Yeni Üyelik
21.
Bölüm

21.BÖLÜM

@2dreamreal

SELAM , GÜZEL SEVİMLİ BİR BÖLÜMLE GELDİM. TABİ Kİ DE O GÜZEL OYLARINIZI VE OLUMLU OLUMSUZ TÜM YORUMLARINIZI VERİRSENİZ SEVİNİRİM CANLARIM...

IŞIL’DAN;

“Ben. Aslında sadece sen, ben ve kızımız olacak diye düşünmüştüm” dediğinde kalbimin sıkıştığını hissettim.

Bu bizim ilk fikir ayrılığımız olacaktı sanırım, belki de başlamadan bir şeylerin bitişi olacaktı. Sözlerin devamını dinleyip ondan sonra son sözümü söylemeliydim.

“Ama Beril’in bizimle kalıp kalmaması benim için sorun değil” biraz durup devam etti “ Asıl sorun şu ki bende Ares’ten hiç ayrılmadım, o da bizimle yaşarsa sizin için sorun olur mu?” dediğinde rahatlamıştım.

Kalbimin hafiflediğini hissederek gülümsedim, sonra da boynuna atlayıp erkeksi kokusunu içime çekerek sarıldım.

“Olmaz, hatta mükemmel olur” dedim sevinçli çıkan sesim ile. Çok mutlu olmuştum.

“Çok teşekkür ederim içim rahatladı, kaç gündür söylemenin bir yolunu arıyordum “dedi.

“Bir itirafta bulunayım mı?” dedim. Sanki çok büyük bir şey söyleyecekmiş gibi.

“Tabi, dinliyorum “dediğinde gülümsedim.

“Aslında Ares de bizimle kalır düşüncesi ile Beril’in bulunduğu katta ona da oda ayarlamıştım ama hastanede diye sürpriz yapamadım” dedim sahte bir üzüntü ile.

Gözlerini kocaman açmış şaşkın ördek yavrusuna benziyorken bende gülme isteği arttırıyordu.

“Sen ciddi misin?” dedi doğruluğunu sorgulamak istercesine.

“Evet, ciddiyim. Onun odasını göstermek isterdim ama ilk Ares görsün diye size göstermedim “dedim.

“Sen nasıl bir lütufsun bana “dedi ve bu sefer o bana sarıldı.

“Neyse Barıncım, sen uyu bende nöbet tutayım” dedim konuyu değiştirmek için.

“Saçmalama sen uyumalısın” dedi ellerimi tutarak “artık bazı durumlarda koruma mekanizmanı geri çekmelisin ki benim de yanınızda olduğumu hissetmelisin “dedi.

Gülümsedim. Haklıydı artık tek başıma değildim. Kalbimin en derinine işlemeye devam eden bir adam hayatımın merkezinde idi.

“O zaman ikimizde sabahlarız” dedim.

“Peki, en azından sohbet ederiz “dediğinde onu başımla onayladım.

10 dakikalık sessizlikten sonra Barın dikkat çekmek için boğazını temizler gibi yaptı. Ona dönüp konuşması için beklerken gözlerine dalmıştım.

“Bizim konuşmamız gereken bir konu daha var.” dedi.

Kendini toparladı ve ciddiyete büründü birden.

“Nedir” dedim açıkçası merak etmiştim.

“Bak ben evliliğimizin her anlamda gerçek olmasını istiyorum” dediğinde yüzüm kızarmıştı.

“Evet bizim için o gece belki hata, belki de kaderimizdeki güzel günler için yaşanması gereken bir noktaydı” dedi ve soluklanıp, alnıma öpücük bırakıp devam etti “ben o geceden sonra seni her yerde aradım 5 yıl boyunca. Kızımın varlığından bile habersiz olarak, inan bana veliaht değil de bir hayat kadına dahi olsan yine seni istiyordum” dedi.

“Ben “ dedim ve onun yüzü dışında her yere bakmaya başladım. Aşırı utanmıştım.

“Şuan bir şey söyleme evlendiğimiz gece istiyorum cevabını o zamana kadar düşün lütfen “dedi ve ayağa kalkıp “birer kahve daha “diye elindeki kupaları gösterdi.

O mutfağa giderken ben kırmızının bilmem kaçıncı tonundaydım acaba. Camdan yansıyan görüntümü gördüğümde içim alev alev yanıyordu resmen. Adam bir nevi seni seviyorum demişti ki bunu her fırsatta dile getirmekten çekinmiyordu.

“Işıl’ım bir konu daha var ama sakin olmalısın “dedi.

“Nedir? “dedim.

“David benim husumetlim. Bir hata ya da kızdıracak bir durum olmadı ama yanındakiler sayesinde herşey benim üzerime kaldı. “dediğinde anlamamıştım.

“Nasıl yani” dedim.

“David, ben ve Andre aynı üniversite de çok yakın arkadaşlardık. 2014 yılında David’ in babası öldürüldü ve ben tesadüfen babası ile birlikteydim. Aslına bakarsan önemli bir mevzu hakkında konuşuyorduk. David ‘in amcası ve kuzeni babasını benim öldürttüğüme inandırmışlar bunu. Birkaç kez ikna etmeye çalıştım delil sundum ama inanmadı. Şimdi ise seninle ve Güneş ile tehdit etti beni “dediği gibi son duyduğum cümle ile yerimden fırladım.

“Nasıl yani benim kızımla seni mi tehdit etti “dedim.

“Bak senin kim olduğunu bilmiyor, sadece şirketin sahibi olarak biliyor “dediğinde alaylı bir gülüş kaçtı dudaklarımdan.

“Sana bunu söyledim çünkü bir süre dikkat etmelisin. Güneş zaten güvende bunu biliyorum ki yerini bile bulamadığından Ares’ i öldürmeye kalktı” dedi.

Benim gözlerim şokla açıldı. En sinir olduğum durumdu bu. Aklım almıyor nasıl bir insan başkasının canı yansın diye sevdiklerine zarar verir ki.

“Ares’ i öldürmeye çalışan kişi Kerim diye biri değil miydi?” diye sordum.

“Kerim piyon… David zaten kabul etti piyon olduğunu, şirket çıkışı üzerime adam göndermesiyle de tescilledi” dedi.

“Şirket çıkışı üzerine adam mı yolladı” dedim.

“Evet, ama sorun yok hallettim” dedi.

“Gene de biz korumaları arttıralım, herkesinkini” dedim.

“Sen bilirsin” dedi ve omuz silkti.

Bizim o geceki son konuşmamız olmuştu. Ne kadar dirensem de belki de onun verdiği güvence ile gözlerimi kapatmıştım.

…………………………..

Sabah kulağımı uzaktan gelen kuş sesleri, yaprak cızırtıları, gene uzaktan gelen gülüşme ve tabak çanak tıkırtıları ile açmıştım gözlerimi. Gözlerimi tamamen açınca dün geceki gerçekçilik kafama dank etti. Yerimden kalkıp alt kattaki banyoda işlerimi halledip mutfağa geçtim. Yüzümdeki gülümseme ile kapı pervazından baba-kızın eğlencesini izledim. Beni ilk fark eden Barın olmuştu.

Göz kırparak “günaydın “dedi.

“Günaydın anniş” diyen ise elbette ki biricik kızımdı.

“Günaydın cancazlarım” dedim.

“Annecim bak senin içiny kahvaltı hazıyladık” dediğinde gidip al al olmuş yanaklarından öptüm.

“Hani babamın ööpücüğüüüü” dediğinde göz göze geldik.

Ben onu öpmeden o beni öpünce Güneş mutlulukla ikimizi de öptü.

“İkinize de teşekkür ederim. Herşey çok güzel görünüyor “dedim.

“Hadi bakalım herşey hazır, oturalım “dedi koca adam elindeki melemeni masaya bırakırken.

…………………………….

Güzel, bol kahkahalı bir kahvaltıdan sonra hazırlanıp evden çıkmıştık. Arabaya gidip önce Güneş’ i arka koltuğa oturtup emniyet kemerini bağladım sonra da kendim öne geçip emniyet kemerimi taktım. Sürücü koltuğuna geçen Barın ile evden ayrılmıştık.

“Işıl ev için eşya bakmaya gitmeliyiz, çok eksik var “dedi Barın.

“Olur. İşin yoksa bugün gidebiliriz “dedim.

Geri kalan yolu müzik eşliğinde giderken Barın bir anda fren sıktı.

Ellerimi torpidoya dayayıp “ne yapıyorsun yaaaa” dedim.

“Yol kapalı anlamadım “ Diye belirtti.

“Siz bekleyin ben bakıp geliyorum “dedi ve bir şey söylememe fırsat vermeden arabadan indi.

Aklıma gelen ile direk kafamı arkaya çevirdim.

“Annecim iyi misin? “dedim.

Güneş sanki bir yere odaklanmış gibi gözlerini ayırmadan “HIIIIHH ANNE BAK “ diye haykırdı.

Gördüğüm görüntü ile kan beynime sıçramıştı resmen.

“Güzelim sen o tarafa bakma. Ben şimdi inip yardım edeceğim, tamam mı? “dedim.

Hızla arabadan inip kapıları kilitledim ve diğer araca doğru ilerlemeye başladım. Ben yaklaşıyordum ki arabadaki kadın can havliyle kendini dışarıya attı.

“YARDIM EDİN! LÜTFEN YARDIM EDİN !” diye bağırmaya başladı.

Etrafıma baktığımda kadını, erkeği herkes elleri ağızlarında kimisi ise videoya çekerek olayı izliyordu. Adımlarımı daha da hızlandırdım ve yardım dileyen kadına siper oldum. Adam tam tokat atacaktı ki ellerini tutup geriye büktüm. Sinir ile ne kadar büktüysem artık bir çıt sesi duymuştum.

“Ulan ! Anladık erkeklik egon için şiddet uyguluyorsun bari dışarda yapma it “dedim sinirle.

“Sen kimsin lan, ahhh, bırak lan kolumu “diye söylenirken bana tekme atmaya kalkmıştı.

Kendimi geriye çekince tekmesi boşluğa gelmişti, bu da kolunun daha da acımasını sağlamıştı. Korku ile bana bakan bayana baktım.

“Bu kişiyi tanıyor musun? Ya da şikayetçi olacak mısın? “dedim.

“Ben tanıyorum, 4 senedir psikopat gibi peşimde, bugün okul çıkışı beni zorla arabaya bindirip kaçırmaya çalıştı. Ben kaçmaya çalışınca da şiddet uygulamaya başladı” dedi.

“Lan manyak mısın sen, zorla güzellik mi olur” dedim.

“Sananeeeee….. Ahhh ben seviyorum onu, ahh kolum bırak, evleneceğim onunla “dedi.

Her saçmaladığında biraz daha kolunu bükmüştüm ama nafileydi. Uzaktan bizi izleyen korumalara almaları için işaret verdim. Gelip adamı paketleyince arkalarından izlerken duyduğum ses ile arkamı döndüm.

“Işıl” diyen arkamdaki sese döndüğümde Barın ağzı açık bana bakıyordu.

“Selam “dedi sevimli olduğunu düşündüğüm yüz ifadem ile.

“Seni, sizi sadece 5 dakika yalnız bıraktım güzelim” dedi.

İlk önce etraftaki insanlara baktım ve elimle etrafı göstererek konuşmaya başladım ama bağırarak.

“SEVGİLİM. ŞU ETRAFTA ÖKÜZÜN TRENE BAKTIĞI GİBİ BENDE BAKIP MASUM BİR KİŞİYİ ÖLÜME Mİ SÜRÜKLESEYDİM “dedim.

Kafasını iki yana sallamıştı ‘hayır’ anlamında. O da sırf millet duysun diye bağırarak konuşmaya başladı.

“ASLAAAA, ÇOK HAKLISIN SEVGİLİM. HER KADIN BİR ÇİÇEK VE YARDIM ETMEYEN HER İNSANIN ANASI, BACISI, EŞİ VAR YARIN NE GETİRİR BİLEMEYİZ” dedi.

İkimizde birbirimize bakıp gülümsedik. Uzaktan gelen polislere ise durumu anlattık. Korkudan hala uzakta bekleyen kızın yanına gittim.

“Sen iyi misin? Ailene haber verelim mi?” dedim.

“Benim ailem yok. Yetimhanede kalıyorum. Birgün işteyken başıma bela olmuştu. Ailem yok diye de daha da ileriye gitti çok teşekkür ederim abla “dedi genç kız.

“Ne demek tatlım görevimiz. Sen polisler ile git ifade ver, gerisini ben halledeceğim” dedim ve cebimden kartımı çıkartıp “ bu benim numaram bana ulaş “dedim.

“Sevgilim yol açılmış hadi “dedi.

“Tamam “dedim ve kıza el sallayarak arabaya bindim.

“Senin kalbinde, yüreğinde çok güzel bir tanem “dedi Barın.

“Teşekkür ederim ama bu söylediklerin çok güzel “dedim.

“Güneş sen de gelecek misin alışverişe “dedi Barın.

“Evetttt, evetttt” dedi.

“Pekala istikamet alışveriş “dedim.

……………………..

Büyük, her evin her türlü ihtiyacını karşılayabileceğimiz çok katlı bir alışveriş merkezine gelmiştik.

“Burası çok büyük her türlü eşyayı bulabiliriz, eğer aklımızda tasarım varsa onu da yaptırabiliriz “dedi Barın.

“Bu güzel olur “dedim.

İçeriye girdiğimizde 2 tane çalışan bizi karşılamıştı. Bu kesinlikle Barın’ ın başının altından çıkmıştır diye düşündüm. Konuşmalardan ve rahatlığından dolayı bunun doğruluğu kendiliğinden kanıtlanmıştı.

“Hoş geldiniz efendim “dedi çalışan kız.

Hepimiz tebessüm ederek “ hoş bulduk “dedik.

“Eksik listeniz belli mi yoksa alarak mı belirleyeceksiniz” diye sordu çalışan erkek.

“Bakarak belirleyeceğiz, bir de birkaç özel tasarım var onları yaptıracağız “diye açıkladı kalbimin efendisi.

“İzninizle ben dizaynır ile iletişime geçeyim özel siparişler için “dedi ve yanımızdan ayrıldı kız.

“İlk bu kattan başlayabiliriz “dedi ve biraz ilerledikten sonra “ burada salon ve odalar için mobilya takımlarımız mevcuttur, mobilyalar ile uyumlu yemek takımlarımızda vardır.” Dedi.

Biraz ilerledikten sonra içime sinen bir takım görmüştüm ki sanırım benimle aynı görüşü paylaşan bir adet Barın da vardı.

“İkimiz aynı anda “bu nasıl “dedik ve karşılıklı gülümsedik.

Daha ağzımı açmadan Barın çalışana dönüp “bunu alıyoruz “dedi.

Tam Güneş’e bakmak için etrafa bakacaktık ki “çok güzel “diye büyülenmiş gibi bir mobilyanın etrafında tur atıyordu.

“Beğendin mi prenses?” diye sordum.

“Anne çok güzel, ben bunu istiyoyum” dedi.

“Bunu da ekleyelim. Bunu oyun odana koyabiliriz” dedim.

“Biliyoy musun bende öylem düşünmüştüm” dedi.

Birkaç tane daha odalar için mobilya almıştık. Hepsi içime sinmişti. Salon, eğlence odası, sinema odası ve kış bahçesi için özel tasarım istiyordum. Bir üst kata geldiğimizde yatak odaları için takımlar beğenmiştik. Ben Beril’ in odasını beğenirken Barın ise Ares ‘in zevkine uygun harikulade bir takım odası beğenmişti. En üst katta ise mutfak ve odalara uygun ufak tefek zımbırtıları almıştık. Beyaz eşya ve küçük ev aletlerini ise yurt dışından sipariş vermiştim.

“Hepsi bitti eksik olursa tekrar geliriz. Özel tasarımları konuşalım hadi “dedi Barın.

Aşağıya indiğimizde yanımızdaki görevli bizi bir odaya getirdi.

“Merhaba ben Sevda” diye kendini tanıttı.

“Merhaba ben Işıl, bu da kızım ve eşim” dedim.

“Bir şey içer misiniz “diye sordu çalışan bayan.

“Yok hayır biran önce bakalım “dedim.

“Pekala…Tasarımlarınızı görebilir miyim “dedi.

Çantamdan hazırladığım tasarımlar çıkarttım ve ona uzattım.

“Sevgilim siz bakın. Bizde kızım ile yemek yiyelim “dedi.

“Tamam “diyerek başımla onu onayladım.

Onlar çıktıktan sonra gösterdiğim tasarımlara ekleme ve çıkartma yaparaktan detaylı bir tasarım oluşturmuştuk.

“Herşey mükemmel oldu “dedim.

“Evet Işıl hanım. Bu tasarımlar iki hafta içinde elinizde olur ”dediğinde memnun olmuşçasına gülümsedim.

“Teşekkürler size kolay gelsin “dedim ve alış veriş merkezinden çıktım.

Elime telefonu alıp Barın ‘ı arayacakken üzerime doğru son sürat gelen araba ile hızla geri adımladım. Farkında olmadan yola çıktığımı sanmıştım ama araba geri dönüp tekrardan üzerime doğru sürmeye başlayınca çantamda bulundurduğum silah ile tekerlere hedef alıp sıktım. Tekerin patlaması ile sendeleyerek direksiyon hakimiyetini kaybeden şoför kendini araçtan aşağıya attı. Araç hızını alamayınca otoparktaki bir araca çarptı ve o hızla 2 kez takla atarak yere çakıldı. Olayın şokunu atlatınca yerden kalmaya çalışan kişi ile hızla yanına gittim.

“Kimsin. Neden böyle bir şey yaptın “dedim ve yakalarına yapıştım.

“…” susan adam ile sinirlerim tepeme gelmişti.

“Konuşsana, kim emir verdi “dedim.

“….”

Adam konuşmamakta ısrar edince telefonumu açıp korumamı aradım.

“Bulunduğumuz yere birilerini gönder beni öldürmeye cesaret eden biri veya birileri var “dedim.

Tamam Işıl hanım, siz iyi misiniz “dedi.

“İyiyim ben çabuk olun “ dedim ve telefonu kapattım.

“Şimdi son kez soruyorum, konuşacak mısın?” dedim.

“….”

“Pekala nasılsa seni konuşturacağım piyoncuğum” dedim.

Yaklaşık 15 dakika sonra yakınlarda olan korumalar gelmiş adamı götürüyorlardı ki aklıma gelen çanta ile takla aşan arabaya doğru ilerledim. Çantamı elime aldım ve ilerlemeye başladım. Gördüğüm yüzler ile gülümseyerek onlara doğru adımlamaya başlamıştım. Aracın yakınından biraz ilerlemiştim ki araba büyük bir gümbürtü ile patlamıştı. En son hatırladığım savrularak yere düşmem ve endişe ile bana koşan sevdiğim ve kızımdı.

………………………..

BARIN’DAN;

Dün gece uzun uzun konuştuk. Sabaha karşı Işıl daha fazla dayanamamış ve gözlerini yummuştu. Onu koltuğa uzandırıp üzerini örttüm ve mis kokulu saçlarına öpücük bıraktım. Onu ne kadar süre hareketsizce izledim bilmiyorum ama merdivenlerin başında uyku sersemi sesiyle konuşan kızım ile daldığım denizden çıktım.

“Günaydın babacım “dedi ve gözlerini ovuşturdu.

Hızla yanına gidip ellerini durdurdum. Bende küçükken gözlerimi ovardım ve bir süreden sonra gözlerimin içi yanardı.

“Günaydın babacım ama gözlerini ovuşturma, sonradan acır “dedim.

“Biliyoyum ama alışkan oldu” dedi.

“Yerim seni ben “dedim ve onu alarak yattığı odaya çıktım.

“Hadi sen dişlerini fırçala, elini yüzünü yıka bende yatağı toplayayım “dedim.

“Babalay iş yapay mı?” dedi masum masum.

“Elbette bebeğim, hatta hazırlan anneye kahvaltı hazırlayalım “dediğimde gelip yanağımdan öptü ve banyoya girdi.

İkimizde hazırı olduğumuzda sessizce mutfağa girip, kahvaltıyı hazırlamaya başladık lakin bir süreden sonra eğlenmeye de başlamıştık. Bu kızım ile ilk sabahımdı ve en güzel sabahım oluyordu.

“Melemen yapmak için sen bu yumurtaları karıştır bende senin için sucuk kızartayım “dedim.

“YESSS “dedi sona eli ile ağzını kapatırken yumurta kapını yere düşürdü.

Biranda gelen gülme ile birlikte kahkaha attık. Sonrası ise ilk önce orayı temizledik ama kendimizi o kadar kaptırmışız ki ses yaptığımızın farkında bile değildik. Bizim sesimize uyanan Işıl’ ım ile birlikte güzel bir kahvaltı sonrasında onları eve bırakacak iken bir anda ev için alışveriş merkezine gitmeye karar vermiştik. Yolda giderken bir anda fren yapıp durmuştum. Çünkü önümdeki araçlarda durmuştu.

“Ne yapıyorsun yaaaa” diye cırlamıştı Işıl.

“Yol kapalı anlamadım “ dedim.

“Siz bekleyin ben bakıp geliyorum “dedim ve arabadan indim.

Yaklaşık olarak 25 arabayı geçtikten sonra olay yerine ulaşmıştım. Neyse ki müdahale edilmiş ve yolu açmaya çalışıyordu polis ekipleri. 15 dakika bekledikten sonra bir memur yüksek sesle konuştu.

“Herkes araçlarına binsin 5 dakikaya yolu açacağız “diyen memur ile geri arabama doğru ilerledim.

Uzaktan gördüğüm görüntü ile kan beynime sıçradı. Işıl bir adamı dövüyordu ve diğerleri öküz gibi izliyordu. Bir süre sonra bizim korumalar geldi ve adamı götürdü. Yanına yaklaşıp selendim ve sevimlice cevap verdi.

“Işıl” dedim.

“Selam “ dedi.

Bir süre birbirimize baktık ve kurtardığı kız ile konuştuk. Sanırım insanlara ahlak dersi vermek için yüksek sesle konuştuğunda bende ona ayak uydurarak konuştum. Polis gelmese eminim daha da ileri giderdik ama polis gelmişti. Gülümseyerek arabaya bindik ve asıl amacımıza doğru yolumuza devam etmiştik.

…………………..

Geldiğimiz alış veriş merkezini daha önce araştırmıştım ve ev ile ilgili olabilecek herşeyi bulabilirdik. Bunun için önceden iki adet görevli bile ayarlamıştım. Bu alış verişi birkaç gün sonrası için planlamıştım lakin hayatımın anlamları kabul edince öne çekmiştik. Aracımızdan inip alışveriş merkezine giriş yaptığımızda bizi hazırda bekleyen çalışanlar ile selamlaşmıştık çünkü gelmeden bildirmiştim. Işıl özel tasarımlarının olduğunu belirttikten sonra ihtiyacımız olan herşeyi almıştık.

“Babacım ben acıktım” diye dudaklarını büzen kızımın boyuna gelmek için eğildim.

“Az bir işimiz kaldı bebeğim, birazdan yiyeceğiz tamam mı?” dedim.

“Hımm hımm” dedi.

İşlerimizi bitirip aşağıya dizaynır yanına indiğimizde selamlaştık ve çalışan Işıl ile konuşmaya başlamıştı. İşlerinin uzun süreceğini anladığımda Işıl’a Güneş ile yemek yiyeceğimiz bildirip çıktık. Bu alış veriş merkezinde yemek yenilebilecek bir yer yoktu ama hemen karşısında güzel mekanlar vardı.

“Babacım ver elini, karşıya geçelim” dedim.

Beni ikiletmeden elimi tuttu ve yaya geçittin olduğu yere gelip Işıklardan !Dur! butonunu bastık ve bekledik. 1 dakika geçti geçmedi yeşil ışık yanınca karşıya geçtik.

“Güzel prensesim ne yiyelim “dediğinde alacağım cevabı elbet biliyordum ama onun o neşesi için tekrar tekrar sorabilirdim.

“Tabi ki de hambuygey” dedi ellerini birbirini vurarak ve oldukça neşeli şekilde.

“Pekala hadi bakalım istikamet hamburgerci “dedim.

İçeriye girip siparişlerimizi verdiğimizde ne olur ne olmaz diye etrafa göz gezdirdim. Yanımda bana seslenen kızımı duyunca bakışlarımı ona çevirdim.

“Babacım oyun alanına gidebiliy miyim?” diye sorunca onu başımla onayladım.

Siparişleri beklerken gelen arama ile gülümsemiştim.

Bizi unuttuğuna göre küçük ailenin yanındasın bakıyorum de “diye sitemle konuşan Ares ile gülümsedim.

“Tabi oğlum ne sandın “dedim.

Oğlum bi yürü git beee, hastaneden çıkacağım beyefendinin umurunda değil” diye isyan etti.

Abi boşver sen onu prensesim nasıl?” diye arkadan duyduğum ses ile kafamı iki yana salladım.

İyi güzelim, ev için alış veriş merkezine gelmiştik, Güneş acıkınca hamburgerciye geldik, şimdide o oyun alanında bende siparişleri bekliyorum “dedim.

Oğlum çocuğa bu yaşta sağlıksız yiyecek neden yediriyorsun “dedi annem sahte kızgınlıkla.

Ama anne Güneş’ in en sevdiği yemek bu” dedim.

Duyduğum numara ile “kapatıyorum siparişler hazır oldu, onları alacağım “dedim.

Siparişlerimizi alıp ilk masaya bıraktım. Güneş’ i oyun alanından çağırıp yemeğimizi yemeğe başladık.

“AAA ne oluyor orada” diyen kadın ile bakışlarım dışarıya kaydı.

“Ohh kurtuldu kadıncağız “dedi başka birisi.

“Bak şuna adam tekrar üzerine sürüyor, kasıtlı bu” dediğinde cama yaklaştım ve gördüğüm kişi ile kaşlarımı çattım.

“Işıl” dedim kendi kendime.

“AAAA babacım annem ne yapıyoy” dedi Güneş.

O sırada Işıl silahını çıkartıp arabanın tekerlerine ateş etti. Adam hakimiyeti kaybedince kendini araçtan dışarıya attı.

“Bakacağınıza 112’ yi arasanıza “dedi genç bir bayan.

Kadının dediği ile hızla Güneş’ in elinden tutup olay yerine doğru ilerledim. Biz dışarı çıkıp yolu geçene kadar Işıl adamı pert etmişti. Gözlerimi kırpmadan onu izlerken araca doğru ilerlediğini gördüm. Ne yapıyor acaba derken yerdeki çantasına doğru ilerlediğini fark ettim. Çantasını alıp bizi görünce gülümsedi. Birkaç adım atıyordu ki patttt diye çok güçlü bir ses duyuldu ardında da yanan araba ve havada uçup kaç metre uzağa gittiğini kestiremediğim şekilde yere kapaklanmıştı.

“ANNEEEEEEE” diye feryat etti Güneş.

Uzaktan da olsa göz göze geldiğim sevdiğim ve kızımın feryadı ile kendime gelip hızla olayları idrak ettim. Elimden kurtulan Güneş hızla annesine doğru giderken bende adımlarımı hızlandırıp yanlarına gittim. Aklıma gelen ile direk nabzını kontrol ettim ama. Ama nabzı çok yavaş atıyordu, kafasından kan akıyordu. Uzaktan duyduğum siren sesleri ile kalbimin sıkıştığını hissettim. Gelen görevliler ilk müdahaleyi yapıp sedye ile ambulansa taşırken duyduğum ile yerimde çakılı kaldım.

“KIRMIZI KOD. HASTANIN KABİ DURDU” dedi görevli.

…………………………………

Not: Mutlu, sevimli bir aile olarak evlerini de döşediler…..

İYİ OKUMALAR……

 

Loading...
0%