@2dreamreal
|
YENİ BÖLÜM GELDİ CANLARIM. TABİKİ OY VE YORUMLARINIZ BEKLEYEREK GÜZEL VAKİT GEÇİRMENİZİ TEMENNİ EDİYORUM. IŞILDAN; Akşam saatlerinde gelen çalışanımız ve Nilay’ ın söylediklerinden sonra sinirlenmiştim. Ufuk’ u bir bulalım ibretlik ders verecektim ki bir daha böyle bir durumda kesinlikle baş kaldıramayacaklardı. Düşüncelerimi bölen Nihat’ ın konuşmasıydı. “Ceren aradı Ufuk Feyyaz amca ile irtibata geçmiş ama…” dedi devamını getirmekten çekinir gibiydi sanki. “Ama” dedi amcam . “Peşinde birileri varmış. Güneş club yakın olduğundan arkadaşına oraya doğru sürmesini söylemiş” diye açıkladı. Gözlerim kocama kaydığında duyduğu anda oradaki adamlarını aramış emir veriyordu. Nihan ise oraya yakın kişileri görevlendirmeye başlamıştı. “Ares barları denetliyordu. 20 dakikaya orada olur adamlarda hazır ama sayıları az” dedi. “Tamam, ben yönlendirdim hadi bizde çıkalım “dedi Nihan. “Işıl hadi “diye söyleyen kocama tebessüm ettim ama bu tebessümün altında aklımda geçen birçok acılı cezalar vardı. Herkes arabalara yerleştiğinde en son bende bindim ve arabalar ardı ardına hareket etti. “Aklındakileri sonraya sakla şuanda önemli olan onu sağ-salim ailesine teslim etmek “dedi Barın. “Haklısın ama yaptığı affedilemez “dedim buz gibi sesimle Barın beni ilk kez bu halde görmüştü. Son söylediklerimden sonra Barın başını sağa sola sallamış ve sessizlik içinde yola devam etmiştik. …………………….. Yaklaşmaya başladığımızda uzaktan bize katılan Ceren ‘in arabasını görmüştüm. Bir süre sonra görüş açıma yerde yatan adamlar ve arabaların cam kırıkları filan vardı. Bizimkiler etrafı toplamaya devam ederken duran araçtan indim. Durum hakkında kısaca bilgi aldıktan sonra içeriye adımlamaya başlamıştım. Kapıdan girince karşımda kolundan vurulmuş olan Ufuk u görünce başka bir şey yok diye sevinsem de bu ceza almayacağı anlamına gelmiyordu. Onlara yaklaşırken arkadaşlarından birisinin “Şimdi ne olacak” demesi üzerine sinsice gülümseyip cevapladım. “Ufuk bey kurallara aykırı davrandığı için büyük bir ceza alacak “dedim. Birkaç adım atmıştım ki çalan telefon ile arayana baktım lakin isimsiz bir numaraydı. “Alo “diye cevapladım. Duyduğum kahkaha sesine anlam veremesem de işittiğim ses kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. “AHHH, Ahhh veliaht…..” dedi ve tekrar kahkaha atıp devam etti “nasıl da düştün, düştünüz tuzağıma “dedi. “Ne tuzağı. Ne saçmalıyorsun sen lan “dedim. “Diyorum ki genç adamın babası nerede acaba” dediğinde gözlerim yuvalarından çıkacak kadar büyüdü. Ardından ise üstü üste 3 bildirim geldi. “Bak istersen nerede fazla aramana gerek kalmasın “dedi. Kulağımdan telefonu çekip gelen fotoğraflara baktığımda sinir tepeme çıkmıştı. “Şimdi durum bire bir. Sen benim kızımı vereceksin bende senin kıymetli masa üyeni” dediğinde bende güldüm. “Yalnız bende 3 rehine var, senden ise bir tane” dedim. “Benim için sadece kızım önemli gerisini at çöpe “dedi. “Cık cık cık ben Feyyaz amcamı bulurum bir şekilde istersen dünyanın öbür ucuna kaçır ama sen asla bulamayacaksın…… Hatta şimdi gidip beynine sıkacağım ve evinin önüne atacağım “dedim. “Eğer onun saçının kılına zarar gelirse bu adamı öldürürüm” dedi. “Asıl Feyyaz amcanın saçının teline zarar gelirse kendini ölmüş bit itin oğlu “dedim ve telefonu yüzüne kapattım. Durdurduğum adımlarımı hızlandırıp Ufuk’ un yüzüne yumruğumu geçirmiştim sinirden. Bu beyinsiz yüzünden babasının hayatı tehlikeye girmişti. “Mutlu musun? HAAAA… Senin kurallara uymamandan kaynaklı adamlar biz tuzağa çekmiş ve biz senin saçmalıklarınla uğraşırken fark-edemedik” dedim. Etrafımda bulunan herkesin aynı anda “NEEEEEE “diye söylemesiyle göz devirdim. “Ne ne.. Bize tuzak kurmuşlar tuzak…. Biz Ufuk beyi bulmaya çalışırken onlar babasını bizden almışlar” dedim. “Babam ne alaka o evde” dedi Ceren. Sinirle telefonu çıkartıp yüzüne doğru tuttum “bak bakalım evde mi “dedim. “Ufuk dua et babana bir şey olmasın yoksa bu vicdan azabıyla nasıl yaşarsın bilemem “dedim ve bizimkilere bakarak “gidelim işimiz var “dedim. “Işıl bende geliyorum. Babamı kendim bulmalıyım “dedi Ceren. “Hadi o zaman” dedim ve arabalara doğru yürüdüm. ………………………… Sinirle arabadan inip toplantı alanına gelmiştik. Bütün masanın bizden önce gelmiş olduğunu görmüştük. Kısaca olan olayları anlattıktan sonra nasıl bir yol izleyeceğimizi konuşmaya başladık. “Kızı vereceğiz “dedim. Aklımdaki planı devreye sokarak. “Ne demek vereceğiz. Hadi verdik onların Feyyaz amcayı bize verecekleri ne malum “dedi Barın. “Vermek zorundalar çünkü ilk biz alacağız ve etrafa adamlarımızı yerleştireceğiz” dedim. “Bunu onlar da yapacak ama “dedi Ceren. “Yapsın zaten istediğim bu “dedim. Herkes anlamaz gözlerle bana bakmaya başlamıştı. “Aklımda bir plan var ve tutarsa hem düşmanın kim olduğunu öğreneceğiz hem de onlardan kurtulacağız “dedim. “Nasıl “dedi Gözde abla. “Burada size de iş düşecek “dedim ve sinsice gülümsedim. “Ne gerekirse yaparız yeter ki kimseye zarar gelmesin” diye eklediğinde gülümsedim. “Planın ne olduğunu anlatmayacak mısın “dedi Ceren. “Hayır anlatmayacağım. Sadece sizlere ihtiyaç duyduğumda yardım etmenizi isteyeceğim” dedim. “Hayatı tehlikede olan benim babam” dediğinde Ceren’ e göz devirdim. “Kimin yüzünden acaba “dedim bende. “Yalnız biz bunu yaparsak yani kızı verirsek yenilgiyi kabul etmiş olmayacak mıyız “dedi Sinan. Bu söylediğine göz devirerek cevapladım. “Her zaman yenmek değil yenilmekte önemlidir Sinan” dedim. “Var bunda bir iş, hiç senlik değil “dedi Azat. Birkaç kişi de onu onaylamışlardı ama planımın hayata geçmesi için tedbirli davranmalıydım. Ben Işıl Gözükaralarım aynı zamanda bir Harzemşahoğluyum. Sırf aklımdaki plan için yenilmem gerekiyorsa yenilerek onlara zafer kutlamasını yapmalarına izin verecektim. Benim düşüncelerimi bölün ise Nadide abla olmuştu. “İçimizdeki çürük elmaları temizlemek için de bir yol bulmamız gerekli. Feyyaz ‘ dan sonra iyice tehlikeli olduğunu hepimiz kavradık diye düşünüyorum, yanıyor muyum? “dediğinde onu onaylamıştık. “Ben araştırıyorum, böyle insanlar kişilerin zaaflarından ve acılarından faydalanır” dedi Sinan. “Haklısın Sinan oğlum. Herkes kendi adamlarının geçmişini ve durumlarını araştırsın ilk oradan başlayarak elemeye çalışalım” dedi babam. “Pekala o zaman dağılalım “dediklerinde gözlerim Gözde ablaya kaydı. “Abla sen az kal, baba sizde gidin “dedim. “Tabi güzelim kalayım “dedi Gözde abla. “Sevgilim beleyeyim mi seni “diyen Barın gülümsedim ve başımla onayladım. “Ben dışarıdayım, kolay gelsin “dedi ve o da diğerleriyle çıktı. Koca depoda sadece ben, Gözde abla ve Merve kalmıştık. Bir süre daha birbirimize bakmaya devam ettik. “Evet Işıl seni dinliyoruz “dedi Merve. “Kızın üzerine çip takabilir miyiz ama fark edilmeyecek bir çip. Bizimkiler halledecek çip işini sizden istediğim ruhu bile duymadan yada farkına dahi varmadan üzerine yerleştirmeniz olacak “dediğimde Gözde abla şokla bana bakarken Merve gülümsemişti. “Kızım sen nasıl bir manyaksın” dedi Merve. “Var mısın yok musun “dedim. “Varım” dediğinde Gözde abla konuşmaya başladı. “Bende varım var olmasına daaaa, nasıl yapacağız “ dedi. “Ben çipi ve kızı size getireceğim zaten ondan sonra da izleyeceğiz onların yerlerini bulacağız “dedim. “Pekala ben bir araştırma yapayım nasıl aktarım yaparız diye , seni de bilgilendiririm “dedi Merve. “Tamam haberleşelim. Hadi şimdi evlere dağılalım “dedim. Hep birlikte dışarıya adım attığımızda arabaya yaslanmış yüzündeki gülümseme ile bize doğru bakan adam ile istemsizce bende gülümsedim. “Aşka bak “dedi Merve . “Neee kocam değil mi “dedim ve koşarak kollarına girdim. Kollarındayken “bitti mi konuşmanız “dedi. “Bitti gidebiliriz kocacım, kızımı özledim “dedim. “Bende özledim kızımızı “dedi ve ellerimi tutarak beni arabaya bindirdi kendi de şoför koltuğuna binerek önce ellerime öpücük bıraktı sonra da arabayı çalıştırarak ilerlemeye başladı. …………………….. Eve geldiğimizde tüm ışıklar sönmüştü. Sessizce eve girip üst kata çıktık ama ayaklarımız bizi prensesimizin odasına yönlendirdi. Kapıyı açarak içeriye girdiğimizde gördüğümüz görüntü bizi gülümsetmeye yetmişti. Güneş ve İpek yatakta sarmaş dolaş yatıyordu. Hemen birkaç fotoğraf ile taçlandırmıştım bu anı. “Çok tatlılar “dedim. “Öyleler, kızımız halasını anımsatsa da daha çok sana benziyor “dedi. “Biliyorum, bazı hareketleri de halası gibi “dedim. “O benim minik veliahtım “dediğinde kaşlarımı çattım. “O beni veliahtım “dedim. “Güzelim benim, kızım için bir bar bile açtım ben “dedi ve göz kırptı. “Ne var bende açarım bir yerler “dedim alayla. “Açarsın ama biz kızımızı paylaşmak yerine ona kardeş yapsak bu tartışma olmaz “dediğinde ellerimle ağzını kapatmaya çalışırken o da avuç içlerime öpücük kondurarak gülümsüyordu. “Sapıksın sapık, çocuk var “dedim. “Uyuyorlar ama “dedi ve göz kırptı. “Olsun Barın ayıp, hadi gidelim uyandırmadan “dedim ve sürükleyerek odamıza götürdüm. Odaya girdiğimizde direk arkadan bana sarılarak açıkta kalan boynuma ufak ufak öpücükler kondurmaya başlamıştı çoktan. Bende ona daha fazla alan açarak boynumu yana yatırdım ve kendimi ona bıraktım. Elleri bütün bedenimde hüküm sürerken aynı zamanda beni kendine yaslamıştı. Erkekliğini hissetmem ile içimdeki alevler artarken ağzımdan bir inleme koptu. Beni kendine çevirip yaklaşmaya başlarken bir andan gelen mide bulantısı ile onu ittim ve banyoya koştum. Kendimden geçmişçesine kusarken arkamdan bulunan bedenin saçlarımı toplayıp sırtımı sıvazlaması beni istemsizce mutlu etmişti. İçimdeki herşeyi çıkartıp ayağa kalkmaya çalışırken dönen başım ile Barın belimden tutup dengede durmamı sağladı. “İyi misin güzelim “dedi gözlerinde endişe kırıntıları ile. “İyiyim, özür dilerim “dedim. “Saçmalama Işıl” dedi göz devirerek ve elimi yüzümü yıkayıp lavaboya oturttu. Diş fırçasına macun sıkıp ellerime tutuşturdu. “Ağzındaki iğrenç tat gitsin diye “açıklama gereği duyduğunda gülümsemiştim ama halsizce. Başımla onu onaylayıp dişlerimi fırçaladım ama aklımda bu durumun nedenini sorgulamaya başlamıştım. Aklıma gelen ile gülümsedim. İşim bitince beni kucağına alıp yatağımıza yatırdı kendi de yanıma uzandı. “Yarın tekrar istifra edersen doktora gidelim “dediğinde başımı olumsuzca salladım. “Gerek yok kocacım, aşırı stresli olduğum zamanlarda hep olur normal yani” dedim. “O zaman az uyuyalım da geçsin stres ve yorgunluğun “dediğinde mantıklı gelmişti ama Feyyaz amca için çalışmam gerekliydi. “Olmaz aşkım Feyyaz amcayı bulmalıyım “dedim. “Bir tanem herkes arıyor zaten ve dinlenmelisin birazcık “dedi. “Amaaa” dedim dudaklarımı büzecek. “Aması yok hadi “dediğinde ufak bir kıkırtı çıktı ağzımdan. “İyi geceler Güneş’ imin annesi” dedi ve alnıma öpücük kondurdu. “İyi geceler canımın babası “dedim. ……………………….. Sabah dinç ve enerji dolu uyanmıştım. Kollarında olduğum adamın pençesinden zor da olsa kurtulup banyodaki rutin işlerimi hallettim ve daha fazla vakit kaybetmeden çalışma odama girdim. Bilgisayar ekranından Feyyaz amcaların evinde bulunan kameralara bağlandım, hatta geçmiş kayıtlarını incelemeye başladım. Şerefsizler Ceren çıkıp annesi fenalaştıktan 45 dakika sonra baskın yapıyorlar tuhaf tarafı ise yol üzerindeki korumaların olmamasıydı, olanların ise baygın halde yerde yatması dikkatimi çekti derken birkaç adamın kucağında çıkan Feyyaz amcam ile yol boyundaki kameraları takip ettim lakin ıssız bir sokağa girdikten sonra kameradaki izler kaybolmuştu. O sokağın adresini not alıp bu sefer adamları incelemeye başladım. Çaplı ailesinin himayesinde 1000 yakın koruma vardı ama evdeki korumaların sayısı 100 kişiydi ki bu özel durum olduğundandı. Tam adamları incelemeye başlamıştım ki kapı çaldı. “Gel “dedim. “Günaydın mı demeliyim yoksa gece kuşu mu?” dedi Nilay ve Nihan. “Günaydın demelisin, dün biraz fenalaşınca Barın çalışmama izin vermedi “dedim göz devirerek. “İyi yapmış, aferin enişteme “dedi Nihan gurur duyarak. “Neyse kızlar buldunuz mu birşeyler” dedim konuyu kapatmak adına. “Ben kameraları inceledim hatta aracın kaybolduğu sokaktan sonra bağlantının olduğu kameralardan çıkan tüm arabaların plakalarını aldım” dedi Nilay. “Bu çok uzun olmaz mı?” dedi Nihan umutsuzca. “Uzun ama hiç değilse elim kolum bağlı oturmaktan iyidir “dedi Nilay ve ekledi “bir ipucu bulursak o dadı bozuntusunu vermek zorunda da kalmayız “dedi gözlerime baka baka. “Nilay, kızıyorsun ama başka yol yok, dadının dedikleri doğruysa zaten onlarda bizim gibi bilgili ve donanımlılar “dedim. “Haklısın ama bu konuda Nilay’ a hak veriyorum “diye kendi görüşünü belirtti Nihan. “Bir planım var ve beni desteklemenize de ihtiyacım var “dedim bıkkınlıkla. “Umarım planın işe yarar tatlım yoksa çocuklarıma yapılanlar yanlarına kar kalacak “dedi Nilay ve bir hışımla odadan çıktı. “Ona aldırma lütfen “dedi Nihan. “Önemli değil “dediğim esnada telefonum çaldı. “Nihan buna bakmam gerekiyor… Biraz özel “dedim. “Tamam ben kardeşime bakayım “dedi. Kapanan çağrı ile bu sefer ben aradım Merve’yi. Telefon elindeymiş gibi direk açıp cevapladı. “Alo” dedi Ceren. “Alo tatlım, buldun mu bir yol” dedim. “Elbette buldum. Bütün gece uyumadık annemle şimdi onu gönderdim seni aradım” dedi. “Bu duruma sevindim” diye belirtmeden geçememiştim. “Siz ne yaptınız, iz var mı?” dedi Merve. “Var birkaç tane “dedim. “EEE o zaman biz operasyonu yapalım bunlar her an arayabilir “dedim. “Haklısın, birimi gizli polikliniğe gönder bende orada olacağım “ dedi Merve. “Merve uyumuş halde göndereceğim ve uyandığında da hatırlamamalı “dedim. “Merak etme sorun olmayacak. Özel bir sıvı yardımıyla ağızdan göndereceğim tabi emin olmak için de yerleşmesini garantileyeceğim “dedi. “Anladım tatlım, sen hallet bende diğer işleri halledeyim “dedim. “Tamam görüşürüz “dedi Merve ve ben cevap vermeden kapattı telefonu. İlk iş olarak dadı ile ilgili gerekli bildirimi gönderdikten sonra çalışanları incelemeye başlamıştım. Kapı çalmadan bodoslama açıldığında gelen kişi ile gülümsedim. “Günaydın annecim “dedim. “Günaydın annem “dedi Güneş’ im. “Annecimm biz halam ile uyuduk “dedi ellerini birbirine çarparak. “Biliyorum güzelim, hatta sizin fotoğrafınızı bile çekim “dedim. “Yaşasınnnn, bunu halama söylemeliyim” dedi ve kucağımdan zıplayıp hızla gözden kayboldu. Kafamı iki yana sallayıp bende kalan işime devam ettim bir süre sonra acıktığımı hissedince kalkıp salona geçmiştim ki herkesin uyandığını gördüm. “Günaydın canım ailem “dedim. “Günaydın güzel kızım “ dedi annem. “Herkes geldiğine göre geçelim artık kahvaltıya “dedi amcam. Tüm herkes ayaklanınca Barın yanıma gelip belimi tutarak beni yönlendirmişti. “Beni yatakta bırakıp kaçmayı akşam göstereceğim sana “dedi kısık sesli . “Göster kocacım “dedim onun gibi kısık sesle ve birazcık da cilveli. ……………………….. Güzel geçen kahvaltıdan sonra Barın işe geçmişti ben ise kameraların koptuğu sokağa gelmiştim. Bir saat boyunca etrafa bakınmıştım ama buradan bir iş çıkmayacağını fark edince tam arabaya biniyordum ki çalan telefon ile duraksadım. Bilinmeyen numara olduğunu görünce bunun şerefsizin başı olduğu anlamamak aptallık olurdu. “Alo “dedim sinirle. “Aloooo, güzellik naber “dedi gıcık sesiyle. “O iğrenç sesini duyana kadar gayet iyiydim “dedim. “AAAA ayıp ama benim mekanıma geliyorsun oradan çıkmak için benim onayım gerekli “dediğinde şaşırsam da belli etmedim. “Beni mi izliyorsun “dedim. “HIMMM olabilir “dedi ve kahkaha attı. “Biliyor musun kızında sende baya süzme salaksınız “dedim ve ben kahkaha attım bu sefer. “O ne demek beyinsiz “dedi. “Bilmem ki… neyse işlerim var söyleyeceğin yoksa kapatıyorum “dedim. “DUR biran önce takası yapalım “dedi. “Peki yer ve mekan söyle “dedim umursamazca. “Şili de sahilde buluşacağız hatta denize açılacağız. Böylelikle iki tarafta kendini garanti altında hisseder “dedi. “Peki adresi mesaj at bitsin biran önce “dedim ve telefonu kapatıp arabaya bindim. “İzi kaybettir ve gizli polikliniğe sür “dedim. “Emredersiniz efendim “dedi ve araç hareket etmeye başladı. Kısa süre sonra geldiğimiz yer ile gülümseyerek araçtan indim. Beni karşılayan Merve ve Gözde abla ile sarıldık. “Herşey yolunda mı? “dedim. “Hem de ne yolunda bu sistem harika bence adamlarımıza da yapmalıyız farkında olmadan “dedi ve bir kahkaha attı Merve. “Uyuyor mu hala “dedim. “Evet buradan direk arabaya bindirip buluşmaya gideceğiz “dedim. “Diğerlerine haber verdin mi tatlım “diyen Gözde ablaya hayır anlamında başımı salladım. “Henüz değil ilk buraya geldim şimdi haber veririz “dedim. “Ben haber veririm, siz kahve için “dedi Gözde abla ve uzaklaştı. “Annen yorgun görünüyor “dedim. “Dün gece hiç uyumadık. Ameliyatın yöntemini bulunca da sadece 2 saat uyudu. Sen hemen yapalım diye söyleyince de direk buraya gelip hazırlıktır, ameliyattır derken dinlenmedik” diyen Merve’ye tebessüm etmiştim. “Çok teşekkürler” dedim minnetimi belirtmek için. “Lafı bile olmaz önemli olan Feyyaz amcayı onlardan alabilmek, tabi sağ olarak “dedi. “Gel bakalım yerleşme olmuş mu?” dediğinde bende onunla ayaklandım çünkü farklı bir teknikti ve merak etmiştim. Merve steril kıyafetler ile bir odaya girdi benden camdan onu izliyordum ki bana olumlu anlamda parmak işareti yapınca herşeyin plana uygun ilerlemesi beni mutlu etmişti. Birlikte dışarıya adımlarken neredeyse tüm masa kapıdaydı. “Bir saate uyanır, eğer istediğin araba da gözlerini açması isen yarım saate arabaya yerleştirmemiz gerekiyor” dedi Merve. “Biri neler olduğunu açıklayacak mı acaba?” dedi Sinan. “Olan şu size söyledim dadıyı onlara verip Feyyaz amcayı geri alacağım lakin tek fark onları sonradan ölümü göstererek “dedim. “Biz buna onay vermedik” dedi Azat. “Onay almadım Azat bir kez olsun bana güvenip bekleyin ki başımızdaki beladan ve esaret hayatımızdan kurtulalım” dedim. Hepsi birbirine bakınca tekrar konuştum. “Ben veliaht olarak ilk kez risk almak istiyorum. Şimdi var mısınız yok musunuz?” dedim yüksek sesimle. “Tamam ama babamın burnu bile kanamadan yanımızda olması şartıyla “dedi Ceren. “Babanın bu halde olmasının da şuan ki zor karar da kardeşinin suçu… haaa Feyyaz amcaya gelirsek amacım da o zaten” dedim. “Kim götürecek dadıyı “dedi Vedat. “Ben ve Ceren tabi birçoğunuzda deniz altında ve üstünde, uzakta ve geminin içinde tetikte bekleyeceksiniz” diye açıkladım. “Boran amca bizim özel donanımlı gemiyi hazırlatır mısın?” dedim. “Elbette, Azat duydun kızımı “dedi. “Işıl acele edelim uyanmadan arabada olsun demiştin “diye beni uyaran Gözde abla ile başımı salladım. “Nihat herkesi koordine eder misin, Nilay kamera işleri sende, Nihan güvenlik sende ve Işık sen zaten biliyorsun “dedim. “Tabi ki hazırlıklı geldik zaten ikizim “dedi. Herkes bir tarafa dağılırken daha adını bile bilmediğimiz dadı bozuntusunu araca bindirip sahile doğru yol aldık. ……………………. BARIN’DAN; Işıl’ a gelen tehdit mesajından sonra herkes kırmızı kod durumuna gelmişti. Toplantıdan sonra annemi ve İpek’ i arayıp hazırlanmalarını alarm durumu sürecince Işıllar’ da kalmamız gerektiğini belittim. Işıl ile vedalaşıp annemleri almak için evden çıktığım sırada çalan telefonumu hemen cevapladım. “Alo efendim, kusura bakmayın Ares beye ulaşamadım istediği siparişler elimize ulaştı. Tadım için kendisinin geleceğini söylemişti” dedi şef. “Ben ulaşıp yanınıza gelmesini söylerim ama birkaç saati bulur sizin için sorun olur mu?” dedim. “Hayır efendim, teşekkürler ve iyi akşamlar “dedi. “İyi akşamlar, kolay gelsin “dedim ve telefonu kapattım. Ares ulaşamazdık çünkü toplantıdan sonra dinlenmek için odasına çıkmıştı ve top patlasa uyanmazdı. Eve yaklaştığımda görüş açıma kapıda hazır olan annemleri gördüm. Hızımı arttırıp evin önüne gelip arabamı park ettim. Vakit kaybetmeden arabaya yerleştik ve Işıllara doğru ilerledik. “Evde sorun yoktu değil mi anne” dedim. “Yoktu oğlum, sen arayınca da direk hazırlandık zaten “dedi annem. “Abi müzik açsana yaaa” diyen İpek ile müzik açtım ve sesini ayarlayarak annemin rahatına uygun ayarladım. Sadece müzik eşliğinde eve ulaştığımızda birlikte yemek yedik. Ares bilgilendirdiğim için çıkıp mekana gitmişti. Hep birlikte film izlerken Nilay’ ın adamlarının biri geldi ve birkaç bir şey söyledikten sonra sorun olduğu ortaya çıktı ve her yerde Ufuk ‘u aradık tabi gençlerin takılacağı mekanlar bar ve club olduğu için bende arkadaşlarımı arayarak bilgilendiriyordum ki Nilay’ a gelen telefon ile bulunduğunu ve Güneş’ im için açtığım cluba ilerlediğini bildirdi. Bunun üzerine adamlarımıza haber verdik. Ares’in dışarda olmasıyla oraya yönlendirmiştim. Bizde hızla çıkıp oraya doğru yol almıştık. ………………………. Mekan önüne geldiğimizde gördüğüm görüntü ile şok olmuştum. İçeriye girdiğimizde Ceren ve Ufuk sarılmıştı. Onların yanına giderken karım çalan telefonu yüzünden arkada kalmıştı. Gözlerim Merve ve Ufuk da iken aynı zamanda Işıl’ı takip ediyordum ki kapanan telefon ile sinirle Ufuk’ a gelip yumruk attı. Tabi duyduklarımızdan sonra bu durumun normal olduğuna kanaat getirmiştim. Ufuk ve arkadaşlarını adamlara emanet ederek büyük depoya gelmiştik ama Işıl’ ın fikri kimseyi memnun etmemişti. Memnun olmayanların arasında bende vardım . O dadı bozuntusunu Nilay kendi elleriyle öldürmeliydi bana göre. Benim evladıma yapacaklardı o dakika öldürürdüm ama işte bir ipucu için elimizde tuttuğumuz sürtük kurtulacaktı. Kimse onaylamasa da Işıl kararlılıkla söylediğinin arkasında durmuştu ve toplantı böylelikle bitmişti. Işıl herkes dağıldıktan sonra Gözde abla ve Merve ile kısa bir toplantı yapıp sessizce arabaya binmişti ve konuşmak istemediğini belirtir gibi gözlerini kapatmıştı. ………………………….. Birlikte odamıza geçmeden önce Güneş’ e bakmak için gittiğimizde İpek ile sarmaş dolaş kızımı gördüm. Bu görüntü ile gülümsedim çünkü kızım ne kadar Işıl ‘a benzese de benden ve İpek ‘ten de ufak telek özellikler almıştı. Birkaç fotoğraf çekip odamıza geçtik. Kızımın odasındaki yakınlaşmamız devam ederken Işıl bir anda beni itti ve banyoya koştu. Yüzü bembeyaz olmuştu. Güzelime yardım ederek en son yatağa yatırdım ve arkasından sarıldım. Onun uykuya daldığını hissettiğimde içimdeki endişe ile bende uykuya dalmıştım.. …………………………… Sabah gözlerimi açtığımda yatakta tek olmayı beklemiyordum. Hasta ve yorgun olsa da sorumluluklarını yerine getirmek için erkenden kalmıştı küçük hanım. Bende vakit kaybetmeden kalkıp hazırlandım ve salona inmeden kızımın odasına yöneldim. Odaya yaklaşırken Güneş koşarak bana doğru geldiğini gördüm. “Babacım günaydınnnn” dedi ve koşarak bana sarıldı biriciğim. “Günaydın hayatımın anlamı “dedim. “Babamcım, annemcim neyede “dedi Güneş. “Bilmiyorum güzelim bende ona bakacağım şimdi “dediğinde kıkırdadı. “Sen salona bakkkk, bendeeee çalışma odasına tamam mı babacım “dedi Güneş. “Tamam bakalım güzelim “ dedim ve salona doğru ilerledim. Baktığımda hiçbir yerde olmamasından dolayı kimseyi endişelendirmemek için biraz oturdum. Tam kalkıyordum ki Güneş koşarak kucağıma oturdu. “Annem biyazdan geliy babacım, sabah eykenden kaklıp çalişmaya başlamış” dediğinde onu öperek gıdıkladım. “Peki güzellik “dedim ve gıdıklamaya devam ederken Işıl kapıdan belirdi. Işıl’ ın da gelmesiyle hep birlikte kahvaltı yaptık ve ben işe gittim. ……………………………… Çalışırken aldığım telefon ile hızla şirketten ayrıldım ve gizli kliniğe geldim. Benimle birlikte Sinan ve annesin de aynı anda geldiğini gördüm. Yaklaşık 15 dakika sonra diğerleri de geldi ve kendi aramızda konuşurken Işıl ve Merve kapıda görüldü. Herkes tartışmaya başlayınca Işıl susturdu ve veliahtlık konumunu ilk kez kullanarak otoritesini ortaya koydu. Bu riski alacağını belirterek kendisine destek istemeyi de ihmal etmedi. Bu durum benim garibime gitti. Işıl’ ı tanıyordum bu kadar sakin olması hiç hayra alamet değildi ki işin ilginci neden klinikte idiler. Kimse farkında olmasa da Işıl’ ın aklında bir plan vardı ve içimizdeki çürük elmalardan dolayı göstermelik bir plan yapıp herkesin önüne sürmüştü. Bana göre korkusuzlar masası kaybetmemişti hatta kaybettiğini göstererek herkesi tuzağa çekiyordu. Eğer tanıdığım karım değişmediyse durum bundan farklı değildi. …………………………….. NOT: Tıp ile ilgili bilgim yok ama bu hikaye için böyle bir durum yarattım. NOT: Barın düşünceleri ile don bulan bir hikaye oldu ama gelecek bölüm için ipucu bırakmak istedim. İYİ OKUMALAR……
|
0% |