Yeni Üyelik
27.
Bölüm

26. Bölüm

@2dreamreal

MEHMET'TEN;

Huzur dolu bir sabaha uyandığımda kalbim yerinde çıkacaktı. Karım yanımda idi. Herkes için hazırladığı kahvaltıyı yedik. Ellerindeki lezzeti her an tatmak için aklımın bir köşesine not ettim. İşlerini toparlayıp İstanbul'a dönmek için izin istemiştim. Neyse ki korkum boşa idi hepsi kumrala bakıp iyi olup olmadığını sormuştu ki o da gitmek istediğini belirtmişti. Şimdi ise uzaktan güzeller güzeli karımın çalışmasını izliyordum. Tek sorun yanındaki dallamaydı. 'Neden bu kadar yakın ki' 'Bilmiyorum ama az daha yaklaşırsa yer yumruğu' iç sesimle konuşurken ellerim çoktan yumruk olmuştu ki bacanak geldi.

"Çok fazla kıskançlık Sevda ailesi için iyi değildir. Onlar kıskanır ama sen çok kıskanır ve belli edersen zararlı çıkarsın." Ellerini yukarıdan aşağıya doğru kendini sürerek indirdi ve devam etti "Tecrübe ile sabit 15 yıllık evlilikle " diye söyleyip gülmüştü.

"Ne yani kıskandığımızı belli edemez miyiz ?"

"Et ama fazla etme kapı dışarı edilirsin maazallah. Hele ki haksız yere kesinlikle kıskanmamalısın. İnan senin için söylüyorum ki Edanur, Tevekkül' den daha beterdir."

Ağzım açık dinlerken Edanur uzaktan bana gülümsemişti ki yanındaki adam ona omzundan dürttü. Sinirle yanlarına gittim.

"İşlerini toparladıysan gitsek mi artık saat yaklaştı karıcım" karıcım kelimesini üstüne bastırarak adamın gözlerinin içine bakarak söyledim. Kumral nedenini anlamış olacak ki adama dönüp "Usta yengeye selam söyle, buralar başta aileme sonra da sizlere emanet" dediğinde az önce konuşulanların nedeni ortaya dökülmüş gibi hissettim. Edanur yanıma gelince alttan alta güldü.

"Sevgilim o ustamız üstelik evli ve çocuğu var. Fazla kıskançlık iyi değildir lakin hoşuma gitmedi değil." Yanağıma ufak öpücük bırakıp önden eve girdi. Üstümdeki şoku atıp bende arkasından girdim. Valizler hazırlanmıştı bile.

...

Uçağımıza binmeden önce Edanur 'dan izin alıp tuvalete geldim. İstanbul da eve gitmeden güzel vakit geçirebilmek adına yaptığım planlar doğrultusunda asistanıma talimatlar verip karımın yanına döndüm. Uçaktan inip otele doğru yol aldığımızda kumralım, canım aşkım nereye diye sormuştu ki ona gülümsedim. Bilmiyordu ki aklımda ikinci balayımızı yapmak istediğimi, günlerdir aç olduğum bedene sahip olmak istediğimi;

"Nereye gidiyoruz. Evin sapağını geçtin."

"Eve gitmiyoruz birkaç gün yalnız olacağımız bir yere gideceğiz sevgilim."

"Yalnız mı ?"

"Evet hem sözün yok mu bana sizde uslu durursam..."

"Tamam sus. Sen nasıl istersen" diye onayladı ve otele kadar sessizlik hakimdi.

Odaya geçtiğimizde Edanur etrafı süzdükten sonra bana dönüp burada ne yapacağız diye sorduğunda çocuk istediğimi söyledim. Tepkisi o kadar mükemmeldi ki içimdeki haz yükselmeye başlamıştı bile direk banyoya gidip kısa bir duş alıp içeri döndüm .Karımı da duş alması için banyoya gönderdim.

....

Güzellik banyodan çıktığında beni fark etmemişti. Saçlarını kurutup beni fark ettiğinde ona doğru yürüdüm. Kısık haz karışımı bir ses ile titreyerek konuşmaya başlamıştık.

"Ne yapıyorsun"

"Hiç karımı öpüyorum ve bana verdiği sözü hatırlatıyorum."

"Nasıl yani" dediğinde yüzü domates kadar kıpkırmızı olmuştu ki " daha gece değil ayrıca şuan ışıklar açık." Diye belirtmesi benim içimi yakmıştı.

...

Uzun süredir kendimi bu kadar iyi hissetmemiştim. Artık korkusuzca karıma sarılabilir, öpebilir, kokusunu doyasıya içime çekebiliyordum. Bunları düşünürken güzelliğe doğru dönüp;

"Seni seviyorum" demiştim.

"Bende seni seviyorum ama bu bir iltifat mı?" diye sorduğunda ikimizin de aynı anda "EVET" diye haykırması gülümsetmişti.

Kumralıma hazırladığım hediyeyi uzatmıştım ama içim biraz buruktu çünkü bu hediyeyi 3 ay önce hazırlatmıştım bebeğim doğduğunda doğum hediyesi verecektim. Ama açıklamasını yaptığımda bir nebze de olsa zevkle vermiştim. Gözlerindeki mutluluk ile sarılarak uykunun kollarına kendimizi bırakmıştık.

...

Uyandığımda canım karım melekler gibi uyuyordu. Ellerim saçlarını okşarken dün gece olanlar aklımdan çıkmıyordu. İlk kadınım değildi belki ama sonum olacaktı. Saçlarına öpücük kondurup yataktan kalktım. Banyoya girip duş aldıktan sonra kabinden çıkıp kumralıma baktım hala uyuyordu. Banyoda rutin işlerimi halledip üzerimi giyinmek için içeri girdiğimde korku dolu gözlerle etrafa bakan kumralı görmeyi beklemiyordum. Bana tebessüm ederek ikinci kez eşim demişti. Bu kelime hoşuma gitmeye başlamıştı. Acıktığımız için hazırlanıp odadan çıkarken Edanur telefonu unuttuğunu söyleyip geri içeri girdi bende o gelene kadar asansörü çağırmalıyım diye tuşa bastım. Asansör kapısının açılıp içerisinden çıkan Hanzade'yi görmeyi hiç aklımdan geçirmemiştim.

"Selam bakıyorum da bir başınasın" bana bir adım daha atıp " istersen ateşini söndürürüm, bilirim sen başka tene dokunmadan duramazsın" söylediği sözler ile ne demem gerektiğini şaşırdım aklıma gelen ilk şey ise;

"Saçmalama karım var benim ayrıca sen nasıl çıktın içeriden" diyerek üstüne yürüyorum ki iğrenç tavırlarını gördüğümde duraksadım.

"AAAA HHHIIIIIIIM sanırım psikoloji raporlarım işe yaradı" attığı kahkaha midemi bulandırırken bana daha da yaklaşmaya çalıştığında bir adım geri kaçtım.

"Karın yerine ateşini alayım hangi oda senin."

"Arsız ve yüzs" kelimemi tamamlamadan Edanur sesini duydum. Karşımdaki yüzsüze bakınca zafer kazanmış gibi oldum çünkü karım beni savundu benim ağzıma yakışmaya uygun olamayan kelimeleri bir güzel sarf edip ağzının payını vermişti. Nispet yapar gibi asansöre binip kahvaltıya inmek için asansöre resmen sürüklemişti.

...

Kahvaltı masasında karşımda oturan kişiye hayranlıkla bakıyordum. Az önce ne olmuştu öyle ondaki intikamı gördüm ve korktum. Ama aldığım söz ile içim rahatlamıştı. Bunu kumralı korumak için istiyordum intikam alırken ona zarar gelsin asla istemezdim. Artık gözümden bile sakınır hale gelmiştim.

....

Gelen telefon ardından hızla şirkete geldim son raporları topladım ve toplantıya girmiştik. Toplantının ortasında duyulan sesler ile kafamı uzatıp gördüğüm görüntü ile aklımı kaybediyordum neredeyse. Hızla merdivenlere doğru ilerlerken bizimkilerin "sakin ol" dediklerini duymuştum ama tepki vermedim. Merdivenlerden inene kadar karımı sürükler halde gördüğümde uçarak tekme geçirdim güvenliğin birine diğerine de yumruk atıp yere kapaklanmalarını sağladım. Bir onu bir diğerini döverken aklıma gelen kumralım ile yayına koştum.

"İyi misin?" diye sorduğumda boynuma sarılıp "değilim ayağım acıyor" dediğinde kan beynime sıçramıştı ama sakin kalıp onu yukarıya taşımam gerektiğini hatırladım ve hemen kucakladım.

Giderken ise " İLK YARDIM ÇANTASINI VE BUZ TAPONUNU GETİRİN" dedim bağırarak daha sonra merdivenlere yöneldim. Uzun koltuğa canımı bırakırken bizimkiler içeri girmişti. Edanur ağlayarak başına geleni anlatıyordu. Sinirle masama geçip olayla ilgisi olan herkesi çağırmıştım.

...

Sorumlular geldiğinde herkesin gözü karımda idi.

"KARIMA DEĞİL BANA BAKIN" diye kükredim.

Sedat adisi hariç hepsi korkmuştu. Bu adam kendini ne sanıyordu ne hakla böyle tavırlar sergiliyordu anlam veremiyordum. Bir anlık Volkan ve Tolga 'ya döndüm onlarda aynı benim gibi düşünüyordu sanırım ki yüz ifadeleri tuhaftı. Diğerleri kendini savundu yine herşeyin çıban başı Sedat beydi.

"Evet Sedat bey şimdi konuşun" dediğimde keşke demeseydi söylediği her kelime sinirimi daha da çıkartmıştı. Diğerleri gibi derken ne demek istemişti ona da anlam veremedim açıkçası bu konu ile daha sonra ilgilenmek için aklıma not ettim. Ama daha fazla dayanamayarak Sedat beyin yüzüne de bir yumruk geçirdim.

"Eşyalarını topla muhasebeye in çıkışını al tazminatın da hesabına yatacak"

Söylediklerim ile yüzündeki ifade tamda görmek istediğimdi. Tek tek üstüne basarak söylemiştim sırf anlasın diye.

...

Geldiğimiz restoranda uzun süredir peşinde olduğumuz bir şirket vardı yüzdelik bir pay ayrıca yazılım işlemlerini yapmak için defalarca teklif gönderdik ama kabul edilmemişti. Yüzü gülerek gelen Volkan konuştu.

"Toplanın Ankara'ya gidiyoruz. Sonunda başardık sanırım" demişti.

"Neyi başardık dostum."

"Şu şirketi son kez aramak istedim yetkili kişi kabul etti."

" Burcu hanım mı? Hayatta inanmam"

"Burcu kim ben bir bay ile görüştüm ve o da kabul etti" dedi.

...

Uçaktan inip Ankara'ya gelmiştik. Edanur işinin olduğunu söyledi ve bizden ayrıldı aklım onda kalsa da işim öncelikliydi. Tunç 'a onu takip etmesi için mesaj atmıştım. Ne işi vardı merak ediyordum. Güvenlik protokolü için anlaşma yaptığımız şirketin bilgilerine erişim sağlamak için yetki izinlerini alıp asıl gelme amacımız olan toplantıya gitmek için hep birlikte ayaklandık.

....

Restorana girince kumralı görmeyi hiç beklemiyordum. Yanımıza gelen bir adam

"Bunu yanınıza bırakmayacağım emin olun" diye tıslayıp ilerlemişti. Edanur ise sadece gülmekle yetinmişti. Hep birlikte oturmuş sohbet ederken Burcu hanım masaya doğru geldi. İlk önce gözü Edanur'u buldu sonradan anladım ki iş yapmak istediğimiz şirket karımın aile şirketiydi. Kumralı ilk defa bu kadar net ve otoriter görmüştüm. İçimden keşke benim içinde böyle çalışsa diye geçirmeden edememiştim. Tuhaftır ki elindeki zarfı açıp baktığında yüzü kireç gibi oldu bana doğru uzattığında gördüğüm kağıt parçası ile neye uğradığımı şaştım eminim ki benim de yüzüm ondan kalır yanı yoktu. Bizimkiler anlamış olacak ki ne olduğuna baktılar onlarda şok olmuştu.

...

Uçak havalandığından beri Edanur'un söylediğini düşünüyordum.' Güvendiğim iş yaptığım ve asla yanlış bilgi sunulmayan bir kaynak' demişti. Buna fazla takılmak istemedim. Moral bozukluğu ile yalıya gitmek istememiştim. Güzellik bunu anlamış olacak ki;

"Biraz sahilde yürüyelim mi?" demişti.

"Olur sevgilim kafam dağılır hem yarını düşünürüm" dedim saklamadan aklımdakileri dile getirmiştim. Sahildeki sessizlik ile ellerim kumralım ellerinde yürüyordum. Sadece ben mi, yoksa biz mi çok aptaldık da şirkette dönenleri anlamamıştık ya da çok mu güven vardı ama yok ben kimseye güvenmezdim ki sadece yanımdakine güveniyordum. Bu güven gün geçtikte artmaya başlamıştı üstelik anlamlandıramadığım hastalığım da yok oluyordu.

...

Odaya geldiğimizde Yasemin ve Edanur sarılması beni kızdırmıştı. 21. Yüzyıldayız ve herşey mümkün olabilir kıskanç mıyım evet kıskancım hem de oldukça nerden bileyim karıma aşık olmadığını bu aşırı sevinç iyi değildi. Uyumak için girdiğim yatakta dönmekten bir hal olmuştum. Karımı tam görecek şekilde döndüm. Onu izlemeye başladım ki yine aklımda düşünceler oluştu. Birkaç gün önce tamamen benim olmuştu anlaşmalı evliliğimiz gerçek bir evlilik olmuştu. O barda onu gördüğüm anda başladı belki duygularım ama anlamamıştım. Dostlarım olmasa anlamsız kıskançlıklarım, endişelerim yine anlamazdım kumralımı sevdiğimi. Daha fazla bunları düşünmek iyi değil diye yataktan kalktım ve geçmiş yılların dosyalarını incelemeye başladım. Edanur verdiği kağıtta da yazdığı gibi son 5 yıldır muhasebede oldukça yüksek miktarda bir açıklık vardı. Ben neden mi bunları yapıyorum. Çünkü yarın için kanıt bulmam gerekli ama Edanur siz konuşun itiraf ettirin ha olmadı ben müdahale ederim demişti. Bu dediği ne anlama geliyor anlam veremesem de Edanur'un bildiği vardır dedim.

...

Şirkete geldiğimizde Volkan direk sektere doğru ilerledi ve bütün yetkili kişiler büyük toplantı salonuna dedi. Hep birlikte Volkan'ın odasına geçtik benim gibi onlarda araştırmış.

"Dostum ne kadar kör olmuşuz biz hadi sen ben anlamdık Tolga da anlamadı diyelim karılarımız nasıl anlamadı" diyerek eşlerimizi göstermişti.

"Ne bileyim abi sabaha kadar uyumadım geçmiş dosyaları inceledim girdiğimiz ihaleleri filan herşey doğru yani" Tolga 'nın bu sözlerine eşi de katıldı.

"Kusura bakmayın ama burası şirket küçük ya da büyük bu tür şeyler olabilir yada yeltenenler de olur ama siz dikkatli olmalıydınız." Kumralın söylediğine ilk kez hak verdim.

İçeriye giren sekreter herkesin hazır olduğunu söyleyince topluca gittik. Sadece Edanur telefonla konuşup geliyorum demişti.

Toplantı ilk başta normal seyrinde devam etmişti. Tüm konuşmalar yapıldıktan sonra devreye girerek;

"Evet şimdi de günün ikinci ve en önemli toplantısını yapmaya geldi." Dediğimde herkes afallamıştı. Bunu herkesin önünde yapmalıydık ki bir daha kimse cesaret edemesin.

"Nadide hanım ve Görkem bey " dediğim de ikisinin de gözlerindeki korku ortadaydı.

"Bize anlatmak ya da itiraf etmek istediğiniz bir durum var mı?" Ceren daha fazla dayanamayarak sormuştu.

"Hayır efendim bir kusurumuz mu oldu" dediğinde kan beynime sıçramıştı.

"Biz tüm ortaklar olarak toplanıp son 5 yıldaki verileri araştırdık ve ne görelim " şaşkınca bir ifade takılan Melek ki bu onun için sorun değil her zaman ki haliydi bu devam etti "muhasebede para açığı varmış Nadide hanım bize bunu açıklar mısınız ?"

Konuşmaya Volkan devam ederken " bir de girdiğimiz tüm ihalelerde çok az bir fark ile kaybediyoruz diye onları da inceledik ve de araştırdık hem hukuki hem de kurumsal olarak " diye belirtti.

Gördüğüm manzara karşısında sus pus olan ikili bir süre ne diyeceklerini bilemediler. Tüm zaman boyunca uzaktan bizi izleyen Edanur'um söze girdi.

" Bakın sizi tanımıyorum ama bir şeylerden emin olunmasak sizlere direk olarak bu tür ithamlarda bulunmayız."

...

Yaklaşık olarak 2 saattir biz yapmadık masumuz cümlelerini duyuyoruz diğerleri de bizi izliyordu. Daha fazla dayanamayarak üzerlerine doğru yürürken Edanur durdurunca, onun müdahale dediğini yapacağını anladım ve bizimkilere işaret ettim. Kumral kendinden emin bir şekilde öne çıktı lakin yüz ifadesi bir tuhaf gelmişti.

"Eğer gerçeği itiraf edip çaldığın paraları ve sende kime ya da kimlere bilgi sızdırdığını söylersen sicilinize işlenmesine izin verilmeyecek ayrıca tazminat hakkınız da ortadan kalkmayacak ama yok hala inkar etmeye devam ederseniz sizleri polise teslim etmekten geri kalmayacağız."

Biraz tehdit biraz uyarı mahiyetindeydi ama ben bile korkmuştum. Ayrıca masadaki diğer yöneticilerinde korktuğu aşikardı. Biraz bekleyip cevap alamayınca elindeki telefon ile birilerini aradı ve "içeri gelin" diye komut verdi. Bir süre sonra içeriye gelenler ile ufak çaplı korkuları daha da artmış vaziyete geldi Nadide ve Görkem'in hatta yüzleri kireç gibi oldu.

...

İtiraf etmedikleri için Edanur ve bizim elimizdeki kanıtlar ve şahitler ile onları polislere teslim etmiştik. Odadaki herkes özellikle de biz 5 kişi minnet eder gibi karıma baktık.

...

Son olaylardan sonra Edanur burada çalışmaya başladı. Çok yorulduğunu bilsem de ona çalışmak iyi geliyordu sanırım yüzünde güller açıyordu. Tabi benimde güller açıyor "aşığım aşık" diye diye ortalarda geziyorum.

Odaya bizimkilerin girmesi ve kapıyı kapatması ayrıca ciddi yüz ifadelerinden anladığım kadarı ile benimle konuşacaklardı.

"Söyleyin bakalım derdiniz nedir beyler "dedim.

"Dostum hastalığını karına söyle bu gidişle iyice bağlanacaksın bu ikinizi de zora sokacak."

"Şuan olmaz biraz daha zaman var ."

Konuşma bu yönde ilerler iken daha fazla çekemeyeceğimi anlayınca işlerim var diye onları kovaladım. Biraz sonra ise karım gelmişti. Ona şaka yapmaktan zarar gelmez diye düşünerek görmemiş gibi yaptım. Bana bozulduğu kesindi ama ona sarılınca kızmadığını anladım ama düşünceler içindeydi. Bana kıskanmam ile ilgili ithamlarda bulunduktan sonra şirketten ayrılmıştı.

...

 

Biraz uzunca bir bölüm oldu Mehmet ağzından yazınca sanırım biraz dejavu olmuş gibi oldu. Umarım beğenerek okursunuz.

Ayrıca benden desteğini hiç esirgemeyen kişilere de teşekkür ederim.

NOT: BÖLÜMÜ BEĞENDİYSENİZ EĞER YORUM VE OYLARINIZA KULLANIRSANIZ SEVİNİRİM.

İYİ OKUMALAR...

 

Loading...
0%