Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@1senaswriting

Keyifli okumalar.🌸

 

Benim öğlene kadar uyuma planımı bozan Jade ve Şeyma'nın odaya girmesiydi. Bir rahat yoktu ki. Saat henüz 10 bile olmamıştı. Onlar ısrarla beni uyandırmaya çalışırken ben de uyumaya çalışıyordum.

 

"Hiç kusura bakma yenge babaannem gelin olacak kız bu saate kadar yatar mıymış deyip ayıpladı."

 

Ne bu? Büyük kaynana mı oluyordu? Yatağımdan istemeye istemeye kalktım ve uzunca esnedim.

 

"Ayrıca da..." diye Jade söze girmişti ki Şeyma ona bir bakış attı. Ne oluyordu ?

 

"Ne ayrıca?"

 

"Babaannem bunlar evli niye ayrı yatalar dedi. Haklı sanki."

 

Gözlerimi devirerek Jade'ye baktım. Doğrusu böyleydi evet ama biz henüz bu konuyu konuşmamıştık.

 

"Düğünden sonra aynı odada kalmaya başlarız. Oldu mu?"

 

Yataktan kalktım ve ayaklarımı yere vura vura dolaptan üzerime bir şeyler aldım sonra da banyoya girdim. İşimi halledip çıktığımda saat 10'u anca geçiyordu.

 

Aşağıya indiğimizde herkes masadakini yerini almıştı. Zeynel'in babaannesinin onaylamaz bakışlarını görsem de umursamadım. Celil Ağa'nın yerine annesi 'Hayde afiyet olsun' diyene kadar kimse bir şey yememişti. İyi ki çabuk demişti.

 

Yemekten sonra Şeyma ile odama çıktım. Biraz sohbet ettikten sonra kalktım ve duş aldım. Duştan çıkınca gelinliğimi giymek ve giymemek arasında kararsız kaldım.

 

"Bence şimdi giy."

 

Yatağın üzerinde serili olan gelinliğe baktım. Zeynel'in beğendiğini düşününce gülümsedim. Şeyma fark etmişti ve gülerek sordu.

 

"Ne düşünüyorsun bakayım?"

 

Kafamı hızla iki yana salladım.

 

"Hiç,hiçbir şey."

 

Bir şey demese de bıyık altından gülmeye devam ediyordu. Yanlış anlamıştı işte.

 

 

 

Gelinliği Şeyma'nın da yardımıyla giymiştim. Aynadan kendime baktım. Gayet güzel olmuştu.

 

Bugün kuaförlerin gelmesini istemedim. Saçımı makyajımı Şeyma yapacaktı. Onlar geldiğinde insanın kafası daha çok karışıyordu.

 

Makyaj masasına oturdum. Şeyma da makyaj malzemelerinin olduğu çantasını getirdi.

 

"Nasıl bir makyaj istersiniz Almira hanım?"

 

Dün de bu soru sorulmuştu. Şeyma onları taklit etmişti. Güldüm. Birlikte güldük.

 

"Ağır olmasın ama çok sade de olmasın. Yap bir şeyler."

 

Şeyma anladım dercesine başını salladı. Makyaj yapıyordum yapmasına da kombinime ne uygunsa ona göre şeyler yapıyordum. Daha önce hiç gelinlik kombini yapmadığım için tabi karar veremedim.

 

Şeyma önce bir makyaj yaptı ardından beğenmeyerek onu silip tekrar yaptı. Sonraki yaptığındaysa yanlış yaptım diyerek bir daha sildi ve neredeyse akşama kadar uğraştı benimle. Saçımıysa hiç söylemiyorum bile. Çok kararsızdı.

 

İşimiz bittiğinde düğün saati gelmişti artık. Şeyma camdan aşağıya bakıyordu.

 

"Valla kanka benim bildiğim düğünde birkaç akraba,arkadaş falan olurdu. Aşağıda tüm Mardin var."

 

Abartıyordu bence o kadar da kalabalık olamazdı sonuçta. Kalkıp ben de baktım. Cidden de aşağısı çok kalabalıktı.

 

"Ben aşağı inmeyeceğim Şeyma. Sen gidip halay çekebilirsin."

 

Şaşkınca bana baktı. Ciddi olup olmadığımı ölçüyordu. Bense gayet ciddiydim.

 

"Şaka değil mi arkadaşım? Gelin yok diyemeyiz."

 

Kapı açıldı ve Zeynel girdi. Bu adam kapı çalmaz mıydı?

 

Beni baştan aşağı hızlıca süzdü. Ben de onu inceliyordum. Damatlığı tamamen siyahtı.

 

"Çok güzel olmuşsun." diyerek yanıma geldi ve kolunu girmem için uzattı.

 

"Dur Zeynel ayakkabımı giymedim henüz."

 

Ayakkabılarımı giymek için elime aldığımda Şeyma da beni durdurdu.

 

"Dur adımı yazmadım henüz."

 

Ayakkabının tekini aldı ve tüm tabanına kendi ismini yazdı. Sonra da eserine büyük bir gururla bakan ressam gibi bakmaya başladı.

 

"İşte bu kadar."

 

❄️

 

Düğün bitmişti ve en sonunda odama çıkabilmiştim. Gelinliğimi çıkartması için Şeyma'yı bekliyordum. Kapı açılmıştı gelenin Şeyma olduğunu düşünmüştüm ama içeriye Zeynel girmişti.

 

"Kapı çalmaz mısın sen?"

 

Yavaşça bana yaklaştı. Aramızda bir adım kadar bir mesafe kaldığı zaman durdu.

 

"Karımın odasına kapı çalarak mı gireceğim?"

 

Ne cevap vereceğimi kestirmeye çalışıyordum ama bir şey bulamamıştım.

 

Benim aksime o bu durumdan oldukça hoşnut görünüyordu. Hatta gülümsediğini bile görmüştüm.

 

"Şeyma gelecekti."

 

Geçip yatağa uzandı,ellerini başının altına koydu ve sanki tavanda bir şey varmış gibi izlemeye başladı. Ben de ona inat gidip yatağın diğer ucuna oturdum.

 

Çok sürmedi ve içeriye Şeyma girdi. İkimizi bu şekilde görünce önce bir şaşırdı. Ben ayağa kalkmıştım ama Zeynel konumunu bozmuyordu.

 

"Ne o baldız? Düğün gecesi de mi rahat yok?"

 

Baldız mı? Gece mi? Aklında ne vardı bilmiyordum. Ne geçiyor kafandan Zeynel?

 

"Ben şey..."

 

Yerinden kalktı ve Şeyma'ya sorarcasına bakmaya devam etti.

 

"Almira çağırdı diye gelmiştim. Senin de burda olduğunu bilsem gelmezdim."

 

Ortam iyice geriliyordu. Kimseden ses çıkmadı. En sonunda Zeynel'in gür bir kahkaha atması ile sessizlik bozuldu.

 

"Hadi çıkayım da üzerini değiştir. Yalnız yola çıkacağız. Ona göre giyin."

 

Bana göz kırptı ve odadan çıktı. Neydi bu şimdi?

 

"Ne oldu ya ben bir şey anlamadım?"

 

Ben de hiçbir şey anlamamıştım ve asıl önemli olan biz bu saatte nereye gidecektik?

 

Kapının ardından Zeynel'in sesi geldi.

 

"Çanta,valiz falan hazırlama. Hazırlattım ben."

 

Tatile falan gidiyorduk da benim mi haberim yoktu? Bayılıyordu bana sormadan sürpriz yapar gibi ani şeyler yapmaya.

 

"Yoksa balayına mı gidiyorsunuz kanka?"

 

Ah bilsem bi.

 

Gelinliğimi çıkartmamız zor olmamıştı. İyi ki sade bir gelinlik tercih etmiştim. Sonrasındaysa saçımı ve makyajımı hallettik. Kısa bir duş aldıktan sonra giyindim.

 

Dediği gibi kıyafet olarak bir şey almadım. Sadece makyaj malzemelerimi,birkaç cilt ürününü şarj aleti,kulaklık gibi şeyleri çantama attım.

 

Birlikte odadan çıktığımızda Zeynel yere oturmuş bekliyordu. Bizi görünce yerinden kalktı. Bu kadar süredir burda oturmuştu.

 

Aşağıya indiğimizde evdekilere tek tek vedalaştık. Gittiğim yeri bilmeden öylece vedalaştım ve arabaya geçtik.

 

"Nereye gidiyoruz?" diye sordum bir taraftan da kemerimle uğraşırken.

 

"Gidince görürsün."

 

"Uzak mı bari?"

 

"1 saat falan."

 

Kafamı geriye yasladım ve gözlerimi kapattım. Amacım uyumak değildi çünkü eğer şimdi uyursam ve uyanırsam tekrar uyuyamazdım.

 

Camdan dışarıyı izliyordum ama pek bir şey göremiyordum. Oflayarak gerindim.

 

"Daha çok var mı?"

 

"Almira yola çıkalı henüz 15 dakika olmadı."

 

15 dakika mı? Bana çok uzun bir süre gibi gelmişti. Canım sıkılmıştı işte.

 

"Ben kullanabilir miyim?"

 

Zeynel durdu ve yer değiştirdik.

 

"Polis çevirirse ne yapacaksın?"

 

Dudaklarımı bilmiyorum dercesine büzdüm. Henüz ehliyet çıkarttırmamıştım. Burda çevirme olur muydu ki?

 

"Umarım polis olmaz." diyerek arabayı kullanmaya devam ettim.

 

Zeynel arada yolu gösteriyordu. Onun dışında da konuşmuyorduk.

 

En sonunda bir köye girmiştik. Zeynel hangi ev olduğunu tarif etti ve önünde durdum. Köy evi olmasına rağmen dıştan gayet güzel duruyordu.

 

Bu saat olmasına rağmen evin ışıkları yanıyordu. Kapıyı tıklattığımızda yaşlı bir kadın açtı ve bize içtenlikle gülümsedi.

 

"Hoşgelmişsiniz. Geçin geçin."

 

İçeriye girdiğimiz zaman kadın tüm sevecenliğiyle Zeynel'e sarıldı. Mutluluğu yüzünden,gözledinden okunuyordu.

 

"Tamam Hürü Sultan gelinin kıskanacak bak. Tüm sevgi gösterini bana yaptın."

 

Az önce adını bile yeni öğrendiğim kadın bu sefer aynı sıcak gülümsemeyi bana sundu.

 

"Güzel gelinimden sevgimi sakınır mıyım hiç?"

 

Sevmiştim ben bu kadını. O da beni sevmişti.

 

"Gel hele gel. Deden de yatmadı sizi bekler."

 

Dede dediğine göre bu kadın Zeynel'in anneannesi olmalıydı. İçeriye geçtik ve onunla da tanıştık. O kadar sevimli insanlardı ki.

 

"Sizin odanız küçükken hep kaldığın oda. Yorulmuşsunuzdur. Geçin isterseniz."

 

Zeynel anneannesini başıyla onayladı ve ayaklandı. Ben de peşinden yukarıya çıktım.

 

"Neden buraya geleceğimizi söylemedin ki?"

 

"Bilmem. Sürpriz yaptım işte."

 

Bana hazırlattığı çantadan pijama takımı buldum ve üzerimi değiştirmek için banyoya girdim.

 

"Neden burda değişmiyorsun karıcım?"

 

Zeynel'in dediğine görmese de göz devirmiştim. Hızlıca üzerimi değiştirdim ve odaya döndüm.

 

Altına sadece eşofman giymiş üstü çıplaktı ve öylece yatağa uzanmıştı. Gidip diğer ucuna da ben iliştim.

 

Biraz yanıma sokuldu. Ne yaptığına anlam veremeyerek uzaklaşmak istedim ama zaten uçtaydım.

 

"Zeynel ne yapıyorsun ya?" diye çemkirdim. O benim hâlimden aldığı keyifle güldü.

 

"Hiç karıcım. Madem aynı yatakta yatıyoruz sarılırız diye düşündüm."

 

"Sırf yerlerde yatma diye yatakta yatmana sesim çıkmadı ama git diğer uçta yat."

 

Benden uzaklaşınca derin bir nefes aldım ve keyifle sırıttım. Kısa zamandaysa uykuya dalmıştım.

 

Instagram @1senaswriting

Loading...
0%