Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@1senaswriting

Keyifli okumalar 💜.

 

"Neymiş 3 ay sonraki isteğin yenge?"

 

Kapalı gözlerimi şaşkınlıkla açıp karşımdaki Bervan'a baktım. Ben onu dışımdan sesli mi söylemiştim? Bervan nasıl bu kadar sessiz gelmişti peki?

 

Toparlanıp ayağa kalktım. O ise hâlâ benden cevap beklercesine duruyordu karşımda.

 

"Ben şey..."

 

"Tamam tamam anladım ben seni. Özel bir şey istedin belli ki."

 

Yanlış anlamıştı. Hem de çok yanlış anlamıştı. Düşündüğü gibi özel bir şey değildi. Ama ne olduğunu da söyleyemezdim. Berzan anlaşma gereği kimseye söylemememi istemişti.

 

"Otursana."

 

Benimle birlikte kalktığım ağacın dibine oturdu. Eline yerden bir yaprak alıp oynamaya başladı. En azından üsteleyip ne olduğunu sormamıştı.

 

"Kaç yaşındasın yenge?"

 

"19"

 

"Küçük olunca yenge demiyor muyduk yoksa senin gibi elti mi diyorduk?"

 

"Yok direkt teyze-yeğen oluyoruz."

 

Gür bir kahkaha attı. Gülerken başını ağaca yasladı. Ben de onunla birlikte güldüm.

 

"Hangimiz teyze?"

 

"Sen büyük olduğuna göre sensin."

 

"Benim benden küçük dayım var. Yaşla ilgisi yok bence."

 

Oflayarak ormanın içine doğru baktım. O ise gülmeye devam ediyordu.

 

"Alıştın mı bari?"

 

Tekrar ona döndüm. Neye alışmış mıydım?

 

"Neye?"

 

"Abime,bizlere,konağa."

 

Hiçbirine alışmamıştım alışmak da istemiyordum zaten.

 

"Bir şey demek için henüz erken."

 

Başını olumlu anlamda salladı ve ayağa kalktı. Kalkmam için de bana elini uzattı. Elini tutarak kalktım.

 

Ön tarafa geldiğimizde müzik sesleri de kalabalık da artmıştı. Bayağı kalabalıktı hemde. O kalabalığı görünce burdan uzaklaşmak istedim.

 

"Ben konağa dönmek istiyorum."

 

"Neden ki?"

 

Omuz silkip tekrar o kalabalıkta gözlerimi gezdirdim.

 

"Sıkıldım da biraz. Keşke gelmeseydim."

 

Geldiğimiz yoldan yürüyerek dönsem acaba kaç saatte varırdım? Ya da hiç konağa gitmese miydim?

 

"İyi hadi gel götüreyim."

 

Konağa döner dönmez yiyecek bir şeyler alıp odama çıktım. Sünnet ekibi gelene kadar biraz kendi kendime eğlenecektim. Odamda televizyon da vardı. Dizimin birkaç bölümünü izleyecektim.

 

❄️

 

2 gün sonra

 

"Müsait misin? İçeri giriyorum."

 

Berzan bir taraftan kapıyı çalıp,bir taraftan da müsait miyim diye soruyordu. Kapı çalmanın zaten nezaketen 'Müsait misin?' anlamına geldiğini bilmiyordu sanırım.

 

"Müsait değilim."

 

Birkaç dakika kadar hiçbir hareketlilik olmayınca gittiğini düşündüm ama o tekrar kapıma vurdu.

 

"Gir bari."

 

"Lütfettiniz."

 

Haftada bir gece birkaç saat senin odanda kalacağım dediği gece gelmişti. Geçen sefer yaptığı gibi yine geçip koltuğa oturdu. Ben de yine banyoda bekleyecektim.

 

Banyoya girip kapıyı kilitledim. Oflayarak yerdeki paspasın üstüne oturdum. Acaba ne zaman giderdi?

 

Yine aynı şekilde aradan bir süre geçtikten sonra kapıyı çaldı.

 

"Senin bu kapılarla derdin ne?" diyerek kapıyı açtım.

 

"Neden orda bekliyorsun?"

 

"Koridorda beklesem daha mı doğru olacak?"

 

Bir eliyle odanın içindeki yatağı ve koltukları gösterdi.

 

"Bak buralarda da bekleyebilirsin. Geç otur şu koltukların birine."

 

Yatağımın ucuna oturdum. O da tam karşıdaki koltuğa oturdu.

 

"Kaç yaşındasın Berçem?"

 

Bu konakta da herkes benim yaşımı merak ediyordu sanırım. Her gelen yaş soruyordu.

 

"19 sen?"

 

"28."

 

Yaşı da oldukça büyükmüş. Yüzüne şöyle bir baktığımda biraz daha genç gösteriyordu. Onun dışında esmer ve siyah gözlüydü.

 

"Üniversite dedin. Var mı istediğin bir okul? Sınava girdin mi girecek misin?"

 

"Sınava girdim. Hemşire olmak istiyorum. Okul hiç farketmez. Puanım yüksek zaten."

 

"Neden gitmedin peki?"

 

Sınava gireli ve açıklanalı daha yeni olmuştu. Şu an tercih dönemindeydik ve henüz tercih yapmamıştım.

 

"Aslında yeni açıklandı puanlar. Şu an tercih dönemi. Ama ben tercihler yerine burdayım işte."

 

"Yap tercihlerini. İstediğin yerleri yaz."

 

Sevinçle gülümsedim. İstediğim okula gidip istediğim bölümü okuyacaktım.

 

"Çok teşekkür ederim."

 

"Rica ederim." diyip kalktı ve çıkıp gitti. Bu sefer erken gitmişti.

 

Rozerin'den

 

Belime sarıldığında ben de ellerimi göğsüne koydum. Alnımdan öpüp geri çekildi.

 

"Akşam erken gelirsin değil mi?"

 

"Gelirim."

 

Tam öpecektim ki diğer odanın kapı sesi ile ondan uzaklaştım.Berçem gözlerini kapatıp başını diğer tarafa çevirdi.

 

"Öpüşecekseniz niye odanızdan çıkmadan önce halletmiyorsunuz? Özel alan boşa mı var?"

 

Berzan sinirlenerek Berivan'ın odasının kapısını çaldı. Berivan uykulu hâlde açtı kapıyı.

 

"Sabah sabah hayır mı abi?"

 

"Berçem'in odası başka kata alınsın Berivan. İlgilenirsin."

 

Dönüp merdivenlerden inerken Berivan onu durdurdu.

 

"Neden ve Nereye?"

 

"Nedenini boş ver. Hangi katta uygun oda varsa oraya al."

 

Tekrar yönelmişti ki bu sefer Berçem onu durdurdu.

 

"Ben odamdan memnunum ve kalmaya devam edeceğim."

 

"Hayır. Başka odaya geçeceksin."

 

"Geçmiyorum."

 

"O zaman geceki konuşmayı unut."

 

Gece ne konuşmuşlardı acaba? Her ne konuşulmuşsa Berçem'i bir anlık durdurdu.

 

"Geçeceğim odayı ben seçeceğim o zaman."

 

"Bu kat hariç."

 

"Bu kat hariç." diye tekrarladı Berçem.

 

"Ve içine istediğim eşyayı ben alacağım."

 

Bu kadarı da artık fazla oluyor diye düşünürken Berzan onu da kabul etti. Ben bile odamın eşyalarını kendim seçmemiştim. Bu kıza herkes ayrıcalıklı davranıyordu.

 

"Hazan Ağa kabul etmez bu isteğini Berçem." diye araya girdim. Berzan ise çoktan aşağı inmişti.

 

"Kabul etmezse ben de bu odada kalmaya devam ederim."

 

Deli miydi bu kız? Ne diye diretiyordu?

 

Berivan yanıma gelip koluma girdi. Kısık gözlerle Berçem'e bakıyordu.

 

"Bu ne cesaret yenge? Nerden alıyor bu cesareti?"

 

"Bilmiyorum Berivan. İşin asıl tuhaf yanı Berzan isteğini kabul etti. Sevdalandı mı acaba kıza?"

 

Bunun düşüncesi bile sinirlenmeme sebep olmuştu. Berzan cidden bu kızı sevmiş olabilir miydi? Üstelik dün geceki mevzu hâlâ kafamı karıştırıyordu. Ne geçmişti aralarında?

 

Kahvaltı masasına inip yerimi aldım. Berzan kahvaltı bile yapmadan çıkıp gitmişti.

 

"Hazan Ağa ben odamı ve eşyalarımı değiştirmek istiyorum."

 

Hazan Ağa önce tepkisiz kaldı. Ardından Berçem'e baktı ve bir şey demeden yemeye devam etti.

 

"Bir şey dedim ama duyulmadı sanırım."

 

"Böyle şeyler erkeğe heleki ataya söylenmez Berçem buke." diye araya girdi Şevin annem. Haklıydı da.

 

"Ona söylemezsem kim ilgilenecek? Ayrıca bunda ayıp bir şey yok."

 

Hazan Ağa'nın karşında böyle konuştuğuna göre kesin deliydi bu kız.

 

"Berivan ilgilen Berçem gelinimle."

 

Hazan Ağa'ya şaşkınca baktım ama bakışlarımı hemen geri çektim. Neden tepkisini koymamıştı? Bu kıza neden ayrıcalık tanıyordu?

 

Berçem gülümseyerek ellerini çarpıştırdı ve kahvaltısına devam etti.

 

Böyle bir anı midem daha fazla kaldırmadı ve bulantı hissiyle kalktım masadan.

 

Odamdaki lavaboya gidene kadar bulantı devam etti. Elimi,yüzümü yıkayıp çıktım lavabodan.

 

O an aklıma gelen şeyle sevinçle gülümsedim. Olabilir miydi?

 

Ellerimi karnımın üstünde birleştirdim. Sanki bir bebek vardı ve ben onu hissetmek istiyordum.

 

'Hamileyim işte.' diye kendi kendime sevinmeye devam ettim. Berivan odama girdi. Suratı endişeliydi.

 

"Yenge kalkarken sanki ağzını tutuyor gibiydin. İyi misin? Bulantın mı var?"

 

"Hamileyim Berivan."

 

"Ne!"

 

Hızlı adımlarla bana yaklaşıp sıkıca sarıldı ve yanağıma bir öpücük bıraktı.

 

"Hala mıyım hen şimdi ya?"

 

Gözünden akan bir damla yaşı bana çaktırmadan elinin tersiyle sildi.

 

"Abimin haberi var mı?"

 

Başımı olumsuz anlamda salladım.

 

"Yenge ya! Hadi ara hemen de hastaneye gidip görelim yeğenimi."

 

Berzan'ı arayıp kontrol amaçlı gitmek istediğimi söyleyerek çağırdım.

 

Eğer cidden hamileysem Berçem'e de gerek kalmazdı ve belki Hazan Ağa onu gönderirdi.

Loading...
0%