Yeni Üyelik
28.
Bölüm

28. BÖLÜM

@2dreamreal

MERHABA CANLARIM YENİ BÖLÜM İLE GELDİM. BİR BİLGİ VERMEM GEREKİRSE GÜNCEL BÖLÜMLERE GELMİŞ BULUNMAKTAYIZ BU YÜZDEN HER HAFTA CUMA VEYA CUMARTESİ BÖLÜM GELECEKTİR. SEVİLİYORSUNUZ. OY VE YORUMLARINIZI PAYLAŞIP DESTEK OLURSANIZ MUTLU OLURUM.....

.....

IŞIL’DAN;

Odada bulunan herkes donmuş vaziyette birbirimize bakakaldık. Ne bombasıydı bu şimdi. İlk kendine gelen Barın hızla beni sarstı. Kolumdaki serumu biranda çıkartıp kapıya yaklaştığımız anda kapı açıldı. Üzerinden hastane görevlisi olduğunu anladığımız adam doktora bakarak konuşmaya başlayınca duyduklarımızla hep birlikte güldük.

“Efendim genç bir çift bebek haberi alınca baba adayı bomba var diye bağırmış, yanından geçen kişilerde yanlış anlayınca ortalık karışmış, size de geçmiş olsun “dedi.

“Tamam Hasan bey siz çıkabilirsiniz “dedi doktor bey de.

“Kusura bakmayın, kolunuza bakayım” dediğinde sessizce kolumu uzattım.

Hafif morarmaya yüz tutmuş kolumu kontrol edip dezenfektan ettikten sonra Barın’ a döndü.

“Çıkış işlemlerinizi yapıp çıkabilirsiniz. Her ihtimale karşılık da bu gece uyumayın “ diye tekrar uyarı yaparak odadan ayrıldı.

“Güzelim sen üzerini değiştir bende çıkış işlemlerini halledeyim “dedi ve odadan çıkan Barın ile bende üzerimi değiştirmeye başladım.

Yaklaşık 20 dakika sonra gelen kocam ile otoparka indik. Ambulansa Barın’ ı almadıkları için araç ile takip etmiş bizi, üstelik gelene kadar da güzel küfürler sıralamış. Aklımdaki düşünceler ile ilerlerken kalbime saplanan ağrı ile biranda iki büklüm oldum.

“IŞIK “ diyebildim sadece çünkü bu ağrıyı daha öncede yaşamıştım. İkiz bağlarıyla alakalı bir ağrıydı. Kesin ikizime bir şey olmuştu. Benim yerde iki büklüm olduğumu gören Barın telaşla yanıma eğildi. Onun kolunu sıkı sıkı tutarken aklımdaki düşünceyi dile getirdim.

“Işık, Işık’ ı ara. Ona bir şey oldu, çabuk ara “dedim.

Benim telaşlı halimi görünce direk telefonu çıkartıp aradı ama açan olmadı. Ben güçlü, yıkılmaz denilen kadın bu acı karşısında her zamanki gibi gözyaşı ile Işık’ ın sesini duymayı bekliyordum.

“Tamam, tamam sakin ol, bak Nihat’ ı arıyorum bekle” dedi.

Onu başımla onaylayınca arama tuşuna bastı. O da açmayınca sırasıyla diğer aile üyelerini aradı hatta çocukların bakıcılarını bile ama açan olmadı. İçimdeki endişe ve korku gitgide artarken kalbim daha da boğuluyormuş gibi hissediyordum.

“Barın bir şey yap kesin bir şey oldu. Kalbim paramparça gibi, lütfen “dedim sonlara doğru kısılan sesim ile.

“Tamam, tamam. Arabaya geçelim Ares’ e ulaşacağım, hadi. “dedi.

Kollarından destek olarak yerimden kalktım ve arabaya bindim. Barın beni bırakıp sürücü tarafına geçerken Ares’ i arıyordu. Arabaya tam biniyordu ki “alo “dedi. Ben ise hoparlöre vermesi için işaret ettim. O da kırmayıp arabaya biner binmez telefonun sesini dışa verdi.

“Ares biz Işıllara ulaşamıyor Işıl’ da burada huzursuz, Işık iyi mi “dedi.

“Şeyy, Işıl nasıl diyeceğimi bilmiyorum ama Işık vurulmuş sanırım, bizde hastaneye gidiyoruz” dediğinde tüm duyularımı kapattım.

“Na. Nas. Nasıl ol….muş “diyebildim sadece.

“Bende bilmiyorum hastaneye gidince haber veririm size “dedi.

“Tamam, bizde otele uğrayıp direk yanınıza geliyoruz” dedi Barın.

Sessiz geçen yolculuktan sonra henüz tam açılmamış valizlerimizi toplayıp Barın’ ın zoruyla kısa bir duş aldığım sırada Barın özel uçak ayarlamıştı ben hazırlanırken kendi de kısa bir duş alıp hazır şekilde banyodan çıkınca havalimanına doğru yola koyulduk.

………………………….

İnen uçakla beraber bıraktığımız aracımız ile direk hastaneye gelmiştik. Uçakta ve indiğimizden beri olan kalbimdeki sızı halen devam ediyordu ki bu Işık ‘ı görmeden geçeceğe benzemiyordu. Kapıda bizi karşılayan Ares ile birlikte yoğum-bakım ünitesinin önüne geldiğimde tüm ailemi burada bulmuştum. Sadece bizimkiler değil Barın’ ın ailesi ve tanımadığımız birtakım insanlarda burada idi.

“Anne, baba” diye koşarak onlara sarıldım.

“Kızım, sizin ne işiniz var burada. Kim haber verdi sizi “dediğinde hızla ondan ayrıldım.

“Baba ne diyordun sen yaaa, ikizim içerde yatıyor hani yaa, biz birbirimize olanları hissedebiliyoruz ya “dediğimde bana tekrardan sarıldı.

“Özür dilerim, özür dilerim kızım. Merak etme ameliyat iyi geçti, kurşun iç organlara zarar vermemiş, tedbir amaçlı uyutuyorlar “diye kısa kısa açıkladı.

Bunu duyunca derin derin nefes alarak arkamızda kalan dinlenme alanlarından birine oturdum. Aklıma gelen ile direk bizimkiler baktım.

“Nasıl oldu bu. Hepinizin güvende olması gerekirdi “dedim sinirle bir diğer aklıma gelen ile sinir kat sayım arttı “hem korumalar neredeydi ikizim vurulurken “diye ekledim.

“Benim yüzümden oldu” diye kendi kendine söylenen Beril ile hemen ona döndüm.

Dönmemle birlikte bir hıçkırık kaçtı ağzından ve bana sarıldı. Bunu birilerinin desteğine ihtiyaç duyduğunda yapardı genellikle.

“Güzelim, ne demek senin yüzünden, yaaa doğru düzgün anlatın şunu “dedim bir taraftan Beril’ in saçını okşayarak ve kendimi sakin tutmaya çalışarak.

“Birincisi saçmalama Beril, ikincisi korumalar hastane içinde olduğu için müdahale edemezlerdi çünkü yanlarında değillerdi, üçüncüsü ise Beril doğduktan bir hafta sonra kaçırılıp üvey ailesine satılmış” dedi Nihan tane tane açıklayarak.

“Ne. O ne demek. Dur bir dakika Beril’ in ailesi ile Işık’ ın vurulmasının ne alaka” dedim.

Beril gözlerinin kaçırarak “beni zorla götürmeye çalıştılar. Işık da engel olmak için silahını çıkarttı, emniyeti de açıktı. Arbede esnasında yanlışlıkla vuruldu” dedi ağlayarak.

“İyi de güzelim bunda senin suçun ne “dedim.

“Sonuçta kan bağım olan insanlar ve beni götürmeye çalışırken oldu” dedi karşıdaki kişileri işaret ederek.

Gözüm karşımdaki adamlarda iken burada olmalarına anlam veremesem de herhalde Beril içindir diye bende sustum. Benim önceliğim ikizimdi. O gözlerini açınca yapacağımı yapardım elbette ki bunun içinde Beril’ i zorla götürmeye kalkmanın bedeli de olacaktı. Benim canım kardeşim, dostum, canım sırdaşım çok çekmişti. O gitmek, görme isterse elbet gidecekti ama onun izni ve rızasıyla. Ben düşünürken ilerde olan hareketlenme ile Beril’ e çok benzeyen bir adam ve yaşlı kadın bize doğru gelmeye başladı.

“Beril, annem, kuzum konuşalım mı?” dedi kadın.

“Hayır, gidin buradan, siz ailemden birine zarar verdiniz “dedi Beril.

Genç adam ise yumruklarını sıkıp “ senin ailen biziz, bizden koparan kişiler mi ailen “dedi.

Beril sinirle ayağa kalkıp “onlar değil sizden koparanlar. Onların ayaklarına kapanmanız lazım. Beni sokaktan, şiddetten, tecavüzden kurtardılar, aile oldular bana “dedi sinirle.

İlerideki kişilerde Beril’ in ne dediğini duyduklarından hızla kalkıp yanımıza geldiler.

“Sen ne dediğinin farkında mısın abicim “dedi.

“Farkındayım ve bana yabancısınız, tanımıyorum sizleri “dedi Beril.

“Yeter ikizimin canı söz konusu iken sizinle uğraşamayız. Ya gidin yada sessizce bekleyin bu durumu sonradan sakince halledeceğiz “dedim.

Onlar kafalarıyla onayladığı sırada uzaktan gelenlerin bize geldiğini sanırken başkasının adını seslenmeleri ve yüzlerimizi görmeleri ile duraksadılar.

“Mirza ağa” dedi Boran amca sorgular gibi.

“Boran ağam, Azat ağam hogeldiniz. Kusura bakmayın yorduk sizi “dedi.

“Ne kusuru, sorun ne “dedi Azat.

Beril’ i işaret ederek “Beril, kaçırılan kızımızı bulduk “dedi.

“Beril ne diyor Mirzalar “dedi Boran amca.

“Bende bilmiyorum, şuan konuşmak da istemiyorum “dedi ve gidip oturdu.

Boran amca bize dönerek “ sizin ne işiniz var burada, birisine bir şey mi oldu? Ayrıca siz tatilde değil miydiniz? “diye sorular sıraladı.

Babam sinirle “ yanındaki şahıslardan biri yanlışlıkla oğlumu vurmuş. Beril’ i zorla götürmeye çalışırlarken “dedi.

“Anladım, sakin olun. Mirza ağa sizi bizde ağırlayalım. Işık uyanınca orta yol bulunur “dedi Azat.

“Olmaz, üçüzümü bırakmam burada” dedi Beril’ e çok benzeten genç adam.

“Beril burada güvende ama böyle devam ederseniz daha kazanamadan kaybedersiniz onu “diye açıklayınca el mecbur gitmek zorunda kaldılar.

………………………..

Hepimiz bir yerler dağılmış Işık’ ın uyanmasını beklerken Barın’ ın omzuna başımı dayadım.

“Balayımızı berbat ettim “dedim.

Saçlarıma ufak bir öpücük kondurup “saçmalama güzelim, Işık daha önemli, o uyansın belki hep birlikte gideriz” dediğinde kalbim yumuş yumuş oldu.

“Neden herşey bizi buluyor ki “dedim.

“Göz önünde bir aileyiz, sen çok ön plandasın. Herkesin sahip olmak isteyeceği bir zekan ve güzelliğin var. En önemlisi de paylaşılamıyorsun, bu kişiyi paylaşmak anlamında değil. Şöyle düşün masadaki herkese yetiyorsun onların işlerine yetişmeye çalışıyorsun. Senden bir tane olsa da sanki klonlanmış gibi her yerdesin “dedi elimin üzerini okşarken.

“Ama baksana sadece bir gün yoktum canımın yarısı zarar gördü “dedi.

“Canının yarısı iyi, kötü olsa hissedersin şimdi biraz uyumalısın, hastaneden çıkıp direk buraya geldik dinlenmelisin” dedi.

Sanki bu komutu bekliyormuş gibi gözlerimi kapadığım anda uzaktan gelen Nilay ile gözlerim yeniden açıldı.

“Nilay nereden geliyorsun böyle “dedi Nihan.

“Evden geliyorum abla, ikizler Işık’ ın vurulduğunu öğrendiğinden beri korkmuş onları sakinleştirdim. Güneş bu tür durumlara alışık olduğundan pek etkilenmedi ama onlar çok ağladı “dedi.

“Güzelim şu durumu atlatalım hayırlısı ile onları da alıştırırız. Hem Işık ‘ı görünce düzelirler “dedi Nihan da.

Onları dinlerken kalbime giren sancı ile gözlerim yoğum bakım da yatan ikizimi buldu. Beni gören herkes telaşla yanıma geldi.

“Ne oldu kızım “dedi annem.

“Işık, Işık, doktoru çağır” dedim.

Nihat camın önüne gidip donmuş şekilde kalınca Barın kalkıp doktoru çağırmaya giderken koşarak gelenleri gördüm.

“Ne, ne oluyor doktor “dedi annem.

“Hanımefendi izin verin” dedi ve içeriye girip perdeyi kapattı.

İçeri giren doktor 5 dakika sonra yüzü gülerek çıkınca içim rahatlamıştı.

“Hasta uyandı, durumu gayet iyi, birazdan normal odaya alacağız. Durumuna göre yarın taburcu olabilir” dedi ve gitti.

Doktorun ardından yarı baygın şekilde çıkartılan Işık ile hemen yanına koşup elini tuttum. O da benim elimi hafif sıkınca kalbim biraz olsun rahatlamıştı. Biz elimizi bırakmadan asansöre bindik diğerleri de arkamızdan geliyorlardı sanırım.

“Hanım efendi, beyefendiyi hazırlayalım öyle içeri girersiniz “dedi görevli hemşire.

Onu başımla onaylayınca Işık’ ı içeri aldılar. Bizimkilerde gelince hemşirenin ve görevlilerin içeriden çıkmasını bekledik. Açılan kapıdan çıkan hemşire bize gülümsedi ve konuşmaya başladı.

“Hastamız hazır. İçeriye girebilirsiniz ama kısa süre kalın lütfen “dedi ve gitti.

Hepimiz birlikte içeriye girdiğimizde Işık uyanık, yarı oturur vaziyette bizi bekliyordu. Gözleri birini ararken kapıdan giren Beril ile ona odaklandı.

“İyi misin? Ağrın var mı?” diye hızla yanına gelen Beril ile gülümsedim.

“İyiyim, sen iyi misin?” dedi ikizim.

Hafif öksürür gibi yaptım sırf dikkatleri çekebilmek adına yoksa bu iki aşık kendilerini ifşa edecekti.

“Ne oldu amcacım “dedi amcam.

“Işık da uyandığına göre bana ne olduğunu anlatır mısınız artık “dedim.

“Düğün sabahı bana telefon gelmişti hatırladın mı?” diye söze girdi Beril.

“Evet hatta hastaneden demiştin konuşma bitince” dediğimde başıyla onayladı.

“Evet, Özel Kayacan hastanesinden aradılar. Bana Kayacan ailesinin kaçırılan kızlarını aradıklarını ve yaklaşık olarak 6 ay önce evlerine gelen bir zarf üzerine beni aramaya başlamışlar. Tabi ki telefon numaram dışında bir bilgiye ulaşamamışlar ki onu da konsolosluktan almışlar. Arayan doktora itibar edemeyeceğimden ve güvenemeyeceğimden bende dün için bizim hastaneye gelmelerini doktordan rica ettim. Biz Merve ile odada beklerken gelenler ile nefesim tutuldu. Sizde gördünüz içlerinden biri benim erkek versiyonum gibiydi ki üçüzümden biri olduğunu öğrendim” dedi.

“EEEEEE kuzum devam et” dedim.

“Biz beklerken Işık aramıştı, durumu ona da anlatınca yanımıza geldi. Tabi Işık gelene kadar biz kanları vermiştik çoktan. Merve işleri hızlandırınca da ailem oldukları ortaya çıktı. İçlerinden biri 6 aydır bugünü bekliyoruz, artık evimize gideceğiz diye söyleyip beni kolumdan sürükleme başlayınca Işık müdahale etti. Sözlü dalaşma derken silah çekti Işık. Beni sürükleyen kişi silahı elinden almaya kalkarken de silah ateş aldı “dedi.

“Anlamadığım neden 6 ay beklemişler yada seni bulamamışlar “dedi Nihat.

“Orasını bende bilmiyorum ama onlarla gitmeyi de istemiyorum belki kısa bir ziyaret o da sizlerle olursa “dedi Beril.

”Gitmene kim izin verdi. Sende benim kızımsın” dedi babam. Bunun üzerine Beril koşarak babama sarıldı.

“Siz de benim ailemsiniz. Hem Güneş’ imi bırakamam “dedi.

………………………….

Olayları anladıktan sonra ben ve Beril dışındaki herkesi zorla da olsa eve gönderdik. Gece sohbet, muhabbet ile geçti ve sabah doktor muayenesinden sonra taburcu işlemlerini başlattık.

“Beril nerede “dedi Işık.

“Senin çıkış işlemlerin için muhasebeye gitti” dedim. Eş zamanlı olarak da kapı açıldı.

“Herşey tamam çıkabiliriz “dedi Beril yüzündeki gülümsemeyle.

Biz tam çıkarken kapı çaldı ve içeri dün Beril’ in erkek versiyonu olan genç adam girdi.

“Girebilir miyim “dediğinde Işık başıyla onayladı.

“Neden geldin” diye tepki gösteren Beril ile gözleri dolar gibi oldu ama kendini toparladı.

“Ben hem geçmiş olsun demek için hemde seni görmek için geldim “diye açıklama yaptı.

“Merhaba, ben Boran amca ile konuşmuştum aslında yarın akşam bize gelecektiniz “dediğimde sessizce bana baktı.

“Aslında biliyorum. Hatta Azat ağadan duydum taburcu olduğunu, gitmeden üçüzümü görmek istedim” dedi.

“Bak sizinle anlaşsak bile benim burada hatta Amerika’ da bile kurulu bir düzenim var, sizinle gelemem “diye kendini açıkladı Beril.

“Gelmeni elbet isteriz ama gelemezsen de en azından telefonda konuşuruz. Hem aşiret ailenin tek kızını merak ediyor en azından bir kez gelmen gerekebilir” dedi genç adam.

“Aşiret “dedik üçümüz birden.

“Kayacan ve Nizam ailesinin tek kız torunu Beril “dedi.

“Yuhhhh , yok artık, burası gerçek hayat kitap değil “dedi Beril kendini inandırmak için.

“Söylediğim gerçek ve herkes seni aşırı merak ediyor “ diye ekledi.

“Neyse biz artık gidelim yarın akşam detaylı konuşulur. Tabi son karar Beril’ ime ait “diye ekleyip ikizimin koluna girdim ve odadan çıktım.

Biz arabanın yanına geldiğimizde Işık bana döndü gözlerimde bir şey arar gibi.

“Ne oldu “dedim.

“Boran amcalar ne alaka “dedi.

Arabaya geçerken kısaca olan biteni anlattım ve Beril’ i beklemeye başladık. Kısa süre sonra yüzünde anlamadığım ifade ile Beril arabaya bindi.

“Herşey yolunda mı?” diye sordum.

“Evet “dedi.

Eve kadar sessiz geçen yolculukta duran arabadan ilk inen ben oldum. Gözüm kapıya kayınca buraya doğru koşan Güneş ile gülümsedim.

“DAYICIMMMM” diye kollarını açmış koşarak gelen ufaklığı yarı yolda kapıp havalandırdım.

“Dayın yaralı güzelim, biraz yavaş ol” dedim ve yanaklarından öptüm.

“Prensesim gel sen, bakma annene” dedi ve bana kötü kötü baktı.

Kucağına aldığı kızım ile onlar önden ilerlerken bizde arkalarından eve girdik. Kısa süren balayımız olsa da şuan ailem ile birlikteydim ve herkes güvendeydi bu bana yeten en değerli şeydi.

……………………………..

Dün eve geldikten sonra Beril’ in odama gelip konuşmasını mantıklı bulduğum için bu sabah Boran amcayı aramıştım ve durumu arz edince o da kabul etmişti. Ne olursa olsun Beril bu ailenin parçasıydı ve en az bizim kadar aile üyelerini düşünüyordu. Beril’ in dedikleri tekrar aklıma doluştu.

DÜN GECE BERİL VE IŞIL'IN KONUŞMASI;

Kapının çalması ile “gel “dedim ve yattığım yerden doğruldum.

“Uyumuş muydun “dedi Beril.

“Henüz değil Barın’ ın gelmesini beklerken kitap okumak istedim “dedim.

“Tamam o zaman, konuşabiliriz yani “dedi.

“Tabi konuşalım ne hakkında “dedim.

“Ailem, yani öz ailem hakkında. Onların bu eve gelmesini istemiyorum “dediğinde kaşlarım çatıldı.

“Biz hastaneden çıktıktan sonra bir şey mi oldu “dedim.

“Yok, yok, öyle bir şey değil. Ben, biz onları ne kadar tanıyoruz ki. Sadece Boran ve Azat beyler tanıyor. Onlar ne kadar iyi insanlar dese de içim rahat değil. Bu ev bizim için en güvenli yer ve ifşa olmaması gerekli. Hatta istersen deneyelim eminim gizli geldikleri yeri bulmak için farklı yöntemler deneyebilirler “dediğinde mantıklı buldum.

“Peki önerin ne?” dedim.

“Önerim şu. Güvenli evlerin hiçbirinde buluşma ayarlamayalım hatta dışarıda bile buluşabiliriz “dedi.

“Tatlım, ne kadar güvenmesen de bu olmaz. Dışarısı daha tehlikeli “dedim.

“O zaman onların evinde ya da Azatların evinde buluşabiliriz “dedi.

“Bak bu mantıklı ama Işık da gelmek isterse “dedim.

“Sadece kolundan vuruldu o da bizimle gelebilir “dedi.

“ Ya da biraz güvenli evlerden birinde buluşabiliriz. Koruma sayısını arttırarak “dedim.

“Ama çocuklar için tehlikeli olur mu bilmiyorum “dedi.

“Olmaz güzelim, önlem alırız “dedim.

Bir süre düşündükten sonra bana sarıldı ve “o zaman sana bırakıyorum “dedi.

Bende ona sarılıp “tamam “ dedim.

“Enişte gelmeden ben kaçar “dedi ve hızla odadan çıktı.

Arkamdan sarılan kollar ile daldığım düşünceden çıktım.

“Güzelim herşey yolunda mı?” dedi.

“Yolunda. Aslında akşamı düşünüyordum “dedim.

“Aşkım benim, akşam için nerede buluşulacak sormayı unuttum. Direk oraya gelirim.” Dedi.

“Aslında burası diye düşündüm ama gece sen gelmeden biraz önce Beril geldi ve güvenli evlerden uzakta buluşmak istediğini söyledi “dediğinde arkamda olmasına rağmen bedeninin kasıldığını hissettim.

“Neden “dedi kısaca.

“Güvenmediği insanları biranda hayatına alıp bizleri tehlikeye atmak istemediğini söyledi kısacası “dedim.

“Haklı düşünmüş güzelim, biz neyse de çocuklar ve ne kadar olsa da annemler sivil “dedi.

“O da bunu söyledi. Bende Boran amca ile konuştum” dedim.

“O ne dedi peki “dediğinde “bizim mekanlardan birinde güvenliği arttırarak görüşelim “dedi.

“Güzel düşünmüş sen yer belirlenince bana konum at” dedi ve boynuma öpücük kondurup “ hadi gidelim “ dedi.

Kapıdan çıkarken “Barın bana kızmıyorsun değil mi?” dediğimde açtığı kapıyı kapatıp bana döndü.

“Sana neden kızayım güzelim “dedi.

“Balayı erken bitti, Işıl vurulunca burada kalıyoruz, Beril meselesi ayr…” sözümü kesen dudaklarıma kapanan dudakları idi.

“Bunlar normal, benim de başıma gelebilirdi, bizim evde de kalabilirdik “dediğinde gülümseyip dudaklarına öpücük kondurup kızımın odasına doğru adımlar iken karşıdan geldiğini gördüm.

“Annecim” diye bana doğru koşan kızıma yere eğilerek kollarımı açıp gelmesini bekledim lakin hain kızım beni geçerek babasının kollarına gitti.

“Günaydın babacım, ne zaman geldin kiiii” dedi.

“Sen uyumuşsun geldiğimde bebeğim” dedi ve hep birlikte aşağıya indik.

Kahvaltı masasına oturduğumuzda babamın “afiyet olsun “demesiyle birlikte herkes yemeye başladı. Sessizlik içinde devam eden kahvaltıda dikkat çekmek için öksürür gibi yaptım.

“Akşam bizim mekanlardan birinde Beril’ in ailesi ile yemek yiyeceğiz. Herkes hazır olsun “dedim.

Onaylayan mırıltılardan sonra bizimkilere döndüm.

“Nilay sen mekan ayarla, Nihat sende güvenliği arttır, Nihan içerdeki çalışanlara kadar denetle ki güvende olalım “dedim.

“Tamam kuzen “dedi hepsi.

……………………….

Şuan herkes hazırlanmış Nadide ablaların restoranlarından biri sadece bizim için kapatılmış ve hazırlanmış olduğu için oraya gidiyorduk. Biz mekana giriş yaptığımızda bizden önce geldiklerini ve heyecanla Beril’ i beklediklerini anladım ayrıca tüm sülaleleri de buradaydı sanırım.

“Kızım “ diyen kadın hızla kalkıp Beril’ e sarıldığında Beril istemsizce kollarını ona sardı. Bu durum gülümsememe neden olurken ileride birbirine ve ayrıca Beril’ e benzeyen iki kişi geldi.

“ Bu üçüzümüz, işte şimdi tamamlandık “dedi hastanedeki genç adam.

“Hoşgeldiniz, hadi ayakta kaldınız oturalım “dedi Azat.

Biz bir tarafa, onlar bir tarafa gelecek şekilde oturduk ve Beril bizim yanımıza oturunca gözlerindeki hüznü hepimiz gördük.

“Beyilcim bunlay kim “dedi Güneş.

“Biriciğim, sanırım onlar benim öz ailemmiş “dedi.

“Ameyikadailey üvey miydikim “dedi.

“Sanırım öyle kuzum “dedi Beril.

“Senin kızın mı “diye hafif sinirle soran kişi ile Beril de ona baktı.

“Hayır, ben bekarım “dedi Işık’ a bakarak “ama kalbimde biri var “dedi.

“Ölmezler öyle füze at kızım “dedim.

“Ne, ne zaman yalan konuştuğumu gördün “dedi.

“Annen gibi “dedi yaşlı adam sanırım adı Mirza’ ydı.

Beril de ona gülümsedi. Biz dahil olmak üzere koyu sohbetler eşliğinde birbirimizi tanımaya çalışırken içlerinden biri etrafa bakıp bize döndü.

“Neden bu kadar koruma var. Aşırı güvenlikli olmuş burası “diye sorduğunda Beril “öyle gerekliydi “dedi.

“Ne demek öyle gerekliydi. Bu insanlar tehlikeli mi? “dediğinde Azat konuştu.

“Biz ne isek onlar o, hatta masanın başkanı “diye babamı gösterdi.

“Anlayacağız Beril onlardan çok sizin yanınızda tehlikede olur çünkü o bu ailenin üyesi “diye ekledi Boran amca.

Herkes onaylayınca sohbetler eşliğinde tatlılarda yenilmişti. Çocukları önden eve gönderdiğimiz için rahat rahat devam ediyorduk ki dışarıdan koşturarak gelen güvenlik şefi ile gözlerim o tarafa döndü.

“Efendim sıralanmış halde gelen birçok siyah minibüs gördük dron ile tedbir amaçlı sivilleri güvenli alana almalıyız çünkü arka tarafta aynı görünüyor “dedi.

………………………………………..

Not: İkizler yetiştirilse de hiç bu tür olayların içinde kalmadı yada duymadı ama Güneş bunların bilinciyle büyütüldü.

Not: Bu bölüm yeni düşman için giriş oldu.

Not: Beril’ in ailesi sadece bu bölümde olacak birde ileri de evlenirse düğünde.

İYİ OKUMALAR……

 

 

Loading...
0%