

İyi olmanız dileğiyleee

Loading...
0%