@1buluttangelen
|
Düğünümüz bittiğinde ikimizde çok yorulmuştuk. Günü sorunsuz atlattığımız için şükrediyordum. Herkes yavaş yavaş dağılmaya başlarken bizde hala oturuyorduk. Etraf sakinlediğinde yanımıza ilk annemler geldi ve Rojbin anne konuştu. ‘’Çok şükür bu günü de atlattık kızım, çok güzelsiniz hep böyle kalın inşallah.’’ Annem de Rojbin anneye katıldığını belli edercesine kafasını salladı sadece çünkü biliyordum ki konuşursa ağlayacaktı. Bende cevaben ‘’İnşallah Anneciğim,’’ diye karşılık verdim. Rojbin annenin yüzündeki tebessüm daha da çoğalmıştı. Bu sefer oğluna bir şey demek istediğini anlayınca anlayışla karşılayıp annemle konuşmak için onu başka bir köşeye çektim. ‘’Anne niye ağlıyorsun, zaten illaki yine görüşürüz.’’ ‘’Kızım o biraz zor,’’ deyip daha çok ağlamaya başladı. Devam etmesini hiç konuşmadan bekledim. Konuşmak onu çok zorluyormuş gibi bir iç çekti ve devam etti. ‘’Biliyorsun baban Naze kızımı değil abini vuracaktı.’’ Gözlerimi kapatmamak için kendimi zor tuttum. ‘’E tabii vurulan abin yerine o olunca ailemizi bozduğu için değil, seni Yavuz oğlumla evlendirmezler, nişan atarlar diye tutuştu. Bu sebeple de sen gelmezsen biz hiç gelmeyiz diye düşünüyorum kızım.’’ Şimdi ikimizde ağlıyorduk. ‘’Anne gerekirse seni yanıma alırım ama senden ayrılmayacağımı sen benden daha iyi biliyorsun.’’ ‘’Biliyorum kızım, biliyorum.’’ Annem uzanıp elinin tersiyle gözyaşımı silerken Yavuz’un çekimser bir şekilde bize baktığını gördüm. Annemse ‘’Gel oğlum, bitmişti zaten konuşmamız.’’ Annem Yavuzla da biraz konuştuktan sonra eve gidecektik. Yeni evime. Sadece Yavuz ve benim olduğum eve… Düşününce birden yanaklarım kızarmıştı. Kimse fark etmeden kendimi toparlayıp Yavuz Efe’nin koluna girdim. Yavuz Efe bana dönüp gülümsediğinde bende başımı omzuna yaslayıp gülümsedim. Baran ağanın elini öptüğümde kendi babama sadece bir bakış göndermiştim. Zaten o da bana gittiğim için çok üzgünmüş gibi bakmıyordu. Son kez anneme ve ablalarıma sarıldıktan sonra Yavuzla birlikte arabaya binmiştik. Yavuz Efe birden bana doğru eğilip yanağımdan öpünce ona şaşkınca baktım. ‘’Herkesin içinde öpemedim çok içimde kaldı ya’’ Bu adam niye bu kadar komikti. ‘’Ha anladım, sen fırsat buldum demiyorsun yani?’’ ‘’azıcık, birazcık…’’ Kafamı geriye yatırıp kahkaha attığımda Yavuz bana son bir bakış atıp arabayı çalıştırdı. Eve yaklaştıkça stresim ve heyecanım artıyordu. Koltuğu geriye yaslayıp hafif yatar pozisyona geçtim. Ne zaman geldik ne zaman uyudum bilmiyordum ama Yavuz Efe tarafından havalanınca gözlerimi açmıştım. Kulağıma fısıldayıp ‘’geldik güzelim, uyu sen istersen.’’ Dedi. Kendime geldiğimde ‘’Taşımana gerek yok ki yürüyebilirim.’’dedim. O da ‘’O zaman adet yerine gelsin’’ deyip açtığı kapıdan beni kucağında geçirdi. Sonra anlımdan öpüp beni yere bıraktı. Yatak odasına doğru gittiğimde peşimden geliyordu. Üstümü değiştirmek istediğimde Allahtan tüm giyim eşyalarımızı önceden buraya getirmiştik. Daha doğrusu Yavuz getirmişti. O eşyalarını alıp banyoya giderken bende odada giyinecektim ki fermuarım! Gelinliğimin fermuarı açılmıyordu. Yavuz birazdan çıkardı ve ben hala gelinliğimleydim. Son çare tekrar denerken artık açılmayacağını anladığımda, ‘’Yavuz Efe!’’ diye bağırdım. Cevap gelmedi. Tekrar bağıracakken arkamda iki tane el hissettim ve sıçrayarak arkamı döndüm. Arkamdaki kişi Yavuzdu. Ne ara gelmişti bu adam. Ben aynanın karşısında cebelleşirken olmalıydı. Aramızdaki sessizliği bozarak ‘’Korkuttuğum için özür dilerim güzelim benim.’’ Dedi. Bende ‘’Yok sorun değil birden gelince korktum ben.’’ Elleri tekrar fermuarı açmak için sırtıma uzandığında kendimi kastığımı fark ettim. Yavuz rahatla dercesine omzumu ovduğunda kendimi normal bırakmıştım. Fermuarı açtığında omzuma küçük bir buse kondurup geri çekilmişti. Daha sonrasında ise rahatsız olmayayım diye odadan çıkmıştı. Ev çok büyüğe benziyordu ama ben hiç görmemiştim daha önce üstüme bir tişört birde eşofman geçirip Yavuz’un yanına geçtim. ‘’Bana evi gezdirir misin?’’ ‘’Tabii ki gel’’ Evi gezmeye ilk mutfaktan başlamak istemiştim. Çünkü yemek yaparken ayrı mutlu oluyordum. Ve yaşayacağım evin mutfağı benim için çok önemliydi. Mutfak serin ve açık renklerde döşenmişti daha çok ve bu daha da hoşuma gitmişti. Yavuz gözlerimdeki parıltıyı görünce gülümsedi Diğer odaları da gezdiğimizde iki odanın hiç ellenmemiş olduğunu gördüm. Yavuz Efe açıklama yapar gibi, ‘’kitapları sevdiğini söylemiştin, istediğin kitapları alıp yerleştiririz birine. Diğerine de…’’ Ben anlamıştım sanırım neyden bahsettiğini çocuk… Benim de hep bir çocuğum olmasını istemiştim ama hazır mıydım bilmiyordum. Yavuz Efe beni rahatlatmak adına anlımdan öpüp ‘’Bu konuda sana baskı yapmayacağımı biliyorsun değil mi?’’ ‘’Tabii ki, anlıyorum ama daha çok erken bana göre buna zamanla karar versek olur mu?’’ ‘’Tabii ki olur, ne zaman hazır hissedersen o zaman konuşabiliriz’’ Ona gülümseyip kollarımı boynuna doladım. Parmak uçlarımın üzerine yükselip yanağından öptüm. ‘’Uyuyalım mı?’’ Bir iki saniye daldıktan sonra iç çekerek, ‘’Çok güzelsin,’’ dedi. Aklı yerine gelmiş olacak ki, ‘’Ne diyordun.’’ Dedi. ‘’Uyuyalım mı dedim’’ ‘’Ha tabii hadi gel.’’ Yatak odasına geçtiğimizde sol kısma ben, sağ kısma Yavuz Efe uzanmıştı. Birbirimize iyi geceler dedikten sonra yüzlerimiz birbirine bakacak şekilde dönmüştük. Yavuz belimden tutup beni aramızda mesafe kalmayana dek dibine çekerken saçımı koklayıp ‘’Şimdi iyi geceler’’ dedi. Kıkırdayıp başımı göğsüne yasladım ve günü muhteşem bir şekilde bitirmiştik.
|
0% |