Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@1scintilla

ÇİÇEKLERİM YENİ KURGUMLA HEPİNİZE MERHABA 😌

 

Uzun zamandır üzerine düşündüğüm ve taslakta bölüm biriktirdiğim NOKTA'YI sonunda sizinle paylaşıyorum ve çok ama çok heyecanlıyım.

 

Seveceğinize o kadar eminim ki...

 

Bu kitabın içinde hiçbir karakter kusursuz değil yaşadıklarıyla, korkularıyla, hırsları ve çaresizliğiyle hepsi içimizden biri.

 

Yeni yıl hedeflerimde kurguya bölüm biriktirip paylaşmak vardı ve şu an üzerine koca bir tik atıyorum.

 

Hazırsanız bir mektupta size gönderiyorum.

NOKTA'YA BEKLENİYORSUNUZ 💌

 

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

 

11.06.24

Başlangıç tarihinizi yazabilirsiniz ☘️

 

Sevgilerimle...

 

 

 

 

 

❝𝓃𝓸𝓴𝓽𝓪❞

 

Giriş

 

Kimler ikinci baharı hak ederdi? Aştığını sandığın tüm engellerin sonunda yeniden bir çatal ayrımı olduğunu görsen hangisi seçerdin? İkinci bir şans olarak hayata var gücümle asılmıştım. Yaşadığım tüm zorluklara göğüs gererek bu hayatı onun için kurmuştum.

 

Tepetaklak olduğunu hissettiğin o anı hatırlıyor musun? Dünyanın başına yıkıldığı, en güvendiğin yerden yediğin hançer yarası, ruhuna saplanan bir şarapnel parçası ve daha niceleri... Ben hatırlıyorum.

 

Rahmimde oluşmaya başlamış bir embriyonun hayatımın odak noktasını nasıl değiştirdiğini hatırlıyorum. Onun beklenmedik gelişi her şeye rağmen bedenimin her zerresini sardığında, aslında buna manevi olarak çoktan hazır olduğumu anlamıştım. O benden bir parçaydı ve gelişi içimde büyük bir coşkuyla karşılandı...

 

Şimdi ise bir uçurumun kenarında sonsuzluğa uzanan bir yolculuğun başlangıcındayım. Sağım solum olmadan dünyada sadece bir uçurumla birlikte var olmuş bir zerre bu bedenim. Temiz bir camın arkasından uçuşan kuşları inceliyor gözlerim. Cam temiz de olsa kirli de olsa kuşlar hâlâ özgürce uçuyor. Ben ise bu kafesteyim.

 

Bunu kendim istedim.

 

Bir uçurum kenarında da olsam özgürlüğümün çizili sınırları var. Mavi gökyüzü elimi uzatacağım kadar yakın değil artık. Özlediklerim, beklediklerim, kokusunu aradıklarım var.

 

Girdiğim bu oyunun aslında psikolojik olarak son derece yıpratıcı olduğunu bilemezdim. İçime böyle derince işleyen bu oyunun parçası olacağımı söyleseler onlara koca bir kahkaha atardım. Ancak vaziyet beni bu noktaya getirmeye zorlamıştı. Her şey o bilinmez ve gizemli zarfın dolabıma girmesiyle başladı. Bir görünüp bir kaybolan zarfın peşine düşmeseydim, şimdi bu kafesin içinde tanımadığım insanlarla birlikte tutsak olmazdım.

 

Pardon! Tutsak yasak bir kelime, buraya kendi isteğimle geldim. Biri para karşılığında oyun oynamak istedi ve ben de bunu onayladım. İletişimsiz ve dünyadan bir haber geçirdiğim yirmi altıncı gün. Aynı zamanda sinir krizi geçirmemek için sabrettiğim bir gün. Bu camdan kafesin içinde geçirmem gereken kabataslak altmış dört günüm daha var.

 

Ailem telefonun çekmediği bir yerde iş için bir seyahatte olduğumu düşünürken, ölsem bile ruhlarının duymayacağı ve leş bekleyen akbabaların kokumu hemen alacağını bilmiyor. Tek tesellim burada olduğum süre boyunca hesabıma yatan para ve darda kalmayışları. Hoş buraya herkes bu şekilde geldiği için peşimizden kimse bizi aramıyor.

 

Asıl büyük ödül ise bu oyunu başarıyla tamamladığımızda bizim olacak. Tabii bu kadar çakalın arasında bölüm sonuna ulaşmak için kurt olmam gerekiyor. İyice öğrenmeleri gereken şey ise; kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz.

 

Loading...
0%