@1senaswriting
|
Keyifli okumalar💕.
Konumdan bulduğum mekanı Şeyma'ya tarif ediyordum. Zeyneller de bir yere gideceklerini söylemişlerdi. Sadece Jiyan evde kızıyla birlikte kalmıştı.Yani onlar erkek erkeğe biz kız kıza çıkmıştık.
"Şurası galiba."
Mekanın önünde hep birlikte arabadan indik. Şeyma arabayı park edebilecek yer arıyordu. Oflayarak durdu.
"Valesiz mekan mı olur ya? Uğraş dur şimdi."
Onu park yeri bulmakla baş başa bırakıp mekana girdik. İçerisi tıklım tıklımdı. Umarım Şeyma kaybolmazdı.
Barmen tezgahının olduğu tarafa geçip taburelere oturduk. Barmeni çağırdım.
"Ne içiyorsunuz?"
"Alkolsüz bir şeyler olsun."
"Ben sadece soda alayım. Bebeğim var benim."
Herkes ne istediğini tek tek söylemişti. Onların aksine ben biraz alkol alacaktım ve önce bira istedim.
Önüme koyulan bira bardağını iki seferde yarıladım. O sırada Şeyma da bizi bulup gelmişti. O da aynı şekilde bira istedi.
"Şerefe kankam." diyerek bardağını bardağıma vurdu. Gülerek ona eşlik ettim.
"Shot yarışı?"
"Tabi ki de."
Eski günlerimiz geldi aklıma. Ara ara shot yarışı yapardık Şeyma'yla. Kaybeden hesabı ödüyordu.
Shotlar önümüze gelir gelmez tekledim. Ardından Şeyma yenilemesini istedi ve yine,yine,yine yeniden.
Artık yavaş yavaş kafamın güzel olduğunu hissetmeye başlamıştım. Şeyma'nın da benden aşağı kalır yanı yoktu.
"18 mi oldu?"
"Ben 19 tane içtim. Senin daha elinde."
Sanırım kazanan ben olacaktım. Ama Şeyma elindeki son bardağı da içti.
"Berabere.”
Havada ellerimizi çak beşlik yaptık ve sonrasında tokalaşarak birbirimizi tebrik ettik.
“Dans edelim Şeyma.”
“Olur.”
"Ben abimi arıyorum bizi alsın."
Jade sanırım Zeynel'i çağıracaktı. Çağırsın o da eğlensin.
Dans eden insanların arasına karıştık. Diğerlerini ne kadar çağırsam da gelmediler. Eğlenmeyi bilmiyorlardı. Bizim aksimize bir bardak bile alkollü içecek içmemişlerdi.
Şeyma ile karşılıklı dans ediyorduk. Bir anda arkamda bir adamın varlığını hissettim. Aynı anda da Şeyma'nın yanında da birisi belirdi. Arkamdaki adamın varlığından rahatsız olsam da sorun çıkarmamak adına birkaç adım ileriye gittim. Yanıma yaklaşıp duyayım diye yüksek sesle konuştu.
"Daha sessiz bir yere geçelim ister misiniz?"
Elimi havaya kaldırıp alyansımı gösterdim. "Evliyim ben evli." O da aynı şekilde parmağındaki yüzüğünü gösterdi. İğrençti cidden.
Şeyma'ya baktığım o zaman onun da rahatsız edildiğini gördüm. Yanıma gelmek istiyordu ama adam izin vermiyordu.
Ne olduğunu anlayamadığım bir anda Zeyneller bitti dibimizde. Adar ve Zeynel bana asılan adamı yumruklarken,Rezan ve Keyan diğer adama dalmışlardı.
Zeynel'in kolunu tutup çekmeye çalıştım ama nafileydi. Adar adamı tutmuş,Zeynel kum torbası gibi vuruyordu.
Ömer ve Baver abinin de yardımlarıyla mekandan zar zor çıktık. Zeynel hâlâ sinirliydi. Onu yumuşatmak istedim.
"Gel öpeceğim Zeynel."
Zeynel öpeyim diye eğilince alnından öptüm. Sinirle soluyordu.Sonra diğer kahramanlarımıza yöneldim.
"Gelin lan sizi de öpeyim."
Adar iki elini aynı anda sallayarak "Yok yenge yok." dedi. Benim ısrarımdan sonra Keyan'ın arkasına saklandı.
"Gördün mü Şeyma? Öpmeme izin vermiyorlar."
"Gel kankam birbirimizi öpelim."
Şeyma'ya gidip sıkı sıkı sarıldım ve yanaklarına sulu birer öpücük bıraktım. Aynı şekilde o da beni öptü.
Zeynel sabır çekerek gelip beni kucağına aldı ve arabaya bindirdi. Kemerimi de takıp kendi yerine geçti.
"Bir daha öpeceğim Zeynel."
Onun da yanağını aynı şekilde öptüm. Sonra beni öpsün diye yanağımı uzattım. Öpüp arabayı çalıştırdı.
"Bir daha kimseyi öpme. Öpmek için üstlerine gitme."
Diye sinirli sinirli konuştu.Omuz silkip ofladım. Zaten öpmeme izin vermemişlerdi. Ne diye sinirliydi?
"Tamam mı?"
"Hıı." diyerek camdan tarafa döndüm.
❄️
Sabah başıma giren ağrıyla yataktan kalktım. Beynim çıkacak gibiydi. Zeynel çoktan kalkmıştı. Hatta anlam veremediğim bir şekilde valizleri topluyordu.
"Ne oluyor Zeynel? Niye topluyorsun valizlerimizi?"
"Mardin'e dönüyoruz çünkü."
Daha yeni gelmiştik. Üstelik bir hafta kalacaktık. Ne olmuştu da geri dönüyorduk?
"İyi de niye dönüyoruz? Daha yeni geldik."
"Gece olanlar yüzünden başka ne olacak ? Kalk hadi kahvaltı yapalım. Çıkacağız."
Aşağı indiğimde herkesin yüzünden düşen bin parçaydı. Benim yüzümden tatilleri burunlarından gelmişti. Onları düşünmeden hareket etmiştim.
"Ben hepinizden özür dilerim. Benim yüzümden tatil yapamadınız."
"Hatan olmayan bir olay için özür dilemene gerek yok yenge."
"Hatası yok mu?" diye araya girdi Rezan. Ona baktım. Devam etti.
"O kadar içip sarhoş olacak ne vardı? Senin yüzünden nelerle uğraştık."
Şeyma masada yoktu. Hâlâ uyuyor olmalıydı. Ona bakacağımı söyleyip kalktım. Rezan'a daha fazla tahammül edemiyecektim. Niye beni sevmedi anlayamıyordum.
Odasına girdiğimde makyaj yapıyordu. Beni görünce gülümsedi.
"Ben de Mardin'e geliyorum Almira. Zeynel eniştem senin orda çok sıkıldığını söyledi."
Birkaç gün Şeyma'nın da yanımda kalması cidden güzel olurdu benim için.
"Rezan beni korumak için o adamı nasıl dövdü gördün mü?"
Bu kız sırf Rezan için Mardin'e gelmiyorsa ben de bir şey bilmiyorum.
Kahvaltıdan sonra yola çıktık. Önce hep birlikte Mardin'e geldik. Havin ablalar Hatice hanımı gördükten sonra Urfa'ya döneceklerini söylediler.
Konağa vardığımızda bizi bu kadar erken beklemedikleri belliydi.
"Hayırdır oğul? Selam verip geri mi döndünüz?"
"Aynen öyle ettik baw."
Akşam yemeğinde herkes sessizdi. Hatice hanımsa ne diyeydi bilmiyordum ama mutluydu. Onu ilk kez böyle mutlu görüyordum.
"İyisin dedâ. Allah tekrarını yaşatmasın."
"Amin Havin kızım. İyiyim sağ olasın."
Diğerleriyle de biraz muhabbet ettikten sonra odama çıktım. Duşun ardından biraz yatağa uzandım. Saat henüz erkendi ve birazdan çay saati gelirdi. Tıpkı yemek saati gibi çay saatinde de herkes salonda olacaktı.
İstemeye istemeye el mecbur pijamalarımı çıkartıp pantolon ve bluz giydim. Pijamayla gezememek çok kötüydü.
Zeynel odaya geldi. O da üstünü değiştirdi. Elimden tuttu,dudağıma minik bir öpücük bıraktı ve aşağıya indik.
Salona girdiğimizde çaylarımızın servisi yapıldı. Servisi yapan kızı ilk kez görüyordum. Yeni mi almışlardı acaba?
"Otur Lorin kızım."
Hatice hanım o tanıyamadığım kızı yanına oturttu. Akraba falandı belli ki.
"Ne zamandan beri çalışanlar bizimle çay içer oldu baw?"
Celil Ağa'dan önce Hatice hanım atıldı Zeynel'in sorusuna.
"Çalışan değildir Lorin. Yeni gelinimiz olacaktır inşallah."
Gelinimiz derken Zeynel'e bakıyordu. Bu kızı Zeynel ile mi evlendireceklerdi yoksa?
"Ne gelini dedâ?"
"Kuma aldım sana Lorin'i."
Zeynel hışımla kalktı yerinden. Karşısındaki babaannesi olmasaydı dövecek gibiydi.
"Ben kuma getirilmeyecek demedim mi dedâ? Gönder evine gitsin."
Hatice hanım da aynı şekilde ayağa kalktı. Bastonunu sertçe yere vurdu.
"Yeter Zeynel Ağa! Bana karşı haddini aşarsın. Bu zamana kadar sustum sustum tepeme oturdun. Lorin gelinin olacaktır. Gelen kızın geri gittiği nerede görülmüş? Aşiret Zeynel Ağa karısına söz geçiremez olmuş,bir kuma alamıyor o kusurlu karısının üstüne diyor.”
Akan gözyaşımı elimin tersiyle silip yerimden kalktım. Salondan çıkacaktım ama Zeynel beni durdurdu.
"Bırak Zeynel. Bıktım bu muhabbetten."
Kolumu çektim ama bırakmadı beni. Kalktığım koltuğa geri oturttu.
"Ben bu kızı ölsem nikahıma almam. Benim tek karım Almira'dır. Bu da böyle bilinecek.
Beni kolumdan tutup kaldırdı. Tam çıkacakken Jiyan'ın sesi doldu salona. Durup ona döndük. Başı önündeydi.
"Eğer razılığı varsa ben Lorin'i nikahıma almaya hazırım."
Instagram @1senaswriting
|
0% |