Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11. Bölüm

@1senaswriting

Keyifli okumalar❣️.

 

Günler hızla akıp gidiyordu. Yaz ayının sonlarına gelmiştik. Her ne kadar yazı seviyor olsam da sonbahar bir başka benim için.

 

Hava çok güzeldi ve bu anın tadını çıkartmak için terasa çıkmıştım. Kimse yoktu. Sessizlik çok güzeldi.

 

Gözlerimi huzurla kapatmış,kuşların sesine karışan diğer sesleri dinliyordum. Ayak sesleri duyunca kaşlarım çatıldı.

 

Gözümün ucuyla gelene baktım. Roza'ydı bu. Hâli iyi değil gibiydi.

 

"Ne oldu Roza? Hiç iyi durmuyorsun."

 

Zorlanarak bir yere oturmaya çalıştı. Ufak bir iniltiyle oturdu.

 

"Sorma Almira."

 

Ahlayarak belini rahat ettirecek bir pozisyona geçmeye çalışıyordu. Zorlandığı dişlerini sıkmasından belliydi.

 

"Daha fazla zorlama kendini. Canın acıyor belli."

 

"San- cım var." diye kesik kesik söyledi. Telaşla yerimden kalkıp önünde diz çöktüm.

 

"Roza yoksa doğumun mu başlıyor?"

 

Tekrar ayağa kalkıp stresle sağa sola gitmeye başladım. O an onu unutmuştum.

 

"Daha üç hafta var."

 

"Evet ama belli olmuyor demiştin. Kalk hastaneye gidelim."

 

Elinden tutup onu kaldırdım. Koluna girerek aşağıya indirdim. İyi ki bugün pazardı da herkes evdeydi.

 

"Zişan anne Roza doğuruyor."

 

Zişan hanımla birlikte herkes ayağa kalktı. Önce Roza'yı koltuğa sakince oturttu ve onunla ilgilenmeye başladı. Çoktan giden Keyan elinde bebek çantasıyla geri geldi.

 

Hepimiz panikle merdivenleri koşarak indik. Zişan anne de odasından bir şeyler almaya diye gitmişti.

 

Arabaya ben Zişan anne Keyan bindik. Zeynel ile Adar başka arabayla geleceklerini söylediler.

 

Hızla hastaneye doğru yol alıyorduk. O sırada telefonum çaldı. Arayan kişinin Roza olduğunu görünce şaşırdım.

 

"Roza arıyor. Roza nerde?"

 

O an fark etmiştik Roza'nın yokluğunu. Belki diğer arabadadır diye telefonu açtım.

 

"Efendim Roza?"

 

"Almira beni evde bıraktınız." diye zorla konuştu Roza.

 

"Keyan dur." diye bağınca Keyan ani bir frenle durdu. Biz durunca peşimizde olan Zeynel'de durdu.

 

"Ne oldu? Roza'ma bir şey mi oldu? Hem diğer arabaya niye onu tek bindirdiniz?"

 

"Roza'yı evde unutmuşuz Keyan."

 

"Ne? İnin siz diğer arabaya geçin. Ben Roza'yı almaya gidiyorum."

 

Biz inince Zeynel ile Adar da arabadan inip yanımıza geldiler.

 

"Ne oldu? Keyan niye hastaneye gitmiyor?"

 

"Ya niye olacak? Roza'yı evde unutmuşuz."

 

Adar gür bir kahkaha attı. Ben de gülümsemiştim.

 

"Hamile kadını bıraktınız demek. Niye acele acele hastaneye gidiyorsunuz? Siz mi doğum yapacaktınız?"

 

Ellerini karnın üstüne koyup katıla katıla gülmeye devam ediyordu. Zeynel dirseğiyle karnına bir tane geçirdi.

 

"Hastaneye geçelim. Keyanlar da gelir zaten."

 

❄️

 

Roza'yı gelir gelmez doğuma almışlardı. Ne kadar zaman geçmişti farkında bile değildik. Keyan yanına girmek istemişti ama izin verilmedi. Stresle sağa sola adımlıyordu. Zişan anne ve Roza'nın annesi bir köşede evlatları ve torunları için dualar okuyorlardı.

 

Biraz sonra ebe kucağına bir bebekle doğumhaneden çıktı. Onu normal odaya götürmek için birkaç işleminin olduğunu,Roza'nın da 15 dakika sonra çıkacağı bilgisini verdi.

 

İşlemleri için Keyan ebenin peşinden gitti. Herkes mutluluktan ağlıyordu. Benim bile gözlerim dolmuştu.

 

Roza için hazırlanan odaya geçtik. Önce bebeği sonra da kendisi geldi. Ebe bize bebeğin emmesi gibi bilgileri verip odadan çıktı.

 

Roza yeni doğum yaptığı için bebeği yanına bizden birinin koyup tutması lazımdı. Annesi kalktı ve aldı torununu.

 

Ben alamazdım ki. Çok küçüktü. Ya bir yerini acıtırsam diye endişe ederdim.

 

Yanına bebeği koyulan Roza,gözleri yaşlı ona bakıyordu. Kokusunu derince içine çekerek "Ferzan'ım." dedi. Evlat edinmek,varlığını hissetmek cidden de tarifsiz bir duygu olmalıydı.

 

Onları hastanede bırakıp eve döndük. Yarın sabah taburcu olacaklardı.

 

"Aynen yengem de doğum yaptı. Neyse şimdi kapatıyorum."

 

Adar'dan bir şey rica edecektim ama telefonda konuşuyordu. Ben gelince acele telefonu kapattı.

 

"Yenge?"

 

"Ne o Adar bey? Sevgiliniz ile konuşuyordunuz da araya mı girdim."

 

Başını öne eğdi,elini saçlarının arasından geçirdi. Bir şey söyleyecek oldu. Ofladı.

 

"Yok yenge ya. Gönlü olmuyor ki inatçının. Bir de beni kıskandırmaya çalışıyor. Neymiş haftasonu istemeye geleceklermiş de şöyle de böyle."

 

"Nerde bu kız? Okuldan mu arkadaşın?"

 

"Yok be yenge. Buralı."

 

Kafasına parmaklarımın ucuyla hafifçe vurdum. Ne olduğunu anlamadı.

 

"Sen de burda yok seviyor mu sevmiyor mu belli değil,yok başkası isteyecekmiş diye kendi kendini ye. Yürü gidiyoruz kızla konuşmaya. Seviyor mu sevmiyor mu görelim."

 

Arkamı dönüp gitmeye yeltendiğim sırada kolumdan tutup durdurdu.

 

"Yapma yenge. 6 tane abisi var. Yaşatırlar mı beni?"

 

6 mı? Maşallah annesinin de hiç başı ağrımamış sanırım. Gerçi Adarlar da 6 kardeşti.

 

"O zaman biz de istemeye gitmiş gibi yaparız. Hem sen benim kaynım mı ne sayılırsın. Senin derdin benim derdimdir kardeşim."

 

Kolundan kurtulup odama yönlendim.

 

"Sen de öyle boş boş bekleyeceğine git de adam akıllı şeyler giy üstüne."

 

Odaya girdiğimde Zeynel saçlarını kurutmakla meşguldü. Onu es geçip kendime kıyafet bakındım.

 

"Adar'a kız istemeye gidiyoruz. Abisi olarak gelmek ister misin?"

 

"Ne? Benim niye haberim yok? Babam bana değil de sana mı haber etti?"

 

"Aslında babanın da haberi yok."

 

Seçtiğim mavi elbiseyi askıdan alıp ilk kez görüyormuş gibi incelerken Zeynel dibimde bitti.

 

"Bir kere de gevelemeden direkt mevzuya girdiğini göreyim be kadın."

 

Kadın? Hem de be kadın?

 

"Adar kızı seviyormuş. Kız da seviyor belli ama naz yapıyor işte. Gidip konuşalım dedim 6 tane abisi varmış kızın. Ben de dedim direkt isteyelim. İyi etmiş miyim be adam?"

 

Başını bi sağa bi sola salladı. Kızmış mıydı acaba? Onu geçip banyoya girecektim ki kolumdan tuttu. Ne istiyorlar şu kolladımdan sürekli birileri tutuyor.

 

"Sakın bu kız Ahmet amcanın kızı Hivda olmasın?"

 

Kızın adını sormamıştım o da söylememişti. Zeynel tahmin ettiğine göre o zaman doğru olabilirdi. Dudaklarımı bilmem dercesine büzdüm.

 

"Ben de geliyorum."

 

"Peki."

 

❄️

 

Zeynel'in de söylediği gibi Hivda'ymış bizimkinin sevdiği. Evleri de yakın sayılırdı bize.

 

Zişan anneye ve Celil ağaya da haber etmiştik ama ikisi de gelmedi. Keyan da zaten hastanedeydi. Geriye ben Zeynel ve Jiyan kalıyorduk. En azından iki abisi gelmişti.

 

"Sebebi ziyaretimize girsene Zeynel." diye dişlerimin arasından gülümseyerek konuştum.

 

Boğazını temizler gibi yapıp suyundan da bir yudum aldı.

 

"Ahmet amca bizim sebebi ziyaretimiz belli. Allah'ın emri peygamberin kavli ile kızın Hivda'yı kardeşim Adar'a istiyorum."

 

"Hanım çağır kızı. Bir fikrini alalım hele."

 

Hivda mahçupça içeriye girdi. Neyden çekiniyordu ki bu kadar?

 

"Kızım ne dersin? Adar ağaya seni isterler."

 

"Sen nasıl uygun gördüysen baba."

 

"Sen kendi fikrini de hele. Evlenecek olan sensin."

 

Hivda'nın gözü odadaki herkeste tek tek gezindi. En son Adar'a kısa bir bakış atıp babasına döndü.

 

"Ay tamam işte kız da Adar'ı istiyor oldu bu iş." diyerek ayağa kalktım. Söz yüzüğü alamamıştık. Onun yerine evde bulduğum kırmızı kurdeleyi getirmiştim.

 

"Uzatın bakayım parmaklarınızı." diyerek kurdelenin bir ucunu Hivda'nın diğer ucunu da Adar'ın parmağına bağladım. Bunlara bıraksak oo daha daha sabaha kadar bakışıp dururlardı.

 

"İşte bu kadar. Allah tamamına erdirsin mi denir ne denirse işte."

 

Sonra tek tek büyüklerin elleri öpüldü. Resmen kendi ellerimle nişanlamıştım gençleri.

 

Instagram @1senaswriting

Loading...
0%