@2dreamreal
|
SELAMMMM, SÖZ VERDİĞİM GİBİ BÖLÜM GELDİ. YORUM VE OYLARINIZI BEKLİYORUM.... YAZARDAN; Nilay kulaklıktan etraftaki korumalara “herkes bizimkiler çıkana kadar binayı ve arabayı korusun “ Diye direktif verdi. “Emredersiniz efendim “diye hep bir ağızdan konuşup, çoktan yerlerini almaya başlamışlardı. “Biran hiç eğlenemeden buradan gideceğim diye çok korkmuştum “dedi Işık silahını okşayarak. “Eğlen şimdi kuzen. Arabalar görüş açında mı?” diye sordu Nilay. “Birkaçı evet diğerleri birkaç dakikaya girer “dedi Işık dürbünden bakarak. “O zaman sen tekerler veya şoförler ile başla bende adamlarımızdan destek göndereyim” dedi Nilay. “Okey, burası bende canımıniçi” dedi Işık. ……………………… Nilay ve Işık dışarıda eğlenirken, Nihat da dışarıda eğlenmeye başlamıştı. Işık sıra sıra gelen arabaların tekerlerine bir bir sıkıyordu. Adamlar panik içinde dışarıda konum almaya başlamışlardı. Uzaktan gelen adamlarını gören Işık gülümsedi. “Burası harika olmaya başladı “ dedi. “Millet gördüğünüze sıkın bizimkiler içeriden çıkana kadar geri çekilmek yok “diye eklemeyi unutmadı Işık. Adamları kafalarını bile çıkarmalarına izin vermeden çember hattı gibi bir bir sıkmaya başladılar. Nihat ise bahçede konumlandı ve gelen adamları da dahil içeride olan efendilerini korumak amaçlı dışarıdan gelenlere sıkmaya başladılar. “Başkaları olmasa bir güzel tekme, yumruk da tokuşturmak vardı da işte silahlara kaldık “diye isyan ediyordu. “Abi silahtan güzeli mi var bee. Görsen gelene sıkıyorum tekerler bum oluyor “dedi Işık. Buna gülen Nihat arkasındaki adım seslerinin farkına varınca avının yaklaşmasını bekledi. “3….2…1” dedi ve arkasını dönüp burnuna kadar giren adama kafasını gömdü. “Asıl eğlence şimdi başlıyor benim için “dedi . Yere düşen adam hala sersemlemiş vaziyette Nihat’ tı görüş açısına alarak ayağa kalktı. Nihat karşısındaki adamın hamle yapmasını bekliyordu. Beklediği ilk hamle tekme olunca havada yakaladığı ayağının diz kapağına doğru o da tekme savurdu ve adamın tekrardan yere kapaklanmasını sağladı. Yere düşen adam “AHHH” diye inleyerek diz kapağını tuttuktan sonra hırsla ayağa kalktı ve tekrar hamle yaptı. Buna karşılık Nihat ise sağa doğru eğilerek hamle yaptı ardından hızla toparlanıp etrafında ters dönüş yaparak havaya zıplayıp havadayken başından aşağıya bir tekme geçirdi adamın ve adamın yere kapaklanmasını sağladı. “Amma kolay oldun beee “dedi ve arkasını döndüğü sırada adamın kıpırdandığını sanarak arkasını dönmüştü ki elindeki bıçak ile koluna çizik yemişti. Son dakika kurtulmuştu resmen. “Ulan, ulan adi pislik niye kalleşlik yapıyorsun sanki “dedi ve adamın tekrar tekrar salladı çakıdan kurtulmak için hamle yaptı. “EEEE fazla uzadı ha “dedi ve adamın üzerine doğru saldırdı. ………………………. Nihan tam tamına 1 saattir içerideki herkese kök söktürerek resmen eğleniyordu. Bazılarının açıklarını yüzüne vuruyordu, bazılarına dans figürleri yaptırıyor, bazılarına ise türlü şaklabanlıklar yaptırıyordu. İşin en güzel yanı tüm bunlar kayıt altındaydı ve ileride izleyip izleyip gülmeyi planlıyordu. Kulaklıktan Nilay’ ın sesini duyunca bozuntuya vermeden “anlaşıldı “dedi ve salondaki kişilere baktı. “Ben sıkıldım millet hadi karar verelim. Ölüm mü yaşam mı?” dedi elindeki bomba piçimi yukarıya kaldırarak. Tibet öne atılarak “bunu yapamazsın, içimizde sırf ne zırvalayacağını merak edip gelenler var tıpkı benim gibi “dedi. “Bu benim ne kadar umurumda acaba Tibetcim “dedi Nihan. Birkaç kişi de Tibet gibi öne çıkınca Nihan numaradan konuştu. “Öyle olsun hadi sizi bırakayım ama içeridekiler için öyle bir Seçenek yok. Ayrıca bu da sizlere ders oldun biz her an her yerden çıkabiliriz” dedi kendinden emin şekilde ve içeriye adımladı. Açık kapının pervazına yaslanmış Işıl’ ı izliyordu. Işıl ise beyinsizlik abidesi insanın ağzından laf almaya çalışıyordu ki sinirle etrafa bakınırken Nihan ile göz göze geldi. “Kuzen bunların ”dedi ve üçünü işaret etti sonra da pisliğin ikizini işaret ederek “konuşmaya hiç niyetleri yokmuş “dedi. “Öyle miymiş” dedi Nihan alayla sanki hayret edermiş gibi tavır alarak “ eeee biz o zaman bunları bir süre misafir edelim kuzen “dedi ve Işıl’ a doğru yaklaştı. “Bence de ama bunun için değerli olanı da alalım diğerini öldürelim gitsin “dedi Işıl. Genç adamın gözleri büyürken “OLMAZ “dedi. “Niye yaaa senin için karın önemli değil mi? Bir bakıcı parçası ne de olsa” dedi Işıl. Silahını çıkartıp yerde baygın yatan kadına doğru adımlarken adamın “ona bir şey olursa siz dahil herkes yok olur “dediğinde Işıl ve Nihan birbirlerine baktılar. “Yoksa senin, sizin “dedi ve karısı ile genç adamı işaret ederek “kıymetliniz bakıcı mı?” dedi Nihan. Adam sessizliğini korurken büyük pot kırdığını da anlamış oldu böylece. Nihan bakıcıya yaklaşırken bir anda genç kız Nihan kafa attı. Nihan kendini toplayıp “bak sen küçük sıçana “ dedi ve saçından tutup kafasını yandaki duvara çarptı. “AHHH “diye inledi başta sonra ise acı içinde “bu yaptığınızı size ödetecek babam “dedi. “Kuzen bizim konuşturmamıza gerek kalmadı ki kendi ağzıyla söyledi kimi aradığımızı “dedi Işıl ve kahkaha attı. Kahkahasını kesen ses ise dışarıdan gelen silah sesleriydi. Bu sefer genç kız canı acısa da kahkaha attı. “Bak geldi Azrail’ iniz “dedi. “Emin misin güzelim. Bakalım seni bulabilecek mi o çok güvendiklerin “dedi ve kulaklığına dokunup konuşmaya başladı. “Nihat abi biz çıkmaya hazırız. Sende durum ne “dedi. “Benim işim çoktan bitti, arkadan çıkın adamlarımız orada öndekiler içeridekilerin adamları “dedi. “Tamam “dedi Işıl ve Nihan. Arka kapıdan gelen 3 adamları, tedbir amaçlı olarak eter ile bayıltıp üçünü de sırtlanıp dışarıya çıktılar. Işıl arkasını dönünce gördüğü manzara ile gülümsemişti. Arabaya yaklaştıklarında ise Işıl önce çıkıp konuşmaya başladı. “Şimdi size sürprizi gösterme zamanı” dedi Işıl. O bunu derken Nilay da arabadan inmişti. “Sessiz ol zor uyudular “dedi. “Lar “derken dedi Nihat. Nilay ve Işıl kocaman gülümseyip gelin işareti yaptı diğer üçlüye. Başta Nilay ve Işıl binip çocukların önüne kalkan olmuştu. Ardından sırası ile Işık, Nihat ve Nihan bindi araca, ikili aynı anda “Hazır mısınız “dedi ve kenarlara çekildiler. Şaşkın üçlünün içinden “eeee bunlar iki tane laaa “dedi Işık. “BU ne Allah’ ım” diyerek başlarına adımladı Nihan. “Biri erkek, biri kız bunların “dedi Nihat’ ta. “Bizim ailede genetiklik babadan geçiyor demek ki “dedi Nilay. Direksiyon başına geçen Işık ile arabalar hareket etmişti. Aile üyeleri geldikleri minibüs ile giderken diğer şerefsizleri ise başka bir minibüs ile depoya götürüyorlardı. …………………….. Kahkahalar havada uçuşsa da uykularından uyanan ikizler ses çıkartmadan gözlerini yummaya devam etmişlerdi. Yol uzun olunca da bir süre sonra yorgunluktan uykunun kollarına kendilerini tekrar teslim ettiler. Konuşarak bir süre daha gittikten sonra Nihat aklındakini dile getirdi. “Evdekiler ne tepki verir sizce?” dediğinde hepsi birbirine baktı. “Bizim gibi şok olacaklar tek beklerken çiftte neşe geldi “dedi Nihan. Nilay kendini herkesten soyutlamış şekilde ikizlere bakarken içindeki mutluluğa, heyecana rağmen buruk hissediyordu. Yanında olabilirlerdi, onları kendi elleriyle büyütebilirlerdi, gözlerinde korku yerine Güneş gibi parlaklık olabilirdi diye içinden geçiriyordu. “İkizleri uyandırmamız gerekli, yabancı yerde uyanırlarsa korkabilirler” dediğinde Nilay başıyla onayladı. “Derinim, Denizim “dedi ve saçlarını okşadı. “Hadi ama prensim, prensesim uyanın eve yaklaştık “dedi tekrar Nilay. İkizler yavaş yavaş gözlerini açtıklarında ilk etapta korkup birbirlerine sarılsalar da gülümseyerek bakan kişiler ile onlarda gülümsemişlerdi. “Günaydınlar” dedi Işıl. “Günaydın, teyzelerinin gül bahçeleri” dedi Nihan ve ikisini de öptü. “Kıskandım valla bende öpeyim dayıcım “dedi ve Nihat da öptü. “LEEE ne güzel hismiş dayı olmak… seni şimdi daha iyi anladım “dedi Işık için. “Merhaba tatlı yüzler, bende yandan dayınızım. Yani anneniz benim ve Işıl’ ın kuzeni” dedi. İkizler şaşkınlıkla ve biraz da küçük kalplerindeki umutla mutlu olmuşlardı. İlk kez onlara böyle yaklaşan kişiler vardı ve bunlar kendi öz aileleriydi. “Evdekiley beni bilmilor mu?” dedi küçük adam. “Onlara da sürprizsin yakışıklı “dedi Işıl. “İkizim beni de leni öğrenmişler ki “dedi küçük hanım. Herkesi yüzünde gülümseme ile ilerlemeye devam ettiler. ……………………. Onlar yolda gelirken Güneş ve diğer aile üyeleri de evde büyük bir heyecan ve karşılama ile tek bir kişiyi beklerken iki küçük kişinin geleceğinden kimsenin haberi yoktu. “Dedecim, şimdi beniym kuzenim mi olacak “dedi Güneş. “Evet kuzum, kuzenin varmış. Şimdi bizi daha iyi anladığını umuyorum. Onu küçükken kaçırmışlar, onun yerinde sende olabilirdin ve son olarak onunla iyi anlaşacağını umuyorum “dedi Haldun bey. “Belkim biyazcık kıskanabiliyim” dediğinde evden kahkaha sesleri yükseltmeye başlamıştı. “NEEEE beny 5 yaşına giymek üzeye olan ufacık biy kızım” diye kendini savunmuştu. “Beyilcim , sen en çok beni sev ama “dediğinde Beril gülümsemişti. “Bebeğim benim, benim kalbim hepinize yeter. Hem yakında aynı evde olmayacağız kalabalık ortamda vakit geçirmek eğlenceli olabilir” dedi. “Ayyy evet, babamla yaşayacağız” dedi heyecanla. Bir süre sessizlik içinde televizyon izlemeye devam ettiler. Aradan geçen 1 saatin sonunda kapıdan gelen bildirim ile hepsi bahçeye çıkmıştı. Güneş arabadan inenleri görünce onlara doğru koşup annesinin kucağına atlamıştı. “Annecim, seni çok özledim “dedi. “Bende seni çok özledim prensesim “dedi Işıl. Onları arkadan izleyen iki çift göz ile Işıl’ ın da gözleri onları bulmuştu ve küçük bir tebessüm etmişti. “Annecim, Nilaycığımın kızı neyede” dedi . Işıl gözü ile arkasını işaret edince Güneş şaşırmıştı. “Ama bunlay iki tane “dedi. “Sanılım ailedeki herkesin tepkisi aynı “dedi Derin ellerini önünde çiçek gibi yaparak trip atmıştı. Nilay onun boyuna eğilip “ birazcık öyle annecim, hadi gelin “dedi ve ikisini de birer tarafına alıp kapıya doğru adımladı. Nihat, Işık ve Nihan sürpriz bozulmasın diye önlerine barikat kuracak şekilde önde yürürken Işıl ise kucağındaki Güneş ile arkadan onları izleyerek yürüyorlardı. “Güzelim ses çıkartma tamam mı?” dediğinde Güneş kıkırdayarak “tamam “dedi ağzına fermuar çeker gibi yaparak. “Nerede benim torunum “diye öne atılan Haluk bey ile abisi tebessüm etmişti. Çocuklar ise “buradalar” diye Nilay ve ikizlerin önünü açmıştı. Gözleri dolu dolu olan yaşlı adam gördüğü görüntü ile yere çökmüş ve kollarını açıp “gelin “dedenize “demişti. Yaşlı adam olanları idrak edememişti ama Haldun bey, eşi ve Beril haklı olarak şaşırmıştı. “Beyilcim bak, onlay ikiz” dediğinde yaşlı adam ilk başta duraksadı. Deniz onu bilmediklerini bildiğinden gözlerini doldurup sarıldığı dedesinin omzunda gözlerindeki inci tanelerini bırakmıştı. Derin de ikizi ağlayınca ağlamaya başlayınca Haluk bey kollarını ayırıp torunlarına baktı. “Neden ağlıyorsunuz küçüklerim “dedi. “Beni istemiyorsunuz” dediğinde Haluk bey direk kafasını salladı. “Olur mu öyle şey aslan parçam, biz sadece ikizini bekliyorduk ki seni görünce daha mutlu oldum “dediğinde bu sefer Deniz trip atmıştı. “Ne lani beni mi istemilorsunuz “dediğinde Güneş şen kahkahasını atmıştı. “Onlay şaşıydı. Boşveyin, gelin size odamı gösteyeyim. Yayın da size oda yapayız” dedi Güneş. “Bu pabucu dama atmada kaçıncı level dayıcım “dedi Işık. Güneş “ıhhh” yaparak ikizlerin ortasına geçerek yukarıya çıkartmaya başlamıştı. Deniz biranda durup arakasını döndü. “Şeyyyy, dadı lok değil mi?” dediğinde Güneş anlamamıştı. “Dadıya pek ihtiyaç yok kim, bana Beriycim yaydım ediyoydu ama sizinde eder. Dadı vay da pek işe yayamıyor “dediğinde ikizlerde kıkırdamıştı. Onların konuşmasını duyanlar ise anlamamıştı sadece Nilay ve Işıl dışında. Çocuklar birlikte yukarıya çıktıklarında büyükler ise salona geçip oturdular. “İkizler neden bahsettiler az önce “dedi Haluk bey. “Babacım onlar dadıdan korkuyor. İnanın nedenini bilmiyorum “dedi Nilay. “Sanırım ben tahmin ediyorum” dedi Nihan ve Işıl ile göz göze geldiler. “O dadı olacak şahıs onlar için çok önemli. O iki asalağı değil de o dadı olan kızı kurtarmaya geldiler sanırım “dedi Nihan. “Bence de öyle, ikizlerin asıl korktuğu da o kadın” dedi. “En kısa sürede bir pedagoga götürmeliyiz. Ayrıca yeni odalar yapmalıyız. Buna ek olarak onları tanıtma amaçlı davet vermeliyiz. En önemlisi de artık ertelemeden düğünü yapmalıyız “dedi Sinem hanım hızlı hızlı ve nefessiz konuşunca diğerleri de kahkaha attı. Ondan sonra konuşma gerçekleşmemişti. Nilay sessizlikten faydalanıp ikizleri ile uyumanın heyecanıyla yukarıya çıkmıştı. Haluk bey ise gülümseyerek yukarıya adımlayan kızını takip etmişti. ……………………….. IŞILDAN; Çocukların eve gelmesinin ve düğünümüzün tekrardan ertelenmesinin üzerinden 3 hafta geçmişti. Bu hafta sonu düğünümüz var ve İpek de cuma günü temizlenmiş, üstelik yenilenmiş gibi hissederek hastaneden taburcu olacaktı. Bu başta sevdiğim adam ve ailesi olmak üzere tüm sevdikleri için harika bir haberdi. Şuan ise canım görümcemin düğünümüzde mükemmel olması için özel tasarım olan elbisesini hastaneye getirmiştim. Onun güzelliğini anlatarak tasarlanmasını istemiştim bu elbiseyi ki umarım beğenirdi. Arabamdan inip içeriye girdiğimde kimseye danışmadan odaya kadar çıktım ve kapıyı çaldım. “Gell” diyen o naif sesi duyduğumda gülümsedim. “Selam “diyerek kapıyı araladım ve içeriye girdim. “Selam hoş geldin tatlım “dedi ve elindeki telefonu komodinin üzerine bıraktı. “Tüm insanlığın yaptığı gibi sosyal medya da mı geziyorsun tatlım” dedim. “ O ne be öyle tüm insanlık filan veeee hayır watpadd de kitap okuyordum… Daha doğrusu okuyabileceğim kitap arıyordum “dediğinde gülümsedim. “İstersen birkaç tür ve yazar önerebilirim “dedim. “Tabi ki süper olur “dediğinde en sevdiğim birkaç türleri ve içlerinden bana göre en iyilerini seçerek ağzımı araladım. “Şimdi tatlım, aklımdaki ilk kurgu karışan çocuklar serisinden ve benim bu tür kitapların bağımlısı olduğum bir kitaptır “dedim. “Sen ciddisin, bak merak ettim kısaca bahsetsene “dediğinde bende anlatmaya başladım. “ Şimdi bir kız var adı Verda daha 17 yaşında ve Ankara yaşıyor. Ama bil bakalım ne olmuş sorumsuz ailesine hastaneden gelen bir telefon ile aslında hayatının yalan olduğunu Mardinli bir aşiretin tek kızı olduğunu üstelik de üçüz olduğunu öğrendi.” Dedim. “Ayyy kıyamam yaaa, 17 yıl direk olay. Benim basıma gelse kafayı yerdim “dedi İpek de. “Öyle valla. Asıl olay ise bunun abi tayfası, eski kızın yaptıklarından dolayı kızı başta istemiyorlar ama sonradan tanıdıkça pişman olup yolunda köpek oluyorlar “dediğinde ikimizde kahkaha attık. “EEEE bu muhteşem yazarın adı ve kitabının adını rica edebilir miyim senden güzel Leydim” dedi. “Yazarın adı, benaygun ve kitabın adı ise Aşiret Ailem Mi?” dedim. “Dur hemen bulup ekleyeyim. Başka bir tür daha önerebilir misin?” dediğinde kafamla onayladım. “Aslında bir tane daha var ama onun gibi kitap başka bulunur mu bilemem” dedim ellerimi birbirine sürterek çünkü gerçekten türünün tek örneği bir kitaptı benim için. “Merak ettirmesene yaaa “dediğinde kıkırdadım. “Şöyle ki, kitap yine aile kitabı ama içinde aşk yok. “dedim. “Nasıl aşk yok kızım, burası Türkiye farkında mısın?” dedi. “Farkındayım ve biricik yazarımızda farkındadır bence” dedim. “Devam et” dedi. “Valla cicim, hayatının hatasının yapıp daha sonradan ayrılan ve çocukluğundan beri kendini en iyisi olduğunu kanıtlamak amacıyla çok çalışan işkolik bir kadına karakoldan telefon geliyor ve bir bebeği onun çocuğu diye kucağına bırakıyorlar. Olaylar bundan sonra hayatının merkezi işi olan bu kadının tek derdi bu küçük bebek oluyor. Ailesi ve diğer tüm sevdiği insanlar ise destek olarak bebeği büyütüyorlar. Tabi ki tek olay bebeği büyütmek değil” dedim. “Vayyy be eeee devamı ne “dediğinde sinsice gülümsedim ve başımı hayır anlamında salladım. “Ama olmaz ki böyle anlat anlat sonra da tadında bırak “dediğinde keyiflice gülümsedim. “İyi madem yazar ve kitap ismi lütfen “dedi trip atarak. “Hımm hemen , biricik yazarımızın adı BlackSilver__ ve kitabın adı da Beklenmeyen Misafir “dedim. “Başka var mı “dediğinde “ bu ikisini bitir bende kitap bitmez zaten bunlar sayesinde aklında yeni türler yer edinilir ve merakla tüm kitapları bitirene kadar okursun “dedim. İkimizde bir süre eğlenceli kitaplardan konuştuktan sonra asıl gelme sebebim aklıma geldi. Ayak ucuma koyduğum poşetimi elime alıp havaya kaldırdım. Bana bir süre anlamsızca baktı. “Bu ne?” dedi. “Düğün için ufak bir hediye tatlım. Malum hastanede idin ve vaktin yoktu, bende senin güzelliğine yakışır bir elbise tasarlattım” dedim. “Sen ciddi misin? “ dedi ve hemen sarıldı. “Elbette ciddiyim, diğer gelin ve görümcelere inat biz iyi anlaşacağız, en önemlisi de düşman çatlatacağız “dedim. Elimdeki poşeti açarken aynı zamanda ayağa da kalkmıştı. İçindeki elbiseyi eline alıp banyoya girdi ve kısa süre sonra açılan kapıyla ağzım açık kaldı. “Erkek olsam direk yavşardım “dedim. “Ben varken o biraz zor güzelim “diyen ses ile bakışlarımız kapıya kaydı. “Abicim, hoş geldin. Bak biricik yengem bana ne almış “dedi ve elbisesini göstererek etrafında döndü. Barın’ ın gözleri bir beni birde kardeşini süzdüğünde aklındaki kelimeleri tarttığını anlamıştım. “Güzelim elbise mükemmel fakat aşırı kısa değil mi? Üstelik çok güzel olmuşsun” dedi sonundaki cümleyi kısık ve sitemli söylemişti. Bu durum beni oldukça memnun etmişti. “Ne güzel abi, belki kısmetim açılır fena mı? “dediğinde karşımızdaki kaşları çatlı adama bakınca ikimizde kıkırdamıştık. “Ne kısmeti İpek” dedi Barın. “Ne var olamaz mı yani?” dedim . O Başını sağa sola sallayınca “eee iyi madem bizden de olmazsın “dedim. “Saçmalama güzelim, bak düğüne sayılı gün kaldı. Bir daha ertelenmesine izin vermem. Ayrıca bizim kızımız var “dediğinde oyuna devam ettim. “Olabilir, kızımın olması illa evlenmem gerektiğini söylemiyor” dediğinde Barın iyice afallamıştı. “Tamam Allah kahretsin tamam, bulsun kısmet” dedi göz devirerek. “Bak ya hala göz deviriyor “dediğimde yanımızdan bir kahkaha sesi yükseldi. “Yılların mafyasını iki dakikada kuzu yaptın yenge. Adam resmen yürüyen odundu yonttun “dediğinde ben gülerken Barın kaşlarını çatmıştı. “Merak etme sevdiğim adam, bu sefer Dünya yansa o düğün olacak “dedim. Umarım tek bir aksilik daha çıkmadan, düğünümüz ertelenmeden hafta-sonuna ulaşabilirdik. Evimize kadar herşey hazırdı ama biz evlenip tam bir aile olamıyorduk ne yazık ki…. ……………. NOT: Hikayemde geçen kitaplar ve yazar isimleri için bizzat izin alınmıştır. Her iki kitapta benim kalbimde yer edinmiş saygı duyduğum kitaplardır ve tavsiye ederim. Yukarıdaki kitap anlatımları ise gerçek duygularımdır belirtmek istedim. Tekrardan yazarlarım olan benaygun ve BlackSilver__ teşekkür ederim. Not: Nilay ve ikizleri çok çabuk geçtiğimi düşünüyor olabilirsiniz ama ana karaktere daha çok önem veriyorum. Bu değildir ki onlara hikayemde yer vermemezlik yapmayacağım. En azından Güneş ile ilgili bölümleri olacak ikizlerin de. İYİ OKUMALAR…….
|
0% |