Yeni Üyelik
21.
Bölüm

21. Bölüm

@1senaswriting

 

 

 

5 ay sonra

 

 

Keyifli okumalar🌸

 

 

 

Yarın Şeyma'nın kız istemesi olacaktı. Zeynel ile birlikte İstanbul'a gidecektim. Kız tarafı olarak katılacaktık.

 

 

Bu sürede Rezan ve Şeyma sürekli görüştüler. En sonunda daha fazla uzatmadan evlenmeye karar verdiler.

 

 

Zeynel gitmek istemiyordu ama arkadaşım olduğu için de çok ses etmiyordu. Akşam üzerine doğru yola çıkacaktık.

 

 

Bu sürede Lorin'in ve Hivda'nın erkek bebekleri olacağı haberlerini peş peşe aldık. Hatice hanımsa iyiden iyiye bana düşman kesilmişti. Bir şey diyemese de bakışlarından anlıyordum.

 

 

İstanbul'a gitmişken birkaç gün kalacaktım.İstanbul'u ve arkadaşlarımı özlemiştim. Annemi de çağırmıştım gelecekti.

 

 

Herkesi ne kadar özlediğimi fark edince gözümden bir damla yaş düştü. Elimin tersiyle sildim ama devamı geldi. Zorla da olsa bastırdım. Özlem cidden ağırmış.

 

 

Valizler bitince onları kapının yanına koydum ve belimi tutarak kalktım. Üstümde iki üç gündür bir hâlsizlik vardı. Havalar yeni ısınmıştı ve mevsimsel hastalanmak istemiyordum.

 

 

İstanbul'a gideceğimiz saate kadar uyudum. Zeynel gelip uyandırdı. Hazırlanıp havaalanına doğru yola çıktık.

 

 

2 saatlik bir uçak yolculuğundan sonra İstanbul'a vardık. Gelen araca geçtik.

 

 

"Ben yolu tarif edeyim."

 

 

Şoför aynadan önce Zeynel'e sonrasında bana baktı. Zeynel de bana döndü. Ne demiştim ki? Adres tarif edeyim dedim sadece.

 

 

"Burda kalacağımız günlerde sence Şeyma'nın evinde mi kalırız?"

 

 

"Hayır. Ben kendi evimi tarif edecektim."

 

 

Şoför tekrar baktı ve Zeynel'den aldığı onayla arabayı çalıştırdı. Yol boyunca hiç konuşmadık.

 

 

Yolun sonunda bir rezidansın önünde durduk. Zeynel inince ben de peşinden indim.

 

 

"Burda mı kalacağız?"

 

 

Başıyla onayladı beni ve elimi tutarak yürümemi sağladı.

 

 

Asansöre binince 35. katın düğmesine bastı. Çık çık bitmiyordu sanki ve bu benim başımı döndürüp midemi bulandırmaya yetmişti.

 

 

Kata geldiğimizde Zeynel kapıyı açar açmaz içeriye girdim ve banyo olabileceğini düşündüğüm kapıyı açtım.

 

 

Kusmak için eğildiğimde Zeynel'in de geldiğini yeni fark ettim. O benimle ilgilenmeye çalışırken ben içimde ne varsa attım.

 

 

İşim bitince yüzümü yıkadı ve kucağına alıp yatağa yatırdı. Yanıma oturup ateşimin olup olmadığına baktı. Henüz ateşim yoktu ve de umarım olmazdı.

 

 

"Yolculuk ve asansör beni biraz etkiledi. Bir de biliyorsun birkaç gündür hâlsizim zaten."

 

 

Saçlarımı okşayarak alnıma bir öpücük bıraktı.

 

 

"Dinlen. Ben doktor çağırayım."

 

 

Doktor gelene kadar biraz uyudum. Geldiğinde yine Zeynel uyandırdı beni.

 

 

"Neyiniz var Almira hanım?"

 

 

"Hâlsizlik,yorgun ve uykusuzluk hissi,bulantı kusma."

 

 

Şimdilik aklıma gelenler bunlardı.

 

 

"Hamilelik şüphesi var mı?"

 

 

Başımı olumsuz anlamda sağa sola salladım. Hamile olamazdım çünkü geçen ay regl görmüştüm zaten.

 

 

"Regl gördüm doktor hanım."

 

 

Çantasından bir şeyler çıkarttı ve masanın üzerine koydu.

 

 

"Biz yine de gebelik testi yapalım Almira hanım. Belki de hamilesinizdir. İlaç verip riske atmak istemem."

 

 

Benden bir tüp kan aldı ve hastaneye götüreceğini söyleyerek ayrıldı.

 

 

Cidden hamile olabilir miydim? Zeynel'e baktım. O da sanırım bunu düşünüyordu.

 

 

"Sence hamile miyim?"

 

 

"Bilmem."

 

 

Kendimi bir bebeğe hem hazır hissetmiyor hem de bir taraftan nasıl bir anne olabileceğimi düşünüyordum. İyi ki bu çelişkili düşünceleri benden başka duyan yoktu.

 

 

2.5 saat sonra doktor tekrar geldi. Yüzüne yayılan gülümsemeyle girdi içeriye.

 

 

"Tebrikler Almira hanım.6 haftalık hamilesiniz."

 

 

O anın iç güdüsüyle ellerimi karnımın üstünde birleştirdim. Sanki onu hissetmeyi umuyordum. Zeynel'de benim gibi gelip elini elimin yanına koydu.

 

 

"Yani şimdi burda ikimizden bir can mı var?"

 

 

Başımla onayladım onu.Sevincimden gözümden akan bir damlayı sildim. Neden bilmiyordum ama saatlerce ağlayasım vardı.

 

 

❄️

 

 

"Çok sevindim ya canım arkadaşım." diyerek bana sarılan Şeyma'ya sıkıca sarıldım. Elini karnımın üstüne koydu.

 

 

"Merhaba bebeğim. Ben senin çılgın teyzen." biraz daha eğilip sanki kulağa fısıldar gibi konuştu. "Yediğin her haltı desteklerim. Annenden de gizleriz bana anlatırsın."

 

 

"Sen benim bebeğime neler diyorsun öyle? Kötü teyze."

 

 

Birlikte gülerek birbirimizden ayrıldık. Akşama sözü vardı ama tamamen aklından çıkmış gibiydi.

 

 

Tüm hazırlıkları tamamdı. Son kez eksik bir şeyin olup olmadığına birlikte baktık. Nişan yapmayıp direkt düğün yapacakları için biraz kalabalık olacaktık.

 

 

"Birkaç saat sonra Urfa'nın yarısı gelecek. Hazır mısın?"

 

 

"Tam unutayım stresim azalsın dedim yine arttı. Sağ ol kanka."

 

 

"Ne demek canım. Her zaman."

 

 

Kuaför eve gelecekti. Gelmesine az bir zaman kala üzerimizi değiştirmek için odalara geçtik.

 

 

Şeyma'nın ailesinin evinin bahçesinde yapılacaktı söz. Organizasyon tüm bahçeyi süslemişti. Havuzun etrafı masalarla çevrilmişti.

 

 

Ve cidden de Urfa'nın yarısı kadar diyebileceğimiz bir kalabalık gelmişti. Şeyma kadar ben de heyecan yapmıştım ister istemez.

 

 

"Ay Almira bu kadar insana kahveyi nasıl yapalım?"

 

 

"Canım sadece kendi ailenle Rezan'ın ailesine yap. Diğerleri kokteyl falan içer."

 

 

Annem yetişirim demişti ama henüz gelmemişti. Gelirdi umarım.

 

 

Şeyma kahveleri dağıtıp kendine ait olan yere geçince ben de yakınına oturdum.

 

 

Rezan da yanına gelip oturmuştu. Şeyma'nın tarafında onun ailesi karşısında Rezan'ın ailesi oturuyordu. Diğerleri de rastgele yerleşmişlerdi.

 

 

"Efendim sebebi ziyaretemiz bellidir." diyerek Baver abi söze girdi. Maalesef babası gelememişti.

 

 

"Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızınız Şeyma'yı kardeşim Rezan'a istiyorum."

 

 

Şeyma'nın babası yerinde şöyle bir dikleşti. Bi yudum kahvesinden içti. Bi kızına bi Rezan'a baktı. Onunla birlikte ben de Şeyma'ya bakınca kalbinin neredeyse yerinden çıkacağını görebiliyordum.

 

 

"Madem gençler birbirlerini sevmiş,bize hayırlı olsun demek düşer."

 

 

Hep birlikte ayağa kalkıldı. Şeyma'nın söz tepsisini ben tutuyordum. Yüzükleri parmaklarına takan Şeyma'nın babası makası eline aldı ve tersiyle kesmeye çalıştı.

 

 

"Hay Allah! Makas da kesmiyor."

 

 

Baver abi cebinden ne kadar olduğunu sayamadığım bir miktarda parayı çıkartıp tepsiye koydu ve aynı anda da bir kadın elinde büyükçe bir kutuyla geldi ve kapağını açtı.

 

 

"Urfa akıtması." diye sesli bir şekilde ekledi Baver abi. Kocaman bir gerdanlıktı bu Urfa akıtması dediği şey.

 

 

Makası düzgün tutup kesti Şeyma'nın babası. Büyük bir alkış ve büyüklerin elinin öpülmesi ile de devam etti.

 

 

❄️

 

 

Söz bitmişti ve Şeyma'yla odasına geçmiştik. Gelen her misafir altınıyla gelmişti. Şu an onları inceliyorduk.

 

 

"Bu Urfa akıtması denen şey benim boynumu ağrıtır."

 

 

"Onu sadece aşiret toplantılarında falan takıyorlarmış. Öyle dedi Zeynel."

 

 

Annemin aradığını görünce konuşmak üzere olan Şeyma'yı susturdum. Uçağı iki kez rötar yapmıştı.

 

 

"Ne diyor?"

 

 

"İnmiş geliyormuş."

 

 

"Niye haber etmemiş gider alırdık."

 

 

"Ben de onu dedim ama zahmet etmek istememiş."

 

 

Biraz sonra annem gelmişti. Hâlâ küçük bir çocuk gibi görünce koşa koşa gidip kapıda sarılıyordum. Yine öyle yaptım.

 

 

"Hoşgeldin annem."

 

 

Annem benden ayrılıp yanaklarıma öpücük bıraktı. O da hâlâ çocukken olduğu gibi saçlarımı okşardı.

 

 

Birbirimizden ayrılınca elimi karnımın üstüne koydum.

 

 

"Hoşgeldin anneanne deriz artık."

 

 

Annem şaşkınlıkla bana baktı ve gözlerimin içine bakarak doğru olup olmadığını sorguladı. Başımı onaylar anlamda sallayınca gözünden bir damla yaş düştü. Onunla birlikte benimde.

 

 

"Genç yaşta anneanne olduğum için ağlıyorum sadece."

 

 

Mutluluktan ağladığı apaçık belliydi. Yine de dediği gibi olsundu.

 

 

"Tamam. Doğduğu zaman benim ablam olduğunu söyleriz sana da teyze der."

 

 

Birlikte güldük ve birbirimize sarılarak içeriye geçtik. Bu bebek herkese iyi gelecekti.

 

 

Instagram @1senaswriting

Loading...
0%