@1beyzademirel
|
“Ey karanlık toprağımıza ayak basan ziyaretçiler! Zincirleriniz ayaklarınızda kalsın, Mumlarınızın ışığı etrafı aydınlatsın. Gök gürlesin, rüzgâr uğuldasın, yağmur şiddetini arttırsın. Dolunay yerini aldığında, Zincirler parçalanarak kopsun, Mumlarınızın ışığı sönsün. Karanlık, bir örtü gibi ruhunuza örtüldüğünde, Kanatlar sertçe çırpıldığında, Sesler bir çığ gibi büyüdüğünde, Dayanılmaz bir hâl aldığında Ve son bir çığlık koptuğunda, Ormanda baygın bir beden ortaya çıkacak. Önce çığlık kesilecek, sesler susacak, Kanat çırpışına son verilecek. Karanlık örtü ruhunuzdan çekildiğinde Mumlar yeniden ışığına kavuşacak, Zincirler yeniden birleşecek. Dolunay geri çekildiğinde Yağmur dinecek, rüzgâr kesilecek, gök susacak. Ve o an bir ses duyulacak: ‘Aici!’ [Burada.] ‘Mântuirea naastrâ este acun cu noi!’ [Kurtuluşumuz artık bizimledir!] ‘Întunericul sen va sfârşi şi va fı înlocvit de luminâ. Regina este cu noi acum.’ [Karanlık sona erecek ve yerini aydınlığa bırakacak. Kraliçe artık bizimle.]
|
0% |