Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@1senaswriting

Keyifli okumalar💟.

 

Berçem'den

 

"İçeri girebilir miyim?"

 

Gelen kişi Berzan olmalıydı. Hayır yani içeri girip ne yapacaktı ki?

 

"Giremezsin."

 

Vazgeçip giderdi diye düşünmüştüm ki o odaya girdi.

 

"Giremezsin dediğimi hatırlıyorum."

 

İçeri girip koltuğa oturdu. Girme dediğim girmiş hâlde oturmuştu.

 

"Bir şey konuşacağız."

 

"Ne?"

 

Oturmam için yatağı işaret etti ve oturdum. Çok merak ediyordum ne konuşacaktık? Biraz bekledi. Bense ne diyecekse dese de bir an önce gitse diye bekliyordum.

 

"Bak Berçem. Biliyorsun ben zaten evli bir adamım. Seninle bir anlaşma yapmak için geldim."

 

Durdu,ne diyeceğim diye suratıma baktı.

 

"Ee?"

 

"Ben 3 ay sonra karımı da alıp İstanbul'a gideceğim. Senden isteğim bu 3 ay içinde kimseye bir şeyden bahsetme ve haftada bir gece burda bu şekilde birkaç saat oturmama izin ver. Aramızda hiçbir şey yaşanmayacak.Anlaştık mı?"

 

Aramızda bir şey yaşanmayacakmış. Sağ olsun zahmete girdi boşuna.

 

"Sonra ne olacak peki? Bari beni de evime gönder."

 

Hayır madem 3 ay sonra bunlar gidecekti ne diye bunun bunak dedesi beni kuma almıştı.

 

Bu kelimeyi de hiç mi hiç sevmiyordum.

 

Kuma...

 

"Seni ben getirmedim ben gönderemem."

 

Biraz düşündüm. Beni ailem bile istememişti. Ben de salak gibi beni evime gönder diyordum.

 

"O zaman beni üniversiteye gönder."

 

"Bakarız." diyip konuyu kapattı.

 

Yorulmuştum ve yatmak istiyordum. Ama o oturmaya devam ediyordu. Başka bir şey de konuşmuyordu. Cebinden telefonunu alıp oynamaya başladı.

 

"Ee?"

 

"Ne ee?"

 

"Gitsene."

 

"Birkaç saat oturup gideceğim."

 

Onunla burda karşılıklı oturmaya hiç mi hiç niyetim yoktu. Bu yüzden de o gidene kadar banyoda oturacaktım.

 

Bir saat yeni olmuştu ki banyonun kapısı çalındı. Ardından da onun sesini duydum.

 

"İyi misin? Ne zamandır çıkmadın."

 

"İyiyim."

 

Ne kadar iyi olunursa o kadar iyiydim işte. Başka bir şey demedi ve adım seslerinden gittiğini anladım. Ama oda kapısı henüz açılmamıştı. Ben de oturmaya devam ettim.

 

Bir süre sonra oda kapısının açıldığını duydum. En sonunda gitmişti. Yerde oturmak çok rahatsız ediciydi ve uykum da gelmişti. Hemen yatağa geçtim.

 

Rozerin'den

 

Berzan sabaha karşı ancak yanıma gelmişti ve hemen uyumuştu. Onu uyandırmadan kahvaltıya indim.

 

"Rojbaş gelin. Berzan nerde?"

 

"Yukarda uyuyor ağam."

 

Sabah sabah Berzan ile ne işi olabilirdi ki? Geçip yerime oturduğum sırada sesi duyuldu.

 

"Berçem gelin senin odanda olması gerekmez miydi?"

 

Berçem omuz silkti ve çayından içti. Hazan Ağa ise ondan cevap beklercesine yüzüne bakıyordu. Ama ondan ses çıktığı yoktu.

 

"Berçem gelin?"

 

İlk günden hemen gelin olmuştu bu da.

 

"Valla ben lavabodayken o gitmiş. Artık o yaştaki aklı başındaki bir adamın çocuk gibi nereye gittiği,nerde ne yapması gerektiği,kiminle evlenceği gibi durumlarına karışılmamalı bence. Ha aklı başında değilse ben bilemem."

 

Bilmem dercesine ellerini yana açtı sonra kahvaltısına devam etti. Hazan Ağa sinirlense de Berçem'e bir şey demedi. Onun yerine gülen Berivan'a çattı.

 

"Ne gülersin kızım?"

 

"Affedersin dede."

 

Dudaklarını birbirine bastırıp gülmesini kesti ve o da yemeğe devam etti.

 

"Berivan,Berçem yengenle alışverişe çıkın. Ne eksiği varsa alınsın."

 

Berivan annesini başıyla onayladı. Berçem yengen ha?

 

"Ben de çıkabilir miyim Şevin anne? Alacaklarım vardı da."

 

"Çık tabi kızım."

 

❄️

 

Berçem'den

 

Kumam,görümcem ve ben. Mutlu bir birliktelik.

 

Güzel güzel alışveriş yapıyoruz üstelik. Tam da hayallerimdeki düğün alışverişi buydu.

 

Gerçi Berivan ve Rozerin'in benim yüzüme baktıkları yoktu. Onlar mağazalara girip çıkarken ben de bekliyordum.

 

"Sen bir şey almayacak mısın?"

 

En sonunda Berivan'ın aklına gelmiş olmalıydı. Hayır yani arsız gibi kimse bir şey demeden alışveriş mi yapacaktım?

 

"Berçem gel sen de bak,beğendiğin bir şey var mı diye sormazsanız ben kendi kafama göre mi alacağım?"

 

"Haklısın. Düşünemedik kusura bakma."

 

Bana da birkaç parça şey alındıktan sonra kahve içmek için çarşıda bir mekana geçtik.

 

"Berivan,ben biraz Berçem ile konuşacağım. Bizi beş dakikacık yalnız bırakabilir misin?"

 

"Tabi yengelerin en güzeli. Ben de Bervan'ı arayacaktım zaten."

 

Gece kocası sabah karısı. Umarım anası,babası,dedesi falan da bir şey konuşacağım diyerek gelmezdi başıma.

 

Bir masaya karşılıklı oturduk. Garson gelip siparişleri aldı.

 

"Gece Berzan ile ne konuştun bilmiyorum. Henüz sormadım."

 

"Ne konuştuğumuzu soracaksan-"

 

"Hayır ben ona sorarım." diyerek sözümü kesti.

 

Yüzü de bir ciddiydi ki. Sanki mahkeme salonuydu burası.

 

"Berçem bak yaşın daha genç sana yazık etmişler. Benim yüzümden sen bunları yaşadın."

 

Neden onun yüzündenmiş ki? O mu demiş bana kuma getirin diye.

 

"Neden senin yüzünden?"

 

"Tedavi olmam gereken bazı sorunlar var. Burda rahat rahat hastaneye gidemiyorum yani hep bir sorgu anlayacağın buranın stresi çok fazla ve benim stresten uzak durmam lazım. Bu yüzden de bir süre ilaç kullanıp,sonrasıda Berzan ile İstanbul'a gideceğiz."

 

Yanımıza iki tane teyze birbirlerinin koluna girmiş,fısıldaşa fısıldaşa geliyordu.

 

"Gördün mü Dilefruz'u,kumasıyla ne güzel anlaşmış."

 

"Gördüm kız gördüm. Dilefruz sevdin mi kumanı?"

 

Rozerin'den önce ben atıldım lafa.

 

"Evet,biz birbirimizi çok sevdik. İsterseniz sizler de üçüncü ve dördüncü olabilirsiniz. Ya da Hazan Ağa'nın karıları olun. İki kuma geçinir gidersiniz."

 

İkisi de aynı anda 'Aa' diyerek geldikleri şekilde geri gittiler.

 

"Niye sana Dilefruz diyorlar? Adın Rozerin değil mi?"

 

"Evlendiğim günden beri herkes Dilefruz der. Yürek yakan bir güzelliğim varmış. Hiç böyle güzellikte bir gelin görmemişler."

 

Yüzüne ilk kez dikkatle baktım. Cidden çok güzeldi. Buralarda insanlar genelde esmer olurdu ama o sarışın ve beyaz tenliydi. Gözleri yeşile yakın güzel bir renkteydi. Bir de kahkülleri güzelliğine güzellik katıyordu.

 

Benimle biraz daha konuştu ve Berivan'ı yanımıza çağırdı. O da ikiz kardeşini bizi alması için çağırmıştı.

 

Bervan gelene kadar mekanın kapısında bekledik ve gelen geçen herkesle selamlaştık. Kimi sadece selam verdi,kimi düğünü tebrik etti. Bazılarıysa söylene söylene gitti.

 

"Hazan Ağa'nın ki de iş olsun. Benim böyle güzel gelinim olsa süs gibi koyarım evin bir köşesine. Ağa kuma getiriyor üstüne."

 

"Şu çocuğu ne diye getirmişse? Şuna bak."

 

Bir de burun kıvırdılar bana. Diğer söylenenler neyse de bu beni oldukça üzmüştü. Ben mi demiştim beni kuma al diye?

 

Kadınların peşinden gidecektim ki biri beni kolumdan tuttu. Dönüp baktığımda tutan kişinin Rozerin olduğunu gördüm.

 

"Bervan geldi. Gidiyoruz."

 

"Oo yeni yengem bu mu? Düğün gecesi ben yoktum görmedim. Ben Bervan."

 

Damadın erkek kardeşi eltim mi oluyordu? Aman sanki benim eltim.

 

"O aslan eltim benim. Ben de Berçem."

 

Bervan gür bir kahkaha attı. Berivan ve Rozerin de güldüler. Ne yani tanışmasa mıydım? Komik olan neydi?

 

"Elti değil kayınçoyum ben. Karım olursa bir gün inşallah o zaman o senin eltin olacak."

 

Sevmiştim ben bu kayınço Bervan'ı. Eğlenceli birine benziyordu.

 

Yol boyu Bervan bana sürekli soru sordu. En sonunda daha fazla tahammül edemedim.

 

"Komiserim sorgu bittiyse artık beni bırakır mısınız?"

 

Yine kahkahaya boğuldu. Birlikte ben de güldüm. Bugün çok eğlenmiştim. Hayatımın en eğlenceli günlerinden bir tanesiydi.

Loading...
0%