44. Bölüm
ESRANUR KAYA / Paylaşilamayan Veli̇aht / 44. BÖLÜM

44. BÖLÜM

ESRANUR KAYA
2dreamreal

SELAMMM, ÇOK ÇOK UZUN ZAMANDAN SONRA GERİ DÖNDÜM. OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM SİZLERDEN VE AŞAĞIDAKİ NOTU OKUMADAN KİTABI BİTİRMEYİN LÜTFEN....

KAÇIRILAN PROFESÖR FARUK GENCEL’ DEN;

Ben Faruk Gencel ülkem için yıllarca çalışmış sonunda ise yurt dışından aldığım teklif ile hem çalıştığım kurumu hem de vatanımı temsilen ailemi de alıp geldiğim havalimanından kaçırılan profesörüm. 5 yıldır hem ailemi hem de beni bu lanet yere tutsak ettiler. Ailem benden ayrı, belli günlerde yanıma getirip oğlumla, karımla vakit geçirmeme müsaade ederler sebebi ise benim motivasyonumu yükseltmekmiş, bilmiyorlar ki ailemin tutsak olması onlara olan öfkemi ve nefretimi katlıyor ama onların tutsaklığı yüzünden de elim kolum bağlanıyor.

"Nereye daldın yine dostum" dedi buradaki tek arkadaşım.

İkimizde vatanımız için giderken aynı yerden kaçırılan profesörleriz tek fark onun ailesi yok ve buradaki en büyük destekçim kendisidir. Öyle ki kimse fark etmese de birbirimizi korur yeri geldiğinde birbirimize arka çıkarız. Bir gün ailemin ve benim kurtuluşum olursa elbette ki onu kadere terketmek yerine vatanımıza götürecektim. Hoş belki de hala vatan toprakları içindeyiz bunu bile bilmiyoruz ki.

“HEEYYY” diye tekrar seslendiğinde daldığım düşüncelerden çıktım.

"Öylesine, sanırım ailemi özledim " dedim.

"Hakikaten neden gelmediler neredeyse 1 ayı geçti " dediğinde içimde umut da olsa endişe ile "bilmiyorum ki" dedim.

"Sence sorun mu var ?" Dediğinde yine bilmiyorum der gibi başımı salladım.

"Belki de kurtulmuşlardır ha" dedi bir umut. O da en çok ailemin kurtulmasını istiyordu.

"Aslında aklıma gelmiyor değil, 5 yıldır hiç aksatmadan getirdiler hasta olsalar bile ama şimdi resmen kaçırıyorlar benden" dedim.

Gözleri arkamda bir yerde oyalanırken "geldi mendeburlar, ben işime odaklanayım" dedi ve omzuma vurup yanımdan uzaklaştı.

O uzaklaştıktan sonra buradakilere vermek için göstermelik olarak hazırladığımız çalışmaları düzenlemeye başladım. Onlara nükleer silahı yapıyorduk ama yanlış veriler ile kendi çalışmalarımızı sanki öylesine resim çiziyor, vakit geçiriyor gibi göstererek başka bir yere not alıyorduk, ben de dostum da. Ben veriler ile uğraşmayı bırakıp deney tüplerinden birini elime aldığım sırada arkamdaki ses ile o tarafa döndüm.

"Bak bak bizim profesöre... Çalışmalar nasıl gidiyor, artık bitirmelisin hızlan biraz " diye komut verdiğinde sinirlendim.

"Kolay mı sizce bu " dedim.

"Bu umurumda değil…patron sonuç istiyor " dedi.

"Ailem niye gelmedi yine " dedim.

" Ev değişti ve uzaklaştı, bebek hasta olmasın diye" dediğinde içime kurt düştü.

"Kızım iyi mi?" Dedim.

"İyi, iyi sen işine odaklan, belki seni onların yanına götürürüz. Hem bebek yap hem de hastalandı mı diye endişe et ne güzel dünya valla" dedi.

"Sen ne diyorsun lan.. Resmen ilaç verdiniz ikimize, sırf size daha çok tutsak olabileyim diye" dedim.

"Fena mı oldu bir evladın daha oldu " dedi gülerek ve ben konuşmadan uzaklaştı.

Bir tuhaflık vardı ama çözemiyordum. Biz sessizce çalışırken kendi aralarında konuşuyorlardı ki sonunda gittiler. Bizde birkaç saat daha çalışıp dinlenme odalarına doğru yol aldık.

"Dostum" diye yanıma gelen Murat' a baktığımda aklında birseyler tartıyor gibiydi sanki.

Onu dalgaya alaraktan " kaç kilo " dedim.

Başta anlamasa da sonradan "Ne " dedi.

" Diyorum ki nereye daldın " dedim.

"Dostum acil odaya gidelim, aklımı kurcalayan birseyler var " dedi.

Benim konuşmama müsaade etmeden ve çaktırmadan direk odamıza girdi ve kendi yaptığımız sinyal bozucuları devreye soktu.

"Ne yapıyorsun, ne bu telaş " dedim.

"Ben bunlar kendi aralarında konuşurken birseyler duydum " dedi.

" Ne duydun Murat" dedim.

"Ailesi kurtuldu eğer öğrenirse yada farkına varırsa onu burada tutmak zor olur diye konuşuyorlardı" dediler.

"Eeee" dedim anlamayarak.

"Faruk, ailen kurtulmuş olabilir mi?" dediğinde olumsuzca başımı salladım ama yine de içime kurt düştü.

"Başkasının ailesidir, tek biz değiliz sende biliyorsun " dedim.

"Ya ailen ise " dedi bir umut.

"Bak eğer kurtulmuş olsalardı bana haber verirdi" dediğimde anlamadığı için göz devirdi.

"Boşver, eğer dediğin gibi kurtuldular ise bu bizim de kurtuluşumuz olur " dediğimde yine anlamadı.

Murat saatime bakarak konuştu.

"Bunun içinin rengi hangi ara değişti "dediğinde bende saatime baktım.

"Rabbim şükürler olsun sana " dedim ve sevinçle Murat' a sarıldım.

"Faruk ayıp ama, yenge yok diye bana yürüme " dedi.

"Saçmalama, sarıldım çünkü kurtuluyoruz " dedim.

Bana anlamayacak baktı sonra ise " nasıl " dedi bir umut.

"Orasını boşver, sen belgelerini topla hazırda tut " dedim.

O ise yüzündeki gülümseme ile " hemen " dedi ve ayaklandı tabi bende.

Önce belgeleri toplanacaktım, sonra ise bizlere verilen özel çiplerin ikisini de aktif edecektim. Bekleyin beni ailem.

………..

YAZARDAN;

İpek sinirle gülümsedi ve konuştu.

“Al işte “ dediğinde telefondaki ses kesildi.

“Kapat telefonu sizi ne ilgilendirir yaşamam da ölmem de “dedi yaşlı kurt sert sesiyle.

“O ne demek baba “dedi bir kadın sesi.

“Siz benim, oğlumun emanetlerine sahip çıkmayı bildiniz mi de bana hesap soruyorsunuz” dedi.

“Baba Allah aşkına bizim durumumuz mu vardı sanki? Barın reşit olduğundan abimin bütün mirası onlara devir edildi ki biz Barın’ a muhtacız. Son 3 yıldır bizlere Barın ve Ares destek oluyor da ayaktayız “dediği anda Barın ve Ares Nalan hanıma baktı ki çok geçmeden kızgınlık ile konuştu Nalan hanım.

“Bu ne demek oluyor” dediğinde telefondan yine ses kesildi aynı zamanda ise kapatıldı.

Nalan hanım başları önde suçlu gibi davranan yiyeni ve oğluna baktı.

“Kaldırın kafanızı, açıklama bekliyorum “dedi sinirle.

“Anne…” dedi ve sustu Barın.

“Teyze… “dedi ve o da sustu.

Nalan hanım ayağa kalktı ve sadece “dinliyorum “dedi otoriter sesiyle.

“Birkaç yıl önce barlardan birine geldiler ve zor durumda olduklarını ve borç olarak para istediklerini söylediler. Bende tamam dedim ama Ares ‘herşey resmi olacaksa verilecek para’ dedi, onlarda kabul etti. Geçen yıl belirlenen tarihten beri düzenli olarak geri ödüyorlar. Hatta bizde gelen para zaten çöp diye düzenli olarak belirlenen yetimhanelere bağış yapıyoruz “diye açıkladı Barın.

“Kuzenim doğru söylüyor teyze, valla eniştemin adına yardım istediler diğer türlü verdirtmezdim ki senin de haberin olurdu “dedi.

“İyi de onlardan tüm imkanları bilerek kestim ders olsun diye “dedi yaşlı kurt.

“Aman ne güzel ceza “diye göz devirdi İpek ise.

“Neyse konumuz şuanda sizin akraba ilişkiniz değil. Seni dinliyoruz Doğuş Mert bey “dedi Işıl.

Yaşlı kurt derin bir nefes aldı ve bu tek nefeste söylemeye karar verdi. Ondan önce tüm ailesinde gözlerini gezdirdi. Daha sonra ise bunu söylemek yerine direk götürmenin mantıklı olduğunu düşündü.

“Aslında bunu söylemek yerine görmeniz daha doğru olur, orada anlatırım sizlere” diye açıkladı.

“Hayır ne diyeceksen burada demelisin baba “dedi Nalan hanım.

“Peki dediği sırada çalan telefon ile konuşma yine bölündü ama bu sefer yaşlı kurt telaş yaptı.

Telaş ile sesi kısmak yerine hoparlöre verdiğinde “alo baba” diye duyulan ses ile Nalan hanım fenalaşırken Barın ve İpek ‘ in ağzından ise tek bir söz çıktı.

“BABA” dediler ikisi de.

“Baba onlar kim Barın ve İpek mi? Ares ve Nalan da mı orada “dedi.

İpek olduğu yere çökerken Işıl ise kocasına destek amaçlı koluna girdi.

“Sakin ol” dedi Işıl.

………….

Onlar evde yaşlı kurt ile uğraşırken profesörün karısı aklına gelen ile hemen kapıya çıkıp güvenliğe seslendi.

“Acil olarak yetkili biri ile konuşmam gereklidedi.

Adamlar ise telaşı fark etse de aldıkları talimat doğrultusunda Nihat beyi aradılar.

Alo efendim, korumamızı istediğiniz bayan acil sizinle görüşmek istedi” dediğinde Nihat hemen telefona istedi.

Merhaba, direk söze girmek istiyorum acil konuşmamız lazım, uzun zaman önce kurtarıldık aklım yeni yeni başıma geliyor” dedi endişe ile.

“Tabii, oradaki adama verir misiniz telefonu, sizde çocukları hazırlayınca yanıma gelirsiniz “dedi Nihat.

Kadını ve çocukları bizim eve getirindiye komuta verip telefonu kapattı.

Kısa sürede hazırlanan genç kadın çocukları ile yola çıktılar.

………………

Evde ise Barın ve ailesinin öğrendiği gerçek ile babasının yanına giderken Nihat’ ta gelen telefon ile Işıl evde kalmak zorunda kalmıştı.

“Acaba bir şey mi hatırladı” dedi Nihan.

“Bilmiyorum ama sesi baya telaşlı idi, adamların söylediğine göre de telaşla dışarıya çıkmış “diye açıkladı Nihat.

“Neyse gelince öğreneceğiz zaten “dedi Işık da.

Işıl’ ın aklı ise giden kocası ve ailesinde idi. Böyle bir şey nasıl olabilir aklı almıyordu ama buradaki durum daha önemli idi. Herkes farklı düşünceler içindeyken çalınan kapı ile gelenleri karşılamak için ayağa kalktılar. İçeriye giren kadın ve çocuklar ile hepsi gülümsedi.

Simge hanım ise “Hoşgeldiniz buyurun “diyerek koltukları işaret etse tedirgin olan kadın ile Işıl araya girdi.

“Annecim, biz önce konuşalım. Bu yakışıklıyı bizimkilerin yanına götürün, küçük hanıma da sen göz kulak ol hımmm” dedi.

“Tamam , tamam… peki, ver bakalım “ dedi ve bebeği aldı.

“Biz bu taraftan gidelim buyurun “dedi Nilay.

Herkes içeriye girip bir yerlere oturduğunda kadın konuşmaya çekindiğinde Haluk bey söze girdi.

“Sizi dinliyoruz, size nasıl yardımcı olabiliriz” dedi.

“Kocam, kocamın yerini bulabilir misiniz “dedi.

“Bakın biz zaten bunu araştırıyoruz ama bulmak zor, aslında bir yolu var ama onu da kend…” demeye kalmadan kadın sözünü kesti.

“Bizim yüzümüzden size sinyal gönderemiyordu…. Emimin ki şuan size sinyal gönderecektir çünkü kurtulduk “dediğinde Nilay konuştu bu sefer.

“Nasıl. Ne demek istediğinizi açar mısınız biraz “dedi.

“Şöyle ki” dedi ve bileğindeki bilekliği göstererek devam etti “bu bizimle birlikte kaçırılan arkadaşı ile yaptığı bir sinyal verici, yaklaşık yarım yıl önce evlilik yıldönümümüz için onlardan bir bileklik istemiş ve onlarda temin edince özel bir sistem kurmuşlar” dedi ve soluklandı.

“Nasıl bir sistem bu “ dedi Işıl.

“Tam olarak bende bilmiyorum ama bana dediği eğer birgün sizler tarafından kurtulursam bu bilekliğin altındaki logo simgesine dokunmam gerektiğini söyledi. O simgeye dokununca ona işaret gidecekmiş ve böylece kurtulduğumuzu anlayacakmış ki o da size yerini bildiren sinyali gönderecekmiş “dedi.

YARIM YIL ÖNCE HEDİYEYİ VERİRKEN;

“Sevgilim evlilik yıl dönümümüz kutlu olsun ayrıca kızımızın varlığı içinde bir hediye bu “dedi Faruk.

“Çok güzel, keşke, keşke kurtulabilsek bu esaretten “ dedi güzel kadın.

“Güzelim kendi aralarında konuşurken duydum bizim videomuzu çekip masaya göndermişler, eminim ki bizi bulacaklardır. Önceden bizim yurtdışında olduğumuzu biliyorlardı şimdi ise kaçırıldığımızı biliyorlar “dedi Faruk bey.

“İyi de biz ayrıyız birimizi kurtarsalar, birimizi ölüme sürükleyecekler” dedi kadın.

“İşte bu yüzden siz kurtulsanız da bana dokunamazlar ki istesem şimdi kurtulurum ama siz benden ayrısınız “dedi profesör.

“Nasıl yani” dedi kadın.

“Güzelim orasını boşver sen, eğer o gün gelirse kurtulduğunda bu logoya bas ve bana işaret gönder ki yanınıza erken gelebileyim “ dedi ve karısına sarıldı.

“Tamam, o gün geldiğinde sağ salim bize gel “dedi kadın.

Güzel kadın, anısını anlatınca akla ilk gelen ise Faruk beyin herşeyin farkında olduğu idi. Nilay vakit kaybetmeden siteme giriş yaptı ve aynı zamanda kadına logoya basmasını söyledi. Diğer taraftan işareti alan Faruk bey ise vakit kaybetmeden eşyalarını toplayıp sinyal vericiyi aktif hale getirmişti.

“Sinyal aktif” dedi Nilay.

“Hemen adamları topluyorum, biran önce çıkalım “dedi Nihat ve ayağa kalktığında kadın konuştu.

“Durun lütfen, orası çok büyük ve benim gördüğüm kadarı ile oldukça iyi korunuyor. Ayrıca sadece biz değil birçok ülkeden hatta Türkiye hükümetinden de bir sürü kişi kaçırıldı. Hem zorla tutuldukları için hem de laboratuvarın bulunmasına karşılık çok çok iyi korunuyor öyle ki, laboratuvara gelmeden başlanıyor koruma durumu ben araba camından gördüğüm kadarını biliyorum” diye açıkladı kadın.

“Bu durum sadece bizim değil devletleri de ilgilendiriyor sanırım ben bi MİT’ tekiler ile konuşayım, sen de yer tespiti yap Nilay “dedi.

“Bir de, bir de… nasıl desem ki, Türkiye’ nin polisinde, adliyesinde, askeriyesinde özellikle de MİT’te köstebek var. Eğer siz bilgi verirseniz kocamın hayatı tehlikeye girer “dedi kadın gözyaşları içerisinde.

“Merak etme. Faruk zarar görmeden kurtulacak ki diğer kaçırılan kişi savunma sanayisi için çalışan profesör “ dedi Nihan.

“Nilay en azından yerini bulup bir gözden geçirelim hadi “dedi Işıl ‘ da.

“Nisan hanım biz sizi dinlenme odasına alalım. Bu birkaç gün bizimle burada kalın lütfen “dedi Nihan.

“Siz ne uygun görürseniz” dedi ve birlikte odadan çıktılar.

Onlar çıkarken içeriye giren Haldun bey ile diğerleri ona baktı.

“Üst düzeyler ile toplantı yapılacak 1 saat içinde bizim belirlediğimiz yerde ilk önce başka bir yer söyleyip durum analizi yapalım köstebek var mı yok mu sonra da ikinci aşamaya bakarız “diye açıkladı.

“Oğlum sen bizim mekanlardan birini belirle ve amcana gönder o da diğerlerine adresi atsın. Işık ve Nihan sizde mekanın koruma sitemlerini halledin, Nilay ve Işıl sizde kamera ve gözlem yetenekleriniz için bir yol bulun “dedi Haluk beyde.

Herkes “tamamdır “diyerek iş başına geçti.

…………………..

IŞIL’DAN;

Toplantıdan sonra amcamın verdiği görev ile toplantının yapılacağı mekana gelip Nilay’ ın kameralardan gözlem yapabilmesi için ayarlama yapıyorduk. Nilay kameralardan, bende direk canlı olarak gözlem yapacaktık. Ailede en iyi gözlemi ikimiz yapardık ve bu durum çok hassastı. Birde hain ile uğraşamazdık.

“Nilay bitti mi ayarlar” dedim.

“Bitti sayılır sen güzel bir konum buldun mu “dediğinde sırıttım.

“Elbette buldum “ dedim.

“Herşey hazır mı?” diye içeriye giren babam ile hepimiz onaylayan mırıltılar çıkarttık.

“Ben bi Barın’ ı arayıp geliyorum “dedim ve babamların yanından uzaklaştım.

Biraz uzaklaştıktan sonra telefondan kocacım yazısını bulup üzerine bastım ki beni çok bekletmeden cevapladı.

“Canım, nasılsın? Orada durumlar ne?” dedim.

“İnan ki hala şoktayım, babam sağ ve oldukça sağlıklı. Anneme sakinleştirici verildi” dedi.

“Niye, ne oldu anneme “dedim.

“Babamın sağ olduğunu idrak edince bayıldı. Ben zor dayanıyorum, annemin o kalbi ile dayanması zor zaten “dediğin de o görmese de başımla onayladım.

“Haklısın… Peki sen, sen nasılsın?” dedim.

“Boşlukta gibiyim, bir de inanması güç bir durum sanki” dediğinde onu onaylar gibi “hımm hımm” dedim.

“Peki ne olmuş, niye size yaşadığını söylememiş “dedim.

“Bitkisel hayattan daha bu sabah uyanmış, hatta toplantıdan birkaç saat önce” dediğinde gülümsedim.

“Belki de Rabbim bize yardım ediyordur “dedim.

“Belki de detayları evde konuşuruz da siz ne yaptınız. Telefon ne içinmiş “diye sordu.

“Profesör ile ilgili.. detayları sonra anlatayım hem aklın yerinde değil bir de burayı düşünme “dedim.

“Güzelim Ares çağırıyor kapatıyorum” dedi ve direk kapattı.

Telefon kapanınca bende direk babamların yanına gittim.

“Ne olmuş kızım “dedi babam ama bizimkilerde merakla bana bakıyordu tabi kulaklıktan Nilay ‘ da soruyordu.

“Gerçekten yaşıyormuş “dedim.

“Peki niye söylememiş ki “dedi amcam.

“Bende bilmiyorum detayları ama anlatırlar elbet “ dedim.

Bizler son hazırlıkları toplantıya az biraz vakit kala bitirip yerlerimizi aldığımızda babam ve amcam gelen misafirleri karşılamak için kapının önüne çıkmışlardı. Bir süre sonra birçok kişi yanında bizim görevlilerimiz ile gelip yerleşmeye başladılar. Gelenleri bir taraftan da inceliyordum ki insanoğluna dikkatli bakarsan vücut dili kendini eleverebiliyordu. Herkes yerleşince elbette masanın başı babam olduğu ve diğerlerini davet ettiği için konuşmaya başladı.

“Öncelikle biz kırmayıp gizli daveti kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Öyle ki konu hem bizim açımızdan hem de Türkiye açısından oldukça mühim hatta saldırı yapan ülke haricinde diğer tüm ülkeler “dediğinde birkaçından mırıltılar çıkarken bir çoğu sessizce dinliyordu.

“Bu kadar mühim olan ne bilmiyorum ama belli ki tüm üst makamları ilgilendiriyor. Tüm iletişim araçlarımıza kadar el koydunuz “dedi bir asker.

“Oldukça önemli, bunu kızım sizlere detaylı olmasa da anlatacaktır” dedi ve beni gösterdi.

“Herkese merhaba devlet büyüklerim, toplanma sebebimizin en büyük etkeni karşımızda hem Türk devletinin hem de dünyanın nükleer silah ile ilgili bir tehdit yapılanması içindir. Biliyorsunuz ki birkaç hafta önce emniyet müdürünün yardımıyla özel bir eve girip bizim için değerli evrakları teslim aldık” dediğimde emniyet müdürü konuştu.

“Haklısınız ama hala toplantı ile alakasını çözemedim “diye açıklama yaptı.

Gülümsedim ve devam ettim “ alakası yok sadece birbirimize olan desteğimize vurgu yapmak istedim, lakin bundan 3 veya 4 ay önce bir hain yakalanmıştı işte bununla alakası var. O hainin başında bulunduğu kuruluş bizim baş düşmanımız ve Türk devletinin de” dedim.

“Bizim böyle bir düşmanlıktan haberimiz yok “ dedi içişleri bakan yardımcı idi sanırım.

“Bakın onların elinde yurt dışında dünya birlik örgütü adına bir profesörümüz 5 yıl önce kaçırıldı ve biz bunu birkaç ay önce öğrendik ki yeni bilgiye göre sadece o değil Türk devleti adına ve birçok devlet adına zorla tutsak edilen birçok profesör ellerinde imiş ki bize gelen video aynı zamanda savunma bakanlığına da iletilmişti kendi profesörleri için “dedim.

“Evet, bunu hatırlıyorum. Profesör Murat ellerinde ve onu bulmak için aylardır uğraşıyoruz “dedi yetkili kişi.

“Bizde öyle ama biz sadece kendi profesörümüzün ailesini kurtarabildik ki bunu profesörümüz de bilmiyordur eminim ki “dedim.

“Peki bizden ne yapmamızı istiyorsunuz yada daha detaylı bilgiler verilmeli bizlere “dedi birisi.

“Elbette bazı detaylar önünüzdeki dosyalarda mevcuttur. Bizler bu işi kendimizde halledebiliriz ama aldığımız bilgilere göre tesis çok büyük ve sizler içinde önemli insanlar orada tutuluyor tek başımıza üstlenmek istemedik bu yüzden, evet düşmanların asıl hedefi bizim masa ama onlar daha fazlasına göz dikmişler. Şimdi bizimle misiniz yoksa değil misiniz? “dedim.

“Bize biraz zaman verir misiniz konuşalım ve üstlerimize de danışalım telefon ile “dedi.

“Telefon sadece bizim sağladığımız ile konuşabilirsiniz, biliyorsunuz ki burası ve toplantı gizli hain olma olasılığına karşı önlem bizimkisi “dedim ve bizimkilere işaret ettim.

“Tamam kabul ama buradaki kimse hain olmaz “dediğinde içlerinden biri.

“Onu göreceğiz “dedim ve bizimkilerin ardında ilerledim.

Dışarı çıktığımızda babam bana baktı direk.

“Hain yok ama kurulacak ekiplerde olabilir yada toplantıdan haberleri olabilir “dedim.

“Ne yapacaksın” diyen amcama gülümsedim.

“Var birşeyler aklımda “dedim.

“İçerisi curcuna vee bana göre de burada hain yok “dedi kulaklıktan Nilay.

Tam Nilay cevap vereceğim sırada kapı açıldı ve bizi içeriye çağırdılar. Geçip yerlerimize oturduğumuzda sanırım en üstleri olan kişi konuştu.

“Konuştuk ve bir karara varmadan önce sizin koşullarınızı dinlemek isteriz” dedi.

“Bizim koşullarımız basit, derdimiz gibi ülkemizi bu zor durumdan kurtarmak ama bizim koşullarımız ile “dedi babam.

“Koşullar nedir “dediğinde söze ben girdim.

“Bakın bu çok önemli bir operasyon. Sizden istediğimiz bizim düzenlemelerimiz doğrultusunda destek olmanız” dedim.

“Nasıl yani” diye mit mensubuna baktım.

“Şöyle ki, benim zaten bir planım var hatta iki plan “dedim.

“Neden iki” diyen bir yetkiliye karşı döndüm bu sefer.

“Biri tuzak olacak çünkü karşınızdaki kişiler normal terörist veya suçlu değil” dedim.

“Size verdiğimiz ekip de de hain olabilir yada buradakilerde “dediğinde sinsice gülümsedim.

“Sizce buna meyil verir miyiz” dedim.

“Ekipleri nasıl ayıracağız” dedi.

Mit başkanı söze girerek ” %100 güvenli bir ekip var. Sadece özel bir görev için bir araya getirildi ve ölü gösterildi. Kısacası hain olmaları imkansız“ dedi.

“Tamam diğer ekip nasıl olacak “dedim.

“Onu da biz ayarlayacağız birkaç tane şüphe duyduğumuz insanlar var belki bu yöntemle anlarız onları da “ dedi.

“Tamadır o zaman bu akşam hazır olsunlar “dediğimde hepsi şaşırdı.

“EEE yer tespiti yapılmadı “dediklerinde amcam güldü.

“Herşey hazır bu vatan toprakları için olması gerekeni yaparak sizlere yardım ettik ama içinizdeki hain olma olasılığına karşılık detay vermedik “dedi.

Herkes odadan çıkıp iletişim araçlarını eline aldığında beklemeye başladık. Tam bizde ayaklandık çıkıyorduk ki Nilay’ ın sesi duyuldu.

“Beklediğimiz gibi çıktı sonuç“ dedi.

…………………….

NOT: BU HİKAYE BİLİYORSUNUZ Kİ HAYAL ÜRÜNÜ YANİ DEMEM ŞU Kİ DEVLET İLE TOPLANTI FİLAN YANLIŞ ANLAŞILMASIN LÜTFEN ...

İYİ OKUMALAR….

Bölüm : 17.10.2025 16:10 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...