@1buluttangelen
|
Merhaba dostilerrr Yeni bölümle geldiiim Takip ederseniz çok mutlu olurum Yorum yapmayı ve yıldızınızı esirgemeyinn Başlıyoruuzz -------------------------------------------------------------
Sabah mükemmel uykumu bozan şey, bir mesajdı. Sabahları kendim uyanmazsam huysuz oluyordum. Mesajı atan kişiye bakıp Yavuz Efe olduğunu görünce uykum bölünse bile mutlu olmuştum. Yazıda,
Nasılsın, bugün çok mutlu bir gün olsun değil mi güzelim? Yazıyordu.
Bugün nikahım vardı! Sahi nasıl unutmuştum ki? Cevap olarak,
İyiyim, inşallah mutlulukla biter. Yazdım
Hemen mesajım görüldü oldu. Yazıyor.. Çevrimiçi.. Yazıyor..
Kafam karışmıştı. Bir yazıp bir durduğuna göre ne yazacağını bulamamıştı.
Bende İyiyim:) dedi ve gülücük işareti koydu.
Bende ona cevaben, Sormamıştım ki. Çünkü uykumdan uyandırıldım. Sinirliyim. Dedim.
Bu sefer hemen yazdı.
Özür dilerim, uyuduğunu bilmiyordum.
Olsun, uyandım artık zaten.
Benim şirketle ilgilenmem gerekiyor, akşama doğru seni alırım:)
Bugün nikahım olduğu için hem heyecanlı hemde buruk hissediyordum. Çünkü onları tam olarak tanımadan bağlanmaya başlıyordum ve bu benim için iyi olmayada bilirdi.
Bunu düşündükten sonra sadece,
Tamam:) yazdım ve gönderdim.
Bu konakta uyanan herkesin uyandığı gibi aşağı inmesi gerekiyordu. Bu kuralı tabii ki babam koymuştu. Kendisi mışıl mışıl uyuyup biz kahvaltı hazırlayınca iniyordu.
Başıma gri bir yazma geçirdim ve üstümü giyindim. Aşağı İndiğimde mutfakta Evin ablamdan başkası yoktu. Oda bu günlerde çok mutsuzdu. Çarşıya çıktığımız günler dışında kimseyle pek konuşmamıştı. Kimsenin olmamasını fırsat bilip mutfağa sızdım.
Evin ablam ağlıyordu. Neden ağlıyordu bu kadın? Biraz onu izledikten sonra yanına yaklaşınca telefondan bir şeye baktığını gördüm. Benim geldiğimi gördüğünde gözyaşlarını saklamaya çalıştı. Ama görmüştüm bir kere. Hemen yanına doğru bir sandalye çekip oturdum. Nolduğunu soracağımı anlamış olacak ki ağlaması daha da şiddetlenirken telefonu gösterdi.
Bu kişi sevgilisiydi! Mesajlara girdiğimde ablamın çok iyi olduğunu onun iyiliği için ondan ayrıldığını falan yazmıştı. Bu adamı öldürecektim! Söylediklerinin geri kalanında yapamadığını, ablama vakit ayıramadığını ve ayrılmak istediğini söylemişti. Sabahki halimin yerine yine sinirlerim altüst olmuştu.
Ablamsa tüm mesajlarında aklını değil, kalbini kullanmayı seçmişti. Duygusal davrandığı için çok üzülüyordu. Elime telefonu tekrar aldığımda şerefsiz adam,-adam denirse tabii- hala bir şeyler geveliyordu. Başlarlardı böyle işe. Ablamın bakmasına izin vermeden ben yazmaya başladım.
B- Ben K- Kerim(Evinin sevgilisi)
K- Neden mesajlara bakmıyorsun?
B-Neden bakayım? Bana dediklerinden sonra nasıl hala yüzsün davranabiliyorsun?
K- Ne o az önce kediydin Evin?
Damarıma basıyordu,bu adamın eceli ben olacaktım.
Biz yazışırken ablam da mesajları okuyup hem sinirleniyor hemde tekrar ağlıyordu.
B- Bu saatten sonra yüzüne dahi bakmam Kerim, umarım pişman değilsindir. İnsanları affeden biri değilim.* (Blok 3 Vur şarkısından bir cümle*)
K- Dönmeyi düşündüğümü kim söyledi. Merak etme ben böyle rahatım.
Kerim böyle dedikten sonra ablam histerik bir kahkaha attı, bende o sırada konuşmayı kapatmıştım. Görüldü ona yeterdi.
Olanlar hakkında biraz da ablamı dinledikten sonra "Şerefsiz" Diye söylendim. "Nasıl yapar ya nasıl, abla bu adamı nasıl sevdin, nasıl katlandın? Çok şükür bitti kurtuldun."
Ablamın yüzünde buruk bir tebessüm oluşmuştu. Bir yandan o da böyle birinin gerçek yüzünü nasıl görmedim diye ayrıldıkları için sevinirken, kırılan kalbi de üzülmesinde takılı kaldı.
Onu sakinleştirip neşeli bir şarkı açmıştık. Şarkı babamı uyandırmış olacak ki Mutfağa gelip bağırmaya başladı. "Ne bu sabah sabah düğün mü var hayırdır, rahat durun. " Onun arkasından "evet düğünüm var kurtulacam senden" Diyememiştim.
Moralimizi bozmak istemediğimiz için Avzem ablamı da uyandırıp güzel bir kahvaltı hazırladık. Bir gün annem dinlense birşeycik olmazdı.
Kahvaltıyı masaya dizip herkesi çağırdıktan sonra sessiz bir kahvaltı yapmıştık.
Avzem ablamla yakın olsak da Evin ablamla daha çok konuşuyordum. Çok sorgulayıcı olduğu için bir konu açtığımda peşimi bırakmazdı. Bu da benim hoşuma gitmiyordu.
Kahvaltı faslı bittiğinde etrafı toplayıp odalarımıza geçtik.
❤🔥🌻
2 saat Sonra nikahım vardı. Tam 2 saat! İlk olarak imam nikahımız kıyılacağı için elbisemi değil onun yerine beyaz bir ferace giyip beyaz şalımı takacaktım.
Hazırlanmaya başladığımda neredeyse hiç makyaj yapmamıştım. Sadece ufak pembemsi bir gloss sürüp rimel çektim. Makyajımı ve diğer hazırlığımı imam nikahı bittikten sonra yapacaktım çünkü ikisi arasında 3 saat kadar bir boşluk vardı.
Herkes hazır olduğunda Yavuz Efe geldiğine dair mesaj atmıştı. Bende ailme haber verip aşağı inmeleri için işaret gönderdim.
Abim de benden 2 gün önce evlendiği için ve bugün boş olduğu için nikahıma katılacaktı. Yavuz Efe'nin ablası Nazeyi kaçırması bir yandan iyi olsa da beni kötü bir aileye mahkum ederse onu asla affetmezdim. Naze abla da gelecekti nikaha. İkisi mutlu gibi gözüküyordu inşallah öyle kalırlardı.
Düşüncelerimden sıyrılmam Yavuz Efe'nin karşımda duruşuyla olmuştu. Zilin çaldığını niye duymamıştım ya?
Babam annem ve ablamlar bizim arabayla, Rojbin anne ve Baran baba da geldikleri arabayla gidecekleri için biz Yavuz Efeyle ikimiz onun arabasına binecektik. Yola çıktığımız da Yavuz Efe'yi çaktırmadan süzdüm. pardon, ben öyle sanmışım çünkü farketmişti.
"Neden bakıyorsun çok çekici ve yakışıklı olmuşum değil mi" Dedi
Çok utanmıştım yerin dibine girsem anca rahatlardım. Kısa bir yalancıktan zarar gelmez diyerek
"Yoo,sana bakmadım ki ayrıca bu kadar kendini beğenme aslanım"dedim, demez olaydım. Yine çok utanmıştım.
Birden bana"çok güzelsin" Dediğinde donakalmıştım.
"Te-teşekkürler" Allah'ım kekelemekten nefret ediyordum ya!
"Iı şey tamam,sende birazcık yakışıklı olmuş olabilirsin"dedim
Kahkahası arabayı doldurmuştu. İstemeden o gülünce bende gülmüştüm.
İki nikahı da aynı yerde yapacaktık. Yere vardığımızda yürümeyi unutmuş gibiydim Yavuz, elini omzuma koyduğunda yüzümdeki hafif gülümsemeyle yürümeye başladım.
İçeri girdiğimizde akrabalarımızın bir kaçını da çağırdığımız için ailelerimiz de dahil herkes ayaktaydı. Annem ve Rojbin anne ne kadar yakıştığımıza dair şeyler söyleyip ağlamaya başlamışlardı.
Yavuz Efeyle yerimize geçtiğimizde nikahımız başlamıştı. "Aryin Yılmaz, Yavuz Efe Zereoğlundan mehir olarak istediğin nedir?" Diye sordu imam.
"Bir ev ve iki yüz gram altın istiyorum." Dedim.
Yavuz Efe Zereoğlu,.Aryin Yılmaz'ın mehir isteğini kabul ediyor musun?
Yavuz Efe, "Evet" Diye cevapladığında ve aynısı bana da sorduğunda artık Allah katında karı koca olmuştuk. Mutluydum. Gerçekten. Bu an beni hiç üzmemişti.
2 saat sonra; Nikah elbisemi giyip saçımı güzel bir topuz yapmışlardı ve önden de ince bir şekilde perçemlerimi bırakmışlardı.
Nikah memuru geldiğinde tekrar yerimize geçmiştik. "Sayın Aryin Yılmaz, Yavuz Efe Zereoğlu'nu kocan olarak kabul ediyor musun?" Dediğinde Evet diyerek sesimi yükselttim. Nikah memuru aynı şeyleri yavuz Efe'ye de sorduktan sonra imzalarımızı atmıştık. Artık resmi olarak da karı kocaydık.
Çıktığımızda Yavuz Efe ve ben çocuk gibi sırıtıyorduk. Arabaya aynı sırayla bindiğimizde Yavuz Efe beni yanağımdan bir öpücük çaldı. Yine kalakalmıştım. Ama bu sefer hemen kendime gelip ona bir gülümseme gönderdim.
Beni eve bıraktığında yüzüme doğru yaklaşıp, "Bu hiç bir şeydi, en büyük günümüz yarın. Seni bu evden aldığım gün geri getirmek zorunda kalmadan gideceğiz" Dedi ve göz kırptı. Bu adamı daha önceden de tanıyor gibiydim ama olamazdı. Tanısaydım unutmazdım diye düşüncelere daldığımda Yavuz, "Sanırım beni bırakmak istemiyorsun ha? " Dediğinde gülerek ona baktım ve "yoo" Dermişcesine kapıyı açıp çıktığımda ikimiz de aynı anda gülmüştük.
Eve geldiğimde olanları düşünmekten başka hiç birşey yapmamıştım. Annemler de vedalaşıp eve geldiğinde yarın için elbiselerimi üteledik ve annemin dualarıyla birlikte sohbet ettik... ------------------------------------------------------------- Bölümün sonuna geldiikk Bölümü nasıl buldunuz? Sizi seviyorum 🍁❤🔥 Diğer bölümde görüşmek üzeree
|
0% |