Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@1senaswriting

Keyifli okumalar🌸

 

İstanbul

 

"Değerli dostlarımız,mutluğumuza atacağımız ilk adımda bizleri yalnız bırakmadığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ederim."

 

Elindeki kadehi havaya kaldırdı. Onunla birlikte diğer davetliler de. Benim de kaldırmam için işaret verdi.
Kadehini kadehime tokuşturup "Mutluluğumuzun şerefine." diyerek diğerlerine döndü ve "Mutluluğa" diye bağırdı. Karşı tarafta aynı tepkiyi verdi. Kahkahalar ile "Şerefe Oğuzhan" "Mutluluğunuzun şerefine" gibi sesler geldi.

 

Eğilip dudağımdan öptü ve eli belimdeyken kulağıma fısıldadı.

 

"Sen de bir şeyler söylemeyecek misin?"

 

Hiç tepki vermedim ve tek bir kelime dahi etmedim. Gülümseyerek dişlerinin arasından konuştu duymadım bile.

 

Beni dans alanına doğru götürdü ve ilk dans müziği çalmaya başladı. Gerçekten birbirlerini seven bir çift için bu nişan rüya gibi olabilirdi. Benim içinse kabus.

 

"Ne bu hâller? Gören de zorla evleniyorsun zannedecek." diyerek sırıttı. Yüzüne bir tane çakıp kaçmayı istedim o an.

 

Boynumu koklayıp kulağıma doğru nefesini verdi. Kendimi geri çektim o ise beni kendine bastırdı."Şu an senin yerinde olmak isteyen çok kadın varken senin şu yaptığına bak."

 

Derin bir nefes aldım ve tekrar geri çekilmeye çalıştım."O zaman onlardan bir tanesi ile evlenseydin."

 

Kafasını geriye atarak güldü. "Ben de seninle evlenme meraklısı değilim ama parayı peşin verdim abine."

 

Olayın bu tarafını düşündükçe midem daha çok bulanıyordu. "Yeter bu kadar oturmak istiyorum."

 

Onu bırakıp yerime gidiyordum ki kolumdan tuttu ve hemen koluma girdi. Kene gibi yapışmıştı.

 

"Bu inadın nereye kadar sürecek sevgilim? Evlendikten sonra da bu kadar kibar ve ince davranmam bunu bil. Nazını çekemem senin."

 

O evlilik olmamalıydı bir yolunu bulmalıydım. Ama aklıma da bir şey gelmiyordu.

 

❄️

 

Nişanın üzerinden 1 hafta geçmişti. Abim 1 haftadır eve gelmiyordu. Hazırlanıp babamı ziyarete gitmeye karar verdim.

 

Çok hastaydı ve eve gelemiyordu. Hastanedeydi. Anneme yaşattıkları hâlâ aklımda ama babamdı işte ve şu an morale ihtiyacı vardı.

 

Üzerimi değiştirdim,arabamın anahtarlarını alıp evden çıktım. Yoldayken fikrim değişti. Önce şirkete uğrayacaktım bakalım Yiğit beyler orda mıydı ?

 

Şirketin büyük kapısından içeriye girdim ve karşımdaki danışmaya doğru ilerledim. Çalışan değişikliği olmuş anlaşılan.

 

"Yiğit Gençer burda mı?"

 

Kadın beni şöyle bir süzdükten sonra konuştu.

 

"Yok."

 

Tabi ki de burdaydı. Başka nereye gidecekti?

 

Asansöre yöneldim. Kadının söylediklerini duymadım bile.

 

"Yiğit bey böyle şeylerden hoşlanmaz."

 

İsterse bir taraflarını yırtsın Yiğit bey. O buradaydı ve beni dinleyecekti.

 

Odasının önüne gelince direkt içeri daldım. Arkadaşı Can burdaydı ama abim yoktu.

 

"Hoşgel-"

 

"Abim nerde?'' diyerek lafını kestim.

 

"Bilmiyorum. En son senin nişanda gördüm."

 

Demek burda da yoktu. Yeşimde olabilirdi.

 

Yeşim'in evine vardım. Kapıyı kıpkırmızı gözlerle açtı. Çok ağlamıştı belliydi. Onu severdim iyi de anlaşırdık.

 

"Ne oldu? Ne bu hâlin?"

 

"Abin"

 

Ona kötü bir şey mi olmuştu yoksa?

 

"Ne oldu abime?"

 

İçeri davet etti ve koltuklara oturduk. Gözlerinin içi kıpkırmızıydı. Altları ise yorgunluktan çökmüştü sanki. Bu hâle nasıl gelmişti.

 

Tekrar ağlamaya başladı. Elini karnına attı ve gülümseyerek "Hamileyim." dedi.

 

"Ne? Ciddi misin? Hala mı oluyorum yani?"

 

Gülümsemesi silindi ağlamaya devam etti.

 

"Ama abin istemiyor. Bir sürü laf saydı,bağırdı,çağırdı aldır o bebeği dedi çıktı gitti."

 

Hepsini tek nefeste söyleyip ağlamaya devam etti. Abim bunu nasıl söylerdi? Ona sıkıca sarıldım. Saçlarını okşarken ağlaması iç çekişlere döndü.

 

"Ne yapmayı düşünüyorsun?"

 

Benden ayrılıp gözyaşlarını sildi. Bilmiyorum anlamında kafasını salladı.

 

"Ben onunla konuşurum." Tabi eğer bulursam.

 

"Hayır hayır. Onunla konuşmana gerek yok."

 

"Korkma bende o iş."

 

Elimi tutup yalvarırcasına "Lütfen konuşma." dedi. Sanırım ondan korkuyordu.

 

"Seni dinlemiyorum ve onunla konuşmaya gidiyorum."

 

❄️

 

Yeşim'in yanından ayrılıp kısa bir araba yolcuğuluğundan sonra hastaneye vardım ve babamın olduğu odaya girdim. Uyuyordu yavaşça yanına gidip oturdum.

 

En ufak bir kıpırtıya bile uyanan babam hemen gözlerini açtı. Beni görünce çok sevindi. Sarılmak için kalkmaya çalıştı ama olmadı.

 

"Yat baba yat." diyerek elini tuttum.

 

Bana karşı hep mahçup gibi bir hâli vardı. Annemden dolayı böyle olduğunu tahmin edebiliyordum.

 

"Nasılsın kızım?"

 

"İyiyim sen nasılsın babacığım?"

 

Derin bir iç çekti. Hâlimi görüyorsun der gibi yaptı.

 

"Göründüğü gibi işte kızım."

 

"İyi görünüyorsun baba."

 

Geçen seferkine göre daha da kötülediği fark ediliyordu.

 

"Damat bey yok mu? Onu da görseydim."

 

"Çağırayım baba."

 

Oğuzhan'a mesaj attım. Yarım saate geleceğini söyledi.

 

"Birazdan geliyormuş."

 

"Bir yaramazlığı yok değil mi? İyi davranıyor mu sana?"

 

Ona doğruları söyleyip söylememek arasında kararsız kaldım. Üzülmesini istemediğim için de söylememekte karar kıldım.

 

Onu sevmediğimi söylesem,isteyerek evlenmediğimi bilse daha çok üzülmez miydi?

 

"Yok baba. Çok iyi davranıyor bana."

 

Çok geçmeden Oğuzhan geldi. Babam onu çok severdi. Sevdirmişti kendisini babama.

 

"Nasılsınız Muhsin amca?"

 

"İyiyim oğlum. Sizleri gördüm daha iyi oldum."

 

Her şey bir anda gelişti. Babam bizimle güzel güzel sohbet ederken bir anda fenalaştı. Oğuzhan kalkıp hemen doktor çağırdı. Beni alıp odadan çıkartmak istedi.

 

"İstemiyorum Oğuzhan. Bırak beni babamın yanında kalmak istiyorum."

 

Elimi bırakması için tüm gücümle çekiyordum. En sonunda bırakınca yüzüne tokatı bastım.

 

"Babamın yanında kalacağım."

 

Doktorlar onu hemen odadan çıkarttılar. Ben de peşlerinden gidiyordum. Oğuzhan gelip bileğimden tuttu. Gözyaşlarım sürekli akıyordu.

 

"Güçlü ol Almira. Baban için güçlü dur."

 

O an sanki bunların hepsi onun suçuymuş gibi üzerine yürüdüm.

 

"Dokunma bana. Senden de abimden de nefret ediyorum."

 

Ağlamalarım azalınca yavaş yavaş babamı götürdükleri koridorda yürümeye başladım.

 

❄️

 

Dakikalar sanki saatler gibi geçiyordu. Koridorda bir ileri bir geri gitmekten yorulmuş, bir köşeye oturmuştum.

 

Duyduğum adım seslerine kafamı kaldırdım. Abim geliyordu. Hayret bir babası ve kardeşi olduğu aklına geç de olsa gelmiş.

 

"Duyunca çabucak geldim. Nasıl oldu?"

 

"Duyunca geldin? Kimden duydun abi acaba? Çünkü ben defalarca aramama rağmen açmadın."

 

"Doktor aradı."

 

Bizi dinlemiyor ama en azından doktoru dinliyor.

 

"Seninle bir şey konuşmamız gerek. Hatta iki şey."

 

Yeşim'i de unutmamam gerekiyordu. Biliyorum şimdi zamanı değildi ama abimi bir daha ne zaman görecektim ki?

 

"Dinliyorum."

 

Kolundan tutup bizi Oğuzhan'ın yanından uzaklaştırdım.

 

"Ben bu adamla evlenmem abi. Bir şey yap ve bitir şu işi."

 

"Hayır evleneceksin."

 

Peki o zaman Yiğit bey. Ben kendi başımın çaresine bakarım.

 

"Yeşim'e niye öyle şeyler söyledin? Kızcağız ne hâlde?"

 

"Ne söylemişim? Sizin nişandan beri ben onu görmedim."

 

"Sana hamileyim demiş sen de- "

 

Sözümü yarıda kesti.

 

"Bir dakika bir dakika Yeşim hamile mi?"

 

"Dalga mı geçiyorsun benimle? Kız sana söylemiş sen de bağırıp çağırıp aldır o çocuğu demişsin."

 

" Hamileyse neden aldır çocuğunu diyeyim? Evlenirim ya. Ne diyor bu kız ya?"

 

Abimin cidden de haberi yokmuş gibiydi. Yeşim'in anlattıkları yalan mıydı o zaman?

 

Oğuzhan yanımıza geldi. "Doktor sizi bekliyor."

 

"Geliyoruz." dedim ve yürümeye başladım. Allah'ım lütfen güzel bir haber versin doktor.

 

Doktorun yanına vardığımızda suratı asıktı. Derin bir iç çekti.

 

"Üzülerek söylüyorum ki hastayı kaybettik. Kriz geçirmiş. Hayata döndüremedik. Başınız sağ olsun."

 

Doktorun söyledikleri suratıma bir tokat gibi çarptı. Olduğum yere yığılıp kaldım. Ben şimdi ne yapacaktım?

 

Instagram @1senaswriting

Loading...
0%