Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@1senaswriting

Keyifli okumalar🌸

 

Sabah dışardan gelen seslerle uyandım. Bu saatte neydi bu kalabalık ses? Tekrar uykuya dalmak istedim. O sırada Jade odaya girdi.

 

"Hadi yenge kalk. Amcamlar geldi."

 

Sabah sabah niye gelmişlerdi? Gelmişlerse gelmişler beni niye kaldırıyorlardı?

 

"Akraba ziyaretlerini hep bu saatte mi yaparsınız?"

 

"Düğüne geldiler."

 

Elimle çıkmasını gösterdim ve tekrar yattım.

 

"Uyumayı düşünmüyorsun değil mi?"

 

"Sen hâlâ burda mısın Jade?"

 

Jade gittikten sonra uyuyamadım ve kalkıp giyindim. Sanırım beni görmek istiyorlardı. Saçlarımı da topladıktan sonra odadan çıktım.

 

Salona indiğim zaman tanımadığım insanları gördüm. Jade gülümseyerek yanıma yaklaştı ve elini bana uzattı.

 

"Gel yenge seni amcamlarla tanıştırayım."

 

Ben de onun gibi gülümseyerek elimi ona uzattım. Tutup çekti kolumdan ve insanlara yaklaştırdı.

 

"Amcam,yengem kuzenlerim." diyerek onları geçtikten sonra başka bir tarafa geçti.

 

"Ablam Havin. Eşi Baver Ağa. Urfa'dan geldiler."

 

Amcası bana büyük bir sevecenlikle sarıldı. Sanki 40 yıllık tanıdığı gibi.

 

Havin abla da sıcak bir gülümsemeyle bana sarıldı. Eşi sadece el sıkışmakla yetindi.

 

Yengesi ve Berfin beni sevmemişti bunu surat ifadelerinden bile anlamıştım. Zorla buraya getirilmiş gibi bir hâlleri vardı.

 

Hepsiyle tokalaştıktan sonra Jade'nin yanına oturdum. Ona doğru eğildim ve kulağına fısıldadım.

 

"Beni pek sevmediler sanki."

 

Jade dediğime güldü. Gülerken dişlerinin arasından konuştu.

 

"Onlar kendilerinden başkasını sevmezler zaten."

 

Dediğine ben de kendimi tutamayıp güldüm. Hiç sevmezdim böyle kendini beğenen insanları.

 

Biraz sonra kahvaltı sofrasına geçtik. Diğerlerinin de gelmesini bekledik ama gelen giden yoktu. Zişan hanım daha fazla dayanamadı.

 

"Jade kalk Jiyan'ı çağır şu sofraya. Almira sen de Zeynel'i çağır. Öğlen olacak."

 

Jiyan kendi hâlinde sessiz,sakin birisiydi. Bir de dünyalar tatlısı bir kızı vardı.

 

Zeynel'in odasının kapısını çaldım. İçerden ses gelmedi. Bir daha çaldım yine ses yoktu. Girip girmemek arasında kararsız kaldım. O an yan odadan Jiyan ve Nalin çıktı. Yanına gidip Nalin'i kucağıma aldım.

 

"Şimdi ben kapıyı açacağım sen de içeri gireceksin. Amcana bakacaksın."

 

Kapıyı yavaşça açıp Nalin'i odaya soktum ve tekrar kapattım. Biraz sonra Zeynel kucağında Nalin ile odadan çıktı.

 

"Günaydın. Aferin Nalin'e seni uyandırmış."

 

Uzanıp Nalin'i kucağından aldım ve babasına geri verdim. Jiyan onunla birlikte aşağı indi.

 

"Hadi Zişan hanım kahvaltıya bekliyor."

 

Merdivenlere yönelmiştim ama konuşmasıyla durdum.

 

"Ne hanımı? Anne diyeceksin artık."

 

Evlenince öyle oluyordu. Kendi annem geldi aklıma. Onu bir daha ne zaman görecektim?

 

"Doğru. Evlendikten sonra derim."

 

Arkamı dönmeden konuşmuştum. Gözümden bir damla yaş aktı elimin tersiyle sildim ve gülümsemeye çalıştım.

 

Zeynel yanıma gelip durdu. Yüzüme baktı. Ağladığımı anlamıştı.

 

"Neden ağladın?"

 

"Ağlamadım." diyerek daha fazla gülümsedim ve onu beklemeden aşağı indim.

 

Hep birlikte masadaki yerlerimizi aldık. Biraz sonra telefonum çalınca alıp kalktım. Şeyma arıyordu.

 

"Efendim Şeyma?"

 

"Nasılsın canım? Nerdesin?"

 

"İyiyim. Hatta bir iki güne yanıma gelebilirsin."

 

"Ciddi misin? Seni çok özledim."

 

Mutluluğu sesinden de belli oluyordu. Gülüyordu onunla beraber ben de güldüm.

 

"Ben de çok özledim. Haber ettiğim zaman Gökhan ile Mardin'e gelebilirsiniz."

 

Nerde olduğumu saklamama artık gerek kalmamıştı. Bilseler de olurdu.

 

"Ne? Ne Mardin'i? Ne işin Mardin'de?"

 

Resmen konuşmadı kulağıma bağırdı.

 

"Evleniyorum."

 

"Ne? Evleniyor musun? Almira saçmalama. Oğuzhan ile orda mı evleneceksin? Evlenecektin niye kaçtın gittin?"

 

Tüm soruları peş peşe sormuştu. Hangi birine cevap verecektim? Pat diye konuya daldım tabi.

 

"Oğuzhan ile evlenmiyorum. Başkasıyla evleniyorum. Neyse gelince öğrenirsin zaten. Hadi canım öpüyorum seni kendine iyi bak."

 

Zeynel'in yanımdan geçtiğini fark edince telefonu kapattım. Bir yere gidiyordu.

 

"Hey nereye gidiyorsun ?"

 

Sesimi duyunca durdu ve bana baktı. Ona yaklaşmamı bekledi.

 

"İşe gidiyorum. Ne o şimdiden karışmaya mı başladın?"

 

"Yok. Ne karışacağım? Gelinlik bakmaya gidecektik ya sen gelmiyor musun?"

 

"Çalışmam lazım Almira. Annem, Roza yengem ve Jade ile gidersiniz."

 

Kaç gündür evdeydi bugün mü işe gidesi gelmiş? İnsan bi der ben de geleyim. Ben de fikir sunayım. Ama yok nerdeee?

 

"Peki. Öyle yaparım."

 

❄️

 

Yemekten sonra ben,Zişan hanım,Roza,Jade ve Berfin alışverişe çıkmıştık. Ben her ne kadar Berfin'in gelmesini istememiş olsam da o resmen kendi kendini zorla davet ettirmişti.

 

"Almira bak bu modeli de dene istersen."

 

Zişan hanımın gösterdiği gelinliğe denemeye gittim. Giyinip çıktım. Zişan hanım ve Jade çok beğenmişti. Berfin beğenmemiş gibiydi. Benim de pek içime sinmemişti doğrusu. Arkamdan gelen tanıdık sese döndüm.

 

"Bir de bunu dene."

 

Seslenen Zeyneldi. Döndüm ve elindeki gelinliği gördüm. Çok güzeldi. Beni en çok sevindiren gelmiş olmasıydı. Hemen gülümseyerek gelinliği elinden aldım.

 

Giyinip çıktım. Cidden çok güzel bir modeldi. Meğer Zeynel zevkli adammış.

 

"Kesinlikle bunu alıyoruz."

 

Herkes beğenmişti. Yine beğenmeyen isim belliydi. Tabi ki de Berfin. Ama ona aldırış etmedim.

 

Gelinlikçiden çıkınca ben Zeynel'in arabasına diğerleri de Adar'ın arabasına bindi. Zeynel başka bir yere gideceğemizi söylemişti.

 

"İşte geldik." diyerek bir kuyumcunun önünde durdu. Alyans falan alacaktık sanırım.

 

Dükkana girince bizi orta yaşlarda bir adam karşıladı.

 

"Hoşgelmişsin Zeynel ağam. Buyrun buyrun."

 

"Hoşbulduk İbrahim abi. Alyans alacaktık biz."

 

Adam bu yaşına rağmen çok enerjikti. Hemen bize birkaç model gösterdi. En beğendiğimi seçtim.

 

"Hadi sen arabaya geç ben ödeme yapıp geliyorum."

 

Onaylayarak arabaya geçip beklemeye başladım. Çok geçmeden Zeynel gelmişti.

 

❄️

 

Zeynel yine nereye gideceğemizi söylemeden kullanıyordu arabayı. Her sorduğumdaysa sürpriz diyordu.

 

Bir tepeye çıkmıştık. Manzarası çok güzeldi sanki tüm Mardin ayaklarımızın altındaydı.

 

Ben kenarda oturmuş güzel güzel manzarayı izliyordum. Bir anda oldu her şey. Bir anda Zeynel kalkıp önümde diz çöktü.

 

"Böyle şeyler nasıl söyleniyor bilmiyorum. Romantizm de beceremem pek."

 

Cebinden bir kutu çıkarttı ve açtı.

 

"İşte bu yüzden direkt soruyorum. Benimle evlenir misin Almira?"

 

Ne diyeceğimi bilemedim. Hem şaşırmış hem de heyecanlanmıştım. Çevreden "Evet evet" tezahüratları yükseliyordu.

 

"Evet. Evet evlenirim seninle."

 

Yüzüğü parmağıma taktı ve ayağa kalktı. Beni de kaldırdı ve sıkıca sarıldı.

 

Konağa döndüğümüzde hava kararmak üzereydi. Akşam yemeği saati gelmişti. Zeynel ile masadaki yerimizi aldık.

 

"Yenge doğru mu görüyorum? Parmağındaki yüzük mü? Bakabilir miyim?"

 

Gülümsedim ve elimi ons uzattım. Yüzüğü incelemeye başladı.

 

"Evet tatlım. Abin evlilik teklifi etti."

 

Masadakiler tek tek bizi tebrik ettiler. Sanki gerçekten birbirimize aşıktık ve mutlu bir yuva kurma yolunda ilk adımlarımızı heyecanla atıyor gibiydik.

 

Salonun başında Ahmet abi göründü. Celil ağanın yanına yaklaştı.

 

"Ağam biri geldi. Almira hanımın ziyarete gelmiş. Alalım mı?"

 

"Alın tabi alın."

 

Kim gelmiş olabilirdi ki? Yoksa abim bulmuş muydu beni? Panikledim ne yapacağımı bilemedim. Bir ayağa kalktım bir yerime geri oturdum. Tekrar kalktım ve bekledim.

 

Karşımda gördüğüm kişiye şaşırarak baktım. Gerçek miydi bu an? Gerçekten burda mıydı? Ama nasıl olmuştu? Nasıl bulmuştu da burayı gelmişti?

 

Gözlerim dolmuştu. Ağlamamak için zor tutuyordum kendimi. Ne yapacağımı bilemedim. Yanına gidip gitmemek arasında kararsız kaldım.

 

Ne o ne ben ilerisi için bir hamle yapmıyorduk. Öylece durmuş birbirimize bakıyorduk.

Loading...
0%