@1senaswriting
|
Keyifli okumalar🪷
3 yıl sonrası.
"Poyraz koşma bebeğim."
Ferzan'ın peşinden koşmaya devam eden bebeğimin peşine düştüm. Oğlum diye demiyorum çok hareketli bir çocuktu.
"Poyraz Deniz dur lütfen."
Durdu ve masum masum yüzüme baktı. Ona yetiştim. Elbisemin ucunu çekiştirdi.
"Annecim lütfen. Ben de gol istiyorum."
Ferzan gibi o da topla oynamak istiyordu ama bir türlü yetişemiyordu.
"Ama Ferzan abin senden büyük. Sen şimdi onunla oynayamazsın ki bebeğim."
Anlamayıp ağlayınca kucağına aldım ve yanağını sıkıp öptüm.Öpsün diye kendi yanağımı uzattım. Çok tatlı öpüyordu.
"Anne karnında bebek var."
Bir keresinde yanlışlıkla bunu duymuştu ve sürekli diyordu. Akıllı bebeğim hiçbir şeyi de unutmuyordu.
"Evet bebeğim."
Baran ve Yağız'ın yanına götürdüm onu. En azından onlarla biraz oynayabilirdi.
Gidip diğerlerinin yanına oturdum. Havalar çok sıcaktı önce suyumu içtim. Ardından gazozumu elime aldım. Bir gözüm de sürekli Poyraz'daydı.
"Almira 9 aylık hâlinle çocuk peşindesin. Bırak oynar kendi kendine. Çocuk bu düşe kalka büyür."
Onlar çocuklarını bırakmış rahat rahat oturmuş sohbet ediyorlardı.
"Senin oğlun neredeyse 5 yaşına girecek Roza. Senin için hava hoş tabi. Hadi o neyse ya siz? Daha çocuklarınız kaç yaşında? Saldım çayıra mevlam kayıra hesabı."
Bahçe kapısından Jiyan ve Nalin girdi. Yağız onları görünce oyuncaklarını bırakıp koşarak Jiyan'ın bacaklarına sarıldı. O da hemen kucağına aldı Yağız'ı.
Kendi çocuğu gibi görüyordu onu. Nalin'e nasılsa ona da öyleydi. Ama Lorin hâlâ biraz çekingendi. Oğlunun peşinden kalkıp Yağız'ı almak istedi.
"Rahatsız etmesin ağam."
"Etmiyor."
Jiyan ikisiyle birlikte içeriye girdi. Lorin de tekrar yanımıza döndü.
Şeyma mesajla geleceğini söylemişti. Hâlâ gelmemişti. Kalkıp bir şeyler hazırlansın diye mutfağa bakacaktım ki geri oturdum. Geceden beri ara ara gelip giden sancılarım yine geldi. Ama bu sefer daha farklıydı. Sanırım kızım bu koşuşturmadan sonra gelmeye karar verdi.
Durumu hemen fark eden Roza gelip elimi tuttu ve beni düzgün bir şekilde oturttu.
"Hivda gel de diğer elini sen tut."
Başını hızla sağa sola salladı Hivda. Hatta iki adım geriye gitti.
"Geçen sefer sıkmaktan parmağımı çıkartmıştı yerinden."
Evet bir önceki doğumunda o anın hâliyle fazla sıkmıştım parmağını. Ama kırmamıştım sonuçta.
"Olabilir. Benim de elimi ısırmıştı ama bak tutuyorum."
Evet o anın acısıyla acımı ondan çıkartmak adına ısırmış olabilirdim.
"Eltilerim sohbetinizi bölmek istemem ama doğuruyorum ben şu an."
Lorin Jiyan'ı çağıracağını söyleyerek konağa girdi. Biraz sonra Jiyan ve Zişan anneyle geldiler.
Hastaneye vardığımızda beni sedyeye aldılar. Doğumhaneye gidene kadar bir elimden Roza bir elimden Hivda tuttu. Kapıya vardığımızda Hivda yerle yeksan olmuştu.
"Düşen kişiye de bakın. Tansiyon dengesi bozulmuştur belki."
"Düşen kalkar hemşire hanım. Siz bana bakın."
Beni içeri tek aldılar.Diğerleri dışarda kaldılar. Bari bir tanesi benimle doğuma girseydi.
"Kocamı çağırın. Yanımda olsun."
Hemşirenin biri dışarı çıktı. Umarım Zeynel'e haber vermeye falan gitmiştir.
Zeynelden
Almira'nın doğum haberini alır almaz hastaneye geldim. Hemşirenin biri çıktı içerden.
"Almira hanımın kocası hâlâ gelmedi mi?"
"Geldim."
Yanına girmem için uygun kıyafetleri verdi ve üzerimi değişip girdim.
Henüz doğum yapmamıştı ama acı çektiği çok belliydi. Ellerini tuttum. Tırnakları geçti ellerimin üstüne.
"Çık Zeynel."
Neden çıkmamı istediğini anlamayarak çıktım doğumhaneden.
Ne kadar zaman geçti bilmiyordum.İçeriden hemşire ve bebek çıktı.
Bize hazırlanan odaya geçtik. Kızımı kucağıma verdi hemşire.
"Hoşgeldin Almila'm."
Hemşire ve annem kızımın altını bezleyip üstünü giydirdi.
"Karım ne zaman çıkar?"
"Birazdan gelir Zeynel bey."
Dediği gibi biraz sonra Almira geldi. Yatağa yatırıp gittiler.
Almira'dan
Odaya gelir gelmez kızımı yanıma verdiler. Kaçıncı çocuk olursa olsun şu anın duygusu,heyecanı hep aynıydı.
Şeyma ve Rezan geldiler. Şeyma benden önce kızıma baktı.
"İyi misin canım?"
"İyiyim."
Bebeğimi biraz emzirdikten sonra uyudu. Alıp ona ait yere yatırdı Zişan anne. Nazar duaları okuyup nazar boncuğu taktı.
Aklıma Hatice hanım geldi. İlk geldiğim zamanlar çocuğum olmuyor diye her lafı sayan kadın şimdi iki çocuğumu da göremedi. Toprağı bol olsundu.
Ertesi gün akşama doğru hastaneden çıkıp eve gittik. Poyraz beni görünce sevindi.
"Annecim nerdeydin? Sen gittin ben ağladım."
Babasının kucağından benim kucağıma gelmek istedi. Benim kucağımda ise Almila vardı. Eğilip yanağını öptüm onun.
"Bak kardeşin."
"Aa bebek."
Hep birlikte odamıza geçtik. Zeynel Poyraz'ı uyuttu. Almila zaten sürekli uyuyordu.
En sonunda baş başa kalmıştık. Alnımı öptü ve cebinden çıkardığı kutudaki yüzüğü parmağıma taktı.
"İyi ki tanıştık iki evladımın annesi."
Onu düzelterek ekledim.
"İyi ki bana çarptın ya da çarptığını sanarak o eve götürdün."
Dudakları dudaklarıma değmeden hemen önce güldü ve sonra öptü. Ardından dudağıma fısıldadı.
"Seni çok seviyorum."
Ve ben de fısıldadım.
"Seni çok seviyorum."
Yazardan.
Diğerlerine gelecek olursak Hatça(Hatice hanım) dünürü Hürü hanımı 3 yıl önce öyle çok kıskandı ve içerledi ki kalp krizi geçirdi. Kalbinin karası,kini,hırsı onun sonu oldu. Arkasından üzülen de cenazesine giden de çok olmadı.
Roza ve Keyan standart hayatlarına devam ediyor. Onların her şeyi hep monotondu ve öyle kalacak.
Adar ve Hivda hâlâ birer küçük çocuk gibi. İçlerindeki çocuk hep var. Bir de oğulları doğunca onunla birlikte daha da çocuk oldular. Lunaparktan oyun alanlardan çıkmıyorlardı.
Şeyma ve Rezan'ın ikiz çocukları oldu. Rezan'ın yıllardır Zeynel'e olan rekabetinin tetikçisi Zeynel'in bir çocuğunun olmasıydı. Kendisinin ikiz çocuklarının olması onu ayrı mest etmişti. Her ne kadar rekabet uğruna çocuk yapmış olsa da çocuklarını çok seviyordu Rezan.
Jiyan ve Lorin birbirlerinin yaralarını saran iki dost olarak kaldılar. Daha fazlası aralarında hiçbir zaman olmadı ve olmayacaktı. Jiyan'ın kalbi ve ruhu sonsuza dek Dila'sıyla evli kalacak,ona ihanet etmeyecekti. O Lorin'i düştüğü zor durumdan soyadını vererek kurtarmıştı sadece.Her gün Dila'sına gidiyor,arada Nalin'i de götürüyordu.Lorin ise kendini Yağız ve Nalin'e adadı. Hayatından memnundu.
Evet kitabım burada bitti. Biraz duygulanmadım değil. Ben tam içime sinerek yazdım ve bitirdim. Umarım siz de severek okursunuz.
Zeynel ve kardeşleri benim için Mardin'in keyifli ve eğlenmeyi bilen ağaları olarak kalacak. Bir sürü doğu konulu kitap var. Evet hepsi de birbirinden güzel. Ama çoğunun konusu belli. Töre,berdel,kuma,kan davası vs. bir sürü şey.
Bu kitabı yazarken amacım belki böyle de olabilir. Yani töre denen o olumsuz şeyler yaşanmayan bir doğu hikayesi olabiliri yazmaktı. Asla diğer yazarların kitaplarını kötülemiyorum. Severek okuduğum çok kitap oldu. Amacım ve niyetim tamamen farklıydı. Umarım anlaşılmışımdır.
Buraya kadar okuyan,oy veren,yorum yapan herkese çok çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. Herkesi çok seviyorummm.❤️ Vee hepinizi diğer kitaplarıma bekliyorum canlarım. Kitapla kalın... |
0% |