Yeni Üyelik
19.
Bölüm

19. Bölüm

@1senaswriting

Keyifli okumalar ❤️

 

3 ay sonra

 

 

Rozerin'den

 

 

"Pilates topunuzu alın Rozerin hanım ve başlayalım."

 

 

Spor artık hayatımın merkezindeydi. Üç aydır sabahları pilates yapıyordum. Bunu daha çok sevmiştim.

 

 

Berçem bu evden gittiğinden beri stresim de bitmişti. Berzan ile aramız da çok iyiydi. Tek sorun onun varlığıymış.

 

 

Düğünde gördüğümde ve Berzan onun için olay çıkardığında çok üzülmüştüm. Ama şu 3 ayda onu hiç görmemiştik. Hatta ismi bile geçmemişti.

 

 

"Biraz dinlenmek ister misiniz Rozerin hanım?"

 

 

"İyi olur." diyerek gülümsedim ve koltuğa geçerek rahatça oturdum.

 

 

Her şey çok düzenli gidiyordu. Doktorum çok ilerleme kat ettiğimi söylemişti. Düşükten sonra hamilelik biraz daha zorlaşabilirmiş ama ben de o risk görülmemiş,belki yakında yeniden bebeğimiz olabilirmiş.

 

 

Yogaya biraz daha devam ettikten sonra kahvaltı saatim gelmişti. Duş aldıktan sonra Berzan'ı da uyandırdım ve kahvaltıya geçtik.

 

 

Berzan çalan telefonunu açtı. Bervan'ın sesi duyuldu. Hâl hatır sorulduktan sonra Berzan beni de aldı kadraja. Bervan'ın elinde halay mendili vardı.

 

 

"Amca oluyorsun abi. Amca. Tey tey tey."

 

 

Bervan'ın bir bebeği olacaktı demek. Bu güzel bir haberdi işte. Berzan da çok sevinmişti.

 

 

"Aslanım benim be. Aslan gibi de bir yeğenim olur inşallah."

 

 

"Sağlıklı olsun da aslan ya da prenses fark etmez abi."

 

 

"Öyle deme oğlum. Erkek adamın erkek evladı olur."

 

 

"Kızı olanlar erkek adam değil mi abi? Hem ben kızım olsun istiyorum."

 

 

"Yürü be Bervan." diyen ise Berçem'in sesiydi. Sesini duymak bile tüylerimi diken diken ediyordu.

 

 

"Berçem de mi yanınızda?"

 

 

"Evet abi. Onun yanına gelmiştik biz de zaten. Şilan'ımın yol boyu midesi bulandı. Biz de test yaptık.

 

 

Aslında senin yanıma geldiğimizde söyleyecektim ama dayanamadım işte."

 

 

"Anladım aslanım. Geldiğin zaman görüşelim olur mı?"

 

 

"Tamam abi."

 

 

Telefonu kapattı Berzan. Canı sıkılmışa benziyordu. Sofradan da kalktı.

 

 

"Ne oldu hayatım?"

 

 

"Kardeşim benden önce elin yanına gidiyor Rozerin. İnsan abisi varken başkasının kapısına gider mi?"

 

 

Bervan'ı severdim. Şu an ki davranışında da haklılık payı vardı.

 

 

"Geçen sefer çocuğu kovmaktan beter ettin Berzan."

 

 

"Ben kardeşimi değil,o kızı kovdum."

 

 

"Tamam ama çocuğa da iki kadeh içmeye gitti diye demediğini bırakmadın."

 

 

"Berçem ile gitmesine kızdım sadece."

 

 

Merdivenleri hızla çıktı. Benim tek takıldığım yer ise neden Berçem ile gittiğine kızması oldu. Masadan kalktığımda başım döndü. Berçem'in adını duymak bile tüm dengelerimi bozuyordu.

 

 

Berzan'dan

 

 

Dışarı çıkaktım ki çalışanlarımdan birisi geldi ve Rozerin'i yerde baygın bulduklarını söyledi. Panikle aşağı indim ve Dilefruz'umu gördüm. Koltukta yatıyordu baygın bedeni.

 

 

Spor,diyet derken kendini hem çok yoruyor hem de doğru düzgün bir şey yemiyordu. Onu hemen kucakladım ve arabaya koştum.

 

 

Arabanın arkasına yavaşça yatırdıktan sonra hızla direksiyona geçtim ve aynı hızla onu hastaneye getirdim.

 

 

Rozerin'den

 

 

Başımdaki ağrıyla gözlerimi araladım. İnleyerek kafamı tuttum. Nerde olduğuma baktım bir süre. Hastanedeydim.

 

 

Berzan yanımda oturmuş elimi sıkı sıkı tutmuştu. Bervan ve Şilan da koltukta tedirgin bir şekilde oturuyorlardı.

 

 

“Yengem uyandı. Doktoru çağırıp geliyorum.” Bervan’ın bağırması üzerine Berzan sıçradı. Kıyamam uyuyakalmıştı yanımda.

 

 

Doktor gülümseyerek içeri girdi. Berzan hemen atıldı.

 

“Karımın neyi var doktor? Diyet ve spordan mı yoksa?”

 

 

“Hayır Berzan Bey. Bebekten. Rozerin Hanım tebrik ediyorum 7 haftalık hamilesiniz.”

 

 

Hamile miydim? Sevinsem mi korksam mi bilemedim bir süre. Ya o da…

 

 

“Karım hamile Allah be! Baba oluyorum ulan.”

 

 

Bervan ile birbirlerine sarıldılar. Bervan’ın gözleri doldu anında.

 

 

“Aynı anda hem baba hem amca olacağız demek abi.”

 

 

“Aynen öyle koçum.”

 

 

Merak ettiğim tek şey bebeğimizin sağlığıydı şu anda ve anında sordum.

 

 

“O iyi değil mi? Yani ben düştüğüm zaman bir şey olmamış ona değil mi?”

 

 

“Gayet iyi Rozerin Hanım.”

 

 

Derin bir iç çektim ve ben de tuttuğum yaşları akıttım. Allah bize de bir evlat nasip etmişti sonunda. Her gece ettiğim dualarımı kabul etmişti.

 

 

Berzan yanıma diz çöküp elimi tuttu ve öptü. Ardından da alnımı öptü. Geçen seferki gibi alnıma gözyaşı döküldü. Bu kez mutluluktan ağlıyorduk ikimiz de.

 

 

“Allah dualarımızı kabul etti Dilefruz’um. Bize bir evlat nasip etti.”

 

 

Doktor geçmiş olsun dedikten sonra çıktı. Onun ardından odaya bir çiçekçi girdi ve kocaman bir çelenk bıraktı. Nerden çıkmıştı ki?

 

 

Üstünde de ‘Çok şükür Allah’ım bismillah bebeğiniz oldu.’yazıyordu. Bu neydi böyle? Bervan’ın kahkahası doldurdu odayı.

 

 

“Berçem yengem ya. Yaptı yine yapacağını. Ben gelmiyorum çelenk gönderirim ama demişti. Yapmış.”

 

 

“Yapar benim arkadaşım. Yakışır.”

 

 

“Berçem demişken,o nerde? Evini de değiştirmiş.”

 

 

Ne yapacaktı Berzan acaba? İyi yapmış evini de değiştirmişse. Demek ki gidiyordu evine.

 

 

“Kimseye söyleme dedi abi. Söyleyemem.”

 

 

“Sana ne Berzan? Seni ne ilgilendirir?”

 

 

“İlgilendirdiğinden değil Dilefruz’um sordum sadece.”

 

 

“Sorma Berzan.”

 

 

Kollarımı birbirine sarıp kafamı diğer tarafa çevirdim. Gülerek çevirdiğim tarafa geçti ve dudağıma bir öpücük bıraktı.

 

 

“Kıskanç karım benim. Özür dilerim tamam mı?”

 

 

Tekrar dudaklarımı öptü. Seviyordum bu adamı

 

 

❄️

 

 

“Aşerdim ben Berzan. Bebeğim Urfa kebabı istiyor.”

 

 

Güldü ve beni öptü. Birlikte oturmuş Urfa’da geçen bir diziyi izliyorduk ve dizide Urfa kebabı yiyorlardı.

 

 

“Dışarı çıkıp mı yemek istersin yoksa evde mi yiyelim?”

 

 

“Dışarı çıkalım. Hem biraz hava alırım.”

 

 

Tamam dediğinde hazırlanmak için odama çıktım. Havalar oldukça soğuktu ve üşütüp hastalanıp yataklara düşmeyi istemiyordum. Ben güçsüz kalırsam bebeğim de güçsüz düşebilirdi.

 

 

İstanbul’a geldiğimizden beri hep geldiğimiz esnaf lokantasına geldik. Siparişleri verip beklemeye başladık.

 

 

Bir süre sonra kapı açıldı ve içeriye görmeyi hiç ama hiç beklemeyeceğim biri girdi. Berçem. Üstelik yanında da biri vardı. Hem de erkekti.

 

 

“Urfa’dan geldiğimden beri tek Urfa kebabı yediğim yer burası eminim sen de bayıl-”

 

 

Bizi görünce duraksadı. Koskoca İstanbul’da denk gelmiştik. Başka yer mi yoktu yani? Kesin onu buraya Bervan alıştırmıştı.

 

 

“Ne oldu sevgilim? Neden durduk? Tanıyor musun onları?”

 

 

“Sevgilim mi dedi o sana?”

 

 

Sana ne Berzan diye çığlık atmamak için zor durdum. Berzan derin bir nefes aldı.

 

 

“Hıhı tanıyorum canım. Kuzenim ve karısı. Selam vereyim dedim.”

 

 

“Aa öyle mi? Can ben.” diyerek elini uzattı çocuk. Berzan bir süre elini tutmadı. Ben koluna dokununca tokalaştılar. Çocuk ardından elini bana uzattığında Berzan benden önce tuttu çocuğun elini.

 

 

“Berzan ne yapıyorsun hayatım?”

 

 

“Hiç,hiçbir şey karıcım.”

 

 

“Sonra görüşürüz Berzan abi,Rozerin yenge.”

 

 

Can’ın koluna girerek ilerletti ama konuşmalarını duyduk.

 

 

“Gergin mi biraz?”

 

 

“Biraz. Ben sana sonra anlatırım.” diyen Berçem bize bir bakış daha attı.

 

 

“Ne oluyor Berzan? Sana ne kızdan? Sevgilisi varsa da sana ne? Neden onu kıskanıyorsun?”

 

 

“Kıskanmak değil,Berçem kabul etmese de benim nikahımda. Laf olur.”

 

 

“Boşadı seni Berzan. Bir kez daha söylüyorum Berçem seni boşadı ve adam boşadı. Kop artık şu kızdan. Kim ne laf yapacak?”

 

 

Kalktım ve dışarı çıktım. Berzan peşimden geldi ve beni durdurdu. Akan gözyaşlarımı sildi ve dudağıma bir öpücük bıraktı.

 

 

“Özür dilerim. Söz vermiştim sana bir daha Berçem lafı yok diye. Söz,kesin söz. Bir daha onu görmeyeceksin bile.”

 

 

Elimden tuttu ve mekana geri girdik. Umarım Berzan. Umarım bir daha Berçem lafı duymazdım.

 

Loading...
0%