Yeni Üyelik
16.
Bölüm

16. Bölüm

@1senaswriting

 

 

Keyifli okumalar.

 

Berçem'den

 

Rozerin'i merak ettiğim için hastaneden ayrılmadım. Kendinde olduğunu söylediklerinde görmek için odaya girdim.

 

Tamam her ne kadar bu hâlde olmasının sebebi kendi içinde yaşadıkları olsa da,bana saldırmış olsa da bir bebek kaybetmişti. Kolay olmamıştı.

 

"Geçmiş ols-"

 

"İşte bunun yüzünden oldu hayatım. Bana saldırdı."

 

Ben mi ona saldırmıştım? Üstüme atlayan o değildi sanki. Hâline bakmadan iftira atmaya kalkışmıştı. Beb de onun için endişeleniyordum bir de.

 

"Ne diyorsun be? Ne saldırması? Sen değil miydin üstüme adeta uçan? Kendimi korumak için kenara çekildiğimde yere düştün ve bu durumdasın ama iftira atıyorsun.Nankörsün hem de çok."

 

Berzan bir ona bir bana baktı. 'Ne var?' dercesine kafa salladım. Karısına inanacaktı kesin. Karısı siyah artık beyaz oldu dese kabul ederdi bu adam.

 

"Ben sadece konuşmak için gitmiştim yanına ama onun yüzümü bile görmeye tahammülü yokmuş. Tamamen iyi niyetle gittim onun yanına."

 

"Fazla oluyorsun Rozerin. Bebeğini yeni kaybetmiş bir annesin diye kalbini kırmak istemiyordum ama kalbin öyle kirli ki simsiyah. Hani derler ya herkes kalbinin ekmeğini yer diye. Hah işte tam olarak öyle. İçindeki öfke seni yok edecek. Senin sonun olacak.

 

Bu laflarımı sakın unutma tamam mı? Yardım karşılığı böyle mi teşekkür edersin? Teşekkür beklediğim için yapmadım. İçimde hâlâ vicdanlı biri var ve insanlık ettim. Tabi anlamayana çok bile."

 

Başka bir şey demeden odadan çıktım. Ardından da hastaneden. İnsanlık ettik,aldık hastaneye getirdik. Teşekkürü geçtim şu hâlde bile bana iftira atmaya kalkışmıştı. Keşke onu hastaneye bırakıp geri dönseydim. Ne diye saatlerce beklemiştim?

 

Rozerin'den

 

"Doğru mu? Sen mi saldırdın ona?"

 

Sessiz kaldım. Berzan bir cevap bekliyordu benden. Ne diyebilirdim ki? O an onun kızacağını ve suçlu başkası olursa yumuşar diye düşünmüştüm.

 

"Cevap versene Rozerin."

 

Sesini yükseltmişti bana. Belki de ilk defa yükseliyordu sesi. Hem de ne uğruna? O kız uğruna mı? Benim ne hâlde olduğuma bakmadan bana sesini yükseltmişti. Ağlamaklı bir hâl takındım.

 

"Senin ona aşık olma ihtimalinden korktum Berzan. Konuşacaktım sadece."

 

Başını olumsuz anlamda iki yana salladı. Yanıma oturup elini elimin üstüne koydu. Ağlamama asla dayanamazdı. Tamam ben de bundan memnun değildim ama şu an bu tarafından vurmam gerekliydi.

 

"Eğer ki ona karşı bir şey hissetmiş olsam şu an senin yanında değil onun yanında olurdum. Şerefli bir adamım ben. Aynı anda iki kadının duygularıyla oynamam. Sen ise Rozerin bana sorabilirdin. Ama yapmadın ve bu suçun bak neye sebep oldu. Ya sana da bir şey olsaydı o an. Ben o zaman ne yapardım? Tamam diğer durum da çok çok ağır,onu daha görmeden..."

 

Devam etmedi ama ikimiz de devamını biliyorduk zaten. Alnımı öptü ve hava almaya çıkacağını söyleyerek çıktı odadan.

 

Ben tüm bu yaşananların böyle olmasını istemedim. Ben bunları yapmak istemedim. Ben böyle bir insan değildim ki. Ne olmuştu bana? Kendimi tanıyamıyordum artık. Kendimi,bebeğimi kaybetmiştim. Bu böyle olmamalıydı. Bunu düzeltmenin bir yolu olmalıydı. Her şeyi düzeltebilirdim.

 

2 gün sonra

 

Hastaneden çıkalı 2 gün olmuştu. Berzan beni hastaneden çıkarmış sonrasındaysa eve gelmemişti hatta 2 gündür yoktu. Aramalarımı açmıyor,mesajlarıma cevap atmıyordu.

 

Asla haber alamıyordum ve onun için aşırı endişelenmeye başlamıştım. Neredeydi? Ne yapıyordu? İyi miydi?

 

Urfa'yı arayıp soramıyordum orda olup olmadığını. Ya orda değilse ben o insanlara ne diyecektim? Düşünmekten kafam kazan gibi olmuştu.

 

Son çare Berçem'i aradım. Son konuşmamız pek güzel geçmemişti ama yine de açmıştı telefonu.Onda da 'Ben senin kocanın bekçisi miyim?' diyerek telefonu kapatmıştı. Fazla asiydi bu kız. Hem de çok fazla. Tamam benim yaptığım da normal değildi ama bu kız bu durumdan da anormaldi.

 

Açık olan filmi izlemediğimi kapı çaldığı zaman fark ettim. Çalışan kız kapıyı 'Hoşgeldin Berzan Ağa.' diyerek açtığında kapıya koştum. Hemen Berzan'ın boynuna atladım. O da bana sıkıca sarıldı.

 

"Seni çok merak ettim. İyi misin? Nerelerdeydin? Çok özledim seni. Hem de çok."

 

"Kafamı toplamam lazımdı ve bence senin de buna ihtiyacın vardı. O yüzden uzaklaşmamız iyi olur diye düşündüm. Ben de seni çok özledim aşkım."

 

Beni kolunun altına aldı. Saçlarıma ufak bir öpücük bıraktı ve bizi salona ilerletti. Yemek hazır olana kadar birlikte filmi izledik.

 

Yemekte ikimiz de sessizdik. Sadece çatal bıçak sesleri vardı.Sessizliği bozan o oldu.

 

"Yarından itibaren diyetisyenin,spor hocaların gelip gitmeye başlayacak güzelim. Hem kafan dağılır hem de bebek için daha güçlü olursun. Bu sana çok iyi gelecek eminim."

 

Onu başımla onayladım. Evet normal şartlarda bu böyle olacaktı ve bunların ardından bebeğimiz olacaktı. Ama ben bunların öncesinde nasıl hamile kalmıştım ve nasıl fark etmemiştim? İlk iş olarak kendi doktoruma gitmeliydim. Bunlar normal değildi.

 

❄️

 

"Rozerin hanım buyrun matınıza geçin lütfen."

 

1 haftadır her sabah olduğu gibi bu sabah da yoga hocasıyla güne başlamıştık. Tek sorun ben yoga sevmiyordum. Yoga yerine başka bir sabah sporu koyabilirdim.

 

Birkaç hareketten sonra yorulduğumu söyleyerek koltuğa çıktım. Hoca da yarın devam edebiliriz diyince kabul ettim ve o çıkınca olduğum yere uzandım.

 

Sabahları kahvaltı öncesi yoga,öğlenleri spor,akşamları yürüyüş veya koşu bandı derken bu bir haftada çok yorulmuştum. Ama şikayet etmeyecektim. Tek şikayetim yogadandı zaten. Bir de diyet yemeklerinden.

 

Berzan yeni uyanmış hâliyle merdivenlerde göründü. Saçları karışık,gözleri yarı açıktı ve böyle bile yakışıklıydı.

 

Gerçi onun her hâli bana ayrı yakışıklı geliyordu. Benim beyaz tenime karşın onun esmer tenini bile seviyordum. Birbirimizin zıttı olmamıza rağmen ondaki tüm zıtlıkları seviyordum.

 

Onda sevdiğim o kadar çok şey var ki. Her bir hücresine ayrı sevdalıydım şu karşımdaki adamın ve bir başkasının da ona bu şekilde sevdalanmasının düşüncesi bile beni delirtiyordu. Evet kocamı kıskanıyordum. Tamam kocamı fazlasıyla kıskanıyordum.

 

"Rojbaş Dilefruz'um."

 

Sesi bile güzeldi. Şarkı söylemediği hâlde sesi güzel geliyordu ve benim şu hayatta duyduğum en güzel sesti onun sesi. Bir ömür dinlesem onu sıkılmazdım hiç.

 

Güzel dudaklarından dökülen 'Dilefruz'um.' kelimesini duymayalı çok olmuştu ve şu an duymak beni aşırı sevindirmişti. Demek ki bana karşı olan kırgınlığını bitirmişti. İşte bu daha sevindiriciydi.

 

"Rojbaş meremın."

 

Dudaklarıma bir öpücük bıraktı ve bana sıkıca sarıldı. Gülümsedim ve kollarının arasında ona aşağıdan bakmaya başladım. Bu kez de çenemi öptü. Ardından güldüğümde çıkan gamzelerimi.

 

"Kahvaltı birazdan hazır aşkım."

 

Beni kucağına aldı ve odamıza doğru ilerledi. Dudakları tekrar dudaklarımı bulduğunda gülerek ayrıldım.

 

"Aşkım acıkmıştım ama."

 

"Ben de acıktım Dilefruz'um."

 

"Ne zaman doydun ki zaten?"

 

"Ez Jite Ternabımki Eşkamın." (Ben sana doymam ki aşkım.)

 

 

Kürtçe bilmiyorum okurlarım. İnternetten bakarak yazıyorum. Yanlış olanlar varsa affola. Kitapla kalın❤️.

 

Instagram @1senaswriting

Loading...
0%