@2dreamreal
|
SELAM, OY VE YORUMLARINIZ BEKLİYORUM. BÜYÜK KARŞILAŞMA ZAMANI..... IŞIL’DAN; Gelen telefon ile ne zaman evden çıktık ne zaman uçağa bindik bilmiyordum. Bildiğim tek şey bunu yapanları bulmak ve cezalandırmaktı. Uçak kalkışa geçtiğinde uyuyan kızıma baktım. Amerika’ya gelirken tek kişiydim. Şimdi ise 3 kişi olarak dönüyorum. Pişman mıydım? Kesinlikle hayır. Tek pişmanlığım kızımın babasının kim olduğunu bilmememdi. Bunları düşünmeyi kenara koyup sabaha kadar plan düşünmem gerekliydi. Kaba taslak aklımdakileri toparlamaya çalıştım nasıl olsa yol uzundu ve ben bir şekilde hallederdim. … Sabaha kadar planı kafamda toparladım ve yoluna koydum. Tek sorun ben yetişene kadar Işık o yamyamları nasıl oyalayacaktı. İlk kez dedim keşke ya mezuniyete katılmadan eve dönseydim yada aileme gelmek istediklerinde izin verseydim. “Günaydın annecim daha çok var mı?” dedi güzel prensesim. “Az kaldı kuzum öğlenden sonra ineceğiz, hadi Beril’ i uyandır ki kahvaltı yapalım “dedim. “Tatlım ben içerdeyim konuşma yapacağım tamam mı?” “Tamam annecim Beril ablam uyanıp kahvaltı hazır olunca seni çağırırız” dediğinde öpücük atıp arka tarafa geçtim. “Alo Işık babam nasıl “dedim. “Hala aynı siz neredesiniz saat 15:00 ‘de toplantı var” dedi. “Öğlen 2 ‘ye doğru iniş yapılacakmış” dediğimde bir iç çekti Işık. “Neyse hepiniz orada mısınız?” dediğimde hepsi “EVET” diye bağırmıştı. “Şimdi hepinize iş düşüyor hazır mısınız?” dediğimde hepsi onayladı. Bütün gece düşündüğüm planı anlatım boşluk olan yerleri de diğerleri doldurdu ve kusursuz planımız hazırlanmaya koyuldu. … Kulaklığımı takıp Işık’ ın da açmasını bekledim. Güneş ve Beril için uyuyor numarası yapıyordum ama gerçekte düşüncelerimi toparlıyordum. Kim yaptı acaba, nasıl bulacağım yapanı diye düşünüyordum ki Işık konuştu. “Arabadayım sen neredesin şuanda “dediğinde gülümsedim. “Az kaldı Işık oraya gidince oldukça sakin olmalısın. Herşey yolunda ilerleyecek merak etme” dedim. “Tamam” dedi ama sonradan şaşkınlık içerisinde konuşmaya başladı. “AAA kusura bakmayın Işıl ile konuşuyorum kulaklık ile bize rehberlik edecek gelene kadar ayrıca konuşulanları duymak istiyor” diye birilerine yada birine açıklama yapıyordu. Daha sonra sessizlik içerisinde yapılan yolculuğun sonunda bizim de iniş anonsumuz yapıldı. Bu sırada yabancı ama bir yerlerden kulak aşinalığı olduğum sese kulak verdim. “Işık sakin ol, bak ikizini tanımıyorum ama belli ki planı var biz üzerimize düşeni yapıp onları oyalayalım ki yetişsin “ dedi ve kapı açılıp kapanma sesi duydum. “Işık sakin ol ben en geç 1 saate yanındayım. Kulaklığı sakın kapatma “ dedim. Ben bunları söylerken diğerleri de aynı anda “aile dayanışması, hepimiz birimiz için birimiz hepimiz için “dediğinde gülümsedim. “Size güveniyorum “dedi Işık ve o da arabadan indi. …. Duyduklarım yapılanlar sinir kat sayımı arttırdıkça artırdı. Güneş ve Beril bu halime alışık değillerdi ama alışacaklardı. Tam onlara bakıp konuşacağım sırada araba durdu. “Efendim geldik” dedi adamımız. “Tamam, in aşağıya arabayı korumaya al” dedim. “Bebeğim, Beril sakın aşağıya inmeyin ve birazdan Işık gelecek perdeleri de açmak yok olur mu prensesim” dedim. Beril beni anlamıştı ve gözlerini açıp kapadı sonrada destek amaçlı elimi sıktı. “Hadi ablasının bir tanesi kulaklık takalım da oyun oynayalım karşılıklı “ dediğinde Güneş için olduğunu anladım ve arabadan indim. Uzatılan silahımı alıp sinirle kapıya doğru ilerledim. “Kimsiniz burada olmamız gerekli” diyen korumaya bakış attım ve kartımı gösterdim. “Üzgünüm efendim ama sizi tanımıyorum ayrıca Işık bey içeride” diye açıklama yapan adamın alnına silahımı dayadım. “Ya kapıyı aç çekil önümden ya da acımam sıkarım kafana sadece sana da değil tüm ailene masummuş, değilmiş acımam” dedim. Uzaktan tanıdığım yüz görünce direk müdahale etti. “Efendim hoş geldiniz Işık bey bildirmişti “dedi. Adamın yüzüne bakmadan korumanın ayağına ve eline sıktım ve açılan kapıdan ilerledim. Yolda önümü kesmeye çalışan birkaç kişiye de acımadan sıktım çünkü benim için önemsiz kişilerdi. Sahipleri düşünseymiş diye düşündüm. Toplantı masasına yaklaşırken Nihat’ın sesini duydum. “Daha güzel bir giriş olamazdı ”dedi ve güldü. “Haklısın abicim” diye kızlar da katıldı. “Herkese merhaba bayanlar baylar” dediğimde Işık ve yanındaki hariç herkes şaşırmıştı. “Hoş geldin kızım da niye adamlara sıkarak geldin” dedi Medet amcam. “Ayak bağı olanları ortadan kaldırdım ki hoş mu geldim yoksa ecel mi getirdim masadakiler karar verecek” dedim tehditvari biçimde. Masaya adım adım ilerlerken Işık’ ın yanındaki adamda gözlerim takılı kaldı. Kendimi toparladım ve diğerlerine baktım kimisinde korku kimisinde şaşkınlık hakimdi. “Tekrar hoş buldum millet. Işık sen arabaya geç” dediğimde Tuğrul amca lafa atıldı. “Olur mu kızım kalsın Işık da “dediğinde sinsice gülümseyerek yüzüne baktım. “Sana soran oldu mu babamdan sonraki kişi benim kararlarımı mı sorguluyorsun yoksa korktuğun bir şey mi var?” dediğimde yerine oturdu. “Adamı kalpten götüreceksin sakin ol” dedi Nilay. “Hadi Işık “dediğimde gelip bana sarıldı. “Dikkat et kendine ve sakin ol “diye kulağıma fısıldadığında bende fısıldadım. “Dışarıdaki arabada Güneş ve Beril var onları koru “dedim. Birbirimizi gözlerimizle onaylayınca o uzaklaşana kadar bekledim. Dedemden sonra burada olmayı asla istememişti bu yüzden ben baştaydım. Belki birazda dedem gibi acımasız olduğum için veliaht bendim. Işık gözden kaybolunca silahımı bilerek masaya bırakırken namlusunu Tuğrul amcaya doğrultmuştum. “Eveeeet şimdi gelelim sizlere, benim babam orada canıyla uğraşırken neyin toplantısı bu” dedim. İçimdeki sinir patlamak üzereydi ama sakinliğimi dışa vurarak. Masadakileri tek tek inceledim. Hepsi tanıdık yüzlerdi sadece sağ yanımda oturan kişiyi tanımıyordum. Masaya ellerimi vurarak tekrar sordum. “Hala cevap bekliyorum. Tuğrul amca , Medet amca” dedim. “Kızım bazılarının sorunu varmış bana da acil dediler ondan geldim buradan çıkınca da dün olduğu gibi babanın yanına gidecektim” diye açıklama yaptı Medet amca. Onu onaylayan birkaç ses daha çıktı. Bu sefer onaylamayanlara göz gezdirdim. Gözlerimi onlara dikerek “sanırım herkes sizin düşünce tarzınızda toplanmamış “ dediğimde Nadide abla lafa atıldı. “Olur mu öyle şey güzelim baban yoksa sen varsın” dedi sahte gülümsemesi eşliğinde tabi bu esnada Ceren kahkaha atınca tüm gözler ona döndü. “Işıl oyun oynamayı bırakalım mı? Sıkıldım çünkü “ dedi ve elleriyle yaşlı kısmı göstererek konuşmaya devam etti “kusura bakmayın hitap şeklime ama bu yaşlı bunaklar seni tanımıyor ama “gençleri göstererek “ biz çok iyi tanıyoruz” dedi. Gençler de onu onayladı kafasıyla. “Bu ne demek” dedi Feyyaz amca . “Bu şu demek eminim ki toplantının başından beri konuşulan her-şeyi biliyor ve en önemlisi de buradaki asıl toplanma amacını biliyor çünkü bakışları karanlık “dedi Tuğrul ve Nadide ablaya bakarak. “Biz buraya neden toplandık ki Ceren “dedi. Yüzündeki pis sırıtış ile Tuğrul amcaya bakarak “sen mi söylersin yoksa ben mi söyleyeyim “ dedi. “Sen ne demek istiyorsun Ceren, yeni yetme halinle bana kafa mı tutuyorsun “dediğinde elimi masaya vurdum. “Kusura bakma… Ne kendi canımı nede ailemin canını yolda bulmadım ben “dedi. “OFFF YETER…. Ceren doğru söylüyor” dediğimde tüm gözler bana döndü. Söyleyin bakalım az önceki konuşmalar neydi” dedim. “Kızım biz başkan yoğum bakımda sende uzaktaydın yeni birini geçici, bak geçici olarak başa geçirelim “ demiştik. “Sen kimsin Tuğrul, ağzından çıkanı kulağın duyar mı senin? Sana az öncede söyledim saçmaladığını” dedi Feyyaz amca. “Bize oyun oynayarak buraya getirtip kadim dostuma arkamı mı döneceğini sandınız “dedi Medet amca alayla. “Biliyorum, biliyorum, bazılarınız oyuna getirildi ama herkes değil öyle değil mi “ diyerek silahla oynamaya başladım. “Sadece neden bana yükleniyorsunuz Nadide de benden yana” dedi. Yarım sırıtış ile kafa salladım. “Biliyorum, merak etme… Kim yediği kabı pisliyor, kim masum, kim oyuna getirildi. Madem herkes kendini belli etti açık olalım” dedim. “Siz kimsiniz, bu masa benim atalarım tarafından kuruldu ve bizden birileri hep başkanlık yaptı. Gürbüz amcaya yaptıklarımı ne çabuk unuttunuz. Ufacık beyniniz ile beni, bizi oyuna getirebileceğinizi mi sandınız HAAAA” dedim. “Yok valla bak geçiciydi “titreyerek açıklama yapan Nadide ablaya baktım. “Geçici… Ben bilmiyor muyum sizi…. Şimdi önünüzde 3 seçenek var. “ dedim. “Birincisi ya bütün pis ve illegal işleriniz buradan çıkmadan polise ayrıca savcılığa verilecek, ya masa bir sonraki varislere geçecek, yada aslında en çok sevdiğim ailenizin soyunu kurutmak. Seçim sizin “dedim. “Bu olamaz yapamazsın ki Sinan bunu duyamaz olmaz bana kızar “dedi. “Vedat’tı bulaştırma “dedi diğeri de. “Sizce umurumda mı?” tek kaşımı kaldırarak cevap bekledim. Cevap gelmeyince “10 saniyeniz var.10…9…8…7…6…5…4…” “Tamam. Polis olmaz en azından benim için ama Sinan da olmaz “dediğinde “Sebep “ dedim. “Bu yaptığımı öğrenirse beni siler” dediğimde kahkaha attım. “Sence şuanda bilmeyecek mi sanıyorsun ve hala cevap alamadım. 3…2..” dediğimde ikisi de aynı anda “Allah kahretsin tamam “dediler. “15 dakika içinde ikisi de burada olacak” dedim ve diğerlerine döndüm. “Pekala madem toplandık diğerlerinin sorunları var mı “dedim. “Aslında benim sorumun var hastanemde aptal bir doktor yüzünden organ nakli yapılmış yasadışı yollarla dün haberim oldu “ dedi. “Senin haberin olmadan nasıl olur “dedim. “Bilmiyorum farkına varınca doktoru kovdum ama gitmeden bir ben miyim sanıyorsun” dedi. “Pekala çıkarken çocuklara gerekli bilgileri ver halledelim “dedim. …. Beklememiz içeriye koşturarak giren 2 kişi ile son bulmuştu. “Herkese merhaba sorun nedir?” dedi annesinin gözlerine bakarak. “Benden de merhaba ve bu kadar acele olan nedir?” dedi diğeri de “Selam sorunu aileniz detaylı anlatır amaaa ben kısaca söyleyeyim artık masada ve işlerin başında aileniz değil siz olacaksınız” dediğimde ikisi de şaşırdı. “Bu ne demek Işıl bir hata mı yaptı annem” dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım. “Ne yaptın baba” dedi Vedat. “Kısaca söyleyeyim masaya ihanet ettiler bizim yerimize geçmeye çalıştılar “dediğimde Sinan ve Vedat şok olmuştu. Önce birbirlerine baktılar sonrada aynı anda “ bizim haberimiz yoktu” dedi. “Sorun yok biliyorum” dedim ve ayaklandım. “Bu günlük yeter malum kendilerini bilmez kişiler yüzünden direk buraya geldim. Gitmeden, eğer babamın başına gelenler masadan bir tarafından yapıldıysa Gürbüz amcadan daha kötü bir son sizi bekliyor. Onu burada 1 ay kokana kadar sallandırdım. Ama sizlere aklınıza bile gelmeyen şekilde cezalandırırım. Sizler bu masanın sorumluluğunun ne kadar zor olduğunu anlayamayacak kadar körsünüz, tüm ailem zor başa çıkıyoruz. Yapabileceğinizi bilsem inananın düşünmeden birer sene başkanlığı veririm ama işte…” Dedim ve çıkışa yöneldim. “Harikasın kuzen.” Dedi bizimkiler. Gülümserken dışarı çıkınca bizimkilerin gitmediğini gördüm. Beni fark-eden Güneş hemen koşturup “anneciiimm” dedi. YAZARDAN; Işıl kimsenin yüzüne dahil bakamdan giderken herkesi ardında bıraktı. Onun hemen arkasından kalkan Barın ise hala şokta idi. Yanında kuzeni ile o da çıkışa doğru giderken gözlerini bir dakika dahi ondan ayırmamıştı. Kuzeni ise Barın odaklanmıştı ama duyduğu ses ile o da transtan çıkmıştı. “Anneciğiimmm” Ufak kız çocuğu yıllardır aradığı kadının boynuna sarılmıştı. Kalbine saplanan bıçak ile gözlerini yumdu. Ama başka bir durum vardı. Sanki kalbinin eksik parçaları tamamlanmıştı. Onları neyin beklediğini bilmeden. …. İYİ OKUMALAR….
|
0% |