Yeni Üyelik
16.
Bölüm

14.Bölüm

@1ev3lns4

Artık bölümleri hem Tugay hem de evinin ağzından okicaksiniz keyifli okumalar.

 

 

 

 

 

 

 

Canım yanarsa adalet değil intikam isterim.

 

 

Evin

"Nolur yapma bırak artık bizi" dedi inci. Sandalyeye de oturmuş inci ve Mehmet'e işkence ediyordum 3 yıldır esir almıştım onları öldürmeden işkence ediyordum içimdeki hırs,acı bittmiyordu.

 

Büyük bir kahkaha attım depoda "daha bittmedi hırsım, intikamım hepsinin daha bedelini ödiceksiniz"dedim ayağa kalkıp ona doğru yürüdüm kollarını yukarıya doğru zincirlemiştim ayaklarında da zincir vardı her ikisininde. Ağızlık vardı Mehmetin ağızda, inci'nin ağızlığını çıkartmıştım.

 

"İntikam senin gibi köpeklerin işi evin" dedi

 

Tekrar güldüm "evet inci intikam köpek işidir tıpkı senin benden intikam aldığın gibi bende şimdi sana bedelini ödetiyorum doğru intikam köpek işidir tıpkı senin benden kardeşimi ailemi istiyerek aldığın için ama unutma aslan bedel ödetir"diyip incin yüzüne bir yumruk attım.

Saçından tutup kafasını yukarıya kaldırdım "içimdeki öfke dinene kadar her gün ölmek isiticeksin tıpkı 3 yıldır bana yalvardığın gibi" dedim.

 

Deponun kapısını açıldığını duydum ama arkama bakmadım mehmetin yanına doğru gittim adamlar onun agizindaki ağızlığı çıkardılar evet onlara köpek muamelesi gösteriyordum hayvanlara verilen yemekleri veriyordum onlara hata daha kötüsünü yapıyordum. Ona bakıp kafamı eğidim "yazık ah çok yazık" diyip güldüm "koskoca Mehmet Yalçınkaya bak sen ne hallere düşmüş" dedim gülerek. Çok işkence ettiğim için işkence yaptığım aletlere dokunmicaktım onlara kendilerini toparlayana kadar. Evet onlar kendilerini toparlandığı zaman tekrar işkence ediyordum, incinin parmakların almıştım silah tuttuğu parmaklarını, tetiğe sıktığı parmaklarını almıştım kardeşimi öldürdüğü parmaklar artık yoktu.

 

"Vay vay bizim gizemli kadına bak yine buralarda"dedi Levent gülerek.

 

Ona bakıp"gizemli kadın mı? Oda nerden çıktı" dedim.

 

"Nerden çıkıcak gazetelerde internet sitelerin hepsi bizden bahsediyor"

 

"Nasıl yani?"

 

"Burdan çıkalım anlatırım."

 

Adamlara baktım onlar inci ve Mehmet'in ağızlıgını

Takmıştı. Bende ceketimi ve silahımı alıp levent'in yanına doğru gittim. Beraber depodan çıktık arabaya doğru ilerledik korumlardan biri arabanın kapısını bize açmıştı arabanın içine geçip oturduğumuzda kapı kapandı.

 

Levent'e bakıp "Anlat bakalım" dedim.

Telefonunu çıkartıp haber kısmını açmıştı leventin fotoğrafı çok net bir şekilde basılmıştı haberden benden de bahsediyordu ama fotoğrafım olmadığım için bir silüet koymuşlardı,kos kocaman her yerde aranıyorlar yazısı dikkatimi çekmişti,zaten dikkatimi çekmemesi için kör olmam lazımdı hemen alttaki yazıyı okumaya başladım.

 

Her yerde aranan ünlü seri katil levent çevik Öztürk Rusya yer altı mafyası gizemligini sürdürüyor polis ve askerler onu Türkiye getirmek için uğraşıyorlar son 3 yılda yanında gizemli bir kadın olduğu tespit edilmiştir kadının ismi hiç bir kaynakta bilinmemektedir bu yüzden ona gizemli kadın deniliyor kendini çok iyi kamuflaj ede bildiği için hiç bir fotoğrafı bulunmamaktadır iki seri katil, polis ve askerler tarafından aranıyor.

 

Telefondan kafamı kaldırıp levent'e baktım "gizemli kadın öylemi vay canına sevdim bu lakabı"dedim büyük bir kahkaha atarak.

 

Levent'e kahkaha atıp" yakıştı ama yarı Mafyaya" dedi.

 

"İki seri katil her yerde aranıyor vay canına" dedim.

 

"Biz sanki kaçıyoruz gelip bulsunlar, bizim yerimiz beli" dedi levnet gülerek.

 

"Bu gereksiz haberi bir kenara bırakalım da bu akşam ceo liderleri ile toplantı olucakmı patron bey" dedim.

 

"Tabikide güzelim olmaz olurmu olucak bu akşam hepsinin soyunu kurutucaz" dedi kendinden emin bir şekilde.

 

Gülüp araba camına baktım "sen bunları öldürmemeye niyetlisin dimi" dedi.

 

Tekrar levente dönüp "öldürmek istiyorum ama yapamıyorum öfkem hala dinmedi dinmiyor hala acı çekiyorum " dedim.

 

"Anlıyorum seni evin ama 3 yıldır esir tutuyorsun sana karışmak istemiyorum ama bu böyle olmaz"

 

"Öldürcem çok iyi bir planla öldürücem onları" diyip tekrar cama doğru baktım.

 

"Neymiş bu planın bölge liderim" dedi.

 

"Havaya uçura bilirim küçük bir uçak yolculuğu yaptırsa bilirim gidiş biletleri olabilir ama dönüş biletleri bulunmamaktadır." Dedim.

 

Levent arabada büyük bir kahkaha attım bana baktı "bayılıyorum sana" dedi.

 

" Bende kendime bayılıyorum" dedim.

 

Bir süre ikimizde konuşmadık levent tabletten bişeylerle uğraşıyordu bende camdan dışarıyı izliyordum ve son 3 yılda yaşadıklarım gözümün önünde bir filim şeriti gibi geçip gitti ne kadar da çok şey yaşamışım öyle.

 

Araba durmuştu eve gelmiştik arabanın kapısını bir koruma açmıştı önce levent indi daha sonra ben eve doğru yürüdük. "Bu gece koruma sayısını yükselt cesur" dedi levent.

 

Ona bakıp "Gerek varmı?"dedim. "Saldırıya uğraya biliriz" diyip içeriye doğru yürüdü. "Amına koyayım her gün saldırıya uğruyoruz zaten ilk defa bu kadar koruma sayısını yükseltin bir sebebi varmı?"dedim.

Durup bana baktı "bir sebebi yok sadece herkes peşimizde bu yüzden önlem almak istiyorum" dedi.

İçeriye giricegi an yine onu durdurdum "ben bölge lideriyim benden bişey saklamaıyorsun dimi" dedim. Tekrar bana bakıp "saklamıyorum sikicem artık şu içeriye girmeme izin ver" diyip hızlı bir şekilde içeri gitti. Arkasından yüksek bir sesle "sanki kolundan bacağından tutan var" diyip bende içeriye doğru gittim.

 

İçeriye girdiğimde odama doğru çıktım üstümü değiştirip duş almam lazımdı. Odama girip banyoya doğru gittim kapıyı kapatıp üstümü çıkarıp suyun altına girdim ılık su gerçekten bana çok iyi geliyordu. Bir süre suyun altında kaldım daha sonra havluyu alıp göğüslerimi kapatıcak kadar sardım etrafıma,banyo kapısını açtığımda yatağımda levent oturuyordu.

 

"Ne işin var burda senin" dediğim zaman bana baktı bir saniye sürmeden hemen kafasını çevirdi " seni bekliyordum duş aldığını bilmiyordum kusura bakma ben çıkıyorum sen giyinip gelirsin" diyi ayağa kalkıp kapının yanına gitti "ne için geldin" dedim "yatağın orda bu gece giyicegin elbise var onu getirdim" diyip çıktı.

 

Elbiseye bakmadan dolaptan giyicek bir şeyler çıkardım iç çamaşırlarımı giydikten sonra pantolon ve sweatshirt giydim saate baktığımda akşam yemeğini yemek için aşağı indim daha iki saat vardı ceo toplantısına.

 

Salona doğru gittiğimde yemek masasında ceren,erva, çağrı, cerenin sevgilisi Murat, cesur vardı levent en baş köşede oturuyordu

Onlara doğru gidip yemek masasında bana ayrılan sandalye oturdum. "Bir günde bizden önce gel şu masaya evin" dedi çağrı, ona bakıp "keyfim nasıl istediğiyse öyle yapıyorum bir sorunmu vardı" dedim. "Sorun yok hemen pençelerini gösterme be kızım" dedi. Gülüp yemeğimi yemeğe başladım.

 

"Gördünüz mü haberleri herkes ikinizden bahsediyor" dedi ceren.

 

"Gördüm abicim" dedi levent.

 

"Gizemli kadın ve Levent çevik Öztürk her yerde aranıyor" dedi erva gülerek.

 

Bende gülüp ona baktım "Bizim bir yere kaçtığımız yok buyursunlar gelsinler kapımız her zaman onlara açık" dedim.

 

Levent elindeki çatalı yavaşça tabağa bırakarak "kapımız açık doğru ama kapıyı kapatmak bizim elimizde" dedi levent bana göz kırparak.

 

Bu imasını çok iyi anladığım için yüzümde şeytani bir gülümseme oluştu. Levent'in bahsettiği şey kapılarımız kapandığı an kimse bizim sınırılarımız ve kuralarımız dışına çıkamaz eğer bunları yapacak cesaretleri buluyorlarsa kendi ölümüne imza atmış olucaklardı.

 

"Rusya'ya gelicekler ajan olarak giricekler ya polis yada asker" dedi murat.

 

Şarabımdan bir yudum alıp masaya koydum tekrardan elimi masanın üstüne koyup birleştirip ona baktım "Eğer bunu yapacak kadar cesaretleri varsa bizim zekamızı çok küçük görmüşlerdi çünkü bizim zekamız zekanın üstünde" dedim.

 

"Evin haklı ajan olarak girerlerse onlardan biri mutlaka bizden kaçmaz yıllardır bu işlerin nasıl yürüdüğünü çok iyi biliyorsunuz" dedi Levent.

 

"Peki abi sizi öldürmeyemi geliyorlar yoksa götürmeyemi" dedi ceren.

 

"Türkiye getirmek istediklerini söylemişler gazetede öldürmicekler onların işine yaricaz bu yüzden bizi öldüremezler" dedi Levent.

 

"Ne gibi işlerine yaricaksınız?"dedi erva.

 

"Askeri silahlar üretiyoruz kimsenin bilmediği çok iyi silahlar her türlü saldırıya karşı tanklar ve bir sürü icat buluşlar" dedi levent.

 

"Bu yüzden seni istiyorlar" dedi murat.

 

"Ne için istedikleri her türlü beli onların bilmediği daha çok şey var ve bunları öğrenmek istiyorlar bu yüzden bana hiç bir şey yapmazlar" dedi levent.

 

"Bizim bile bilmediğimiz şeylermi?" Dedi çağrı.

 

"Evet hata evin de bunları daha bilmiyor herşeyin zamanı var" dedi.

 

Evet levent bana bu tür şeylerden bahsetmişti ben de sorduğumda daha zamanı var demişti.

 

"Heyecanlı ve merak dolusu bir şey olucak" dedi erva.

 

"Büyük aksiyonlar ve kaoslara hazır olalım" dedi ceren.

 

Gülüp yemeğimi yemeğe devam ettim "Evin yemek yediysen hazırlan artık" dedi Levent.

 

Ayağa kalktım "yedim" diyip masadan ayrıldım benimle beraber levent'de masadan ayrıldı. Ben odama oda kendi odasına doğru gitti.

 

Levent'in getirdiği elbiseye baktım çok kötü bir seçim diyip dolabımda gri tulmumu çıkarıp giydim üstüne uzun deri ceketimi aldım saçlarımı da açık bırakıp makejimi de yaptıktan sonra hazırdım böyle daha ciddi duruyordum bidaha levent hiç bir şeyime karışmasa daha iyi olurdu. Odadan çıkıp aşağa indim Levent çoktan hazırlanmış beni bekliyordu.

 

"Aldığımız elbise beğenilmemiş demeki" dedi Levent.

 

"Beğenmek zorunda değilim ayrıca yemeğe gitmiyoruz"diyip yanından geçip gittim.

 

Oda arkamdan gelip "silahını aldın mı" dedi.

 

"Evet aldım."dedim

 

İkimizde arabaya bindik arkamızdan resmen bir konvoya geliyordu levent bu gece koruma sayısını baya yükseltmiş benziyordu. Leventin telefonu çalmıştı bir süre orayı dinleyip telefonu kapatmıştı.

 

Ona bakıp " bir sorunmu var?"

 

"Hayır hiç bir sorun yok"

 

"Eminmisin?"

 

"Evet eminim"

 

CEO şirketin önünde arabalara durmuştu baya kalabalık gözüküyordu arabadan inmiştik ikimizde şirketin içine doğru giriyorduk herkes selam veriyordu bize. Asansöre binip yukarıya doğru çıktık ben, levent ve cesur. Asansör açıldığı zaman toplantının olucagı kapıya doğru yürüdük kapılar bizim için açıldığı zaman içeriye girdiğimizde herkes ayağa kalkmıştı ben ve levent başımızla onlara selam verdik hepsi tekrar yerlerine oturdular. Ve bizde en baş koltuklarımıza oturduk

 

"Neden buraya toplandık " dedi Ünal.

 

Ünal çok yaşlı değildi kırklarında vardı ben ve Leventen asla haz etmezdi çünkü yaptığı bütün kirli işler kulağımıza geliyordu eğer bizden habersiz bir iş yapmaya daha kalkicak olursa hiç düşnmeden onu öldürcektik.

 

"Aramızda bir hain var şirketin tüm gizli bilgilerini düşman şirketine söylüyormuş " dedi Levent.

 

"Kimiş bu hain" dedi Sertap hanım.

 

"O kendini çok iyi biliyor" dedim.

 

Evet ben hainin kim olduğunu biliyordum ama levent'e hiç bir şey söylememiştim.

 

"Burdaki gizli bilgileri düşman şirketine yollayan hain kim biliyormusun evin" dedi Uraz.

 

"Eğer o kendini açıklarsa onu afedicegim" dedim.

 

Levent şaşırmıştı ama bunu beli etmiyordu masadakilere.

 

"Kimse bu hain ortaya çıksın" dedi Defne.

 

"Sadece 5 dk veriyorum" dedi Levent.

 

"Eğer 5 dk içinde kendini açıklamasa olucaklardan ben sorumlu değilim" dedim.

 

Masadaki herkes hainin itraf etmesini bekliyordu 5 dk dolmasına az kalmıştı hain hala itiraf etmiyordu levent bana bakıp anlamaya çalışıyordu en sonunda 5 dk dolmuştu ve ayağa kalkmıştım belimdeki silahı çıkarıp masanın üstüne koydum herkes beni izliyordu.

 

"Evet 5 dk doldu itraf gelmediğine göre ben açıklıyorum" dedim.

 

Çantamdan dosyaları masaya bırakıp masadakilere baktım " hain Ünal kaya" dedim.

 

Herkes şaşkınlık içinde Ünala bakıyordu Ünal ayağa kalkıp "yalan söylemeyi kes hain falan değilim ben" dedi.

 

Gülüp ona baktım "diyelim ki hain değilsin neden bu kadar terliyorsun o zaman neden gözlerin korkuyor" dedim.

 

"Kes sesini sürtük" diyip silahını çıkartıp bana doğrultu o sırada cesur ve diğer korumalarda silahını çıkartıp Ünala doğrultular.

 

Levent ayağa kalkıp " indir o silahı ve otur şuraya" dedi sakin bir ses tonuyla ama Ünal oturmadan elindeki silahı da bırakmadı.

 

"Sana otur ve o silahı bırak dedim!" Bu sefer levent'in sesi çok yüksek çıkmıştı.

 

Ünalın elindeki silahı almışlardı korumalar. "Bunu neye dayanarak söylüyorsum evin" dedi Defne.

Masanın üstündeki dosayı onlara uzatım dosayın içinde ünalın hainlik yaptığına dahil fotoğraflar vardı. Elimdeki USB göstererek önümdeki bilgisayara taktım ünalın ses kaydı vardı sesini herkes duymuştu herkes inanmıştı ünalın bize hainlik yaptığını bu yüzden kimse sesini çıkarmamıştı.

 

Bilgisayarı kapatıp masanın üstündeki silahımı aldım ve Ünala bu sefer ben silah doğrultum "yapma evin nolur affedin beni" diyordu Ünal.

 

"Yapılan ihanetin afı olmaz" diyip tam anlının ortasına bir delik açtım her yere kanlar bulaştı ama kimse bunu takmadı ünalın kafası masanın üstüne düşmüştü.

Silahımı tekrar sırtımın arkasına koyup oturdum.

 

Levent ayağa kalkıp "hiç bir ihanetin afı olmaz bu yüzden bir daha bize ihanet edicek olursanız iki kere düşünmenizi isterim" dedi.

 

"Haklısın Levent" dedi Uraz.

 

"Evin onu öldürmekle en iyisini yaptı" dedi Sertap hanım.

 

"O zaman ünalı dışarıya çıkartın" dedi levent.

 

Kapılar tekrar açılmıştı adamlar ünalın cansız bedenini dışarıya çıkartımışlardı.

 

"Bugünlük toplantı bu kadardı çıka bilirsiniz" dedi levent.

 

Herkes tek tek toplantı salonunda çıkmıştı salonda sadece ben levent ve cesur kalmıştı.

 

"Neden bana söylemedin" dedi Levent.

 

"Sürpriz yapmak istedim."

 

"Sen bölge lideriysen bende her tarafın babasıyım bir daha bana sormadan bir şey yapma"

 

"Kendin bulsaydin levent"

 

"İstesem bulurdum ama kendisinin itraf etmesini bekledim sadece"

 

Elimi masaya vurarak ayağa kalktım "gördük çok iyi itraf etti" diyip salondan çıkmaya koyuldum eşyalarımı alıp çıktım. Oda benimle beraber çıktı arkamdan geliyordu asansöre bindiğimde yanıma geçti "sana kızmak veya sorgulama gibi bir niyetim yok sadece ilk hamlenin bilmek istiyorum" diyip asansörü çalıştırdı.

 

Sesiz kaldım aşağıya inene kadar asansör durmuştu arabanın olduğu yere hızlı bir şekilde yürüdüm korumlardan biri kapımı açmıştı ama kapatmamıştı levent'e gelince kapıyı kapatı.

 

"Boş boşuna bu kadar konvoy getirdin" dedim.

 

"Onu zaman belirler"

 

"Aynen,senin şu doktora noldu"

 

"Yüz vermiyor bana doktor hanım"

 

Gülüp ona baktım" bak sen doktor hanıma neden yüz vermiyor senin gibi bir mafya babasına"

 

"Mafya babası olduğumu bilmiyor"

 

"Peşinden koşucam diyorsun yani"

 

"Aşık olucak bana bundan eminim"

 

"Daha doğrusu sen ona aşık olacaksın"

 

"Ben asla aşık olmam"

 

"Bipolarmısın levent? Şuan nesin acaba naşıkmısın?"

 

"Naşıkmısın ne?"

 

"Bilmiyorum uydurdum"

 

"Duygularimdan emin değilim"

 

"Ben emin oldum sen kesinlikle aşksın"

 

"Bakalım"

 

"Bakmısın zaten levent"

 

Biandan cama değen bir kurşun sesi ile irkildim ikimizde silahımızı çıkardık.

 

"Merak etme kurşun geçirmez araba" dedi Levent kısa bir açıklama yaparak.

 

"Beli oluyor zaten"

 

"Saldırıya uğradık"

 

"Levent biliyorum"

 

"Bilmen güzel"

 

"Hasta herif ateş etsene sende" diyip pencereyi açıp ateş ediyordum.

 

"O kadar adam boşuna mı tutum bir işe yarasinlar işte" dedi levent rahat bir sesle ben ve cesur birbirimize baktık sinirleniyordum levent'in bu rahat hareketleri yüzünden.

 

"Gerizekalımısın levent"

 

"Asla"

 

"Şizofrenmisin"

 

"Asla"

 

"Ya sabır"

 

"Amin"

 

"Dalga gecicek zamanı değil levent!"

 

"Arabayı durdur!" Dedi levent bianda.

 

"Ne? Delimisin ölmemizimi istyorsun?"

 

"Dediğimi yap"

 

"Tamam abi"

 

Araba durmuştu levent silahın çıkarmış hazırlıyordu

"Aynı anda üçümüz de inip ateş edicez" dedi Levent.

 

"Bu iyi bir fikir değil" dedim

 

"Artık çok geç araba durdu zaten"

 

"Lan ruh hastası manyak herif araba şuan kurşun yağmuruna tutuluyor nasıl inicez biz"

 

"Benle beraber iniyorsunuz"

 

"Senin amına koyayım levent"

 

"Şimdi!"

 

Hepimiz arabadan inmiştik ben arabadan indiğim an kendimi yere atmıştım arabanın kapısını kendime koruma alanı gibi kullanıyordum çok fazla adam vardı ve karanlıkta görünmüyordular levent'in adamları geldiği an ateş etmeye başladılar her iki taraf birbirini kurşun yağmuruna tutmuştu.

Yüksek bir sesle levent'e bağırıp "böyle olmicak arabaya geçelim yoksa ölücez" dedim.

"Sanırım bu sefer haklısın bütün adamlarım öldü yarısı kaldı"

 

"Karanlıkta hiç bir şey göremiyoruz zaten" dedim.

 

" Üç dediğim de arabaya biniyoruz."

 

Levent üç demeden ben ve cesur arabaya binmiştik bile.

 

"Lan üç demedim"

 

"Lan ölücez saymayı bırak"

 

"Bu işlerin raconu böyle"

 

"Siktirme raconunu cesur sür arabayı"

 

Cesur arabayı kullanırken arkamızdan geldiklerini gördüm.

 

"Aç camı cesur"

 

"Tamam evin" dedi cesur

 

"Açma cesur camı" dedi Levent.

 

"Sana ac dedim cesur"

 

"Açma cesur"

 

"Abi,evin acimi açmayayım mı?"

 

Levent'e bakıp"kes sesini işime karışma"

 

"İyi Anlı'nın ortasında bir delik görürsem seni şu ormanlıga aticam"

 

"Çok komiksin" diyip göz devirdim.

 

"Camı acıyorum evin"

 

"Aç cesur artık."

 

Cesur camı açtığı an ateş etmeye başladım ama sayıları o kadar çoklardı ki yetişemiyordum tüm adamlarımız ölmüştü sadece 3 araba kalmıştı, peşimizden gelen ve bize ateş eden arabanın Tekerleklerine sıktım daha sonra cami kapatıp içeriye girdim.

 

levent'e bakıp "bişey yapmayı düşünüyor musun bu rahatlık nerden geliyor?"

 

"Bilmem"

 

"Siktir git levent,arka bagaja gecicem ordan ateş edicem"

 

"Bende gelicem seninle arkaya tek olmaz"

 

"Şükür levent bir işe el ata bildin"

 

İkimizde arabanın bagajına geçitik cesur bagajın kapısını açtığı an ateş etmeye başladık sayıca çok fazlalardı yetişemiyorduk

"Evin arabanın Tekerleklerine sık"

"Ben şuan napıyorum sence levent" dedim öfkeyle.

 

"Ne bilim sıkıyoruz sanki daha çok çoğalıyorlar koyun sürüsü mübarek"

 

"Senin konvoy araçların nerde"diyip ateş etmeye devam ettim.

 

"Ortadan hokuz pokuz olmuşlar"

 

"Bu durumda bile dalga gecicek yer arıyorsun"

 

"Huyum kurumasın"

 

"Huyun kuricak levent birazdan"

 

"Ne demiş o?"

 

"Kör müsün?"

 

"Asla"

 

"Lan sinir hastası oldum senin yanında amına koyayım ateş et levent konuşma"

 

"Ne sikim yapıyorum ben burda"

 

"Boş boş konuşmaktan bir sikim yapıyorsun"

 

"Kesin öyledir"

 

İkimizde ateş etmeye devam ettik.

 

Ben arkadan cesura bağırıp "zikzak çizerek arabayı kullan"

 

"Tamamdır!"

 

"Lan ölücez ne zikzagı bunlar bizi öldürmese biz arabadan düşüp ölücez."

 

"Levent biraz daha saçmalarsan ben seni kendi ellerimle öldurucem"

 

"Bomba atsakmı acaba"

 

"Bombayı nerden bulucaksın"

 

"Arabada var"

 

"Levent?"

 

"Efendim"

 

"Gerizekalımısın sen madem el bombası vardı arabadan neden yeni söylüyorsun"

 

"Yeni aklıma geldi çünkü"

 

"Allah'ım sen bana akıl fikir ver!"

 

"Amin"

 

Arabada duran el bombalarını aldım "cesur arabayı onlardan uzaklaştır kenara çek"

 

"Tamam!"

 

Cesur arabayı onlardan uzaklaştırıp arabayı durdurmuştu levent ben arabadan inip köşeye geçmiştik onlar yaklaştığı an "Şimdi!" Üçümüz de el bombası atmıştık patlama olduğu an arabaya geçmiştik cesur arabayı çok hızlı kullanıyordu.

 

Cesurun kolundaki kanı fark edince "koluna noldu"

 

"Ateş etdigimiz sırada vuruldum."

 

"Sen bunu yenmi söylüyorsun bu halde araba kullanamazsın"

 

"Sorun değil evin"

 

"Yer degiştirelim ben direksiyon koltuğuna geçim"

 

"Hayır gerek yok"

 

" Cesur!"

 

"İnat etme evin cesur senden de inatçı" dedi levent.

 

"Sen bilirsin cesur."

 

Levent'e bakıp"Levent bunlar kim ve neden bize saldırı düzenlendiler"

 

"Asker bunlar" dedi rahat bir sesle.

 

"Ne? Biz az önce askerlerle çatışmayamı girdik"

 

"Evet"

 

"Türk askeri mi onlar?"

 

"Bilinmiyor"

 

"Sen neden bunu yeni söylüyorsun?"

 

"Söyleseydim çatışmicaktın"

 

"Tam bir oruspu çocuğusun"

 

Koluna dirsek atıp önüme döndüm.

 

"Elinden ne ağarmış kızım"

 

"Asker öldürdük amına koyayım"

 

"Sen öldürmeseydin onlar seni öldürcekti"

 

"Ama ölmedim"

 

"Sus evin vicdanın değil aklını dinle"

 

"Sen ne anlarsın amına koyayım"

 

"Koyma bişeyime yeter lan"

 

"Kes sesini"

 

Yol boyunca Leventle didişmiştim daha sonra eve gelmiştik üçümüzde arabadan inip hızlı bir şekilde eve gitmiştik gece yarısı olduğu için herkes uyordu çok yorgun olduğumuz için odalarımıza çekilmiştik.

 

Güzel bir duş alıp geceliğimi giymiştim kendime bir şarap doldurup yatağa oturmuştum çekmece den tugayla olan fotoğrafımı aldım elime, acaba şuan napıyor çok özledim onu, acaba evlendimi çocukları var mıydı, asker olmuşmuydu hayallerini gerçekleştirmişmiydi, beni unutumu? Kafamda bir sürü soru vardıgöz yaşlarım fotoğrafın üstüne düşmüştü fark etmiyordum ama ağlıyordum 3 yıl 2 ay 20 gün oldu tugay.

 

Kapım açılmıştı "ışığın açık olduğu için uyulmadığını düşündüm" dedi levent.

 

"Gel Levent"

 

Elimdeki fotoğrafa bakıp "özlüyormusun?"

 

"Evet özledim küs ayrıldım ondan keşki bir kere dinleseydim onu"

 

"Dinlemek istemedin ama"

 

"Beni ikinci bir kadın yerine koymamış"

 

"Hiç koymadı"

 

"Neden herşeyi yanlış anlamak zorundaydım ki"

 

"Üzülme düşünme artık"

 

"Sence evlenmişmidir?"

 

"Büyük ihtimalle evet"

 

"Çocuklarda vardır o zaman"

 

"Büyük ihtimalle"

 

"Sence o kadını seviyormudur"

 

"Belkide..."

 

Levent elimdeki fotoğrafı ve şarabı alıp masanın üstüne koyup bana baktı "sen çok güçlüsün üzülme" diyip beni yatağa uzandırmıştı üstümü örtüp "iyi geceler evin" diyip ışığı kapatıp çıkmıştı.

 

Geceler ne kadar iyi geçer ki ben her gece vicdan azabı çekiyordum o beni öldü biliyor ben ise burdaydım.

 

Özür dilerim...

 

Loading...
0%