Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Gelişme 2

@1benzen

 

YKY

2.Bölüm

Sönen Işıklar Hemen Yakılmalı!

 

Telefon elimde kalakaldığımdaysa bu olayın gerçekliğini sorguluyordum. Kader ise Masumlar Apartmanındaki Safiye'nin annesi gibi gülüyordu. Tüm bu olanlar gerçek olabilir miydi? Bana gelen mesaj gerçek miydi? Gece saçlı çocuk gerçekten bana mesaj atmış mıydı?

 

'Nolur gerçek olsun' diye mırıldandım.

 

Bu anın gerçekleşmesini o kadar çok istemiştim ki tam ona varacakken o bana gelmişti. Şu an odamda zıplaya zıplaya çılgınlar gibi dans etmek istiyordum. O bana yazmıştı! Bana! Bana! Mutluluktan her an ağlayabilirdim, ne olursa olsun beni bulmuştu! Aklında 3 aylık bir kız olarak kalmamıştım, şu zamana kadar o da beni düşünmüştü! Mesajına tekrar baktım.

 

0505 664 ....:

 

Merhaba...

 

Yağmurdaki kızıl saçlı kız!

 

Gerçektende oradaydı. Bu mesaj gerçekti. Şu an ayakta durmam kadar gerçekti!

 

Islık vurdu ve gol!

 

Islık ne ya? Bula bula onu mu buldun!

 

Acaba ismi neydi? Şu zamana kadar hep düşünmüştüm ve nedense hep yeni nesil havlı isimler gelmişti; emir, eren, emre, rüzgar, kerem, akın ama yine de hiçbirini ona yakıştıramamıştım.

 

Tamam şimdi de çocuğu engelle.

 

Ya rabbim ya sabır!

 

Hani bazen deriz ya keşke başka bir şey dileseymişim diye ben yine bu tesadüfü dilemek isterdim. Kalbimin atışlarını o gün ki ve bugün ki gibi içimde hissetmek isterdim. Yağmurları yağdıran o his içime üflenen bir hava gibiydi. Oksijen falan değil bu bambaşka bir şeydi. Toz gibi bir şeydi, kanıma karışan göğsümün içini kaşıyan bir şeydi!

 

Mesajı tekrardan üsten okudum. Cevap vermemin zamanı gelmişte geçiyordu! Peki ya ona ne yazacaktım? Merhaba yazılır mıydı ya da ne bileyim sen o musun denilebilir miydi? Peki ya en önemlisi ona güvenebilir miydim? Ne yazılırdı ki hayatınızın kıyısından köşesinden geçen bir insana?

 

Tanımamzlıktan gel!

 

Hayır, hayır onu asla yapmayacağım.

 

Belki de müzik kutusu şarkısını ona atmalıydım, ya da ne bileyim birkaç cümleyi yan yana getirip ona gönderebilirdim değil mi? Bunu yapabilirdim.

 

Uygulamaya girerek mesajı gördüm. Büyük bir ihtimalle o da benim mavi tikimi görmüştü çünkü şu an aktifti.

 

Yazma kısmına gelinceyse adeta donup kaldığımı fark ettim. Hayır, neden mesaja baktım ki zaten üstten okumuştum! Aptal gibi hissediyordum, aptal. Acilen bir şeyler yazmam gerekiyordu. Sakin kalmalıydım. Parmaklarım hareket edince ellerimi gönder kısmının üzerine getirip gözlerimi kapadım ve bastım. Ne kadar da kararlılı bir insandım.

 

Sen:

 

Merhaba, çıkartamadım?

 

Anınıda gri tikim mavi tik oldu ve ekrana bakakaldı.

 

Aferin Kızıldız böyle devam, ağırdan sat kendini.

 

yazıyor... yazıyor... yazıyor...

 

Yazıyor simgesi çıkıyor ve birkaç saniye içinde o da gidiyordu. Whattsapp'ı kapatıp yukarıdan mesajın gelmesini bekledim ve sonucunda mesaj geldi. Birkaç saniye beklemeliyim, hemen göremem! Çok istekli gibi davranırım, olmaz! İçimden 60'a kadar saymaya başladım, 20'ye gelmedense mesajı açıverdim!

 

0505 664 .... :

 

Müzik Kutusu 00.46- 00.55 :)

 

O gülücük simgesi miydi? Peki bu aralık da neyin nesiydi?

 

İçimden bir ses Islık 2 Alçin 0 diyor.

 

Sen zaten içimdeki sessin bir de senin iç sesin mi olacak?

 

Youtube uygulamasına girerek müziği tam o kısıma getirdiğimde, sözcükler dökülmeye başladı.

 

Şarkıcıyım ben

 

Müzik kutundayım

 

Arayıp bulamadığın

 

O şarkıyım

 

Yani bence öyle olmalıyım

 

Gerçekten Islık 2 Alçin 0 olmuştu. X kişisi resmen şu zamana kadar yaptığım her şeyi 10 saniyelik şarkı sözüyle ortaya dökmüştü, her yağmur yağdığında oraya onu görebilme umuduyla gitmiş, arayıp durmuştum ama bulamamıştım. O da kendince beni aramıştı ama bulamamıştı. Peki ya numaramı nereden almıştı?

 

Aklım almıyordu kim verirdi ki ona telefon numaramı? Beni tanıyan doğru düzgün insan sayısı beş parmağın beşini geçmezdi, arkadaşım da yoktu, sadece sınıf grubuna kayıtlıydım.

 

Bunu aklımın bir kenarına yazmıştım. Ona karşılık vermek istiyordum. O an aklımda Emir Can İğrek şarkıları dönmeye başladı: Gömleğimin cebi, kaptan, beyaz skandalım, sapa... Aklımdan şarkının başlangıç saniyesini geçirmemle parmaklarım harekete geçti.

 

Sen:

 

Sapa Live Season 00.20

 

Ne mi diyordu?

 

Sana yalan borcum mu var?

 

Var tabii, daha ilk konuşmamızı bile yalanla açtım! Ne diye merhaba gibi bir şey yazamamıştım ki ya da beni nerden tanıyorsunuz da yazabilirdim! Bu oyuna gerek yoktu.

 

yazıyor... yazıyor... yazıyor...

 

0505 664 .... :

 

Koca yaşlı şişko dünya 02.46

 

Bu çocuğun kırk altıncı saniyeye bir takıntısı mı vardı? Uygulamaya girip müziği açtım.

 

Ne söylesek varmıyor doğru adrese

 

İnandıramamıştım beyefendiyi.

 

Çünkü yalan!

 

Bir doğru sensin zaten, kendin önerdin ya bunu!

 

Altında kalmamalıydım skorda da eşitlenmemiz gerekirdi.

 

Nevale tabii ya, tam uygundu.

 

Sen: 

 

Nevale 01.06

 

O saniyede şu satırlar var:

 

Kimseye kalmadı yalvaracak halim!

 

On numara beş yıldız bir cevap olduğunu ancak o beş dakika sonra cevap verebildiğinde anladım.

 

Hiştt Alçin 2 Islık 2!

 

İyice saçmalamıştım. Ne yapıyordum ben? İçinizdeki sesin gazına gelmeyin. Tabii ya kurtçuklar, kurtçukları unutmayın; imkanınız varsa içinizdeki sesi tamamiyle unutabilirsiniz! Beni düşürdüğü duruma bakar mısınız?

 

0505 664 .... :

 

Ağır roman 00.33-00.55

 

Bu seferde elli beşinci saniye... Artık istemsizce uygulamaya giriyor şarkıyı açıyordum.

 

İnatla tutunuyorsun ama

 

Bırakacağım diyecek gücün

 

Olmadığından tutunuyorsun hâlâ

 

Haberin yok, bilmiyorsun

 

Belki de bu tanımamazlık oyununu bırakmalıydım çünkü onu tanımıyor gibi yapmaktan çok sıkılmıştım. Franco ile cevap verecektim. Kabul etmeme uyan şarkıda buydu.

 

Sen:

 

Franco 01.22

 

Tam olarak ona şu sözleri söylemiştim:

 

Hâlâ mecalimiz var; inadına, inadına!

 

Bu cümlenin anlamını nereye çekersem oraya gidiyordu.

 

Artık yaptığımız bir oyuna dönüşmüştü. Şu zamana kadar ailem dışında hiç kimse ile konuşmayan ben x kişisi ile şarkılar üzerinden mesajlaşıyordum! Hep dizilere birbirleriyle mesajlaşan arkadaşlar görmüştüm ama yine de benim için bir istek olmamıştı! Bana müzik yetiyordu yine de bu hayallerimin de ötesindeydi. Hem müzikti hem de mesajdı! Bunlar da yetmezmiş gibi karşımdaki x kişisiydi!

 

0505 664 .... :

 

Kusura bakma 00.44

 

Anında ayarlamış gibi bu satırları attı, bari attığım şarkıyı açsaydı...

 

Kusura bakma seni unutamadım.

 

Önceden hazırlamış, şarkının tam da bu kısmını atmıştı; bana beni unutamadığını söylemişti! Bu bir hayalete göründüğünü söylemekle eş değerdi! X kişisi kendi parmaklarıyla bunları bana yazmıştı! Kalbimin merkezindeymiş gibi hissediyor, sürekli kanı pompalamaya çalışıyordum, o akışın merkeziydim... Bu gerçekten çok değişikti hem bir insan bir insanla konuşurken ne diye terlerdi ki? Bu sefer şarkı atmayacaktım, yani atacaktım ama söz olmayacaktı.

 

Sen:

 

Dönersen ıslık çal

 

Bu onun lakabıydı, benimle iletişime geçmek için kullandığı ilk lakap buydu! Çevrimiçiydi ama yazmıyordu, öylece bakakalmıştı, sadece bakakalmıştı. Acaba anladığı için miydi? Yoksa saniye mi bekliyordu? Tanımamazlıktan geldiğimi anlaması gerekiyordu. Hadi ama cevap ver. İçimdeki kan akışı beni deli ediyordu, o kadar hızlı akıyordu ki...

 

yazıyor.. yazıyor... yazıyor...

 

0505 664 ....:

 

Saniye atmayacak mısın?

 

Evet anlamamıştı. O zaman ona anlatabilirdim.

 

Sen:

 

İçinde bu kelimeler olsa atabilirdim ama yok.

 

Ben bu oyunu bozarım der gibi oyunu bozmuştum. O an hayatımın en geçmez saniyelerinden birindeydim, daha bir saniye geçmiş ve ben bana neden hâlâ cevap vermediğini sorgulamaya başlamıştım. Hâlâ yazıyor olarak görünüyordu. Mesajını atması gerekiyordu. Beni duymuş gibi tam o anda attı. Meraklı gözlerle okumaya başladım.

 

0505 664 .... :

 

Yalanın da bu kadarı!

 

Bu neydi şimdi? Hangi üslup ile okumalıydım? Sert mi söylemişti yoksa şaka mı yapmıştı? Gülümsemeli miydim yoksa donup kalmalı mıydım? Şu an hepsinin ortasında kalmış gibi hissediyordum.

 

0505 664 .... :

 

Ben olduğumu anladın ve mumara yapmaya başladın.

 

Sert bir şekilde yazmıştı.

 

Salaksın, başka diyecek bir kelime bulamıyorum. Salaksın. Çocuk seni beş aydır aramış üstüne bulmuş şu yaptığına bak eğlendiğini düşünüyor onunla! Bu sefer Kader haklıydı ama bunu bana o önermişti. Resmen onunla eğlenmiş gibi görünmüştüm ama ben eğlenmek istememiştim. Sadece yazacak bir şey bulamamıştım, niyetim asla onu şakaya almak değildi! Bende onun beni düşündüğü gibi beş aydır onu düşünüyordum! Şu an bana haksızlık ediyordu.

 

Sen:

 

Yanlış anladın amacım seni dalgaya almak falan değil...

 

Yazıp gönderdiğimde o da yazıyordu. Onun cevap vermesini bekledim.

 

0505 664 .... :

 

Aslında haklısın, hiç tanımadığın birine cevap vermek zorunda değilsin.

 

çevrimdışı, çevrimdışı, çevrimdışı...

 

Beni haklı bulmuş ama gitmişti, sövse belki daha iyi olurdu belki değil kesin daha iyi olurdu. Şu an o kadar saçma hissediyorum ki. Sanki bir anda eve girmişsiniz ve evin ışıkları sizin için, teker teker hepsi yakılmış, biri ışıklarınızı sizin için yakmış. Oraya ayak basmışsınız ama tam da girdiğiniz anda sizin o yere ayak basmanız tüm binanın şartelini indirmiş ve siz yine kapkaranlık kalmışsınız. Eskiden sadece evinizin ışığı kapalıyken şimdi tüm binanın şarteli inmiş, tüm bina kapkaranlık kalmış. Ve siz o karanlıkta öylece kalakalmışsınız. Işıklarla birlikte ışıkları yakan insanda gitmiş... Kalbimden hızlıca akan kan tam tersine döndürülmüş gibiydi... İçimdeki kan geriye doğru gidiyor, ürperti duyuyordum. İçimdeki kan resmen çekiliyordu... Elimde telefon öylece mesaj sayfasında kalakalmıştım. Onunla eğlendiğimi düşünmüş hatta ne kadar iğrenç olduğuma bile karar vermiş olabilirdi. Bense öyle bekliyordum. Bu duruma bir el atmalıydım, artık içinde bulunduğum olaylar akıp giderken onların yönünü değiştirmeliydim. Çünkü ben şu zaman kadar hayatıma gelen insanlara yol vermiş en son kendimle baş başa kalakalmıştım. Tamam bundan şikayetçi değildim ama artık bir şeylerin değişmesi gerekiyordu. Bu sefer elime kadar gelen fırsatların elimden kaçmasına izin vermeyeceğim. Hayatımda ilk defa ayağıma gelen fırsatı tepmeyecek sımsıkı tutacaktım. Sımsıkı...

 

Ellerim ölü gibi davranmaktan vazgeçip yazmaya başladı.

 

Sen:

 

Peki ya cevap vermek istiyorsam?

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%