YAZARDAN;

Olaylar çok çabuk gelişmişti. İnanmamalarına rağmen mahkeme 10 gün sonrasına gün alınmış ve bildiri bile ellerine ulaşmıştı. Asıl amaçları Edanur 'un tarafına panik yaptırıp hataya mahal vererek mahkemeyi kazanmaktı. Tabi birde Savcı onların tarafındaydı oysaki bilmiyorlardı ki Edanur bu tür durumlara alışık ve kolaylıkla olayları çözüme kavuşturup zarar almadan kurtuluyordu. Şuanda bile Edanur avukatını, 2 şoförü ve olayla ilgili olan herkesle şirkette toplantı yapıyordu.

"Büşra senin tarafta her şey hazır mı tatlım."

"Elbette ki hazır hatta 2 güne birkaç özel bilgi de elimize ulaşacak başsavcı ile de konuşup onay aldım istediğim gibi rezil edebiliriz." Dolu dolu bir kahkaha atmıştı avukat hanım.

"Peki sizde durumlar nedir?"

"Hakim bey ve kız kardeşi hakkında daha önceden de araştırma yapıyorduk ama bu kadar detaylı değildi. Detaya indikçe ilginç ve işimize yarar bilgilere ulaştık efendim."

"Güzel her şey hazır ise sıkıntı yapamama gerek yok sanırım"

Yüzündeki gülümseme diğerlerini de rahatlatmıştı. Yaptıkları iş oldukça tehlikeli idi ama ailesi için herşeyi yapardı Edanur. Onlar içeride toplantı yaparken Mehmet ve arkadaşları yüzleri asık ve sıkıntı ile içeriye girdiler ama gördükleri manzara karşısında şaşırmışlardı.

"Aşkım siz neden bu kadar rahatsınız ?"

"Neden rahat olmayalım sevgilim her şey yolunda ve biz hazırız."

"Nasıl? Bu mümkün değil yengecim."

"Emin misin Tolga ? AAA duruşmada sende Büşra'nın yanında durur musun çünkü ilk ifadelerde sen vardın."

"Elbette dururum da bu kadar kısa sürede hazır olmanız imkansız özellikle de o Hakim denilen şerefsize karşı."

"O kadar emin olma beni ve ekibimi tanımıyorsun henüz." Diyerek tek kaşını kaldırdı genç bayan bu esnada çalışanlardan biri çekinerek soru sormak istemiş Edanur da sorabilirsin yabancı yok demişti. Keşke demeseymiş.

"Efendim Hakim beyin diğer olayını da dahil edecek miyiz ona göre rapor hazırlayacağım" dedi. Genç bayan biraz tedirgin olsa da zamanı geldiğini düşünmüştü.

"Olmaz o daha sonra onunla ilgili daha ilginç planlarım var" dedi sırıtarak ve çok korkunçtu. Kocası anlamsızca yüzüne baktı ve soruyu sordu.

"Hangi olay sevgilim."

"Aşkım size söyleyeceğim ama tepki vermek yok tamam mı."

"Tamam söyle sen " demişti hepsi bir ağızdan.

"Yıl dönümü balosunun baş sorumlusu yani azmettiren kişi Hakim TEZCAN"

Karşısındaki 5 kişi üzerine beton atılmış da kalıp gibi kalmış misali öylece kalakalmıştı. Sessizliği bozan ise Ceren olmuştu.

"Nasıl yani ama başkası teslim oldu. İfade bambaşka idi ve sen nasıl bu kadar emin konuşuyorsun."

Bu soruya avukat açıklık getirmişti.

"Bakın biliyorum şaşırdınız ama öyle olması gerekiyordu. Yani şöyle anlatayım size; Yakalanan adam ismi verdi ama onunla bağlantı kurulacak bir kanıt yoktu bizde adama yalan ifade verdirdik ki bundan savcı ve karakoldakilerinde haberi var onlarda biz gibi Hakim TEZCAN yakalansın da nasıl olursa olsun derdinde bu yüzden bize yardımcı oldular. Adam ise şuanda ailesi ile yurt dışında elimizin altında istediğimiz zaman ulaşabiliriz."

Odadaki herkes pür dikkat anlatılanları dinlerken genç adam aklına yaşadıkları geliyordu. Amcasının yaralanışı, karısını ve bebeğini kaybetme korkusu burukça gülümsedi hoş yine aptal kardeşi yüzünden kaybetmişti kokusunu dahi alamadığı bebeğini yumruk yaptığı elini daha da sıktı. Duyduklarını daha fazla kaldıramadığı için sinirle dışarı çıktı. Aklında 'o şerefsizi bulup öldüreceğim' diye otoparka inmişti. Genç bayan ise kocasının çıktığını görünce korku ile odadan ayrılıp otoparka indi arabanın kapısının açarken sertçe kapattı.

"Nereye Mehmet hımm… Nereye sevgilim"

"Bırak beni çık yukarıya" biraz duraksadı " bak hemen geleceğim."

"Saçmalama çocuk mu kandırıyorsun sen " kızgınca yüzüne baktı karısı ve bir cevap bekledi.

"Bak o adi yaptığını ödeyecek bize çektirdikleri yanına KAR MI KALSIN "

"Hayır elbette ödeyecek bana bırak... her şeyi berbat edeceksin yoksa lütfen sevgilim "

"Nasıl sana bırakayım ne istiyorsun.... Ne planlıyorsun hımm"

"Bak sakinleşirsen sana anlatırım ama yanımda olacaksın. Ben işlerimi yarım bırakmam eğer şimdi gidersen o adi deşifre olduğunu anlayacak ama şuan hiçbir şeyden haberi yok "

Genç adam derin bir nefes aldı. Karısının yüzüne baktı ve sessizce sarıldı. Karısından güç almak istercesine sıktı ikisi de nefessiz kalana kadar sarıldılar.

....

Yukarıya çıktıklarında odaya tekrar girdiler.

"Herşey yolunda mı?"

"Vay bee yenge sen neymişsin öyle. Şeytan yanında masum kalır."

Mehmet anlamaz şekilde bakınca Edanur konuştu.

"Ailem, sevdiklerim ve değer verdiklerime dokunulmadığı sürece bu yönümü göremezsiniz " diyerek gülümsedi.

"Neyse toplanalım görev dağılımı zaten bitmişti. 3 gün sonra toplanıp tüm detaylardan geçelim ve mahkemeyi kazanalım. HAA şu savcı ondan da tazminat alalım ki bağış yapalım" gülümsediği zaman herkes gülümsedi bu iyi bir şeydi.

"Hatta mahkemede direk çocuk esirgeme ve yaşlı bakım evine bağışlanması diye belirt ki savcı bey daha çok sinir olsun."

...

Şuan tüm ortaklar Melek'in odasında toplanmıştı. Baylar kahve içerken bayanlar ise bitki çayı içiyordu. Her kes az önce olanları idrak etmeye çalışıyordu. Ama bir yandan ise bir şey olmamış gibi keyifle vakit geçiriyorlardı. Bayanlar bebekleri hakkında bilgi alışverişi yaparken baylar ise iş hakkında konuşuyorlardı. Ceren neredeyse 5 aylık hamile idi, Melek 3. ayının içindeydi ve Edanur ise daha 3 haftalık hamile idi. Bütün bu koşturmalardan bebeğinin varlığını bile unutmuştu. Mehmet ara ara da olsa hatırlatıyor kendisine ve bebeğe dikkat etmesi gerektiğini belirtiyordu. Kapının çalması ile Melek "gir " diye komut verdi. Gelen yüz herkesi şaşkınlığa uğratmıştı.

"Herkese merhaba sakıncası yoksa sizinle özel olarak konuşabilir miyiz Edanur hanım"

Mehmet sinirle ayağa kalktı. Biraz kıskançlık biraz da daha birkaç saat önce anlatılanlar ile konuştu.

"Hayırdır Hakim bey sen ne hakla karımla özel konuşacaksın " diyerek yüzüne bir yumruk atmıştı. Edanur koşarak geldi ve kocasına baktı bir şey var mı diye sonra da dönüp konuştu.

"Mehmet'in yumruk atması normal siz kimsiniz de benimle yalnız konuşacaksınız" dedi kızgınlıkla adam söylediğine kaşları kalmış vaziyette şaşırdı.

" Bakın yanlış anladınız ben mahkeme ile ilgili konuşacaktım. Tabi isterseniz burada da konuşurum ama hiç mantıklı değil."

"Neden değil AAA durun acaba tek kalamayınca tehdit mi savuramazsınız."

"İki medeni insanız tehdit nedir. Bakın anlaşalım mahkemeye gitmeden halledelim kazanma olasılığınız çok düşük 1,5 milyon alın ve çekilin bu gördüğünüz en yüksek miktar."

Genç bayan sinsice sırıttı. Adamı odada fark ettiği anda Ceren'in telefonundan ses kaydını açmıştı. Bu onun için bulunmaz bir nimetti. Eğer kendi telefonundan açsaydı ve incelemeye gitseydi bilerek yaptığı ortaya çıkardı ama Ceren'den açınca bu tez çürümüş olacaktı.

"Kusura bakmayın ama mahkemede kim haklı kim haksız görüşeceğiz. Teklif ettiğiniz para umurumda değil yüce adalet neyi uygun görürse o kabulümüzdür. Şimdi daha fazla keyfimizi bozmadan lütfen burayı terk etmenizi rica ediyorum sizden."

"Bu yaptığınıza pişman olacaksınız inanın kaybedince ağlamayın sakın"

"Tabi ki bay bay size iyi günler"

Hakim odadan sinirle çıkıp otoparka gitti. Aynı hızla da evine gitti. O giderken Edanur ise Ceren'deki kaydı alıp yine Ceren'in bulut teknolojisine gönderdi. Diğerleri ne o diye dinlediklerinde ağızları açık kaldı.

"Kızım senden korkulur valla hangi ara geldi aklına bu"

"Onun burada olduğunu aklım idrak ettiği andan geldi. Eğer kendimden alsaydım ses kaydını bilerek yaptılar diye delili yok sayarlardı ama Ceren kaydı aldı bu da elde bir daha kanıt var demektir.".

...

Günlerdir bebeğini bile hiçe sayarak düştükleri durumdan kurtulmaya çalışan Edanur ve çalışanları için büyük gün gelmişti. Tabi ortakları da onu yalnız bırakmadılar. Mahkemenin önündeki bir çok muhabir olduğunu görünce emin adımlar ile ilerlediler ve hiç bir şey söylemeden binaya girdiler.

Duruşma başladığında tam da düşündükleri gibi ilerliyordu. Hakim ve Hanzade zevk ile gülerken biranda Büşra hanım kalktı ve konuşmaya başladı.

"Öncelikle Hakime hanım sizden çok özür dileyerek birisini içeriye davet etmek istiyorum."

"Tabi buyurun."

"Gelebilirsiniz sayın savcım"

Duruşmada bulunan karşı taraf haricinde kürsüdeki herkes şaşkındı ama en önemlisi de savcının beti benzi atmıştı.

"Herkese merhaba ben buradan izleyeceğim buyurun avukat hanım başlayın."

"İlk önce size şunu beyan etmeliyim ki yanınızdaki savcı para karşılığında bu davayı kaybetmemizi uygun gürdü hakime hanım."

"Siz ne diyordunuz burası mahkeme iftira atmayın " dedi ikisi sinirle kalktı.

"Peki şunu dinleyin ve bunu da izleyin bakalım."

Avukat ses kaydını dinletti sonra da videoya kaydını izletti. Hakime şok olmuştu ve baş savcı yumruk yapmıştı ellerini "avukat haklıymış "dedi içinden.

Yüzleri gülen Hakim ve Hanzade sus pus olmuş kalmıştı. Bu neydi nasıl zeka bu diye kendi kendilerine düşünmeye başladılar.

"İkincisi ise müvekkilimi 2 kez tehdit ettiler. Bu birinci kayıt ve de bu da arkadaşımızın aldığı ikinci kayıt efendim."

Bu kayıtlarda dinlendikten sonra konuşmaya devam etti.

"Sizi de araştırdık. Bundan dolayı kusura bakmayın adaletinize sonsuz güveniyoruz. Önünüzdeki belgeler bizim raporlarımız , hasar kayıtlarımız ve de kaybımız olan paradır. Ayrıca işçilerimiz de maddi ve manevi olarak çöküntü yaşamıştır. Bundan dolayı onu da maddi olarak ekleme yaptık kısacası 1 milyon talep ediyoruz efendim."

"Karar son delillerin incelenmesi ve kararın açıklanması için 2 saat ara verilmiştir."

Hakime hanım salondan çıktığında savcı bozuntusu hala oradaydı ve baş savcı sinirle yanına gitti.

"Bu yaptığın yanına kalmayacak şimdi defol buradan" dedi.

Avukat hanıma gelip "sizden özür dilerim. Gerisi ile biz ilgileneceğiz dediğiniz gibi alınan tazminatı da dediğiniz yerlere bağış yapacağız. İyi günler." Diyerek odadan ayrıldı.

...

Herkesin yüzü gülüyordu. Ardadan sonra duruşmaya girildi ve karar açıklandı.

"Karar Kardeşler doğal gıdanın hiçbir suçu olmadığına gereken maddiyat talebinin ise mahkemece uygun görülen miktarı 1 milyon 200 liradır. Duruşma bitmiştir."

Bütün yüzler gülerken Edanur telefonun ucunda bekleyen ailesine ve işçilerine haber verdi. Karşı taraf ise sinirden ve daha ne olduğunu anlamdan yüzleri asıktı.

Edanur bu dertte de kurtulmuştu. Şimdi bebeği ve kocası ile tekrar rahat huzurlu günlerine dönebilecekti.

...

TÜRK KADINLAR OLDUKÇA GÜÇLÜDÜR İSTEDİKLERİNİ ELDE EDEBİLİRLER SADECE CESUR OLMALARI GEREKLİDİR.

NOT: BÖLÜMÜ BEĞENDİYSENİZ EĞER YORUM VE OYLARINIZA KULLANIRSANIZ SEVİNİRİM.

İYİ OKUMALAR....