Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. BÖLÜM

@2dreamreal

SELAM, GÜZEL VEYA ELEŞTRİ YORUMLARINIZ VE OYLARINIZI KULLANIP DESTEK OLURSANIZ SEVİNİRİM.

 

IŞIL’DAN;

O günkü planın üzerinden bir ay geçti ve herşey istediğimiz gibi ilerliyordu. Ben Serkan ve kuzenime düşman gibi davranıyordum ayrıca Serkan’ın attığı her adım o fark-etmese de izleniyordu. Büyüklerimizin öldüğü eski eve biraz daha önlemler alarak tekrardan yerleştik. Eski evden bir farkı yoktu zaten Serkan’da evin ne yolunu ne de adresini biliyordu. Sahte bir evlilik ile evlenmişlerdi ve evde rahat dolanıyordu. Bizi çökertmek isteyen her kimse ona istediğimiz sahte belgeleri sunuyordu. Bazen bu kadar aptal birine mi kapıldım, kapıldık diyordum. Düşüncelerimin arasında miğde bulantım ile yataktan kalktım. Lavaboya kendimi zor attım ve ne var ne yoksa boşalttım. Onca durumun arasında bir de bu vardı. Son bir haftadır sabah bulantıları ile uyanıyordum ayrıca gün içinde de bazen bulantım oluyordu. Özellikle yemeklere karşı aşırı hassasiyetim vardı. Doktora gitmeyi aklıma not edip kahvaltı için hazırlandım.

Aşağıya indiğimde gördüğüm görüntü son 3 haftadır aynı idi. Bu durumda en çok zorlanan ise Nilay ’dı. Diğerleri gibi sahte gülümsememi yüzüme maske misali takıp yerime geçtim.

“Günaydın sevgili aile üyeleri ve sonradan giren enişte bey” dedim alayla.

Bu durumdan en zevk aldığım nokta buydu. Serkan’ a durmadan hakaret edebiliyorum. Bir sonraki varis ben olduğum içinde ses çıkartamıyordu. Kahvaltının bitimine yakın Serkan’ın telefonu çaldı ve terleyerek masadan kalktı. Hemen kulaklığımdan telefon konuşmasını dinlemeye başladım.

“Alo efendim. Nasılsınız.” Dedi Serkan.

“Ben iyiyim son hazırlıklar tamamlandı. Eline verdiğim ilaç ile korumaları uyutup bizim girmemizi sağlayacaksın. Sonrada o varis de babası da ölecek. Hatta o evde sen hariç kimse sağ kalamayacak sen başa geçeceksin sonra da beni istediğini söyleyeceksin. Güç bende olacak, herşey benim olacak.” Dedikten sonra gür bir kahkaha attı.

“Tabi ki efendim herşey sizin istediğiniz gibi ilerleyecek” dedi enişte bey ve telefonu kapattı.

“Kızım ne oluyor” diyen amcama tam cevap verecektim ki kapıdakini görünce sustum.

“Bir şey yok canım, eniştem “dedim ama masadaki kişiler beni çoktan anlamıştı.

Anlaşılan büyük gün yakındı. Son duyduklarımdan sonra 2 takım kurmam gerekliydi. Açıkça planlarını öğrenmiştim. Güvenli alanında korumasını arttırmam gerekliydi. Tek sorun yakında dedi ama ne kadar yakında her an tetikte olmalıydık. Dedem gibi ailemi korumam lazımdı. Şuan başta babam olsa da bu işin başında ben vardım çünkü bu belayı ben sarmıştım ailemin başına en çok da kuzenimi yakmıştım.

“Işıl iyi misin yüzün solgun gibi” annemin sorusuyla kendime geldim.

“İyiyim annecim sorun yok” dedim ama kendimi pek de iyi hissetmiyordum.

Son 1 haftadır bu haldeydim. Gözlerim masada dolanırken Işık ile göz göze geldik.

“Seninle özel olarak konuşalım olur mu canım” dedi.

“Tamam kahvaltıdan sonra konuşuruz” dedim.

Son konuşmadan sonra sessizlik içinde geçen kahvaltıdan sonra Işık çekiştirerek beni odasına sürükledi.

“Neyin var? Daha doğrusu sadece mide bulantın mı oluyor?”

Bunları neden sorduğunu anlamadığımdan sırası ile sorularını cevaplamaya başladım.

“Bilmiyorum. Son 1 haftadır sabahları ve gün içerisinde midem bulanıyor ki bu demek oluyor ki üşüttüm. Birkaç defada başım döndü. Bir de kendimi oldukça halsiz hissediyorum.”

İkizim sinirle yerinden kalkınca biranda irkildim sonrada ağzının içinde birşeyler geveledikten sonra bana dönüp.

“Yok böyle olmaz emin olmalıyız çözüm için.” Duraksayıp bana döndüğünde “hemen hastaneye gidiyoruz” diyerek odayı terk-etti.

Umursamazca yatağa uzanacak iken duyduğum ses ile yerimden kalkıp hazırlandım. Tam çıkacağımız anda gelen telefon ile duraksadım ve dinlemeye başladım.

“Alo “

“Alo efendim.”

“Herşey hazır gel ilacı al bu gece saldıracağız”

“Bugün çıkmam imkansız hepsi evde”

“Salak daha iyi ya hemen çık evden 2 saat işim var diye uydur”

“Peki efendim”

“Parkta bekliyorum çabuk ol”

“Peki ben 1 saate gelirim”

Telefon kapanır kapanmaz aşağıya indim. Ben merdivenlerden inerken Serkan’ın kapıdan çıktığını gördüm. Hemen en iyi takipçimize haber saldım. Hızla salona girince bütün gözler bana döndü.

“Zamanı geldi. Bu akşam saldıracaklar. Hatta Serkan ilacı almaya gidiyor.” Diye tek tek sıraladım.

Hepsi endişe ile bana bakıyordu. En çok da eli karnında Nilay.

“Şimdi annecim sen Nilay ile birlikte evimize geçiyorsun. O ve bebek güvende olsun. Nihat saldırı ekibini yönlendir. Işık savunma ekibini yönlendir. Nihan kameralar ve siber takibi yap. Baba amca sizde annemler ile gidin “dediğimde annemler ve babam itiraz etti lakin taviz vermeden onlara hazırlanmalarını söyledim. Herkes gidenler ile vedalaşırken onların yerine geçecek olanlarda çoktan gelmişti.

“Kendinize dikkat edin. Sizde doğal davranın ki anlamasınlar” dedim.

….

İki saat sonra Serkan geldi. Yüzünden oldukça endişeli olduğu görünüyordu. Sanki o yokmuş gibi davranırken o da kendi planını devreye sokmaya başlamıştı. Akşam 20:00 sularına yaklaşırken etraf sessizliğe büründü.

“Etraf çok mu sessizleşti. Dışarı çıkıp baksak mı acaba “dediğimde Serkan lafa atıldı.

“Ben bakarım siz keyfinizi bozmayın “dedi.

Serkan ayaklandığı sırada silah sesleri duyulmaya başlandı. Sinsice gülüp yerimden kalktım. Tabi ona belli etmeden telaş yapmaya başlamıştık.

“Ne oluyor dışarıda “Işık’ ın yerine geçen kişi sorduğunda cevapladım.

“Sanırım evi bulmuşlar. Allah kahretmesin bu nasıl olur… Saldırı altındayız herkes silahlara” dedim.

Tam silahıma davrandığımda Serkan konuştu.

“Bunlar olmadan bir şey yapamazsın sevgili nişanlım bugün öleceksin” diye silahı bana doğrulttuğu zaman bende sinsice gülmeye başladım.

“Emin misin?” diyerek kolundan vurdum. Hamle yapacağı sırada ise topuğuna sıktım.

“Sana aptal olduğunu söylemiş miydim “ dedim eğilerek sonra da gözlerinin içine baka baka “ikinci aşamaya geçebilirsiniz “dedim.

Tam o sırada kapıda asla görmek istemediğim bir yüz gördüm. Gürbüz amca.

“Demek hain sendin. Gözünü hırs büyüyen sendin” dedim sinirlice.

Korkarak kaçmaya kalkarken arkadan Işık geldi ve engelledi.

“Sen…. Siz… nasıl.. BU NASIL OLUR” diye bağırmaya başladı.

“AAA AAA ayıp ama bu kadar salaklarla iş yaparsan sonun elbet böyle olur hain. Ama birde beni hafife alarak “ diye silahı alnına doğrulttum.

“Sen ne yapıyorsun bana dokunamazsın.” Dediğinde güldüm.

“Ben babamdan daha acımasızım unuttun mu? Hain olanın sonu ölümdür bu masana en bilindik kuralıdır… Nizami bozanın sonu ölümdür diye bu en bilindik kuralı sen koydurtmuştun halbuki…” dedim ve alına sıktım. Daha sonra da Serkan’a sıktım.

Biz içerideki işleri hallederken muhteşem kardeşler dışarıyı halletmiş içeri gelince şok olmuş gözlerle yerde yatan adama baktılar.

“Gürbüz amca mı o?” dedi Nihan. Bende başımla onu onayladım.

“Ben demiştim demekten bıktım ama, bu adam da çocukları da aynı diye ama inanmadınız” dedi Nihat. Sinirle ellerini yumruk yapmıştı.

“Sorun yok son dakikada öğrendim ama ailesinden hatta soyundan kimse kalmadı” dedim.

“Ben büyüklere haber vereyim” dediğim anda gözlerim kararmaya başlamıştı. Bir süre sonra ise uzaktan Işık’ın bana koştuğunu ve kollarına aldığını gördüm ve daha sonra bilincimi tamamen kapattım.

Gözlerimi yavaşça açtığımda tüm ailem endişeli şekilde bana bakıyordu. Tek endişe etmeyen ikizim idi. Sanırım benim iyi olduğumu hissediyordu.

“İyi misin kızım?” diyen anneme gülümsedim ve başımla onayladım.

“Sanırım iyiyim ne oldu” dedim.

“Bizi aramaya çalışırken bayılmışsın. Nihan haber verince ödüm koptu” ağlamaya yüz tutmuş yüzüne öpücük kondurdum.

Tam kalkmaya yeltenirken odanın içinde telefon zil sesi yankılandı. Çalan Işık’ ın telefonuydu ve telefonun ekranına bakıp hemen yanıtladı. Telefonda konuştuğu her neyse yüzü git gide sertleşiyordu. En sonunda “emin misin sonuçlardan “dedi ve kapattı. Kimse ne olduğunu sormaya cesaret edememişti ki bu görev Nihat ‘ta düşmüştü. Onu en iyi tanıyan kişiye düşmüştü.

“Neler oluyor yüzün sirke satıyor resmen” dedi.

“Olur mu öyle şey… aslında muhteşem bir haberim var size” dedi ve sinirle gülümsedi. Bu hali beni bile ürkütmüştü.

“İkizimin durumu gayet iyiymiş. Hatta o kadar ki babasını bilmediğimiz bir yiyenim oluyor” dediğinde herkes en çok da ben şok olmuş vaziyetti yüzüne bakıyorduk.

“NEEEEEEEEEEEE” diye seslendim şokun arasında.

“Duyduğunuz gibi dün sabah da bundan şüphelendiğim için götürecektim seni doktora ama kısmet bu şekilde öğrenmemişmiş.”

Gözlerimi ailemin üzerinde gezdirdiğimde olayı bilen annem ve babam haricindekiler açıklama yapmam için gözlerime bakıyorlardı. Belki de bu bebeğin Serkan’dan olduğunu düşünüyorlardı.

Bende Nilay’ ın gözünün içine bakarak “Serkan’dan değil” dediğimde daha da şok oldular.

Bende açıklamaya devam ettim.

“Serkan’la öpüşmedim bile. Düğün günü kaçtığımda çok fazla içtim, öyle ki kendimi aciz savunmasız kalacak şekle soktum. Sadece yüzünü parça parça hatırladığım bir adamla beraber oldum. Bütün ilklerim onunla gitti sanırım “ dedim ve göz yaşlarımı serbest bıraktım.

Annem daha fazla dayanamayarak beni kollarına aldı. Onun sarılmasına ise Nilay eşlik etmişti.

“Şimdi ne yapacağız onu düşünmemiz gerekli” diyen Nihat ile güvenli kollardan ayrıldım.

Babam ise “o bizim bebeğimiz elbette dünyaya gelecek ki kimse tek kelime edemez ama doğum burada olamaz “dedi.

“Amca Işıl bir sonraki veliaht unuttun galiba buradan ayrılamaz sana bir şey olsa hemen başa geçmesi gerekli evet bugün bertaraf ettik ama düşman her zaman var “ dedi Nihan.

“Biliyorum kuzum yurtdışında da eğitimine devam eder. Bizde okulunu bahane ederek orada bulunmasını sağlarız bebek de orada doğar” babanım açıklaması herkesi tatmin etmişti ama beni değil. Bunu anlayan Nilay ise ellerimi tutup konuşmaya başladı.

“Bak benim için kolaydı çünkü hiç istemesek de bebeğin Serkan adında ölü de olsa bir babası var ama buradaki ufaklığın babasını bilmiyoruz bulabiliriz istersen ama bizim kimseye ihtiyacımız yok en önemlisi de bu ailedeki en önemli kişi sensin senden sonraki veliaht da o olacak “diyerek karnımdaki ellerini çekmişti.

Bu açıklama beni tatmin etmişti. Bilmediğim bir adamın çocuğunu doğurarak ileri de neler olacağını düşünmeden kabul ettim.

….

İYİ OKUMALAR….

 

 

 

 

 

Loading...
0%