EDANUR'DAN;

Gözlerimi açtığımda ilk iş saate baktım ama hala 6:30 gösteriyordu. Bende gözüm gönlüm açılsın diye kahvemi izledim. Bütün yüzünü ezbere bildiğimi yeni fark etmiş oldum. Bu yüzümde gülümseme oluşmasına sebep olmuştu. Bugün oldukça enerjik hissediyordum nedense.

Ellerimi karnıma koyarak "Sevgilim inşallah bebeğimiz vardır ve ben senden bir parça olacağı için dünyanın en mutlu insanı olacağım . İyi ki benim kocamsın, iyi ki beni bırakmadın."

Fısıltı ile söylediğim sözlerden sonra banyoya gittim. Hazır olduğum anda tekrar saate baktım. Yüzüm düşmüştü çünkü daha saat 8' e bile gelmemişti. Koşarak yatağa attım kendimi sırf Mehmet uyansın diye kiii bunu başarmıştım.

"Günaydın güzelim saat kaç" dediğinde gülümseyerek "daha 8 bile olmadı" dedim.

"Yuh Edanur bu saatte kalkmış üstelik hazırlanmışsın hayırdır."

"Hayır sevgilim hayır hani hastaneye gideceğiz yaaa .... İşte kimse uyanmadan çıkalım fark etmesinler istedim."

"Daha çok erken sevgilim" diyerek beni yatağın içine çekti ve kollarının arasına hapsetti.

"Ama akşama sürpriz olurdu." Diyerek dudak büzdüm.

"Olur merak etme. Onlara nereye gittiğimizi söylemeyeceğiz sonuçta. Dışarıda kahvaltı yaptık deriz olur biter." Dedi ve bu son konuşması olmuştu tabi yatakta onun kollarında yatarak zaman beklemesi de bana kalmıştı.

Bir saat sonra Mehmet de kalkıp hazırlanmıştı. Birlikte aşağı indiğimizde kahvaltıyı dışarıda yapacağız diyerek kimsenin soru sormasına kalmadan evden ayrıldık. Hastaneye geldiğimizde ikimizde de heyecan vardı. Ben kayıt alanında oturur iken Mehmet de kayıt işlemlerini tamamlayıp yanıma geldi.

"Doktor bizi bekliyor. Hadi gidelim aşkım."

"Olur " derince bir iç çekerek "ben çok heyecanlıyım" diyebildi. Mehmet' de kafasını salladı.

“Umarım vardır ve kız olur” dediğinde göz devirdim.

“Bu kız aşkın nereden geliyor acaba, millet erkek diye yırtınır bizimkisi kız diye tutturuyor “diye sitem ettiğimde kocacım da gülüyordu.

“Kız istiyorum çünkü büyüdüğünde diğer kardeşlerine hem anne hem de ablalık yapsın. Benim gibi zorlanmasın istiyorum erkek çocuğumun “dediğinde sen iflah olmazsın bakışı atıp geldiğimiz odanın kapısını çaldım.

...

İçeri girdiğimizde güleç yüzlü 40'lı yaşlarında sarışın bir doktor bizi karşıladı.

"Hoş geldiniz ben doktor Azra"

"Hoş bulduk " dedik ikimiz aynı anda sonra birbirimize bakıp gülüştük.

"Şikayetiniz nedir?"

"Birkaç gündür başım dönüyor ve midem bulanıyor. Biz hamilelikten şüpheleniyoruz ama" dedim.

"Pekala öncelikle ultrason ile bakalım sonrasında da ise tahlil isteriz" dedi.

Hep birlikte kalktık ve odaya girdik. Soğuk jel kasıklarıma doğru sürdü aletin başlığını gezdirdiğinde ufak bir leke gördük. Bize dönüp gülümsedi.

"İşte burada ufaklık…. Kendisi henüz çok küçük bu yüzden göremezsiniz ama kalp atışını duymak ister misiniz?"

Birbirimize bakıp tebessüm ettik ve kafamız ile onayladık. Sesi duyduğumda varlığını hissettim. Burada idi içimde kalbi vardı. Farkında bile olmadan gözyaşlarım akmıştı. Islanan yanaklarımı elimin tersi ile silmeye kaldırmıştım ama Mehmet bende önce davranmıştı önce öptü sonra da ıslaklıklarımı kuruttu.

"İçeri geçelim verdiğim kağıtlar ile tahlilleri yapın tekrar konuşalım"

Doktorun istediği tahlilleri yapıp, 1 saat sonra kendimizi yine doktorun odasında bulmuştuk. Doktorumuz gülümseyerek herşeyin yolunda olduğunu bebeğimizin sağlıklı olduğunu söylediğinde ikimizde mutlu olmuştuk. Mehmet elimi hiç bırakmadan arabaya bindirdi. Etraftaki insanlara o benim karım bakmayın bakışı atıyordu. Anlam veremesem de tebessüm ediyordum.

"Mehmet niye insanlara tip tip bakıyorsun."

"Kimse sana bakamaz ayrıca karım olduğunu her kes bilsin."

"Alla alla şuna bak yaa sen manyak mısın küçük bey kimse bana bakmıyordu ki."

"Kimse mi emin misin? Arkandaki 2 serseri, bekleme salonundaki bizim yaşlarda kumral bir adam ayrıca şu kapının ağzındaki bakıyordu."

Ağzım beş karış Mehmet'i dinlemiştim. Ona karşı döndüm bir mimik bulmak için yoktu.

"Yuuuuhhhh Mehmet istersen kağıt kalem vereyim de isimlerini adreslerini al sonra da ifadesini kesersin."

"Mantıklı dur şurada vardı."

Eğildiğinde kolundan tuttum saçmalama der gir baktım. Anlamış olacak ki arabayı çalıştırdı ama bir yandan da panik gibi olmuştu ve en önemlisi de durgunlaşmıştı . Bugün Cuma olduğu için yalıdaki yemeğe katılacaktık mecburen. Sessizlik içinde yalıya gelince elimden tuttu ve içeriye girdik. Geç kalmış olacağız ki herkes masada bizi bekliyordu. Erken gittiğimiz hastaneden tahlildir, evraktır, muayenedir ancak çıkabilmiştik. Vakit kaybetmeden ve daha fazla bekletmek istemediğimizden alt katta ellerimizi yıkayıp bizde masaya geçtik. Mehmet önce bana baktı sonra da ailesine döndü.

"Millet size müjdem var."

Masadakiler bize doğru döndüğünde Mehmet sevinçle gülümsedi elimi tuttu sonra ayağa kalktı.

"BİZİM BEBEĞİMİZ OLACAK" o kadar yüksek bağırdı ki çalışanlar bile duymuştu.

"Hayırlı olsun oğlum Allah analı babalı büyütsün."

"Amin dedem amin"

Dededen sonra herkesin tebrik ve iyi dileklerini kabul etmiştk.Bende bizimkilere haber vermek için aradım ama kardeşim panik halinde idi.

"Abla bende seni arayacaktım."

"Ne oldu güzelim sorun mu var?"

Kardeşimi dinlerken bir taraftan da açık olan televizyondaki habere gözüm takıldı. Bu bizim kamyon mu acaba diye düşünürken kardeşim kötü haberi verdi.

"Abla bizimkiler İstanbul da kaza geçirmiş mallar filan ziyan galiba hemen git bende geleceğim."

"Gerek yok ben bakıp haber ederim sana, siz oradaki işleri halledin."

Panik ile içeriye girdim ve Mehmet' e baktım.

"Mehmet benim acil işim çıktı gitmem gerekli" dedim.

Bir şey söylemesine fırsat vereden evden çıktım. Tunç' tan arabanın anahtarlarını aldım ve bana atılan konuma doğru yola çıktım. Şoförlerden birini aradım ama diğeri açtı.

"Edanur hanım özür dilerim birden önüme çıktı. Kurtarmaya çalıştım ama olmadı" dedi.

"Sorun yok siz nasılsınız hem Sedat abinin telefonunu niye sen açıyorsun Akif abi " dedim.

"Ben iyiyim onun ise iç kanaması varmış yoğum bakımda " dedi.

"Tamam seninle konuşmaya gelirler ise kimse ile konuşma avukat gelecek yanınıza tamam mı" dedim.

"Tamam siz nasıl isterseniz " dedi ve kapattı.

Olay yerine geldiğimde gördüğüm manzara daha da kötüydü. Çalıştığım güvenlik şirketi ve bizim adamlar çoktan gelmiş bilgileri alıp gerekli bilgileri polis ile paylaşmıştı. Burada yapacak fazla bir şey kalmamıştı. Necip abi bana doğru geldi.

"Efendim buradaki işimiz bitti karakola geçelim."

"Tamam önce kendi gözlerim ile görmek istiyorum."

Arkamda bıraktıklarım ile önce tırın ön kısmına sonra da arka kısmına geçtim. Tüm çalışanların emekleri yerle bir olmuştu. Görüntülerde bizim çalışanların bir suçu yoktu. Üstelik birsi hala yoğum bakımdaydı sinirle çıktım. Tam gideceğim sırada telefonum çaldı.

"Sevgilim ne işin vardı öyle acil çıktın."

"Çok kötü çok.... Bizim tır devrilmiş işlerim geç biter sen uyu sevgilim bende karakola geçeceğim."

"Seni beklerim….Yok ben yanına geliyorum."

"Tamam sevgilim."

Karakola geldiğimizde ön kapı muhabir kaynıyordu. Bizde arka kapıdan girdik. Önce komiserin yanına gittik ama gördüğüm yüz ile sinirlerim tavan yapmıştı.

"Senin burada ne işin var "

"Asıl senin ne işin var bee" demişti.

Ona aldırış etmeden komisere döndüğüm sırada arkamdaki ses ile duraksamıştım. Bu da kim demeye kalmadan lüzumsuz "ABİ" diye bağırmıştı. Komisere dönüp;

"Merhaba ben kardeşler doğal gıdanın sahibiyim bilgi almak için geldim. Ayrıca avukatımız yolda çalışanlarımın ifadesini onun eşliğinde almalısınız." Dedim.

"Tabi efendim oldukça yardımcı oldunuz. Bizde gerisini halledeceğiz."

"İnşallah hak yemeden halledersiniz yoksa birde sizinle uğraşmak istemiyorum."

"O nasıl söz efendim sizi tanıyoruz elbette doğru rapor hazırlayacağız.

"Umarım bunu takip edeceğiz iyi akşamlar" dedim ve çıktım.

Dışarı çıktığımda gördüğüm belgeler ile şok oldum kazanın karşı tarafı asla istemeyeceğim kişilerdi. Adamlarımdan biri geldiği sırada Mehmet de karşıdan geliyordu. Onu görünce gülümsemeye başladım.

"Bu orijinal bilgileri bizimle bağlantı herkes ile paylaş çünkü ne komiseri ne de savcıyı gözüm tutmadı ayrıca onları da araştırın açıklarını bulun hemen elim kuvvetli olsun ki hakkımız yenmesin."

"Tabi efendim biz gidiyoruz."

O giderken Mehmet yanıma gelmiş kötü bakış atıyordu ki arkadan gördüğüm ile sinir tepeme sıçramıştı.

"Senin ne işin var burada Akif abi "

"Hanımım beni getirdiler ben "

"Tamam geç ben avukat ile konuşup içeriye geliyorum."

"Aşkım bizim avukatlar baksın sizinki gelene kadar ne dersin."

"Çok iyi olur arasana gelsin bende içeriye gireyim."

YAZARDAN;

Genç adam sinirlenmiş dışarı çıkmıştı. Oysa ki daha 4 saat öncesinde evinde eline viski bardağı kucağında muhteşem sarışın vardı. Kardeşinin başına açtığı işler ile uğraşıyordu şuanda ise kardeşi ile komiserin önünde tartışmış ve kendini dışarı atmıştı.

"Beyim karşı tarafı araştırdık. Ufak bir şirket bu tür olaylara pek karışmıyorlar çünkü çok dikkatli ve işlerinde özen var."

"Bizim kızın aksine yani" adam dudak kıvırmıştı. Bu işten biran önce kurtulmaya çalışıyordu ama bilmiyordu ki karşısındaki kişi kolay lokma değildi.

"Ama başlarına gelen her türlü olayları kendi lehine çevirmeyi başararak kurtulmuşlar."

"Elbette ki diğer türlü bu kadar titiz çalışırlar mıydı. Neyse biz ne yapacağız nasıl kurtulacağız onu söyle sen ÇÖZÜM İLE GEL BANA."

"Efendim olayı duyunca hemen tanıdık savcı ve tanıdık komiseri devreye soktum. Avukat da buna katılıyor ama"

"AMASII NEYYYY"

"Karakolda pek bir şey yapamayız kanıtları kuvvetli bu da mahkemede halledebiliriz gibi "

"NE DEMEK GİBİ NE DEMEK"

"Mahkeme olur ve tazminat daha kolay kurtulma olasılığımız ise anlaşma yapmak."

Genç adam sinirle ensesine elini attı. Karşılarında duran Mehmet ve yanındaki karısına baktı. Onlara doğru geldi.

"Merhaba biraz konuşabilir miyiz?"

Genç kadın anlamaz halde ona baktı ama kocası daha başka bakıyordu. Gözlerindeki kıskançlık alevi harlanmıştı.

"Elbette buyurun kimsiniz."

Genç kadın kim olduğunu elbet biliyordu ama şuan sırası değildi

"Ben karşı tarafım, az önce içeride görmüştünüz. Size bir teklifim var?"

Alayla güldü genç bayan "nedir"

"Bakın olay büyümesin kendi aramızda halledelim çünkü siz zararlı çıkarsınız."

Genç bayanın sinirleri tepesine çıkmıştı. Ne demek biz zararlı çıkacaktık. Yüzüne taktığı koruma maskesi ile adamın üzerine doğru yürüdü. Bu olaylar olurken kocası şaşkınca izliyordu.

"Pardon ben mi zararlı çıkacağım yoksa siz mi?"

"Tabi ki siz en doğru karar vererek 1 milyon teklif ediyorum. Bence iyi teklif ne dersiniz."

Genç kadın alayla adama sırtını döndü yürüdüğü sırada duyduğu şey ile genç adam sırıttı. Bu iş bu kadar diye düşünmüştü ama yanıldığını çok geçmeden anladı.

"Paranız size kalsın haksız yere para almam mahkeme ne derse o zararım tespit edilecek ve zararım mahkemede karşılanacak HAKİM TEZCAN"

Adam şaşkına dönmüştü. Bu da ne demekti kim parayı istemezdi ki neden diye düşünmeye başladı.

"Sevgilim içeri geçelim Akif abiye bakmam gerekli hadsizler ile işim yok. HAA mahkemede görüşürüz."

Diyerek el salladı ve içeriye girdi. Adam ise donup kalmıştı. Bu iş onu zorlayacaktı bunu anlamıştı. Adamına talimat verdi ve komiser ve savcı ile halledecekti işini ama bilmiyordu ki onlar konuşurken başka kulaklar vardı.

...

Genç bayan önce içeriye geçmiş arkadaşlarının yardımı ile işçisinin ifadesi alınmıştı. Şimdi ise işçilerinin ailelerini otele yerleştirmiş Akif beyi de onların yanına getirmişti. Tam mutlu anında bu sorun nerden çıkmıştı bilinmez ama ona göre her kötü olay iyiye delalet idi. Bunun bilinci ile olayları çözmeye çalıştı.

"Efendim herşey hazır tüm bilgiler bizde."

"Büşra hanım geldi mi?"

"Buradayım Edanur hanım komiserin ilk olayı değil işlemleri başlatıyorum."

"Peki savcı ne alemde"

"Onunla ilgili daha güzel planım var izniniz ile anlatayım mı?"

Büşra hanım gelmeden savcıyı araştırmış pek tekin değildi. O da bir plan yaptı onu bozguna uğratıp rezil edebilecek böylece adaletin gücünü gösterecekti. Planı anlattı olumlu yanıt ile mutlu olmuştu. Edanur akıllı idi bu tür bozgunları da severdi. İçleri rahatlamıştı.

...

Diğer tarafta durumlar daha karışıktı adam durumdan memnun değildi. Kardeşine bağırıyordu. Bıkmıştı onun peşini toplamaktan bıkmıştı onunla ilgilenmekten ama uslanmıyordu. Adamlarının dediklerini ve Edanur’ un dediklerini düşündü bu iş kolay olmayacaktı. Bunu anlamıştı artık...

...

NOT: BÖLÜMÜ BEĞENDİYSENİZ EĞER YORUM VE OYLARINIZA KULLANIRSANIZ SEVİNİRİM.

İYİ OKUMALAR...