Yeni Üyelik
32.
Bölüm

32. BÖLÜM

@2dreamreal

SELAMMM BAZILARINIZ BANA ÇOK KIZACAK AMA BÖLÜM YAPABİLECEĞİM BİRŞEY YOK. BOL BOL YORUM VE OYLARINIZI BEKLİYORUMMMM...

IŞIL’DAN;

Araba hareket ettiğinde yol boyu derin bir sessizlik vardı. Ta ki dadıcık uyanana kadar. Ayılmaya başladığı belirten sesler duyduğumuzda Merve ve ben ona odaklanmıştık.

“Ayılmaya başladı. Tam zamanında” diyerek sinsice gülümsedi Merve.

“Aynen öyle… Ayılsın da azıcık eğlenelim” dedim.

Bir süre sonra gözlerini açtığında bir bana bir Merve’ ye bakıyordu.

“Günaydın güzellik” dedim.

Boş gözleri bana dönünce gülümsedim ama sinsi bir gülümseme idi. Bunu görünce yerinde kıpırdanmaya başlayarak konuşmaya çalışıyordu lakin ağzı bağlı olduğu için ne dediği anlaşılmıyordu. İplerden kurtulmaya çalışması da cabasıydı. Bu hali benim içimi istemsizce mutlu ediyordu.

“Boşuna uğraşma o ipler çözülmez. Merak etme babana kavuşuyordun “dedim.

“…-----….” Ağzından anlamsızca çırpınarak konuşmaya çalışan kıza baktım.

“Ne o babana mı gitmek istemiyorsun….. Biliyor musun bende sen ucubeyi vermek istemiyorum ama benim için önemli birisi elinde” dedim.

Gözlerinin parlamasıyla sinir olmuştum. Çenesini kavradığım gibi gözlerinin en derinine bakarak konuştum.

“Merak etme ayrılığımız çok ama çok kısa sürecek. Ben benim olanı alınca en kısa sürede seni geri alacağım ve babanın sonu olacağım, bunu ona da iletirsin her kimse “dedim ve yüzünü iğrenircesine bıraktım.

Savrulan yüzünü toparlayıp bedenini bana yaklaştırmaya çalışarak baktı.

“Geldik Işıl bırak şu ucubeyi “dedi Merve.

Araba durduğunda bizim gemiye doğru adımladık. Adamlarımızda kızı arkamızdan getiriyordu. Kız durmadan çırpınarak kurtulmaya çalışsa da bizimkiler sıkı sıkı tutuyorlardı, yani kaçması imkansızdı. Gemiye bindik ve koydan yavaş yavaş açılmaya başladık. Açıldığımız gibi bizimkiler ile irtibata geçtim.

“Herşey hazır mı?” dedim kulaklıktan.

“Hazır güzelim “dedi Işık.

Balıklara bakışarak hazırım “dedi Nihan.

Buna gülmemek için kendimi zor tuttum. Bu sırada bize doğru yaklaşan bir gemi gördüm.

Sanırım gelenler beklediğimiz kişiler “dedi Nilay.

Sanırım, herkes gözlerini dört açsın diğer veliahtlar sizde, en ufak ipucu bizim için önemli “dedim.

“Tamamdır” dedi hepsi bir ağızdan.

Hedefimize odaklanmış vaziyette bize yaklaşmalarını bekledik. 15 dakika sonra dip dibe olan gemi ile gizemli kişiyi görmeyi bekledim ama görememiştim elbette. Öndeki adamları arkada bulunan patronlarını gayet iyi şekilde saklamayı becermişlerdi.

“Tek gelmen gerekliydi “dediğinde şüphelensem de cevapladım.

“Zaten tek geldim. Merve masadan ama Feyyaz amcanın durumunu bilmiyoruz, bir nevi tedbir amaçlı… ki sende tek değilsin “dedim adamlarını işaret ederek.

“Ne zannettiniz yüzümü görebileceğinizi mi?” dedi.

İlk önce umurumda değilmiş gibi omuz silktim.

“Belki zannetmiş olabilirim, belki de etmedim “dedim.

“Fazla konuşmayı sevmem…. kızımı getirin “dedi.

“Önce Feyyaz amcayı alacağım sonra kızını veririm” dedim itiraz kabul etmeyen sesimle.

“Önce kızım, sonra işe yaramaz adamın” dediğinde kafamı iki yana salladım.

“Kusura bakma hiçbir şerefsize güvenmem ama ben dediğimi yaparım “dedim.

“İkimiz aynı anda “dediğinde biraz düşündüm olabilirdi.

“Peki aynı anda ama önce Feyyaz amca olacak “dedim.

“Peki “dedi.

İkimizde aynı anda adamlarımıza “getirin “diye emir verdik.

Karşımda hali perişan olan Feyyaz amca ile bir adım öne çıktım.

“Ne yaptınız Feyyaz amcaya” dedim sinirle.

“Biraz aç bırakmış, birazda hırpalamış olabiliriz “dedi ve kahkaha attı şerefsiz.

“Bu yaptıklarını yanına koymayacağım emin ol “dedim ve dadı bozuntusunu öne fırlattım çöpmüş gibi.

“YAVAŞ OL LANNN “diye kükreyen adama karşı sakince “Sen oldun mu da olacağım “dedim.

Yavaş yavaş ve bitkin adımlar ile gelen Feyyaz amcayı Merve ile yarı yolda karşıladık. Onun kollarına girip az ilerleyince adamlarımızın yardımı ile içeriye geçirmiştik. Kızda onların tarafa geçtiğinde tam vakti dedim.

“AAAAA sana bahsetmeyi unuttum. Feyyaz amcaya yapacaklarını bildiğim için sana hediye olarak içi boş bir kız verdim” dedim keyifle.

Bunu benim dışımda kimse bilmediği için eminim ki bizimkilerde şaşırmıştı. Bana anlamaz gözlerle bakan adam panikle öne atılıp adamlarının önene geçti. Resmen öne çıkarken adamları sinirle yere düşürdü ama yüzündeki maskesi kim olduğunu gizliyordu.

“Sen ne diyorsun öyle, açık konuş “dedi.

“Merhaba, boyun kısaymış ama olsun “dedim ve el salladım.

“Dedim ki kızın kim olduğunu, gücünü, konumunu, statüsünü, kısacası hiçbir şey hatırlamıyor “dedim.

Tanımadığım yüzünü saklayan adam belindeki silahı çıkartıp kapıya doğru hedef aldı. Bende o tarafa döndüğümde kapıda şaşkın olan Merve’yi fark ettim. Kafamı tekrar çevirdiğimde ateş almış silah ile hızla Merve’ nin önüne atıldım. Kurşunun bana isabet etmesiyle adamın ağzından “Buket’ im, kızım “diye öne atılıp sarılması bir oldu. Bedenim yerlerle buluşurken şaşkınlıktan çıkan Merve’ nin bana doğru koşması ve etraftaki çatışma sesleri ile gözlerimi kapatmıştım.

………………………..

YAZARDAN;

Işıl’ ın önüne atlayıp vurulduğunu gören Merve hızla ona doğru koştu ve tam düşecekken tuttu. Üzerinde çelik yelek olduğundan kaynaklı ağır darbe almasının imkanı yoktu. Tüm bedenin taradığında omzundan vurulmuş olduğu gördü ve müdahale etmeye başladı.

Yanına gelen çalışana “İLKYARDIM ÇANTASINI GETİR, ÇABUKKK” diye emir verdi seslerden dolayı bağırarak söylemişti bunu.

Genç adam ise hızla kalkıp Feyyaz beyin yanına koyulan ilkyardım çantasını toplayıp hızla Merve’ nin yanına geldi ve uzattı.

“Sağlık bilgin var mı?” dedi Merve.

“Az çok ilk yardım eğitimi almıştım, tarif ederseniz yardımcı olurum “dedi.

“İçeriden Emir’ i çağır, kurşun içeride kalmış çıkartmam gerekli “dedi Merve.

Genç koruma hızla içeri girdi Feyyaz beyle ilgilenen adamın yanına gelip konuştu.

“Merve hanım sizi çağırıyor efendim “dedi.

“Tamam, sen burada kal nabzını kontrol et. İlaçlarını zamanında almadığı için tehlike olabilir “dedi ve güverteye adımladı.

“Merve ne oldu burada” dedi.

“Vakit yok, kurşunu çıkartmamız gerekli” dedi Merve.

Genç doktor bu duruma alışık olmadığından kaynaklı etrafa bakıp kafasını iki yana salladı.

“Burada…. Bu çatışmanın ortasında mı saçmalama “dedi.

“Evet “dedi ve ekledi. “Sana patronun olarak emrediyorum “dedi.

Genç doktora karşı kullandığı patronluk sıfatı ile el mecbur denileni yapmaya başladılar.

“Merve ne oluyor orada, Işıl iyi mi?” dedi Işık kalbini tutarak.

“Vuruldu ve bayıldı. Hafif bir şey siz diğerlerine odaklanın biz hareket ediyoruz, Feyyaz amca da iyi değil “diye belirtti son olarak.

“Tamam siz gidin bizde adamları halledip geliyoruz “dedi Işık.

Onlar konuşurken Işıl gözlerini açıp belli belirsiz konuşmaya başladı.

“B.. bı. Ra…kın.. git… gitsin….ler . P P..lann“ dedi ve gözlerini geri kapattı.

Merve duydukları ile diğerlerine Işıl’ ın durumunun ağırlaştığını söyledi. Yalandı ama bizim grubu oradan ayırmanın tek yolu buydu diye düşündü. Gemi hareket ederken diğerleri de duydukları ile bir anlık boşluğa düşerken diğerleri çoktan kaçmıştı.

…………………….

Yaşlı adam duyduklarını hazmetmeye çalışıyordu. Ne yapmışlardı kızına, nasıl hafızasını kaybederdi. Gözlerine baktığında gördüğü tedirginlik ile durumun gerçek olduğunu anlamıştı.

“Buket, güzelim, iyi misin?” diye soruları sıraladığında kız geri geri kaçtı.

“…”

“Bak şimdi ağzındakini çıkaracağım. Konuşarak kim olduğunu anlatayım sana” dedi yaşlı adam.

Kız sadece başını sallamakla yetindi. Bunun üzerine adam gelip kızın ağzındaki bandajı çıkarttı.

“Teşekkür ederim “dedi Buket dadı.

Yaşlı adam uzun süredir hasret kaldığı sesi duyunca kalbi ferahlamıştı.

“Rica ederim bal peteğim “dedi yaşlı adam. Bu söz genç kızı gülümsetmişti.

“Ben neden bu haldeyim, beni size teslim edenler kim, en önemlisi de adım gerçekten de Buket mi?” diye sıraladı genç kız.

“Anlatacağım güzelim. Öncelikle adın gerçekten de Buket, seni bana teslim edenler ise bizim düşmanlarımız ama bunları daha ayrıntılı eve gidince konuşuruz. Son olarak bir görevdeyken seni kurtaramadan onların eline düştün ve o pis kaltak seni bulmamızı engelledi “dedi.

“Peki siz kimsiniz?” dedi genç kız.

Adam bir süre kızın gözlerine hüzünle baktı.

“Bir süre dinlen yolumuz uzun eve gidince herşeyi konuşacağız “dedi ve onu gemideki küçük odada tek başına bırakıp gitti.

…………………………..

Gemi sahile ulaştığında iki ambulans bekliyordu iskelede. İlk önce Feyyaz bey alındı ve ambulans hareket etti. İkinci ambulansın görevlileri ise gemiye girip yerde kurşunu çıkartmaya yaklaşmış Merve’ yi gördüler.

Bir an duraksama yaşasalar da kendine gelen biri “Doktor hanım yardım lazım mı?” dedi.

“Dikiş malzemeleri var mı yanınızda “dedi Merve.

“Var doktor hanım “dedi ve gerekli malzemeleri çıkarttı sağlık görevlisi.

Merve büyük bir odaklanma ve ciddiyetle çıkarttığı kurşunu alıp köşeye koydu ve yarayı sterilize etti. Sterilize olan yara mikrop kapmasın diye sağlık görevlisinin verdiği dikiş malzemeleri ile ustaca dikip sedyeye bindirilmesine yardım etti. Görevliler ile Merve de ambulansa binip gerekli işlemleri yapınca ambulans hareket etti. Hastaneye az bir zaman kala yavaş yavaş kendine gelen Işıl ile Merve hemen ona yöneldi.

“İyi misin, çok korktum kızım be” dedi.

“İyiyim, herşey yolunda mı?” dedi Işıl.

“Yaniiii, sayılır “dedi ve gözlerini kaçırdı Merve.

“Gözlerini kaçırmada olanı söyle “dedi Işıl da.

“Sen plan, çekilsinler filan diye söyleyince” dedi ve gözlerini kaçırarak devam etti “bende senin durumunun fenalaştığını, geri çekilmememiz gerektiğini söyledim “dedi ve durdu.

“Ne yaptın, ne yaptın. Kızım manyak mısın herkes çok korkmuştur. Neyim var sanki “dedi Işıl da.

“Ama işe yaradı, sana da iyilik yaramıyor “dedi trip atar gibi Merve.

“Hastaneye gidince görürsün “dedi Işıl.

Tam o sırada duran ambulans ile geldiklerini anladılar.

“Yum gözlerini, planın ne bilmiyorum ama diğerlerini idare etmek için en azından bir gün yada birkaç saat yoğum bakımda kal, sana iğne yapacağım şimdi” dedi ve seruma uyku hapı enjekte etti.

“İyi uykular güzellik “dedi ve kapıları açmaları için görevlilere işaret verdi.

Aile ve masa üyeleri sedyede baygın yatan Işıl’ ı görünce ona doğru adımladılar.

Gözde hanım “ kızım ne oldu “dedi Merve’ ye.

“Anne kurşun omzunda kaldı. Müdahale ederken de bayıldı, çok kan kaybetti, uyanana kadar kan takviyesi verelim” dedi.

“Tamam, yoğum bakıma alın Işıl’ ı” dedi Gözde başhekim.

“Gözde ciddi mi “diye sordu anne yüreği.

“Yok tatlım sadece yorgunluktan ve kan kaybından bayılmış. Tedbir amaçlı alalım, uyanınca normal odaya alırız yada direk eve çıkarırız” dedi.

Giden sedye ve yaşlı takımından sonra gençler sinirli bir halde Merve’ ye bakıyordu.

“Madem çok ciddi değil niye panik yaptırdın bize, offff adamlarda kaçtı “dedi Ceren.

“Ceren haklı Merve, o pislik çocuklarıma işkence etti , şimdi ise keyifle kaçtı “dedi Nilay.

“Bulunur, Işıl ne dedi bize, bir planım var dedi değil mi, bekleyelim, planını devreye soksun “dedi Barın.

“Öyle olsa bile planını bizimle niye paylaşmıyor ki “dedi Azat.

“Bir bildiği vardır elbet üstelemeyin. Bizden istediği onun ihtiyacı olduğunda destek vermemiz” diye açıkladı Merve.

………………………..

Gençlerin konuşmasından bir gün sonra uyanan Işıl’ ı normal odaya aldılar. Gözlerini açtığında etrafına bakınan Işıl koltukta iki büklüm olmuş Barın’ ı görmüştü.

“Haya-tım “dedi Işıl.

Duyduğu ses ile hemen gözlerini açan Barın derin nefes alıp hemen yanına geldi.

“İyi misin, çok korktum “dedi.

“İyiyim, bana su verir misin?” dedi.

Barın su doldururken aynı zamanda konuşmaya devam etti.

“Aklındaki plan her neyse iyi olmalı çünkü herkes sana tepkili, başta da Nilay ve Ceren “dedi.

“Nilay tamam da Ceren ne alaka “dedi Işıl.

“Babasına yapılanların hesabını soramamış “dediğinde Işıl göz devirdi.

“Önce kardeşine sahip çıksın. Sonrasında gelip bana hesap sorabilir “dedi Işıl da.

“Öyle söylüyorsan öyle olsun bakalım. Al iç “dedi ve suyu uzattı.

Suyu içen Işıl “ne zaman çıkarız “diye sordu.

“Merve uyanınca son kez kontrol edip eve göndeririz demişti. Haber verip geliyorum“ diye belirtip odadan çıkmak için ayaklandı.

“İyi bari, eeee hadi çağır da kontrol etsinler “dedi Işıl.

Buna göz deviren Barın kalkarak Merve’ yi çağırdı. Birlikte tekrar içeriye döndüklerinde kısa bir kontrolden sonra gülümsedi Merve.

“Eve çıkabilirsin ama yaranı fazla zorlama “dedi.

“Tamam. Tamam yeter ki çıkayım, işlerim var “dedi Işıl.

“Aman geç kalma işlerine” dedi ve çıkıp gitti.

“Bende çıkış işlemlerini halledeyim, sende hazırlan “dedi ve kocası da dışarı çıktı.

……………………………..

Eve geçen ikili ile Güneş hemen annesine koştu.

“Annecim, sen ufff olmuşsun” dedi tatlı tatlı.

“Evet bebeğim ama sen sarılınca geçti” dedi Işıl da.

“O zaman azıcık daha sayılayım” dedi Güneş.

“Sarıl bakalım annecim” dedi Işıl.

Onlar konuşurken Nilay hala kızgınlık ile bakıyordu Işıl’ a. Amacının ve planının ne olduğunu bilmiyordu ve o evlatlarını ayıran kadını serbest kalmasını sağlamıştı onun gözünde.

“EEEEE Planını artık söylesen de biz de yardımcı mı olsak “dedi Nihan.

“Zamanı değil Nihan, emin ol 1 taşla 2 kuş vuracağız “dediğinde Nilay histerik bir gülüş sergiledi.

“Kendinden çok emin konuşuyorsun ama umarım planın işe yarar ve o dadı bozuntusu elimize düşer “ diye konuşan Nilay’ la göz göze geldiler.

Işıl Nilay’ ın dediklerini umursamadan ikizlere baktı ve aklındaki soruyu nasıl sorması gerektiğini tartıp gülümsedi.

“Küçüklerim size bir şey sorabilir miyim “dedi güven verircesine.

“Tabiii” dedi Derin.

“Birtanem o kadın, yani dadının adını biliyor muydunuz “dedi.

Deniz düşünür gibi yaparak “HIIIM” dedi kendi kendine.

“Derin ise “yok söylemedi kiiim, dadı demez isek bize kızardı” dedi.

Deniz ise “ ben aralarında konuşurken dulmuştum “Buket “dile bir ad” dedi.

“Aferim benim küçüklerime” dedi Işıl.

“Dadının adı Buket ama soyadını bilmiyoruz henüz “dedi.

“Tepeli” dedi Deniz fısıltıyla.

“Ne, Ne dedin annecim “dedi Nilay.

“O. .O…nun adı Buket Tepeli “dedi.

“Sen nereden duydun bunu dayıcım “dedi Nihat.

“Ben onları bazen dinlilordum gizlice” dediğinde Işık lafa atıldı.

“Aslan parçası bizi de mi dinliyorsun valla senden beklerim “dedi.

“Hayır dalı, ben kurtulmak için dinlerdim” dediğinde Nilay ona sarıldı.

“Hadi gidip uyuyalım ufaklıklar “dedi Beril ve onlarla birlikte yukarıya çıktı.

“Bu bilgiyi ne zaman öğrendin Işıl” dedi Barın.

“Vurulmadan önce o adama hediyemi söyledim o da panikle öne atıldı ayrıca’ Buketttt’ diye haykırmıştı “dedi.

“Ne hediyesi “dedi Nihat.

“Dadı kendini, ne olduğunu, kim olduğunu hatırlamıyor. Bir nevi şu son aldığımız aleti denedim ve hafızasını sildim “dedi kendinden emin halde.

“Ne yaptın, ne yaptın. “dedi Nilay.

“Duydun kuzen, ne var bunda “dedim.

“NE Mİ VARRR. NE Mİ VARR. YAPMA KUZEN SEN ÇOCUKLARIMA ZULM EDEN KADINI SERBEST BIRAKTIN, ÜSTELİK BEYNİ BOŞ “dedi.

“Saçmalamaya başladın yine, unutma onlar da benim ailem….. sence aileme bunu yapanı sağ bırakır mıyım, zamanını bekle. Bana güven “dedi ve hızla salondan ayrıldı.

Sinirle odasına girdi ve sağa sola giderken bu işin kolay olmayacağını anladı lakin kimseye belli etmemeliydi. İçlerinde hainler vardı ve kim olduklarını bir türlü çözemiyordu. Bunun en büyük kanıtı ise dadının dedikleriydi.

“Siz nasıl yıllarca eğitim aldıysanız, bizde sizi devirmek için eğitim aldık “demişti Buket.

Sırf bu sebepten bile iyi gizleniyorlardı. Az kalmıştı hedefine, başaracak, kendi elleriyle ezecekti yılanın başını. Biraz sakinleştikten sonra bilgisayarını açıp yer konumunu bulmuştu çoktan.

“Herşey istediğim gibi giderse kısa sürede bitireceğim herşeyi” dedi kendi kendine.

“Planın ikinci aşaması için hazırda bekleyen kişiyi aradı.

Alo” dedi Işıl.

“Alo, efendim plan başladı mı?” dedi.

“Başladı, hatta ikinci aşamaya geçelim diye seni aradım “dedi keyifle.

“Elbette efendim, hazırlıklara başlayıp içeriye sızacağım “dedi.

“Başarılar, konumu bekliyorum senden “dedi Işıl ve telefonu kapattı.

Gönderilen konuma sırıtarak baktı ve odadan çıktı. Şimdi bekleme sırasıydı bu bekleyiş belki 10 gün, belki 1 ay, belki de 1 yıl sürecekti ama istediği bilgilere ulaşınca planın üçüncü aşaması devreye girecekti.

………………………..

3 AY SONRA YAZARDAN DEVAM;

Bu 3 ayda Nilay ve Işıl’ ın araları baya bir açılmıştı. Öyle ki kırmızı kod olmasına rağmen Işıl ve Barın kendi evlerine geçmişti. Bu süreçte Güneş halası ve babannesi ile baya keyifli zamanlar geçiriyordu. Bu zorlu süreçte en çok yıpranan kişi elbette ki Işıl’ dı. Nilay’ ın tepkileri sayesinde eve pek uğramıyor sadece korumalardan evle ilgili durumları öğrenir hale gelmişti. Sırf karşı karşıya kalmayıp daha fazla sorun yaşamamak için. Sabah çalan telefonu ile uyanmıştı Işıl. Önce yatağın sol tarafına baktı Barın yoktu. Bu durum işine gelmişti vakit kaybetmeden telefona baktı ki aylardır beklediği arama gelmişti.

“Alo” dedi.

“Alo efendim, kusura bakmayın çok beklettim ama bana güvenmeleri zaman aldı. Ayrıca birçok teste girdim ” dedi.

“Sorun değil, sen iyi misin?” diye sordu Işıl.

“İyiyim efendim, size evlerdeki ve şirketlerdeki köstebeklerin listesini gönderiyorum sonra da sizden haber bekliyorum diğer aşama için “dedi.

Tamam güzelim, bekliyorum “dedi ve hızla yataktan kalktı.

Bugün aldığı güzel haberle beraber direk banyoya girdiğinde duştan yeni çıkan kocası ile karşılaştı.

“Günaydın canım kocam “dedi.

“Günaydın karıcım, ne bu neşe “dedi.

“Harika haberlerim var ama akşam herkesle bir öğrenmelisin “dedi ve dudaklarına ufak bir öpücük kondurarak onu banyodan kovdu.

Ne olduğunu anlamayan kocası hazırlanıp aşağıya inerken o da rutin işlerini halledip aşağıya indi. Hazır olan kahvaltı masasına tüm aile oturduktan sonra mutluluk ve keyifle onları izledi. Kısa sürede biten kahvaltıdan sonra Barın işe gitmek için evden ayrılırken Işıl ise kayınvalidesine çalışma odasında olduğunu söyleyerek gelen maile bakmaya başlamıştı.

Çalışmaya devam ederken vaktin öğlen olduğunun farkına varmış ve tüm masa sahiplerine akşam acil toplantı olmasına dair mesaj gönderdi. Akşama kadar çalışmaya devam ederken saate baktı ve hazırlanmak için odasına çıktı.

Kısa sürede hazırlandıktan sonra evdekilere kocasının ve kendisinin geç geleceğini bildirerek evden ayrıldı. Büyük depoya geldiğinde ondan önce herkesin geldiğini gördü. Elindeki dosyalar ile kapıdan girip masaya doğru ilerlemeye başladı ve sesleri duyması ile herkesin merak içinde olması ile gülümsedi.

“Selam korkusuzlar masası” dedi ve sahneye giriş yapmıştı kendince.

“Hoş geldin kızım” dedi babası.

“Hoş buldum babacım” dedi keyifle.

“Bu keyfini neye borçluyuz acaba “dedi Ceren.

“İki şeye Ceren’ cim “dedi ve kendisi için ayrılan yere oturdu.

“Biliyorsunuz ki 3 ay önce sizlerin arkamda olmasını istemiştim “dedi ve gözlerini herkesin üzerinde gezdirdi.

“Evet istemiştin ve herkese rest çekmiştin de konu ile ne alakası var “dedi Azat.

Işıl elindeki dosyaları havaya kaldırdı ve konuşmaya başladı.

“Ben o dadı bozuntusunu gönderirken üzerine cip taktırdım. Bunda bana Gözde abla ve Merve yardımcı oldu. Sonra ise içeriye köstebek soktum. Bugün sabah aldığım telefon ile keyfim yerine geldi” dedi Işıl.

“Nasıl yani adamların yerlerini biliyor muyuz “dedi Nadide hanım.

“Evet abla ama henüz bitmedi. Sizlerden biraz daha sabır istiyorum “dedi ve uzakta bulunan başını eğmiş kuzenine baktı.

“Peki kızım bizi buraya bunları söylemek için toplamadın herhalde “dedi Feyyaz bey.

“Hayır Feyyaz amca, ilk konu Ufuk’ un cezası” dedi ve Ceren ile göz göze geldi.

“Elbette ceza alacak ve ne ceza alırsa alsın kabul “dedi Feyyaz bey.

“Babam haklı artık büyümesi gerekli “diye onu desteklemişti Ceren ise.

“Biz bir ceza düşündük aslında “ dedi Boran bey.

“Evet büyükler olarak ortak kararımız ve bu kararı veliaht olmayanlara da danıştık” diye ekledi Medet bey.

“Neymiş ceza “dedi Ceren.

“Bir yıl boyunca eğitimleri ağırlaştırılacak, ayrıca şirkette en alt kademenden çalışmaya başlayacak. Bu şirket ise sizin Galeriler şirketleri değil onunla en çok bağlantılı olan Lojistik şirketlerinin ana binasında Boran ve Azat’ ın gözetiminde olacak “dedi Haldun bey.

“Güzel cezaymış, acıdım doğrusu “dedi Sinan.

“Bende “dedi Görkem.

“Şimdi ikinci konuya gelelim “ dedi Işıl dikkat çekmek için.

Işıl elindeki dosyalara bakarak dosyaları dağıtmıştı.

“Elinizdeki dosyalarda kendi adamlarınızın bilgileri var, daha doğru ifade etmek gerekirse içimizdeki çürük elmaların listeleri var” dediğinde masada ölüm sessizliği oluştu.

“Sen nasıl “dedi Merve ama içeriye soktukları köstebek aklına geldi.

“Nasılını boş-verin, sizden istediğim tek şey çürük elmaların ağzına sahte bilgiler vermek ve alt kademede olanları yakalamanız ve infaz etmeniz. Tabi ellerindeki bilgileri alarak “dedi Işıl.

“Tamam “ dedi herkes, hep bir ağızdan.

“Şimdi dağılalım ve sizde dosyaları inceleyin. HAAAA bir de asla aklınıza gelmeyen isimler var çok etkilenmeyin diye söylüyorum sizlere” dedi Işıl.

“Sevgilim benim ufak bir işim kaldı . Sen eve geç ben de birkaç saate gelirim “dedi ve yanağını öpüp dışarıya adımladı.

Nilay onlara doğru gelen kuzenini görünce direk önüne atladı.

“Işıl konuşalım mı?” dedi.

“Sonra güzelim, bil ki sana biraz kırgınım ama kızgın ya da küskün değilim “dedi ve arabasına atlayıp bugünkü son işini yapmaya gitti.

………………………..

Geldiği büyük depo tarzı binanın önünde durdu Işıl. Şu ana kadar herşey istediği gibi gitmişti, şimdi ise asıl bombayı ortaya atmak için gelmişti buraya.

Işıl’ ı gören korumalar içeriye haber vermişti çoktan ve kapıdan görünen yardımcılarından olan Fikret bey kapıyı açarak Işıl’ ı karşıladı.

“Ne durumdalar abi” dedi.

“Aynılar sadece biraz daha kötü durumda bir psikolojideler “dedi Fikret bey.

“Peki diğer dediğimi hazırladın mı ”dedi.

“Hazır işaret verdiğin anda açarım “dedi Fikret bey.

“Pekala ben bir ziyaret edeyim “dedi ve keyifle açılan kapıdan içeriye girdi.

“Selam “ canlarım dedi Işıl.

“…”

“AAAA AAA niye kimse konuşmuyor ki acaba “dedi Işıl.

“….”

Yine ses gelmeyince konuşmayacaklarını anlayan Işıl keyifle konuşmaya devam etmişti.

“Bakın ben buraya neden geldim. Size bir hediyem var “dedi ve tek bir kişiye odaklandı.

“Özellikle de sana dadıcık…Yoksa Buket Tepeli mi demeliyim? “dedi.

……………………..

Not: Sonu biraz şok oldu ama olsun baştan beri planım buydu.

Not: ailesi ile araları bozulmadı. Ailesine anlatmamasını onlara güvenmediğinden değil kimsenin hayatını riske atmamak içindir.

İYİ OKUMALAR…..

 

 

Loading...
0%