Yeni Üyelik
17.
Bölüm

16. Bölüm

@2dreamreal

 

MEHMET’TEN

Karıma aşık olduğumu kabullendikten sonra eski hastalık belirtilerimden birkaçının ortaya çıktığını kabul ediyorum ama onlarda sanki iyileşecek gibi bir his var içimde çünkü tam paranoyaklaşmaya başladım anda kumralım arayıp beni kendime getiriyordu.

Sabah işe geldiğimde ilk işim odadaki kameraları açmak ve odadan çıkana kadar Edanur’ un her hareketini izlemek oluyordu. Odadan çıkınca ve haber alamayınca Yasemin’ i arıyordum. Dışarı çıkması durumunda ise Tunç'u çoktan tembihlemiştim. Gittiği yerlerden bana fotoğraf yollayacaktı yaptıklarını adım adım rapor verecekti. Tabi tüm bu yaptıklarımdan bizim çocukların haberi yoktu olsa beni direk psikoloğun karşısına oturturlar üstüne bir ton ilaç içirirlerdi. Belki de Edanur’ umu benden alırlardı yada en kötüsü ona herşeyi anlatırlardı. 'asla olmaz ' haykıran iç sesime karşılık ' doğru söylüyorsun asla bilmemeli' karşılık veriyordum.

Ben karıma kafayı takmışken bir yandan da Hanzade ne haltlar karıştırıyor diye araştırmaya başlamıştım çünkü daha gelir gelmez bana ilaç verip tuzağa düşürmeye çalışmıştı. Onun tehlikeli bir yapısı vardı bunu en iyi bilenlerden biri de benim, yoksa anlaşamazdık onca yıl boyunca katlanılmaz olurduk.

Düşüncelere dalmışken telefonumun sesiyle irkildim.

"Merhaba Mehmet bey istediğiniz evraklar hazır ama imza gerekli."

"Bana gönderin imzayı halledip size gönderirim. İkinci aşamaya geçebilirsiniz o zaman en kısa sürede halletmek istiyorum 2 katı çalışın hakkınızı fazlasıyla vereceğim."

"Peki efendim ama evrak işini halledip tapuyu alınca başlayabiliriz"

"Tamam bugün hallederiz o zaman tapu meselesini"

Karıma sürpriz yapıp aşkımı ilan edebilmem için herşeyin tamam olması gerekliydi. O evde ben, karım ve çocuklarım için mükemmel bir gelecek kurmalıyım. 'Ha bir değil birçok çocuğun olacak yani' 'Yine mi sen kaybol iç ses tabi tek çocukla kim yetinir ki' 'Tabi ki de sen zaten baştaki anlaşma öyleydi' 'Öyle filan değildi hem anlaşma yok artık itiraf edince o aptal anlaşmadan da kurtulacağım ' İç ses ile olan kavgam bitmek bilmezken kapı açıldı.

...

Evrakları alıp eve geldim Edanur ve Peri bahçede oturmuş sohbet ediyorlardı bölmek istemediğim için odada beklemeye karar verdim. 20 dakika kadar bekledikten sonra Edanur gelmişti. Ama beni görünce yüzündeki şaşkın ifade ile onu kendime çekip öpmek istedim. Bu en doğal hakkımdı ama biraz daha zamanı vardı çok kısa zaman.

"Sen neden buradasın işte olman gerekmiyor muydu" şaşkınlıkla bana bakarak sorduğu soruya gülümsedim.

"İmzalaman gereken evraklar var biraz acil akşamı bekleyemedim, ki akşam eve geç geleceğim haberin olsun beni bekleme" dedim bir çırpıda.

"Tabi nerde" eline kalem alıp imzaladı.

Zaferime bu kadar kolay ulaşmam ironi idi. Küçük hanım sorgulamadan attı imzayı, benim de işime gelmişti biraz.

...

İmzayı alıp direk mimarın yanına gittim. Günlerdir uğraştığım, uğruna karımı bile az gördüğüm düzenlemeleri bitirmeliydim ki ben de mutlu bir aileye sahip olmalıyım diye düşünürken gelen çalışan ile düşüncelerim bölündü.

"Tapu işleri tamam alın hemen şimdi başlayalım" dedim.

"Tabi ki efendim her aşamadan haberdar edeceğiz sizi" dedi karşımdaki genç bayan.

"Gerek yok genellikle yanınızda olacağım kendim ilgilenmek istiyorum her bir noktası ile" dedim.

Evimde kendi emeğim olsun ki Edanur daha çok beğensin istiyordum. Bu evi uzaktan görmüş ve çok beğenmişti. Onu mutlu etmeye çalışmak kalbime zarar gibiydi.

"Tamam sorun olmaz bizim de işimizi kolaylaştırırsınız" dedi.

Görüşmeyi bitirip karımın güzel yüzünü görmek ve kokusunu içime çekmek için arabayı yalıya sürdüm.

...

Bir haftadır eve pek uğrayamamıştım. Ya çok geç saatlerde yada sabaha karşı uğruyordum. Yorgunluktan masamda uyuklarken amcamın gelmesi ile toparlandım.

"Amca bir şey mi oldu."

"Oğlum karının geliri filan mı var yada kendi şirketinden mi harcama yapıyor acaba" dediğinde anlamaz gözler ile amcama baktım.

"Niye sordun ki amca bir sorun mu var?" dedim.

Elime uzattığı kağıtlar ile" Kendin bak" anlamadığımı belirten şekilde kafa salladığımda amcam tekrar konuştu.

"Sen karına kart vermedin mi harcaması için" dedi sert bir tonda.

"Verdim amca ama kullanmak istemediğini söylemişti" dedim.

"Sen mi söyledin kullanma diye oğlum haksızlık olur karına hepsi hiç düşünmeden para harcarken onun harcamaması olmaz git konuş karınla" dedi ama bilmiyor ki karımın inadını .

"Bekli yazılım şirketinden harcıyordur. Önemli olan eksiğinin olmaması amca bende kullanmıyorum ki sende biliyorsun" diye kendimi haklı çıkardım.

"Olsun söyle az da olsa kullansın olmaz ki böyle..... Resmen kendin gibi birini bulmuşsun yani tebrikler" dedi ve gülerek çıktı odadan.

Amcamın çıkmasından sonra diğer hesapları da kontrol ettirdim. Haklı idi tamam kendi kazandığını kullanan birisiydi ama gidip geldiği, oturup kalktığı yerler ucuz değildi bu para nerden geliyordu. İçime düşen şüphe ile araya birilerini sokarak adına kayıtlı diğer hesapları kontrol ettirdim. Biliyorum belki yanlıştı bu ama bilmek istedim.

...

Eve ulaştığımda Yasemin elime bir kutu tutuşturdu. Odada Edanur olmadığı için açıp bakmam ile kutunun nedenini anlamış bulundum. Telefonun arama kısmına girip Hanzade'yi aradım.

"Amacın ne? Neden yapıyorsun bunu? Uzak dur benden Allah'ın belası" dedim sinirden kasılan bedenimi hiçe sayarak.

"Sakin ol bebeğim beni hatırla, unutma istiyorum hepsi bu fena mı o kutuda sadece sen ben ve aşkımız var" yüzsüzlüğüne o görmese de göz devirmekten kendimi alamamıştım.

"Biz diye bir şey yok yakacağım bunları sana göndermeye bile lüzum yok"

"AAA karın nasıl onunla ilgilenmiyor gibisin zavallıcığın yüzü asılmıştı. Bende biraz üstüne gidince tam oldu " dediğinde kendime hakim olamayarak bağırdım.

"NE DEDİN SEN. EDANUR NE ALAKA MANYAK PSİKOPAT DERDİN BENİMLE UZAK DUR KARIMDAN LANET OLASICA" dedim.

Şok olmuştum kahkaha seslerine katlanamadığım için yüzüne kapattım. Kutuya bakarken Edanur’ un içeriye girmesiyle panik olup kutuyu sakladım. Bana bir şey söylememişti ama Hanzade'yi biliyordu. Sinirlenmiş olmamım verdiği his ile ona bağırmış, aklımın ucundan geçmeyen kelimeler sarf etmiştim ve Edanur çoktan odayı terk etmişti ama şuan kendimi bok gibi hissetmem normal miydi acab.

...

Pişman olmuş halde odada oturuyorken hava iyice kararmıştı. Tam aramak için hareketlenirken kumralımı görmem ile yatağa oturdum. Bir süre sonra banyoya gidince telefonun şarj bitiyor bildirimi ile şarj aleti aradım ama yoktu. Edanur’a seslenerek;

"Şarj aletin nerede benimki yine kayıp oldu" dedim.

"Çantamda alabilirsin" dedikten sonra çantasını açtım. Bulmaya çalışırken elimden düşen çanta ile herşey yere dökülmüştü. Tam yerdekileri toplamaya başlamıştım ki elime geçen kağıtlar ve ultrason görüntüsü ile bugün ikinci şokumu yaşamış oldum.

...

Ne kadar süredir bu haldeyim bilmeden sadece ufacık görüntüye bakıyordum. Ağzımı açıp konuşmak istiyordum ama ne diyeceğimi bilemiyordum. Kısık ve titrek bir ses ile "B bu ne?" diyebilmiştim. Kumralın gözlerindeki korku ve endişe neydi, benim yüzümden miydi? Derin bir nefes alarak "bebeğimiz, Mehmet özür dilerim sana söyleyemedim" gözünden yaşlar sürülmüştü. Ellerim ile yanaklarından akan yaşları silerken bir yandan da konuşmaya başlamıştım sormam gerekti neden söylemediğini öğrenmem gerekti.

"Bana neden söylemedin hiç mi güven vermiyorum sana ?" kırılgan ses tonumu duyunca ağlaması daha da hızlandı ama devam ettim.

"Ne zaman öğrendin ki" cevaplamasını beklerken Edanur'un gözlerinin içine baktığımda gözlerim bebeğime odaklandı. Elimi göbeğine doğru götürürken "merhaba ben senin babanım" dedim ve devam ettim" annecik bana güvenmiyor ama sen bana güven herşey çok ama çok güzel olacak" gözlerimi kahveler çevirdim.

"Hastaneye gittiğim gün öğrendim sana söylemeye geldim ama .... Ama işte olan oldu evde söyleyeceğimde ise Tarık ile konuşmanızı duydum ve istemediğini düşündüm aldırtırsın diye korkumdan da sustum."

Söylediği sözler kalbime mızrak gibi saplanırken söylemeye geldiği gün yaşananları hatırladım. Belki de günler öncesinde bambaşka bir şeklide öğreneceğim bebeğimi annesinin gözündeki korku eşliğinde öğrenmiştim. Bu benim hatamdı. Yaptıklarımın bedeli diye düşünmeden edememiştim. En önemlisi ise Tarık ile konuşmalarımızı yanlış anlaması çok komikti. Aklıma geleni dilime dökerekten "Bir daha birilerini dinlerken sonuna kadar dinle küçük hanım bebeğimi niye istemeyeyim ki" demiştim.

Yüzündeki mutluluğu görmemin ardından dudaklarımda hissettiğim ıslaklık ile ona karşılık verdim.

Yavaşça yatağa uzatıp " bebeğe zarar vermeyiz değil mi?" dedim.

"Hayır o güvende " dedikten sonra aklı başına gelmiş gibi "ö özür dilerim ben biran boş bulundum" demeye başladığında dudaklarına kapandım onun bedenine sahip olma duygum İKİ katına çıkmıştı.

...

Yatakta çırılçıplak uzanmış elim hala karnında iken bebeğimi hissetmeye çalışıyordum.

"Hissedebiliyor musun? Ben ne zaman hissedeceğim? Bu arada sen iyi misin? Bebek nasıl?"

"Bi sakin mi olsak acaba. Sırayla cevaplayacağım şimdi tamam mı?" dedi.

Arkasından sardığım kollarım ile "TAMAM" dedim ve dinlemeye başladım.

"Evet akşam çığlık atmıştım hatırlıyor musun bilmiyorum o zaman ilk hissedişimdi. Sen ne zaman hissedersin doktora sormalıyız çünkü bilmiyorum. Bildiğim kadarı ile biraz daha büyümeli şuan sadece kalbi var ama sesini duyabilirsin. Ben çok iyiyim ve bebek de iyi... Başka soru var mı?"

"Yok" dedim ve daha sıkı sarıldım.

"Ailelere bir süre söylemesek olur mu?" dediğinde şaşırmıştım.

Sebep nedir diye kafamı kaldırdığımda "daha çok küçük ve erken" dedi kahvelerindeki parlaklık ile.

"Tamam sen nasıl istersen ama fazla uzatmayacağız okey. Şimdi uyuyalım mı?" dedim.

"Olur iyi geceler" demesi ile birlikte üzerini örttüm ve tekrar sarıldım.

"Size de." benim canparelerim dedim.

...

NOT: BÖLÜMÜ BEĞENDİYSENİZ EĞER YORUM VE OYLARINIZA KULLANIRSANIZ SEVİNİRİM.

İYİ OKUMALAR....

 

 

Loading...
0%