Yeni Üyelik
15.
Bölüm

15. BÖLÜM

@2dreamreal

MERHABA, OYLARINIZ VE YORUMLARINIZI KULLANIRSANIZ SEVİNİRİM.

YAZARDAN;

Küçük Güneş arabaya bindiğinde babasına birşeyler anlatırken arkadaki arabaları fark etti. Gözleri babasına ve Ares abisine kaydı şuan farkında değillerdi ama elbet farkına varırlar diye ses etmedi. Okuldaki olanları anlatması bittiğinde kendisini babasının kucağından yan tarafa attı. Takipte olduklarını,10-15 dakika sonra ilk Ares abisi fark etti sonra da babası. Sözde Güneş’ i korkutmamaya çalışıyorlardı ama Güneş zaten bu tür durumlara alışıktı. O ilerideki veliaht olduğu için ufak ufak da olsa eğitimler veriliyordu. Tıpkı annesi, diğer veliahtlar ve ailesinin diğer kalanlarının olduğu gibi. Yan tarafa oturunca tabletten annesine ve Nilay teyzesine konum gönderdi. Annesi görmese bile Nilay yada özel ekibi kesin görecekti.

KİME: ANNECİM; NİLAY TEYZOŞ;

KONUM….

Babamın arabasını birileri takip ediyor. Sanırım silahlı yardıma gelin çünkü saftirik babamlar benim korkacağımı düşünüyorlar.

Mesajı gönderdikten sonra babasına döndü eğer konuşmazsa işler daha da karışacaktı.

“Babacım beny koykmam kii” dedi ve gülümsedi.

“Pekala şimdi koltukların arasına giriyorsun ve ben çık demeden çıkmıyorsun” diye komut verdi Barın.

“Tamamdıy o iş benyde” dedi küçük hanım.

“Aferin kızıma “ dedi ve gülümsedi Barın da.

Bir süre arabadaki kişilerin tedirgin olduğunu düşündüğünden komut vermeye başladı ufak prenses.

“Babacım, babacım bu hizla gideysek bizi yakalamaları an meselesi” dedi Güneş.

“Tamam hızlan sen bende silahla tekerleri patlatayım “dedi babası.

“Hedefini çapyaz vur kiiim hem tekeye hemde ayabanın motoruna yadam başka aksamına zayay versin” dediğinde onu onayladı ve dediği gibi ateş açmaya başladı.

“Aferin ufaklık sende iş var. Akıl küpü mübarek” diyen Ares ile gülmüştü baba kız.

Ateş arasında kalırken önleri de kesilmişti. Başka çaresi olmayan Barın ve Ares Güneş ‘i arabada bırakıp inmişlerdi fakat birkaç silah sesinden sonra sesler kesilmişti. Güneş başını kaldırarak olan biteni kameraya alıyordu annesine yardımcı olur belki diye. Birkaç adam yerde yatan babasını ve Ares abisini sürükleyerek başka araca bindirdiler ve uzaklaştılar. Güneş ise kaydı durdurup araba plakalarını okuyarak hafızasına kazımıştı. Şimdi tek yapması gereken ailesini beklemekti.

……….

Işıl terasta oturup Beril ile sohbet ediyordu. Kızına özel olarak koyduğu bildirim sesi ile telefonunu eline aldı. İlk önce konuma baktı sonrada gördüğü mesaj ile hızla ayağa kalktı ki evde kendilerine özel acil toplanma alarmı çalmaya başlamıştı. Nilay gördüğü mesajdan sonra acil durum diye kimseye haber vermeden butona basmıştı. Herkes toplantı odasına gelmişti bile.

“Abicim ne oldu neden topladın bizi” dedi Nihat.

“Abi Güneş tehlikede” dedi ve mesajı büyük ekrana verdi.

“Lan kim bu. Nasıl cesaret eder buna” dedi Nihan.

“Bilmiyorum ama hazırlanıp çıkalım biran önce, kızım ne durumda bilmiyoruz” dedi Işıl. Oldukça tedirgin olmuştu.

“Konumu sabit tatlım “ dedi Nilay.

Hepsi kalkıp tam teçhizat hazırlanmışlardı. Tam evden çıkacakları zaman Güneş ‘ten arama gelmişti.

“Annecim ben iyiyim. Zaten biliyorsundur konumum sabit ama babamı ve Ares abiyi alıp gittiler. Onlar yerde yatıyorlardı” dedi Güneş.

“Tamam kızım sen şimdi arabayı kilitle ve bekle bizi 20 dakikaya yanındayız biz gelemesek bile en yakın korumalar gelecek sana kodu söylemedikleri sürece kimseye inanma tamam mı?” dedi Işıl ve kapattı telefonu.

Bu sırada Nilay yakında olan adamlarına konumu göndermiş ve kodu söylemelerini söylemişti.

“Hadi çıkalım kuzen belli ki Barın’ ın başı belada” dedi Nihat.

………..

Onlar evden çıkarken Güneş arabanın kapılarını kitlemişti ve gelecek olan korumaları yada annesini bekliyordu. Bir 10 dakika sonra cam tıklatıldı. Tereddüt ile cama doğru döndü ama camı açmadı.

“KİMSİN SEN “dedi sesini duyurmak için bağırarak sormuştu.

“Ufaklık seni duyamıyorum “dedi bayan.

Aklına gelen ile tabletine “kimsiniz “diye yazdı.

Karşıdaki bayan da telefonun çıkarıp “yoldan geçiyorduk eşim ile arabalar yolun ortasında kalınca bakmak istedik. Bak biz polisiz” dedi ve polis kimliğini çıkarttı.

Güneş yazılanları okuduktan sonra “kusura bakmayın sizi tanımıyorum. Evet birşeyler oldu bende annemi bekliyorum” dedi.

Bu sırada onlara doğru yaklaşan arabayı gördü Güneş. İçerisinden 5 tane koruma indi ve Güneş’ in arabasına doğru yaklaşmaya başladılar fakat genç adam onları durdurdu.

“Pardon kimsiniz. Burada olay olmuş bizde polisiz uzaklaşın “dediğinde korumalardan biri öne çıktı.

“Biliyoruz olay olduğunu küçük hanımımızı almaya geldik” dedi.

Genç bayan onlara döndü.

“Burada ufak bir kız var hayatım ama kapıyı yada camı açmıyor” dedi.

“Açmaz bayan. İzin verin hanımımızı alalım” dedi koruma.

“Ben polis olarak açtıramadım siz nasıl açtıracaksınız” dedi.

Korumalar sustuğunda genç adam geçmelerine izin verdi. Koruma diğer adamlara döndü.

“Etrafı korumaya alın “dedi ve arabaya yaklaştı.

Genç bayan ve adamda onun yanında gitti. Koruma önce saygı ile önünde eğildi Güneş’in daha sonra da Güneşe ‘e baktı.

Güneş yine tabletinden “Kimsin “ diye sordu.

Koruma ise “ efendim Nilay hanım konum attı en yakın biz vardık sizi almaya geldik. Bu arada iyi misiniz?” diye de sordu.

Güneş hemen tabletine “Kodu söyle” diye yazdı.

“Koruma ise “ güneş ayı, ay ise güneşi tamamlar” diye yazdı.

Ardından Güneş kapıları açtı ve aşağıya indi ama yanındaki yabancılara güvenmediği için konuşmadı.

“İyi misiniz veliahtım” dedi koruma.

“İyiyim ben annem neyede “ dedi Güneş.

“Gelmek üzerelerdi veliahtım. Buyurun arabaya geçin” dedi.

Koruma Güneş’ in elini tutup giderken genç adam önlerine geçmişti.

“Durun bakalım. Size polisiz dedik ve siz bizi takmıyorsunuz bile “dedi adam sinir ile.

“Bakın küçük hanımı arabaya bırakayım konuşalım “dedi koruma.

Koruma Güneş ‘i arabaya bırakıp geri döndü. Diğer korumalara aracı koruması emrini verdi.

“Tekrardan merhaba ben Gözükaraların korumasıyım, arabadaki kişi de gelecekteki veliaht bir takım sorunlar oluşmuş bize verilen talimat sadece Güneş hanımı teslim almamız” dedi koruma.

“Peki neden polisim dediğim halde camı yada kapıyı açmadı da size açtı “dedi genç bayan.

“Bir tür önlem bu. Güneş hanımıma kodu söyledim eğer söylemeseydim bize de açmazdı” dediğinde polis olan kişiler şaşırdı.

“Peki ne oldu burada” dedi geç bayan.

“Bilmiyoruz. Eğer bilgi almak istiyorsanız “dedi ve kartı uzattı daha sonra konuştu “bu numaradan bilgi alabilirsiniz biz gitmeliyiz “dedi ve uzaklaştı.

Tam arabaya binecek iken gelenler ile selam durdu. Arkasındakiler ise daha çok şaşırmıştı çünkü gelen kişileri medyadan biliyorlardı. Güneş ise koşup annesine sarıldı.

“Anne babamı götüydüler bak” dedi ve kameraya aldığı görüntüleri izletti. Plakaların yazılı olduğu kağıdı da verdi.

“Prensesim sen eve geç bizde babanı kurtaralım tamam mı” dedi Işıl. O da endişe etmişti.

“Tamam. Babamlayı bulmadan gelme annem” dediğinde kızının saçlarına öpücük kondurdu Işıl.

Güneş arabaya binip giderken Işıl ve diğerleri de etrafı kolaçan etmeden direk araca bindiler. Onların bir anlık dikkatsizliğinden dolayı orada bulunan polisler neler olduğunu anlamak için peşlerine düşmüşlerdi. Nilay videodaki adamları ve plakaları bilgisayara taratarak kim olduklarını çözmeye çalışıyordu ayrıca arabaların nereye gittiği bulmak için Mobese kameraları da dahil şehirdeki tüm kameraları kontrol ediyordu. Bir süre sonra gelen bilgiler ile Nilay “OHAAAA” diye kendi kendine seslendi.

“Ne oldu ablacım bir şey mi buldun “dedi.

“Buldum da hiç hoş değil ve bizimkilerin başı gerçekten dertte” dedi Nilay.

“O ne demek kızım. Açık açık söylesene” dedi Işık da.

Nilay söylemek yerine bilgisayarı onlara çevirdi.

“Gördüğünüz gibi peşinde olduğumuz adamlar kaçırmış” dedi.

“YUHHH LAN! Oğlum bizden önce harekete geçmişler. Bizi geçmişler lan.” Dedi Nihat.

Işıl ise “Bunda başka iş var ve evet bizimkilerin başı dertte biran önce bulalım” dedi.

……

Onlar kamera görüntülerinden yerlerini bulmaya çalışırken depo karışmıştı.

“Uzak dur lan kardeşimden “ dedi Barın.

“AAAAA olur mu o zaman sizi sağ kaçırmamın anlamı kalmaz ki” dedi adam ve devam etti “ona yapacaklarımı çaresizce izleyeceksiniz ve karşınızda kıvranırken ölecek” dediğinde 3 de korku dolu gözlerle birbirlerine baktılar ama hemen toparladılar.

“Güzelim korkma bizi bulacaklar. Az sabret” dedi Ares.

“Sizi bulamazlar arkanızda kim var da bu kadar güveniyorsunuz acaba” dedi adam.

Barın piç bir sırıtma ile gülümsedi ve “korkusuzlar masası desem. Hani yeraltında en çok saygı duyulan ve bir dedikleri iki edilmeyen masa” dedi ve sırıtmaya devam ederken tekrardan konuştu “ Yani anlayacağınız çok fena tosladınız” dedi.

“SİKTİRRRR.. Yalan söylüyorsun “dedi.

“Lan manyak kaçırırken kime bulaştığına bakmadın mı” dedi Ares.

Adam panikle adamlara komut verdi.

“Getirin biran önce enjekte edip ölmesini izleyelim tabi bu yalancıları da “dedi.

Dışarı çıkan adam elinde bir enjektör ile geldi ve içinde sıvı vardı.

“Merhaba güzellik çok sevdiğin abinler senin ölümünü izleyecek ama olsun bir daha kimsenin işine çomak sokmamayı öğreneceklerdir” dedi.

Adam git gide İpek ‘e doğru yaklaşıyordu. İpek ise kaçmak için arka arkaya gidiyordu ama son noktaya gelmişti. Duvarın dibine iyice gelince adam kolunu tutmaya çalıştı ama çırpınıyordu. Adam en sonunda yüzüne tokat atınca kafasını duvara vurdu ve bayıldı. Böylece uyuşturucuyu koluna enjekte etti ve pis pis sırıttı.

“İşte bu kadarrrr, bakalım o ölmeden sizi bulup kurtarabilecekler mi” dediğinde Barın donmuştu.

“LANN LANN BURDAN KURTULAYIM KENDİ ELLERİM İLE ÖLDÜRECEĞİM” dedi Barın.

O bağırmaya başlayınca korumalar Barın ve Ares dövmeye başlamıştı. En son hatırladıkları ise İpek’ in yerde yatan bedeni ile gözlerini kapatmışlardı.

……..

Arabanın içindeki sessiz bekleyişi telefon sesi bozmuştu.

Alo babacım “dedi Işıl.

Kızım birşeyler dönüyor çünkü İpek de yok. Telefonu da kapalı “dedi.

NEE ne demek yok baba. Bu Barınlar ‘ın kaçırılmasıyla alakalı mı diyorsun yani” dedi.

Sanırım kızım ve eliniz çabuk tutun” dedi.

“BULDUM” diye bağırdı Nilay.

Işıl duyduğundan sonra telefonu kapattı.

“Neresi. Ayrıca İpek de ortada yok” dediğinde Nihat Işıl ‘a baktı.

“Ne demek yok” dedi.

“Yok işte kuzen ve sanırım Barın ‘ın kaçırılması ile alakası var” dedi.

Nilay şoföre konumu verdi. Diğer adamalarımız ile de konum paylaştı.

“Evet konumu gerekli adamlarımız ile paylaştım. Oraya gidince bizi bekleyecekler, şimdi bizde plan kuralım” dedi Nilay.

Bir süre hepsi düşündükten sonra aklındakileri bir bir ortaya döktüler ama daha sağlıklı bir plan için hepsinin önceliği mekanı görüp son kararı bağlamaktı. 1 saat sonra depoya ulaşmışlardı. Zaten yolda gelen görüntüler ve deponun bilgilerini adamlarına göndermişti.

“Evet gençler eğlence başlasın” dedi Nihan.

“Bence de. Hadi kızım biz yüksek ve korunaklı bir yer bulalım “ dedi Işık silahıyla konuşur gibi.

“Abim, yakışıklı kuzenim, manyak gibi konuşma şu aletle” dedi Nihat’ ta.

“Ne var be o benim herşeyim kiii sizin de öyle. O olmasa bok yoluna gidersiniz çoğu zaman” dedi ve uzaklaştı Işık.

Arkasında şakın bir grup insanı bırakarak.

“Neyse Nihat adamlarımızı koordine et. Nilay teknoloji ve ışık sistemi sende. Nihat sen arkadan, Nihan tepeden, bende önden olacak şekilde giriyoruz. En önemlisi de susturucularınızı takın” dedi Işıl.

Işıl birkaç adamını alarak önden ilerlemek için kuytu bir yere girdi. Aynı şekilde Nihat ve Nihan da kuytu bir yerde beklerken Nilay “hazır başlayabilirsiniz” dedi. Bunun üzerine Işık da kapıdaki iki kişiyi kafasından vurdu. Nihat yavaş yavaş ilerlerken duyduğu sesler ile arkasındaki adamlarına sus işareti yaptı.

“Oğlum kıza hiç acımadan enjekte etti. Yazık adamlara nasıl da baktılar öyle” dedi konuşanlardan biri.

“Ne acıyon puşt. Onlar işimize taş koyuyordu, patronda hadlerini bildirdi. O değil de bacakları enfesti keşke ilk eğlenseydik de ondan sonra yapsaydı iğneyi” dediğinde Nihat kasıldı.

O kızın kim olduğunu sorgulamaya başladı kendi kendine. Adamlardan biri arkasını dönünce Nihatları gördü ve eli kulaklığına gitmeden Nihat’ ın arkasındaki adamları indirmişti ikisini de.

“Abi kız filan dediler, kim bu kız “dediğinde Nihat bilmiyorum diye başını salladı.

Onlar ilerlemeye devam ederken Işıl da kalbini kaplayan bir ağrı ile ilerliyordu. Önüne gelene acımadan sıkmaya devam ediyordu. Nihan ise en sevdiği şeyi yapıp çatıya çıkmış ve halat ile destek için beklemeye başlamıştı. Diğerleri içeri girince o da çatıdan uçacaktı tepelerine ama gözlemlerken gördüğü görüntü le duraksadı.

“OHAAA. ÇÜŞŞŞŞ. BU NE LAN” dedi sonrada ne yaptığını fark-edip ellerini ağzına kapattı.

………………

Gözlerini yavaş yavaş açan İpek sanki kalbine birşeyler saplanıyormuş gibi hissetti. Konuşmak istiyordu ama konuşamıyordu. Bilinci giderek yerine gelirken sanki bedenini hissetmiyormuş gibiydi lakin bedenini saran titreme ile ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yavaş yavaş inlemeye başlarken gördüğü görüntü ile nefes alamadı canından çok sevdiği abileri yerde cansız yatıyordu. Katilleri ise tam karşıdan başta İpek olmak üzere onları izliyordu. İpek ‘in uyandığını inlemelerinden ve titremelerinden anlayan adam piç gibi gülüyordu. Bu durum ona zevk veriyordu. Başına geleceklerden ve dışarıda olanlardan bir haber İpek ‘e doğru yaklaşmaya başladı.

“Selam güzellik, nasılsın… Aaaa iyi değilsin değil mi “dedi ve kahkaha atıp saçından tutarak devam etti “ değilsin çünkü ölmeye yaklaştın kiiii abinin dediği gibi de kimse gelip sizi kurtarmadı” dedi ve pis pis gülüyordu.

İpek o adamın dediklerinden ziyade kendi içindeki yangını doğru ifade etmek gerekirse acının yok olması için Allah’ a sığınıyordu. Biran yukarıdaki cam tavandan parlama görünce umutlandı ama yok olunca acıdan yanlış gördüğünü düşündü ama Nihan onların halini çoktan görmüştü. Gözleri abilerine kaydı hala cansızca yatıyorlardı. İlerideki şerefsiz ise kapıdan çıkıyordu.

“A a ab i” diye kısık kısık boğazını sıkan bir el varmış gibi zorla konuşuyordu.

Sesleri duyan Barın kendine yavaş yavaş gelirken kafasına demir gelmiş Ares ise hala baygındı. Barın bir anda olanları hatırlayınca kardeşine baktı.

“İpek” dedi endişeli sesiyle.

İpek konuşamayıp inleyince kalbi korkuyla atıyordu. Aklına gelen Ares ile onu dürtmeye başladı ama ses gelmiyordu ki bir süre sonra başı öne düşünce gördüğü kan ile daha çok korkup dürtmeye başladı ama hala kıpırdama olmamıştı.

………

“Nihan ne oluyor. O tepki ne?” dedi Işıl kulaklıktan.

“Acele edin aşağıda durumlar karışık ayrıca İpek burada” dediğinde Nihat ‘ın ve Işıl ‘ın kalbi korkuyla atmaya başlamıştı.

“Hızlanın. Önünüze geleni vurun, yok edin” dedi Işıl.

O dakikadan sonra Işıl’ ın gözü hiç kimseyi görmedi önene gelene ya ateş etti yada tekme tokat dalıp nakavt etti. Büyük kapıya yaklaşırken içeriden çıkan ile göz göze geldi.

“FERİT” dedi yüksek sesle.

“Siktir lan…. Bulmuşlar, koruyun lan beni hadi “dedi adamlarına ama Işıl gözlerini hedefine kilitlemiş üzerine üzerine giderken önüne çıkan engelleri acımdan öldürüyordu. Ferit ise can havli ile çıktığı depoya geri girdi ve kapıya kafasını dayadı ama ensesinde hissettiği nefes ile duraksadı.

………..

Nihan adamlar dışarı çıktığı gibi sessizce camı kesit ve içeriye ip sarkıttı ve aşağıya indi. İlk önce Ares’ i kontrol etti. Şükür nabzı atıyordu ama çok kan kaybetmiş gibi görünüyordu. Barın ‘a yaklaştığı sırada “ ben iyi… iyiyim İpek, İpek ‘e bak” dedi. Başıyla onu onaylayıp İpek’e doğru adımladı. İpek kendinden geçmek üzereydi.

Barın ‘a dönüp “ İpek ‘e ne verdiler “dedi.

Barın bilmiyorum der gibi kafasını salladı. Bunun üzerine Nihan tıp bilgilerini kullanarak etrafa bakındı ama bir şey bulamadı. Koşarak İpek’ in yanına çöktü ve nabzını kontrol etti.

“Şükür “ dedi sonra Barın ‘a dönüp “ nabzı normal atıyor birazdan çıkarız. İyi olacaklar merak etme “dedi.

Bu sırada büyük kapının zorlanma sesini ve dışarıdan gelen sesleri duyunca rahatladı Nihan. Gidip köşeye saklandı. Geleni görünce yerinden çıktı ve arkasından sinsice yaklaştı.

“Selam şerefsiz bende seni bekliyordum “dedi ve arkasını dönerken burnuna yumruğu geçirdi.

Adam burnunu tutarak yere çöktü. Bu sırada Nihan ‘ da kapıyı açtı. Şerefsiz herif kilitlemişti kimse girmesin diye.

…………

Uzaktan gözünü kırpmadan adam öldüren Işıl gören Nihat endişe ile hızlandı. Büyük kapının önene gelince Nihan tarafından açıldı. Açılınca görüş açısına giren kişiler ile istemsizce ikisinin de bedeni kasıldı. Işıl ise yerde burnunu tutan adama yavaş adımlarla ilerlemeye devam etti.

“Sen. Nasıl bir ot beyinlisin ki daha 3 ay önce yok ettiğim depon yetmedi de benim için değerli insanları kaçırıp “dedi ve diğerlerine baktı “işkence ediyorsun lan “dediği anda ağzına silahı dayadı. Onu durduran ses ise Nihan olmuştu.

“YAPMA. Kuzen o bize lazım, şimdi değil sonra öldür” dedi başını sağa sola sallayarak.

“Işıl kendine gel, sakın, İpek için” dedi Işık kulaklıktan.

“İpek için” dedi Işıl.

Daha sonra Barın ile göz göze geldi. Hızla yerinden kalkıp ona doğru ilerlerdi.

“İyi misin? “dedi.

“Güneş. Kızımız nasıl” dedi Barın içini kemiren endişe ile.

“İyi. Ona bir şey olmaz. Evde güvende “dedi Işıl.

Barın da tıpkı Işıl gibi” evde. Güvende “diye tekrarladı sessizce.

“Ellerini çözen Işıl ile koşarak kardeşini kucakladı. Daha sonra da Ares’ e koştu.

“Ambulans yolda. Neler oldu” dedi Nihan.

Barın cevap vermeden yükselen kahkaha sesiyle herkes o tarafa döndü.

“Sevgili Barın, kardeşin için son 5 saat” dedi ve tekrar kahkaha attı. “tik tak, tik tak, tik tak “dediği anda Nihat yüzüne tekrar yumruk geçirdi.

“EEEE ama bu haksızlık sürekli yüzüme çalışmayın “ dedi pislik.

“Panzehir nerede lan pislik şerefsiz “dedi Nihan.

“Bilmem ki nerede “ dedi Ferit.

“Uğraşma söylemez. “dedi ve sırt çantasını yere indirdi Işıl.

İçinden bir iğne çıkardı ve Ferit’ in konuna enjekte etti.

“Kısasa kısas adiciğim. İpek ölürse sende ölürsün” dedi Işıl.

Gözlerini korku ile büyüten adam ile Işıl sırıtarak ayağa kalktı. Gelen ambulans sesleri durunca Işık ile birlikte içeriye girdiler. Bir ekip Ares bakıp durumunun kritik olduğunu söyleyerek ayrıldı. Diğer ekip ise İpek’ i kontrol ettiler Nihan’ ın sesi ile “Zehir vermişler panzehir yok.” Dediğinde görevli “acil bulmanız lazım nabzı yavaşlıyor “dedi. Bunun üzerine bütün gözler Ferit’ e dönmüştü.

“EEEE kaldık baş başa söyle panzehir nerede” dedi Işıl.

“Baş başa kalsak da asıl sorun şu” dedi ve pis pis sırıtırken gözleri ilk önce Barın ‘da takılı kaldı sonra da “siz beni aptal mı sanıyorsunuz acaba tek o güzel bacaklıya mı verdim zehirden “dedi ve tekrardan kahkaha attı.

Büyük depoda sadece adamın kahkaha sesi yankılanırken diğerlerinin içini ise endişe kaplamıştı. Işıl ‘ın gözü ise tek bir kişide takılı kalmıştı Barın’ da. Tam Barın ‘a adım atıyordu ki dağ gibi adam yerle buluşmuştu.

Işıl korkuyla “BARINN” diye bağırdı.

………………..

NOT: Arkadaşlar uyuşturucu ile ilgili bilgim yok. Okuduğum kitaplardan birkaç yan etki ve tepkilerden esinlenerek yazdım İpek’ in durumunu bilgilerinize. Mesajlarda italik ve altı çizgili şeklinde belirttim ayrım olsun diye.

İYİ OKUMALAR…...

 

Loading...
0%