Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@1senaswriting

Keyifli okumalar.🫶🏻

 

Jade'nin kaçtığını duyan Zişan anne daha da kötü oldu. Ellerini yumruk yapmış göğsüne sert sert vuruyordu.

 

"Öldürecekler kızımı Celil Ağa. Yaşatmazlar."

 

Kim ne diye Jade'yi öldürsün ki? Yapmış bir hata ama telafisi olurdu elbet.

 

Zeynel annesinin yumruk olan ellerini tuttu. Zişan anne durmuştu ama ağlamamaya devam ediyordu.

 

"Niye ölsün ana Jade? Biz bacımızı öldürür müyüz hiç?"

 

Zeynel'in babaannesi bir hışımla yerinden kalktı. Suratına öfke yayılmıştı.

 

"Öldüreceksin tabi. Namus borcun. Töre ne der?"

 

Töre mi? Saçmaydı. Kız kaçmışsa kaçmış. Zeynel ya da diğer kardeşleri kendi kardeşlerini mi öldürecekti?

 

"Yapmam dedâ. Bunların da yapmasına izin vermem." Dedi diğer erkek kardeşlerini gösterdi.

 

"O zaman berdel yapılır. Kan davası nikahla durur bir tek."

 

Zeynel'in içinden sabır çektiği belliydi. Karşısındaki babaannesi olmasa belki çok şey söylerdi.

 

"Kan davası falan başladığı yoktur. Ne Jiyan'ı ne Adar'ı ne de karşı aşiretin bir kızını istemeden evlendirmem."

 

Babaannesi bir şey daha diyecek oldu ki Celil Ağa söze girdi.

 

"Ben daha ölmedim ana. İzin ver konuşayım."

 

Bu sefer tüm gözler Celil Ağa'ya döndü. Celil Ağa biraz durdu,düşündü ve ağır ağır konuşmaya başladı.

 

"Haber salın. Jade ve Ömer'i bulsunlar. Benden yana affedilmişlerdir. Murtaza Ağaların aşireti de bunu böyle bilsin. En kısa sürede düğünleri yapılacaktır."

 

Babaanne hanım bu durumdan hiç mi hiç hoşnut değildi. Ağzının içinde bir şeyler söylendi. Anlamadım ki torununu öldürsünler mi istiyordu? Biri mezara biri hapse.

 

2 saat içinde Jade ve Ömer bulunmuş,konağa getirilmişti. Jade babasını görünce ağlayarak elini öpmek için ilerledi.

 

"Affet baw."

 

Ömer mahçupça gidip elini öptü. Niye böyle bir işe kalkışmışlardı bir türlü anlam veremedim. Sanki gelip isteseler kızı vermeyeceklerdi.

 

❄️

 

Ertesi gün iki aşiret toplantı yaptılar. Biz kadınlarla ayrı bir yerdeydik. Erkekler ne konuşuyordu merak da etmiyor değildim.

 

Ömer'in annesi de Zişan anne de mutluydu. Evlatlarının canı bağışlanmıştı. Keyifle sohbet ediyorlardı. Ben de Roza ile konuşuyordum.

 

"İsim düşündün mü hiç?"

 

Başını olumlu anlamda salladı. İki haftadır burdaydım ama kimseyle doğru düzgün bir sohbetim olmamıştı.

 

"Ferzan düşünüyoruz."

 

Ne güzel bir isim. Kendi yörelerine has değişik ama güzel isimleri var.

 

"Ne kadar kaldı doğuma?"

 

"2 aydan az kaldı. Belli de olmuyor bazen. Benim teyzemin kızı 8 aylıkken doğum yapmıştı."

 

Bu konuda tedirgin olduğu belliydi. İçtenlikle gülümsedim.

 

"Endişelenme. Bak her şey güzel olacak."

 

Aynı şekilde o da bana gülümsemişti.

 

Jade de gelip yanımıza oturdu. Her ne kadar belli etmemeye çalışsa da sevincini görebiliyordum.

 

"Canınız sıkılıyordu da aksiyon mu yaşamak istediniz?"

 

Anlamadığını belirten bir ifadeyle suratıma baktı.

 

"Yani diyorum ki neden usulüne uymak yerine kalktınız kaçtınız? Heyecanlı bir ilişki mi yaşamak istediniz?"

 

"İsteselerdi yaşım küçük diye babam vermezdi ki."

 

Ben konuşacaktım ama Roza benden önce davrandı.

 

"Canım isterlerdi ağam yok dese de ikna etmeye çalışırdık. Bir iki sene de sözlü kalırdınız."

 

Jade mahçupça başını öne eğdi. Benim de diyecek bir sözüm yoktu.

 

Aşiret toplantısı bitince Şeyma ile odama çıktık. Sonuca göre 2 gün içinde kına ve düğün yapılacaktı.

 

"Ay gördün mü? İş tatlıya nasıl da bağlandı."

 

Onu başımla onayladım ve açık olan saçlarımı tepede topuz yaptım.

 

"Ay senin haberin var mıydı? Abinle Yeşim evleniyor."

 

Ne? Abim kendini aldatan bir kadınla mı evleniyormuş?

 

"Nasıl yani Şeyma? O kız abimi aldatmıştı."

 

Bana abimden çocuk yaptığını söylemişti ama başkasından yapmıştı.

 

"Hayır. Yani evet aldatmış."

 

Odamın kapısı çalınca sözünü kesti. İçeriye elinde kahveyle çalışanlardan biri girdi. Çıkınca devam etti.

 

"Yeşim abini aldatmış evet. Önce o adama söylemiş hamile olduğunu, sonra sana ve en son abine. Senden önce abinin ona gideceğini zannetmiş."

 

Sustu ve sudan bir yudum aldı bense meraktan çatlıyordum.

 

"Ee Şeyma sonra?"

 

"Aslında sen de ordayken bebeğin DNA'sı ve diğer adamın bulunması için uğraşıyorlardı ama sen babana odaklı olduğun için kimseyle görüşmüyordun."

 

Evet ben babam vefat ettikten sonra buraya gelene kadar ne evden çıkmıştım ne de bir insan yüzü görmüştüm. Tam 4 ay.

 

"Neyse işte diğer adamı buldular ve bebek de o sırada biraz büyümüş oldu ve test yapıldı. Sonuca göre de bebek abindenmiş."

 

"Ve o da bebek ondan diye onunla evlenmeyi kabul mü etti?"

 

Başını onaylar anlamda salladı. Aklım almıyordu. Abim kendini aldatmış bir kızla nasıl güvenip evleniyordu?

 

"Bize mutluluk dilemek düşer." diyen Şeyma'ya şaşkın bir hâlde baktım. Ben olayın şokunu atlatamamışken o sanki her gün bunu yaşıyormuş gibi sakindi.

 

❄️

 

Dışardan gelen Şeyma'nın sesiyle odamdan dışarı resmen fırladım. Daha yeni çıkmıştı odadan kime niye bağırıyordu?

 

"Kızım sen o elindeki telefonla story midir nedir çekeceğine yolda nasıl yürünür onu öğren."

 

"Allah Allah! Fenomen sayılırım ben. Takipçilerim neler yaptığımı merak ediyor. Hem bana diyeceğine sen de dikkat edebilirdin."

 

"Dili de pa-"

 

Adar'ın sözünü kesen Zeynel'in uyarır tondaki sert sesiydi.

 

"Yeter Adar. Uğraşma kızla. Sesiniz tüm konakta."

 

Ben de kapı ağzından çekilip Şeyma'nın yanına gittim.

 

"Ne oluyor?" diye ikisine de soran gözlerle baktım.

 

"Ne olacak yenge bu arkadaşın.."

 

Başını sinirle sağa sola salladı.

 

"Arkadaşın olmasaydı yenge sorardım ben ona."

 

Diye söylenerek odasına girdi. Ben de Şeyma'nın koluna girerek onu merdivenlere yönlerdim.

 

"Ne oluyor be Şeyma?"

 

"Ya ne olacak? Ben odama inerken o da odasına çıkıyormuş. Neyse işte story kayıdındaydım. Geldi bana çarptı bu."

 

"O mu sen mi?"

 

Odasına girerken alt dudağını dişlemeye başlamıştı bile.

 

"Aslında ben ona çarpmış sayıldım ama o olayı çok büyüttü."

 

Omzumla omzunu dürttüm.

 

"Büyük aşklar kavgayla başlar derler. Seni kendime elti edeyim mi kız?"

 

Ellerini ve başını aynı anda sağa sola salladı.

 

"Yok yok ben hiç almayayım."

 

Gülerek odasından çıktım. Ben bunları yapardım aslında.

 

Odaya döndüğümde Zeynel de odadaydı. Yatağa uzanmış,telefonuyla uğraşıyordu. Beni görünce oturdu.

 

"Oo karıcım bayağıdır görmüyorum seni. Nasılsın?"

 

Cidden de iki gündür doğru düzgün muhabbetimiz bile olmamıştı.

 

"İyiyim kocacım. Sen nasılsın?"

 

Onun keyifli hâlinin aksine ben sahte bir sinirle söylemiştim 'kocacım'ı.

 

"Sağlığına duacıyız hanım."

 

Dolaptan pijamalarımı alıp banyoya girdim. Geri döndüğümde Zeynel hâlâ telefonla uğraşıyordu. Neydi bu kadar uğraştığı?

 

Ben de telefonumu elime aldım. Dün akşamdan beri doğru düzgün bakmadığım aklıma gelmişti. Ekrandaki fotoğrafıysa tamamen unutmuştum.

 

"Fotoğrafta da güzel çıkmışsın. Beni harcamışsın ama olsun."

 

Zeynel telefondan kafasını kaldırıp suratıma baktı.

 

Telefonumu ona çevirip görmesini sağladım. Görünce gülümsedi.

 

"Nasıl da sarılmışsın bana."

 

Kendim için aldığım yastığı ona hızla attım. O gülmeye devam ediyordu. Yastığı almak için kalktım.

 

"Yerde mi yatacaksın karıcım? Oysa koynumda yatıyordun."

 

Omzuna vurdum ama onun değil benim canım acıdı. Yerde yatmayacaktım tabi ki. Odada koltuk vardı.

 

"Koltukta yatacağım izninle."

 

Düğün gecesi birlikte yatmıştık sadece. Dün gece de ortalık yangın yeri gibiydi ilk geldiğimde kaldığım odada yatmıştım ve bugün de koltukta yatacaktım.

 

"Gel yanımda yat. Kocaman yatak. Gerçi sen yatakta değil üstümde yatıyorsun."

 

Sinirle koltuğa uzanıp örtüyü kafama kadar çektim. O gülmeye devam ediyordu. Hatta katıla katıla güldü. Bunun hesabını sormam lazımdı.

 

Bölüm bölüm diye darladınız alın size bölüm ksksk.

Instagram'dan takip edin pls @1senaswriting

Loading...
0%