Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. BÖLÜM

@2dreamreal

SELAMMMM, GÜZEL VEYA KÖTÜ YORUMLARINIZ DA DAHİL OYLARINIZI BEKLİYORUM CANIM OKURLARIM. NORMALDE GÜNDE BİR BÖLÜM ATIYORUM AMA SİZ OKURLARIMDAN ALDIĞIM YORUMLAR İÇİN EKSTRA BİR BÖLÜM DAHA ATAYIM DEDİM.

BARIN’DAN;

Ağzından sadece “NEEEEEEEE” kelimesi çıkmıştı.

Düşüncelerimi toplayıp konuşmalıydım lakin en az onun kadar bende şok olmuştum. Benden önce davranıp konuştu.

“Abi nasıl olur bu…. bu çok tuhaf… Ben.. Güneş… OFF” diye saçmalarken elimle susturdum.

“Bak bende şoktayım. Günlerdir kafayı yiyordum. Sana anlatmıştım hatırlıyor musun? Yıllardır birini aradığımı “dediğimde başıyla beni onayladı ve gözlerini büyütebildiği kadar büyütmüştü “işte o ikizinmiş” dedim.

“Valla ben verdim gitti” diye kahkaha patlattı sonra devam etti “gerçi versem de vermesem de olan olmuştu “ dedi ve mümkünmüş gibi daha çok gülmüştü.

Onun bu hali içimi rahatlatmıştı. Beni hatırlamayan bir kadından çocuğum var ve bunu sevinemiyorum bile.

“Abi şimdi ne olacak yani sen, siz… Işıl’a söylemeliyiz” dediğinde duraksadım.

“Biranda söylersek ters tepki vermesin” dedim.

“Vermez zaten bana Güneş’in babasını bulmak için yol göstermemi istedi. Bir süre düşündük. Benim aklıma sen gelince onaylamıştı.” Dedi.

“Nasıl.. Neden bulmak istiyor ki “ dedim.

“Bunu bekliyorduk zaten YANİ Güneş bir-gün babasını soracaktı” dediğinde kalbimde sızı hissettim.

“Ne yani eğer sormasaydı bulmayacak mıydınız” dedim sinirlenmiştim.

“Evet. Gerek yoktu ki zaten gelecekte annesinin yerine geçecekti. Bir süre sonra da eğitimleri başlayacaktı ama senin şu kuzenin yüzünden sormuş sanırım “dediğinde gerçekten sinir olmuştum. Ares olmasa asla varlığından haberim olmayacaktı. Belki de gözümün önünde büyüyecekti ve kızıma yabancı olacaktım.

“Işık biraz yalnız kalabilir miyim? Bu konu aramızda kalsın Işıl ile ben konuşmak istiyorum” dedim.

Işık odadan çıkınca direk Ares girdi. Benim halimi görünce yanıma yaklaşıp da sinirli olduğumu görünce kaşlarını çattı.

“Ne oldu. Neden sinirlisin. Işık mı sinir etti seni “diye sıra sıra soru sormaya devam ederken elimle susturdum.

“Sen haklı çıktın. Güneş bizim kanımızdan “dedim.

“Ben sana demiştim. EEEE mutlu olman gerekli niye sinirlendin ki” dedi göğsünü kabartarak.

Sonradan aklına gelmiş gibi “iyi de sen nasıl ikna oldun bizim kanımızdan olduğuna” dedi.

“Orası ayrı bir ironi zaten. Eğer sen Güneş ‘e babasını sormasaydın ve o da babam kim veya nerede gibi sorular sormasaymış asla beni bulmak istemeyeceklermiş” dedim. Sinirle duvara yumruk attım.

“NEEEE. Ne saçma kafayı yemişler” dediğinde başımla onayladım.

“Beni hatırlamıyormuş. Kızımın adı neden Güneş biliyor musun?” dediğimde kafasıyla ‘bilmiyorum’ der gibi işaret yaptı.

“Bana dair hatırladığı omzumdaki dövmeymiş. Haberim bile yokken kızım benden hatıra taşıyormuş. Kafayı yiyeceğim bana gerek yokmuş da…. ileride veliaht olacakmış da. Bunları bile şimdi öğreniyorum. İzin vermem çünkü benim kızım benim işlerimin başına geçecek” dedim.

“Sakin ol kuzen elbette öyle tamam annesi ama babası daha öncelikli “dediğinde başımla onayladım.

“Hadi toplantıya hazırlanalım sonra da gidip Işıl ile konuşmalıyım” dedim.

….

Saat nasıl geçti bilmiyorum ama şuan yeni sistemsel ağlar ve güvenlik duvarları için toplantı salonundaydık ve gözüm sadece Işıl’ da idi. Işık ‘ın sabah söyledikleri hala aklımdaydı ‘eğer Güneş sormasaydı asla aramayacaktık’ demesini bir türlü unutamıyordum. Toplantı bittiğinde daha fazla oyalanmadan oradan ayrıldım. Hızla giderken bir yere çarpmıştım ama bu yer değil kişiydi, kızımdı. Kalbimin içinde kelebekler uçuşuyor gibi olmuştu sanki. Gülümseyerek dizlerimin üzerinde yere çöktüm ve onu kontrol ettim bir şey oldu mu diye sanırım bu refleks ile yaptığım birşeydi.

“Merhaba güzel prenses” dedim.

“Meyhaba ben sanıyim yolumu kaybettim” dediğinde gülümsedim.

“Nereye gidecektin ki “dediğimde kocaman gülümsemiş ve arkama bakmıştı.

“Ayesss “diyerek koşup kuzenimin boynuna atladı.

“Naber ufaklık. Seni kim getirdi buraya” dedi.

“Annem çayıymış, biylikte payka gidecekmişiz” diye coşkuyla söylemişti. Aklıma Işıl düşünce onlara yaklaştım.

“Güzelim seni Ares abin parka götürse olur mu benim annen ile konuşmam gerekli” demiştim. Sevinçle onayladıktan sonra bizi izleyen Işık yaklaştı.

“Aşkım nereye” dedi.

“Dayıcımmm biz Ayesciğimle payka gideceğiz” dedi.

“Annenin haberi var mı güzelim” dediğinde sinirlenmeye başladım.

“Yok. Benim Işıl ile konuşamam gerekli istersen sende onlarla git “dedim.

Arkamı dönüp direk Işıl ‘ın odasının önüne geldim ve kapıyı çaldım. İçeriden “gel” sesini duyunca kapıyı açıp içeriye girdim. Beni görünce biraz şaşırmıştı.

“Bir sorun mu var Barın bey “dediğinde “Konuşmamız gerekli” dedim ve koltuğa geçip oturdum.

“Tabi… nasıl yardımcı olabilirim diyeceğim ama zaten istemesem de konuşacağız anlaşılan “dedi tek kaşını kaldırarak.

“Sabah Işık geldi yanıma ve birşeyler söyledi… Gerçekten Güneş’in babasını hatırlamıyor yada tanımıyor musun “dedim.

Gözlerimin en derinine bakarak konuşmaya başladı. Ben de gözlerimi onun gözlerinden hiç çekmedim belki birşeyler hatırlar diye ama nafileydi.

“Yok. O gün çok kötüydüm. Sabah uyandığımda sadece omzunun üzerindeki Güneş dövmesini gördüm ve kokusunu hatırlıyordum ama şimdi o bile aklımdaki gibi mi hatırlamıyorum” dediğinde aniden kalkıp onun üzerine doğru uzandım.

Anlamayan gözlerle gözlerime baktı tekrardan. Birkaç saniye bakışmaya devam ederken gözlerini açıp kapadı. Daha çok yaklaşıp aramızdaki mesafeyi kapattım. Kokumu alsın belki birşeyler hatırlasın diye ki sanırım bunu başarmıştım.

Birkaç dakika sonra kekeleyerek “S se sen o adamsın “dedi.

Başımla onu onaylamıştım. Daha sonra ise üzerinden doğrulup karşı tarafa kendimi attım.

“Şimdi,… kızımı benden neden sakladınız. Elinde imkan da varmış, seni aradığım gibi beni arayabilirdin” dediğimde şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu.

“Anlamadım ne demek beni arıyordun?” dediğinde gülümsedim.

“Yıllardır seni arıyorum içimdeki bu his sürekli seni bulmamı söylüyordu…. Haklıymışım da zaten hislerime güvenmekte “dedim.

“Aramadım çünkü gerek yoktu. Güneş benim kızım, benden sonraki başa geçecek kişi, babasını sormasaydı yine aramazdım” dediğinde sinirlenmeye başlamıştım.

“NE DEMEK GEREK YOKTU. ŞİMDİ DEĞİL DE 15 YIL SONRA SORSAYDI O ZAMAN MI ARYACAKTIN BENİ. AMA O ZAMAN SANA NE GEREK VARDI Kİ KENDİSİ BULURDU BENİ. KARŞIMA ÇIKINCA DA BEN SALAK GİBİ KALIRDIM ÖYLECE HATTA BELKİ DE EVLENİP ÇOCUĞUM OLURDU ONU DA GÖRÜP HİÇ HABERİM OLMAZDI DEĞİL Mİ?” diyerek masaya yumruk attım.

“BANA BAĞIRAMAZSIN EVET TAM DA ÖYLE OLURDU. KIZIMIN BABAYA İHTİYACI YOK” dedi.

“BUNU ONA SOR İSTERSEN “dediğimde duraksamıştı. Belli belirsiz gülüp devam ettim.

“ANLAŞILAN SORMUŞ SENDE CEVAP VEREMEMİŞSİN. UTANMADAN BİRDE ÖLDÜ DESEYDİN” dedim ama karşımda susan Işıl’ ın gözünden düşen yaş ile bende duraksadım. O sırada kapı aniden açıldı.

“Ne oluyor burada “diye odaya giren Işık direk ikizinin yanına gitti.

Biraz sakinleşip “Işık duyduğuma göre kızım beni sormasa hiç sormasa beni aramayacakmışsınız” dediğimde Işık Işıl’a baktı.

“ABİ….. Işıl ikinizde oturup bir sakin mi olsanız. Bu şekilde olmaz ama “ dedi.

“Işık, kızım nerede” diyen Işıl ‘a göz devirdim.

“Ares abi ile parkta sarışın ikizim” diyerek saçını öptü.

“Yemek yemesi lazım” dediğinde ben konuştum.

“Ares aç bırakmaz yiyenini merak etme” dedim.

“Bence Ares abiye ara Güneş’i hamburger yemeğe götürsün. Kısacası oyalasın bizde rahatça konuşup çözüm bulalım “diyen Işık ile birbirimize baktık sonra da zeki kuzenimi aramak için telefonu elime aldım.

Alo Ares biraz daha orada oyalanabilir misiniz ayrıca kızım aç olabilirmiş. Hamburger seviyormuş” dedim kızım ve hamburger kelimelerine baskı yaparak.

Tamam bizi düşünmeyin aranızdaki şu durumu çözün siz” dediğinde başımı salladım.

Tamam görüşürüz kuzen “dedim.

“Görüşürüz “ diyerek aramayı sonlandırdı.

Kendimi karşılarındaki koltuğa attım. Yıllardır aradığım kişinin gözlerine tekrardan bakmaya başladım.

….

IŞIL’DAN;

Sabah uyandığımdan beri içimde bir huzursuzluk vardı. Bunu kızımın babasına bağlamıştım ama yanıldığımı anlıyorum şuanda. Toplantı sırasında fark ettiğim Barın beyin bana sürekli bakmasıyla birşeyler olduğunu anlamıştım ama bunu Işık ile konuşmasına yoruyordum ta ki sinirle odama gelip kim olduğunu hatırlatana kadar. Evet bana yaklaşıp neredeyse öpecek duruma geldiğimizde onun kim olduğunu anladım. Bana söylediği her kelime de şaşırmıştım. Ben o sabah kaçarken ne kızımın hayata tutunduğunu nede kaçtığım, tek gecelik dediğim adamın beni yıllarca arayabileceğini düşündüm. Aklıma bile gelmezdi bu durum. Düşüncelerim onun telefon görüşmesiyle son buldu. Bir süre gözlerine baktım.

“Şimdi sakinleştiyseniz iki medeni insan gibi konuşup yol izleyelim “ dedi Işık.

“Okey” dedi Barın bey artık direk Barın mı desem acaba neyse sonra devam etti.

“Kızım benim soyadımı almalı benim olduğunu herkes bilmeli “dedi her kelimesinin altına vurgu yaparak.

“Yok yaa” dedim.

“Işıl deli etmeyin beni. Yıllarca sakladın, saklandın zaten. Şimdi kızım olduğunu öğreniyorum ve sen onu benden uzak mı tutmaya çalışıyorsun, anlamıyorum sizi” dedi.

Biraz düşündükten sonra mantıklı açıklaması ile “Haklısınız ama nasıl olacak “dedim.

“Avukata soralım o bize yol gösterir” dedi Işık bu aralar baya zeki olmuştu.

“Olur danışalım “ dedik ikimizde aynı anda.

Bizi onaylayarak odadan çıkan Işık bir süre sonra şirket avukatı ile geldi.

“Anlattığım gibi biz bir şey demeden kimsenin haberi olmayacak durumdan “ diyerek içeriye aldı avukatı sonrada bize bakarak “ben durumu anlattım “dedi.

“Öncelikle şaşkınım kusura bakamayın. İzleyeceğimiz yok ilk önce mahkemeye başvurmak, ikinci aşama da DNA testi yapılacak son aşamada mahkemede testin doğruluğu kanıtlanarak küçük veliaht babasının soyadını alıp onun nüfusuna geçebilecek “dedi.

“DNA ne alaka babası Barın bey “ dedim. Kendimi küçük düşürülmüş herkesin altına yatan biri gibi düşündüm resmen.

“Bakın anlıyorum ama mahkeme DNA testi sonucuna göre karar verir. Bu size hakaret amaçlı değildi özür dilerim “dediğinde Barın bey benim gözlerime bakarak konuştu.

“Benim kızım olduğunu zaten biliyorum. Ayrıca bana bey demeye devam mı edeceksin” dediğinde biran utandım.

O gece ilkimi vermiştim bu adama aslında gideri vardı yakışıklıydı da ama kalbim kapalıydı tek aşkım kızımdı. Avukata dönerek konuştum.

“Tamam dediğiniz yollardan ilerleyelim ayrıca kimsenin haberi olmayacak gizlice mahkemeye başvurun nasılsa ikimizin de vekaleti sizde var” dediğimde beni başıyla onayladı.

“Bir şey daha var Güneş hanımı çocuk pedagoguna götürüp durumu alıştırarak söylemelisiniz. Mahkemede baba kızının üzerinde hak talep ettiğinde kızınızı da dinlemek isteyebilirler” ediğinde gözlerim Barın’ a döndü.

“Kızım elbette belli zamanlar yanımda kalacak ve üzerindeki haklarımı kullanmak istiyorum “dediğinde içimde fırtınalar koptu. Bu adam kızımı benden alırsa ne yapacaktım.

…..

İYİ OKUMALAR….

 

 

 

 

 

Loading...
0%