Yeni Üyelik
6.
Bölüm
@1_zuzayli

Sınavların bitmesiyle devamsızlık hakkı olanlar yaz tatiline başlamışlardı. Son haftaya girilmesiyle de okula ortam için gelenler dışarıda buluşmaya başladılar. Ve son hafta okula gelen kader mahkumları yani devamsızlık hakkının dibini sıyıran biz okula gelmeye devam ediyorduk. Sınıfta çok kişi yoktu bende açtığımız filmle izlemek için birkaç abur cubur almaya kantine inmiştim. Okulun normal merdivenlerinden çıkmak çok zahmetli olduğu için yangın merdivenini kullanıyorduk. Bizim kata çıkıp koridora gidecekken konuşma sesleri duydum. Ne demişler insanı öldürürse merak öldürür. Yalan! Ben ölmedim! Yani en azından şimdilik.

“Gelmeyeceğim onunla görüşmek istemiyorum nesini anlamıyorsun kardeşim!”

Lan… Uğur’un sesi miydi o? Yok canım değildir.

“Uğur Bey bakın gerçekten sizi çok görmek istiyor konuşacakları varmış hem…” dediğinde Uğur onun sözünü kesmişti

“Onunla alakalı bir şey duymak istemiyorum. Benden bir kere yardım istedi ve görevimi yaptım. Söyle o patronuna bir daha ne ismini ne sesini duymak istemiyorum.” Dedi nefretle. Uğur’u ilk defa bu kadar sinirli duyuyordum.

“Ama Uğur Bey bakın durum farklı…”

‘Uğur Beeeey kasanın anahtarı var mı?’ dememek için zor tutuyorum kendimi. Bir dakika. Uğur mu? Bey mi? Benim bildiğim Uğur Bey mi? Benim bildiğim Uğur, bey mi? Ne oluyor bu aşağılık merdivende?!

“Bakın sevgili abiciğim, ben yokum tamam mı o kafasına soksun ben aslında yoğum burda tamam mı?” Burhan taklidi yaparak söyledikleriyle gülmemek için elimi ağzıma götürürken elimdeki abur cuburları düşürdüm. Elimdekileri düşürmemle ağzımdan ufak çaplı bir çığlıkla da tam anlamıyla tüy dikmiş oldum. Merdivende adım sesleri gelmeye başladığında hızla koridora atladım ve sınıfa koştum öncesinde abur cuburları topladım tabi. Derdini sikeyim dediğinizi duyar gibiyim ama para verdim ben onlara. Ben ki son kullanma tarihi geçmiş yiyeceği yarısına geldikten sonra fark ettiğimde bitirip zehirlenmeyi bekleyen insanım param kıymetli benim. Hızla sınıfa girip kapıyı arkamdan kapatıp hızla kapının önüne çökmüştüm. Sınıftaki bazı insanların bana garip bakışlar attığını gördüğümde;

“Onur hocayla karşılaşıyordum insan yavruları kızlar saçları toplayın buraya doğru yürüyordu.” dediğimde kızlar saç toplamaya erkeklerde ellerindeki telefonu saklamaya çalışıyorlardı. Ey göt korkusu sen nelere kadirsin! Asya sırada bana dik dik bakıyordu, Efe ise bizim arka sıramızda uyuyordu. Asya’nın yanına oturduğumda konuştu.

“Yalancıyı cima eylemiyorlar diye bol keseden salladın ama bana yutturamazsın Pinokyo dökül bakalım ne oldu?”

“Kurban olduğum ne kadar da iyi tanıyor beni.” Deyip alnını öptüğümde parmak uçlarıyla itti beni

“Şirinlik yaparak kurtulamazsın dinliyorum.” Tam hangi yalanı sıkacağımı düşünürken sınıfın kapısı hızla açıldı.

“Nabersiniz kader mahkumları!” diye bağırarak giren Uğur’a dua ediyordum şuan ama o bunu bilmemeliydi elime ilk geçen kalemliği Uğur’a fırlattım

“Ses telleriyle gitar yaptığım ödüm koptu Onurcum geldi diye!” Kendi söylediği yalana inanmakta Asena gibi olun. Omzuna denk gelen kalemlikle kısa bir an kendini korumaya aldı ve bağırdı.

“Bir kere de hoş geldin bir tanem diye karşıla beni ya vahşi!”

“Kocam mısın lan benim niye öyle karşılayayım seni!”

“Niye öyle diyorsun be Asim insan kankasını bir tanem diye karşılayamaz mı?” dedi dudaklarını büzerek.

“Eşek herif geç yerine” büzülen dudakları anında güldüğünde arka sıraya doğru adımladı.

Bütün sınıf oturmuş Hayat Bazen Tatlıdır izliyorduk.

“Of! Bu Gözde de az değil ha sevgilisi dururken sen niye gidiyorsun Burak’ın yanına!” diye sesli bir isyanda bulundum.

“Oğlum benim başıma böyle bir şey geldiğini düşünsenize üçü birden geliyormuş hastaneye” diye gülen Doğu ve kuyruk gibi peşinden ayrılmayan arkadaşları kahkaha atmaya başladılar

Hayatta bazı insanlar vardir, sevgiyi harcayan insanlar. Bunlar öyle insanlardır ki sevgiyi sadece harcamaz kirletirler. Gördükçe mideniz bulanır. Kalp kırmayı marifet bellerler. Ve sanıldığı gibi usta manipületörler de değildirler. Sadece insanların sevgilerinden doğan zayıflıklarını ve güvenini kullanırlar. Duyguları sömürürler. Ta ki kimseye besleyecek en ufak bir duygunuz kalmayana kadar. Ama genelde kendi ayakları üstünde duran ve kendini düşünmeye başlayıp olumlu anlamda değişen insanların hayatlarında mutlaka bu insanlardan bir tane girmiştir. Onlar tarafından kırılmış insanlar sonunda kendini iyileştirir ve doğru insanları ayırt etmeye başlarlar. Yani işin sonunda kaybeden yine bu sevgi emiciler olurlar. Ama bunu bile orta yaşı geçip etrafında insan kalmayınca ve yalnız başına kalmaya mahkum olduklarında bile anlayamazlar. İşte Doğu o insanlardan biriydi.

Ona nefret dolu bakışlar atarken bana bakmasıyla göz göze geldik ama bakışlarımı çekmedim. O benim çekineceğim bir insan değildi. O insan değildi. Herhangi insani duyguları yoktu. Gözlerini kaçıran o oldu ve gülmeyi bıraktı. İsabet olmuştu. Kafamı sıraya koydum ve merdivendeki olayı düşünmeye başladım. Başına ne işler açtın Uğur dedim içimden zaten biraz sonra uyuyakalmıştım. Hissettiğim son şey kafama örtülen ceketti.

***

“KOĞUŞ KALK!”

Gelen sesle aniden irkildim ve sırada ayağa kalktım.

“1521 Asena KORKMAZ Mersin, Emret komutanım!” dedim hızla daha gözlerimi açamadan duyduğum gülme sesleriyle gözlerimi açtığımda karşımda Edebiyat öğretmeni İbrahim hocayı gördüm gülüyordu sıfatına tükürdüğüm.

“Hocam ayıp ama ya!” dedim isyanla.

“Senin koğuş kaç kızım?” dediğinde hala gülüyordu.

“Aşk olsun hocam konuşmayacağım bir daha dersinizde oturup ağlayabilirsiniz tamam mı?” diyerek oturdum sırama.

“Nerde o günler!” dedi tahtaya doğru yürüyerek.

“Şimdi çocuklar, biliyorsunuz ki son haftaya girdik sizin de devamsızlığınız olmasa okula gelmeyeceğinizi biliyoruz.” Dedi ve elindeki tahta kalemiyle beyaz tahtaya yazı yazarken konuşmaya devam etti “Bir eğitimci olarak size devamsızlıklarla ilgili bir şey söylemek bana yakışmaz değil mi?” dedi ve tahtayı işaret etti. Tahtaya “Devamsızlık Yazılmıyor” yazmıştı. Hepimiz coşarken sınıftan çıktı ve biz de toparlanmaya başladık. Kapıya doğru yürüyeceğim zaman kapı aniden açıldı ve Doğu’nun flörtü olduğunu “Nerde o Doğu!” diye bağırmasından anladığım kız içeri girmeye çalıştığında onu durdurdum.

“Başka sınıflara girmemiz yasak Arzu sınıfa giremezsin” Normalde böyle şeyleri takan biri değildim ama bu dönem koro için onların sınıfından birine haber vermem gerekiyordu ve beni sınıfa “Öğretmen yasakladı canım” diyerek almamıştı ve onun yüzünden Onur Hoca’dan azar yiyecektim nerdeyse. Kısacası kıza gıcıktım.

“Üf seninle mi uğraşacağım ya” diyip sınıfa girmeye çalışırken onu durdurdum.

“Öğretmen yasakladı canım” dedim onu taklit ederek.

“Asi haklı, sınıfa giremezsin” dedi Doğu aniden. Hayret benim arkamda durası gelmişti herhalde. Bir dakika bana “Asi” mi demişti o. Buna şaşıran tek ben değildim bizimkilerde şaşırmıştı çünkü bana sadece yakın arkadaşlarım Asi derdi. Ama şuan bunu sorgulamayacaktım. Arzu sinirli gözlerle Doğuya baktı.

“Bu kızı mı savunuyorsun bana Doğu!” dedi dudaklarını büzüp ağlamaklı şekilde söylemişti. Lütfen biri bu kıza şirin olmadığını söylesin lütfen. Uğuur daha fazla dayanamamış olacak ki omzuma elini atıp;

“Hadi Asim gidelim biz” diyerek beni kapıdan çıkardı. Efe hala uyku mahmurluğuyla yürüyordu. Asya ise "az önceki olayın ne gereği vardı" adlı seminerine başlamıştı. Haklıydı benimle alakalı hiçbir şey yoktu yaptığım tamamıyla ergenceydi. Ben bile neden yaptığımı bilmiyordum. Eve doğru yürürken Asya ve Efe kendi evlerine gittiler. Sadece ben ve Uğur aynı mahallede oturuyorduk. Yol boyunca konuşmamıştı, konuşmamıştım. Evlerimize yaklaştığımızda her zamanki gibi benim evime yönelmişti onu durdurdum.

“Hadi eve git sen beni bırakmana gerek yok.”

“Kızım saçmalama evlerimiz çapraz zaten ne olacak”

“Yok ya eve git sen önemli değil” dediğimde gözleri benim evime kaydı bakışı değiştiğinde

“Tamam kuzu ben evdeyim konuşuruz sonra” diyerek evine yürüdü. Az önce baktığı yerde annem duruyordu işe gitmemişti anlaşılan derin nefesler alarak eve girdim. Onu görmemek için anahtarla açmıştım kapıyı ama kapının önünde beni bekliyordu. Yüzüne bakmadan odaya girecekken arkamdan konuştu

“Yüzümüze de bakmaz oldu saygısız.” Her zamanki hali diyerek odama geçtim ve kulaklığımı taktım ve kendimi dünyadan soyutladım.

 

***

 

 

MERHABALAR HENÜZ OLMAYAN OKURLARIM !!!

 

 

Nasılsınız iyisiniz inşallah

 

 

Şey diyeceğim ya bu aralar insanlar sizi de yoruyor mu?

 

 

Tamam tamam önemli konuya geçiyorum (çok da önemli değil); Bu bölümle beraber dijitaldeki bölümler bitti bundan sonra daha fazla arayla bölümler gelecek ve olaylar birazcık karışacak.

 

 

Kendisinize iyi bakın üzmeyin üzülmeyin

Loading...
0%