@1senaswriting
|
Keyifli okumalar❤️
Nikahtan üstünden 2 gün geçmişti ve bugün kına yarın ise düğün vardı. Düğün için hazırlıklara bugünden başlanmıştı. Ben düğün istememiştim ama Zeynel'in ailesi çok istemişti. Mecburen ben de sesimi çıkartmadım.
Odamın camından dışarıyı görebiliyordum. Kurbanlar kesiliyor onlarla uğraşılıyor,konakta temizlik,tatlılar,yemekler yapılıyordu. O kadar çok kişi çalışıyordu ki. Bir taraftan da kına için bir şeyler yapılıyordu ama sanırım düğün daha önemli olduğundan kına geri plana atılıyor gibiydi.
Odamın kapısı çaldı ve Jade içeriye girdi. Gülümseyerek yanıma oturmasını işaret ettim. O da karşılığında bana gülümsedi ve gösterdiğim yere oturdu.
"Heyecanlı mısın yenge?"
Her gelin gibi ben de biraz heyecanlıydım tabi. Yok desem yalan olurdu.
"Abim yengenin giyinmesine yardımcı ol birazdan kuaförler gelir dedi."
Saate baktım henüz öğlendi. Kına ise akşam olacaktı. Niye bu kadar erken geliyorlardı ki?
Odaya Şeyma da girmişti. Elbisesini giymiş elinde iki çift ayakkabı vardı.
"Hangi ayakkabıyı giyeceğim Almira?"
Elbisesi gece mavisiydi. Bir elinde gümüş bir elinde siyah ayakkabı vardı.
"Gümüş olanı giy canım."
Kalktım ve dolaptan kına elbisemi aldım. Madem geleceklerdi giyinip beklemek en mantıklısı olurdu.
"Çok erken geliyorlar ya."
"Konaktaki o kadar kadına kıza makyaj yapacaklar."
Doğru orasını düşünmemiştim. Nereden bakarsan 6-7 kız vardı konakta. Zeynel'in ablası da gelmişti.
Hemen hızlı bir duş aldım ve elbisemi giyindim. Bindallı istemediğim için kırmızı bir elbise almıştım.
Odaya girdiğimde kızlar moda yorumcusu gibi bakıyorlardı. Zeynel de odaya gelmişti. Soran gözlerle ona baktım. Omuz silkti.
"Görmeye geldim."
Kızlar beğendiklerini ifade etmişlerdi ama Zeynel düşünceli bir hâl takınmıştı.
"Bir tur dön bakalım." dediğini yaptım ve tam önünde durdum.
"Bir şey eksik." diyerek ceketinin iç cebinden bir kolye çıkarttı. Elinde sallayarak bana doğru yürüdü.
"İşte bu."
Arkama geçti saçlarımı omzuma attı. Yardım etmek için tuttum saçlarımı.
"Bu nerden çıktı?"
"Nişan hediyesi aldım."
Başka bir şey demeden önüme geçti ve beni baştan aşağı süzdü. Daha ne eksikti acaba?
"Saç makyaj eksik sadece." diyerek düşüncesini bozdum. Kafasını onaylar anlamda salladı.
❄️
Kuaförler gelmiş,herkesin işi hallolmuş bir benimki kalmıştı. Şu an benimle ilgileniyorlardı.
"Hayır yani gelin sensin. Niye seni en sona attık ki biz? Türk'ün zekası işte sonradan çalışıyor."
Bunları diyen Şeyma'ya gülmeden edemedim. Bir nevi haklıydı da şurda kınaya az bir zaman kalmıştı. Ellerini çabuk tutsalar iyi olurdu.
1.5 saatin sonunda nihayet hazırdım. Hava kararmış,misafirler gelmişlerdi ve hâlâ gelenler vardı. Onlara güzel de bir sürprimiz olacaktı.
Kapı çaldı ve içeriye Jade girdi. Bu demek oluyordu ki artık gelin aşağı insin.
Şeyma en önde,boynuna astığı kocaman davuluna başlamıştı vurmaya. Bir taraftan da değişik sesler çıkartıyordu neden olduğunu anlamadım.
Herkes halay için sıraya dizildiği zaman şarkı çalmaya başladı. Evet Jade bize az zamanda halay çekmeyi öğretmişti.
"Dama çıkmış bir güzel Delilo, delilo hayraney Damın etrafı gezer Delilo, delilo kurbaney"
Buralara özgü bir halayla giriş yapmıştık. Şeyma ritme göre davuluna vuruyordu. Bazı yerlerinde sert bazı yerlerinde normal.
Zeynel ile o an göz göze geldik. Hem şaşkın hem de gülümsüyordu. Beklemiyordu tabi benden böyle bir performansı.
Şarkı bitince bana hazırlanan masaya geçtim. Bir bardak meyvesuyu doldurup içtim. Zeynel hayretle bana bakıyordu.
"Ne oldu beğenmedin mi kına girişimi? Ya da kına çıkışı mı derler?"
Herkes gibi organize kına ekibi tutmayıp farklı bir şey denemiştik sonuçta beğenmesi lazımdı.
"Bayıldım çok güzeldi."
Acaba düğüne de mi böyle giriş yapsaydım? Madem sevilmişti halayımız.
Birkaç oyun havası ve halaydan sonra sıra kına yakmaya gelmişti.
Kadınlar beni ortalarına aldılar ve etrafımda bir çember oluşturdular. Başladılar o meşhur kına şarkısına.
Arada bir de bir kadın beni kontrol ediyordu. Ağlıyor muyum ağlamıyor muyum ona bakıyordu. Ama durup dururken ne diye ağlayacaktım ki?
En sonunda yöresel değişik dansları bitmiş bir kadın önüme eğilmişti. Sanırım kına yakmak içindi. Elimi ona doğru açarak uzattım. Elimi tekrar kapattı.
"Zişan xanım, gelin xanım elini açmıyor."
Kadına bak açtığım elimi kendisi geri kapatmıştı. Ben tekrar açmak istedim ama buna izin vermedi.
"Hayır Zişan hanım açıyorum ama bu kadın tekrar kapatıyor."
Etraftan gülme sesleri yükseldi. Hayır komik olan neydi ki?
"Kızım sus da kayınvaliden emine altın koyacak. Ondan açtırmıyorum."
Abla iyi hoş da bunu niye en başında söylemedin? Rezil olduk o kadar insana.
Zişan hanım yanımıza geldi ve avucumu açtım. İçine kadının dediği gibi altını koydu. Beni de alnımdan öptükten sonra yerine geçti.
Sonrasında halaylara devam edilmişti. Ne çok seviyorlarmış halay çekmeyi. Hiçbirine katılasım yoktu. Zeynel de bir dakika yerine oturmamıştı.
Oturduğum yerden insanları izliyordum. Genç yaştakiler oynamaya devam ediyordu. Bazıları oturdukları yerden alkış tutarak onları destekler nitelikteydi. Bi grup kadının koyu bir sohbeti vardı. Sanırım kına dedikodusu çeviriyorlardı.
Zeynel derin bir of çekerek yanıma oturdu. Bir bardak suyu tek seferde içti. Aldığı peçeteyle alnından akan terleri sildi.
"Ne zaman bitecek?"
"Daha yeni başlıyor." diyerek bana göz kırptı. Şeyma da kendini halaya kaptırmış aralarından zorla çıkarak yanımıza geldi.
"Ben halay çekmeyi seviyorum ama bir günde bir saat halay çekilir yedi saat değil. Bu da çekilmez yani."
İşte bu gülmeme sebep olmuştu çünkü bunu söyleyen kadını taklit ederek söylemişti. Zeynel'e baktığımda onun da güldüğünü görmüştüm. Pek gülmezdi. Sonra kalkıp gitti. O kalkınca da Şeyma onun yerine oturdu.
"Ay şunun giydiği elbisenin modeline bak. O elbiseye o saç stili olmuş mu hiç?"
Gösterdiği kadın kare yaka bir elbise giymiş ve saçlarını toplamıştı iyi görünüyor gibiydi.
"Olmuş gibi."
"Olmamış saçlarını açık bıraksa daha güzel olurdu."
Böyle şeylere pek ilgim olduğu söylenemezdi. Şeyma ise moda ikonu gibiydi.
Gece yarısına doğru sona kalan insanlar da dağılmışlardı artık. Ara ara ben de bazı oyunlara eşlik etmiştim ama o kadardı. Yine de yorulmuştum.
Şeymayla odama çıkmıştık. Önce elbiseden kurtuldum. Sonra da o saçlarımı açarken ben de makyajımı siliyordum. Ardından da güzel bir duş alarak pijamalarımı giyindim.
Aynı şeylerin yarın da olacağı aklıma geldi. Yani gelinlik,saç,makyaj ve hepsinin içinde ben. Şeyma aklımdan geçenleri okumuş gibi konuştu.
"Ay bunun yarını da var."
Başımla onu onayladım ve emindim ki yarın daha yoğun geçecekti. O yüzden öğlene kadar falan uyumayı planlıyordum.
Şeyma biraz daha oturmuş,sonra odasına gitmek için hareketlenmişti. Ben de yatağıma uzanmış ve bugünün cidden yaşanıp yaşanmadığını teyit eder gibiydim.
O an varlığı aklıma gelen kolyeye gitti elim. İnceler gibi baktım. Taşlı, şık ve zarif bir kolyeydi. Benim de ona bir hediye almam gerektiği fikrini aklımın bir kenarına not aldıktan sonra daha fazla oyalanmadan pikeyi üzerime çektim. Yarın daha önemliydi ve uyumam lazımdı.
Selamlar👋🏻. Nasılsınız canlar? Umarım herkes iyidir❣️. Benden sürekli bölüm istediğiniz için peş peşe 3 bölüm attım. Keyifli okumalar dilerim. Kitapla kalın❤️ |
0% |