@2dreamreal
|
MEHMET'TEN; Son 2 hafta yaşadıklarımdan sonra ilk kez dün gece huzurumun kollarında gözlerimi kapatmıştım. Gözlerimin aralanmaya başlamasına rağmen hala yorgunluk vardı üzerimde kollarımın sarmış olduğu güzellik de huzurluydu. Gözlerimi açtığımda karımın yüzünü görmeyi bile özlediğimi farketmiştim. Sabahları uyandığımda yaptığım ilk şey 'bugün karıma ve kızıma en mutlu günü sunmam gerekli' diye geçiriyorum içimden çünkü geçmişte yaptıklarımı karıma karşı yaparsam diğerleri gibi beni bırakır korkusu hala içimdeydi. Bir elim karımın saçında iken bir elim ise kızımı hissedebilmek amacıyla karnına dokunuyordu. Hayatımdaki en büyük zevk belki de buydu benim için. Karımı izlerken geçmişteki hatalarımı düşünüyordum. Artık iyi ki o hataları yapmışım iyi ki kaçmış diğerleri diyorum. Eğer onlar kaçmamış ve ben hatalarımı yapıp ders çıkartmasaydım bugün yanımda yatan Edanur’ um olmazdı. Yani bu tuhaf hastalığa teşekkür ediyorum şuan bazen beni korkutsa da ama korkularımı benden alan yine Edanur oluyor. Onun bende yarattığı güven duygusu bambaşka bir boyutta. ... GEÇMİŞ; Nasıl başlamıştı bu güvensizlik. Tabi ki lisede iken ilk kız arkadaşımın beni 3 kişi ile aynı anda boynuzlamasıyla başlamıştı. Ne demişti o kaşar; "Ben hepinizi de seviyorum bu şekilde grup olalım, ben üçünüze de yeterim" demişti. Diğer ikisi kabul etse de ben yüzüne bir tokat atıp oradan ayrılmıştım. Daha sonra ki ilişkilerimde ise bağlılık pek yoktu Volkan ve Tolga gibi tek gecelik ya da bağlanmadan seviyeli bir ilişki düzeyindeydi hayatım ta ki Sevim'e kadar lise üçün başlarında daha lise 1 olan güzellik dikkatimi çekmişti. Onun da dikkatini ben çekmiştim ki daha sonra bana kendisi açılmıştı. İlk başlarda sorun yoktu dipdibe hiç ayrılmıyorduk. Bir gün sınıfta tek bir erkek ile samimi şekilde görünce kıskançlık baş göstermişti. Sevim'in yüzüne bile bakmadan çocuğun pestilini çıkarmıştım. Okuldan uzaklaştırma aldığımda içimi kemiren düşünceler ile Sevim'e günlerini zehir etmeye başlamıştım. Dakika başı haber almak için derslerde bile mesaj atmaya başlamıştım. Bir yere giderken peşinde adam vardı. Ben yerleştirmiştim attığı adımdan haberim oluyordu. Bir dönem bu şekilde gidiyorken Sevim ikinci dönem benden ayrılarak İzmir'e taşınmıştı. Gerekçesi ise benim aşırı kıskançlıklarım onu boğuyormuş. Ondan sonraki ciddi olan 3 ilişkimde aynı şekilde sonlanmıştı. Son ilişkimden üniversite 2. sınıftım. O dönemi atlatmama sebep olan kişi ise sürekli yanımda olan Hanzade idi. Hanzade ile yakınlaşmamız biranda öpücük ve sonrasında ise yatakta son bulmasıyla birlikte içimde ona karşı hoşlanma oluşmuştu. Sonrada onun beni sevdiğini öğrenmiştim. Onunla herşey güzel iken yine baş gösteren kıskançlıklarım yüzünden kavga etsek de yolumuza devam ediyorduk. Hatta birlikte yurt dışında yüksek lisans yapmaya gittik. Tabi kendisi gezmek tozmaktan kaynaklı olaraktan bir sene sınıfta kalmıştı ve ben aile işleri ve arkadaşlarım için erken dönmüştüm. Yakın arkadaşım Tarık'a onu emanet ederek İstanbul döndüm. Hanzade diğer ilişkilerimin hepsini ve yaptıklarımı bildiği için onu takip ettiremezdim ki ona biraz da olsa güveniyordum. Bazen boşluklar olup kavga etsek de bizim ilişkimizin özeti buydu. Ta ki birgün onu ziyaret etmek, doğum günüde yanına gidip kutlamak için habersiz geldiğim evimizde Tarık ile çırılçıplak yatakta seks yaparken görene kadardı. Gözlerim dönmüş halde Tarık hastanelik ederken Hanzade' yi de oradan sürükleyerek depoya kapatmıştım. Herkes ile bağımızı kesmiştim. Tabi Tarık bey gözlerini açar açmaz Volkan ve Tolga'ya haber vermişti ve bize öyle ulaşmışlardı. Benim bilmediğim ise Hanzade onların bebeğine hamleymiş ve beni en çok kahreden şey ise benim bebeğimi sırf kıskançlıklarım ve yarattığım sorunlardan dolayı canına kıymasını öğrenmem olmuştu. Hanzade'yi karnında bebek ile o depoda 3 gün aç susuz bırakacak vaziyette elleri kolları bağlıyken orayı terk etmiştim. Çocuklar beni bir bar köşesinde aklım başımda değilken bulmuşlardı. Sonradan ise Hanzade'nin olduğu yeri söylediğimde bebeğini de onu da son dakikada kurtarmışlardı. Benden şikayetçi olmamışlardı bunu da Volkan ve Tolga'ya borçluydum. ... Hala uyanmamış olan karımın yanağını okşarken ilk şükrettim sonrada yanağına öpücük kondurdum. Geçmişe gitmek beni boğuyordu ve ben karımı öpünce geçiyordu. Öpücüğüm biraz sert olmuştu ki gözlerini açmaya başladı. "Günaydın sevgilim" dedim yüzümde gülücüklerle tekrar saçlarında öptüm. "Günaydın dünyanın en ve en yakışıklı kocası veeeee deeeeeeeeee babası" diye saçma ama anlamsız cümlesini kurarak dudaklarımdan öptü. "Ben mi uyandırdım sizi güzelim" "Yok ufaklık tekme attı ondan uyandım. Sen ne zaman uyandın ? Acıktın mı ?" "Biraz oldu. Uzun zamandır uyandığım en güzel sabah idi. Biraz geçmişimi düşündüm. En önemlisi de sanırım sen söyleyince karnımda zil çalmaya başladı." Duyduğum en güzel kıkırdama ile yataktan kalktı. Onunla bende kalktım ve banyoya ilerledim. Yüzümüzü yıkayıp dişlerimizi de fırçaladıktan sonra Edanur aşağı indi. Bende duş alıp yanına inip ve kahvaltıya oturdum. "Bugün nasılsın, kızım yoruyor mu annesini " "Biraz yoruyor ama iyiyim bu gün iş...." Çalan telefonuma bakıp bir dakika diye işaret etmiştim. "Alo oğlum acil şirkete gelir misin?" "Tamam amca gelirim. Hatta çıkıyorum şimdi "dedim. "Güzelim şirkette sorun varmış hemen çıkmam gerekli kendine dikkat et "dedim ve hemen ayaklandım. "Olur dikkat ederim aklın kalmasın bizde güle güle " dedi ve en güzel gülüşü ile uğurladı. ... Şirketin önüne geldiğimde amcam tekrar aradı ve bu beni rahatsız etmenin yanında endişe duymama da sebep olmuştu. Acele ile amcamın odasının kapısını dahi çalmadan içeriye girdim. Tarık ve Can beni görünce yüzleri gülmüştü. "Neler oluyor amca. Neden herkes burada " dedim. "Gel oğlum kuzenin Semih " dedi. Semih dediği an kan beynime sıçradı. İçimden 10 'a kadar sayıp derin nefes aldıktan sonra amcama sordum. "Yine ne yapmış amca... biz onu adam olsun diye gönderdik yurt dışına" "Gel kuzen anlatayım " dedi Can. "Bak şimdi gece telefonum çaldı. Arayan polis memuru idi. Sonra Semih telefona geldi. Orada kandırmışlar ve kazandığımız bir ihaleyi zorla almışlar ayrıca yeni bir ihale varmış ve bunu tehdit etmişler bu da bize haber vermeyip karşı çıkınca...." "EEEEE karşı çıkınca neyy , ne yapmışlar Semih'e" diyebildim. "Pusu kurmuşlar ve hastanelik etmişler. Hatta hala hastanede lakin yeni projeyi alabilmek için yanına gitmen gerekli senden başkası yapamaz bunu " dedi. "Bir dakika " dedim parmağımı yukarı kaldırarak "ona pusu kurulurken korumalar ne halt ediyormuş. Bir Ayaklıya nasıl pusu kurup hastanelik ederler kim bunlar " dedim. Tarık" kuzen Semih oradayken sıradan bir insan gibi davranmış. Zenginlikle alakası yokmuş gibi bunu da bize kendini ispatlama yolu olarak görmüş. Yani yanında korumalar yokmuş. HAA kim yaptı dersen Ansow adlı şirket yapmış sanırım mafya bağlantılı imiş ama ben şimdiden icabına bakmak için çözüm bulmaya çalışıyorum." "Ama benim karım hamile nasıl gideceğim amca Can gitsin yada Tarık " dedim. "Can bu tür stratejik durumlardan anlamaz ki sinirlerine hakim olamaz" dedi. Bu sırada, Can doğru söylüyor bakışı atmıştı. "Tarık ise buradaki projede önemli konumda ve 3 gün sonra toplantısı var. En müsait sensin ki karının doğumuna daha var " dedi. Haklı olabilirlerdi ama içimdeki korku ve endişeler ile nasıl olurdu bilmiyorum ama oradaki de kuzenimdi bunun hesabını sormam gerekirdi el mecbur kabul ettim. "Tamam amca " dedim moralim bozuk " ben gidip hazırlanayım akşama yola çıkarım bilet aldır sen " diyerek oradan ayrıldım. ... Yol boyunca karımı düşündüm. Ona güvenim sonsuz ama ülke değiştirdiğim anda en yakın arkadaşımın ve sevgilimin ihaneti beni yıkmıştı ya yine aynısı olursa diye düşünmeden edemiyordum. Eve geldiğimde Edanur’um, kalbimin tek sahibi salonda uyuya kalmıştı. Yavaşça yanına gidip saçını okşadım ama hemen uyandı. "Sevgilim…. ne zaman geldin? Ki niye geldin?" diye soruları sıralayınca gülümsedim. "Birtanem benim bir süre yurt dışına çıkmam gerekli kuzenimin başı belada ve şirketine de gidip yardım etmem gerekli en geç 1 hafta sonra döneceğim" dediğim zaman yüzündeki hüznü gördüm. İşte o zaman anladım korktuğumun olmayacağını, karıma güvenmem gerektiğini. "Biz de gelsek ayrı kalmasak 1 hafta çok uzun da değil mi?" dedi. "Uzun güzelim ama hep konuşuruz bebeğimiz olmasa inan sizde gelirdiniz ama bebeğe riskli yolculuk " dedim . "Peki öyle olsun valiz hazırlayalım o zaman sana " dediğinde kolundan tuttum . "Gerek yok ben söyledim kızlara hazırdır gel az sarılıp kokunu içine hapsedeyim " dedim ve kucağıma oturmasını sağladım. Bu ayrılık nasıl olacak nasıl dayanacağım bilmiyorum ama içimdeki endişelere biran gelip sus diyorum biran gelip haklısın diyorum. Eğer bu sefer de karım içimdeki volkanı söndürürse o dakikandan sonra sonsuza kadar koşulsuz şartsız ona güvenirim. ... Daha 6 saat önce güzel karımın kokusunu içime çekerken şimdi Londra'da hastane kokusunu alarak içeriye girdim. "Merhaba Semih Ayaklının yakınıyım oda numarası nedir?" "Hoşgeldiniz oda 3005" dedi. Kalabalık insan topluluğunun içinden geçip odanın önüne gelip kapıyı çaldım. "Gel " dediğinde bizimki olduğunu anladım. "Kuzen nasılsın" dediğimde birçok yüz vardı ve birçok yatak şaşkınlıkla birbirimize baktık. Kuzenimin ortak bir odada ne işi vardı. Aklından ne geçiyordu acaba diye düşünürken Semih konuşmaya başladı. "Kuzen sen nasıl " dedi. "Sen neden bu odadasın ve bunlar kim?" dedim. "Uzun hikaye gel sana sarılayım "dedi. Gidip sarıldım sonra da gelen hemşireye " vip odalarınız boş mu yada başka hastaneye sevk edebilir miyiz?" dediğimde diğerleri anlamsızca birbirine bakıyordu. "Vip odamız var efendim " "Hastamızı oraya taşıyın ve katı boşaltın "dedim. "Elbette efendim vvip odasını hazırlatayım" diyerek odadan ayrıldı. Kuzenime dönüp" ne bu rezillik kendine niye bunu yaptın " dediğimde sustu. "Sonra mı konuşsak en azından buradan gidince" dedi. Arkadaşları ve ben dışarı çıktık sonra da arkadaşlarından biri bana bakarak konuştu. "Siz az önce ne ima ettiniz acaba " dedi. "Bunu size Semih açıklar" dedim o sırada gelen korumalara döndüm. Başları olan adamın yüzüne yumruk attım. "Siz efendinizi böyle mi koruyorsunuz "dedim. "Özür dilerim efendim bizi yanında istemeyince " dedi. "O istemese bile uzaktan takip edebilirdiniz. Sizin göreviniz Semih’ i korumak buraya gelip yan gelip yatmak değil haksız mıyım" dedim. "Haklısınız efendim. Bizim hatamız" dediğinde tekrar komut verdim. "Bunun hesabını dedeme de amcama da verirsiniz. Şimdi gidin hastaneyi ve katı koruyun ayrıca Tarık ile iletişime geçtiniz mi?" dedim. Korumalar gittikten bir süre sonra Semih' i hazır olmuş şekilde kata taşıdılar. ... En üst katta kuzenimin hak ettiği odada yattığını görünce rahatlayarak kapıyı açtım. Önce arkadaşları sonra Semih bana baktı. "Konuşalım mı kuzen" dedim. "Olur kuzen konuşalım. Cancazlarım bize müsaade eder misiniz?" Hepsi birden " tamam biz dışarıda bekliyoruz" dediler. Onlar çıkar çıkmaz direk yanına yaklaştım. Telefonumu çıkardım ve amcamı aradım. "Buradaki halinden haberleri yok sakın çaktırma " dedim. "Peki canımsın " dedi. Telefonu ona çevirdim ve amcamlar ile konuşmasına izin verdim. Yaklaşık 15 dakika sonra telefon kapandı. Bana verdiği telefon ile konuşmaya başladı. "Teşekkür ederim. Ben ne yapacağımı bilemedim" dedi. "Semih ilk önce bu halin ne, niye böyle acizmiş gibi davranıyorsun? İkincisi ise iş ile ilgili meseleyi neden söylemedin? Son olarak da onca dövüş kupalarına rağmen nasıl hastanelik olursun?" "Kuzen sakin " dedi ve güldü. " Öncelikle hangi sorudan başlayayım" dedi işte buna bende gülmüştüm. "İlk sorunun cevabı kendimi bulmak istiyorum hatırlıyor musun sen söylemiştim. Etrafındaki herkes dost görünen para çakalları diye, işte bende buraya geldiğimde cezalı olsam da kendimi saklayıp gerçek dostlar bulmak istedim. İkincisi ise kendim çözüm bulup halletmeye çalıştım. Size yük olamamak için son sorunun cevabı ise beni araştırmışlar sanırım kii yanımda dostlarım vardı ve 50 kişi üzerime çullandı "dedi. Birkaç dakika sessizlikten sonra kuzenim başına gelenleri anlattı. Başımızdaki belanın ona nasıl musallat olduğunu, ne istediğini anlattı. Tüm aldığım bilgiler ile şirkete doğru yol aldım. ... Birkaç gündür Semih'in şirketteki odasında kalıyordum. Saat başı güzelimi aramak rutinim olmuştu. En önemlisi ise evin kameraları her an gözümün önündeydi. Edanur bu süre zarfında belki hamilelikten belki de işleri olmamasından ki bu imkansızdı az sayılacak kadar dışarı çıkmıştı. Bu da benim işime gelmişti. Daha çok annemler ve Candanlar ile vakit geçiriyordu. Ona güvenmeyi çok istiyorum artık kalbimin rahat etmesini de oldukça istiyordum. Ben düşünürken kapı çaldı. "Gel " dedim. "Efendim sunum ve ihale için herşey hazır 10 dakika sonra çıkabiliriz" dedi Semih'in asistanı. ... Araba ilerlerken bu asistanı gözüm hiç tutmadığından tuzağa çekmiştim. Eğer düşündüğüm gibiyse kuzenimin baş düşmanına yardım eden şahsiyetsiz bu kadındı. İhale alanına geldiğimizde beklemek için bir salona gitmiştik ve hemen telefondan kamerayı açtım. Güzelliği izlerken biri yaklaştı. "Merhaba " dedi. "Merhaba kimsiniz? "dedim. "Sen Semih'in şirketini temsil için geldin ama kaybedeceksin şimdiden geçmiş olsun " dedi. "O kadar emin olmayın Ayaklıları hafife almanız iyi değildir" dedim. Teklif zarfları toplanmaya başlamıştı. Sıra bana gelince adama göz kırparak verdim. 'Tam düşündüğümüz gibi' diyen iç sesime 'haklısın' dedim. Bekleme salonunda oturmuş telefonumdan karımı izlerken yanımdaki beyefendi seslendi. "Çok seviyorsun sanırım delikanlı" dedi. "Oldukça çok efendim ama karım hamile aklım onlarda kaldı" dedim. "Endişelenmek iyidir, sevginin baş belirtisidir. İnşallah tez vakitte kavuşursun ailene" dediğinde gülümsedim. "İnşallah efendim" dedikten sonra konuşmadık. ... Yemekten sonra toplantı salonuna geçilmişti. Sonuçlar açıklanmaya başlayınca asistanı göz hapsine aldım. Sıra bize gelince verdiğim teklif olması gerekenden farklı çıkınca önce düşmanımıza sonrada asistanın suratına baktım. Anlamaz halde yanıma gelen asistan ile en iğrenç gülümsememi sundum. "Ee efendim yanlışlık oldu özür dilerim ben şimdi düzeltirim " dedi. Yüzümdeki gülümseme devam ederken " Yanlışlık yok ve senin de artık AYAKLI şirketinde işin yok ki en önemlisi de siciline işlenecek " dedim. "Neeee! Nasıl olur bu... bu olamaz" dedi. "Bal gibi olur Semih'in arkası oldukça güçlü kendini ne sandın ki" dedim. “Efendim ben özür dilerim, yapmayın lütfen “dedi. Göz yaşları ile onu orada bırakarak hastaneye yol aldım. ... Koşar adımlar ile odaya girdiğimde Semih ve arkadaşlarını gördüm. Benim yüzümden herşeyin iyi gittiğini anlayan kuzenimde gülümsedi. Daha sonra aklına gelen ile ellerini yumruk yaptı. Planımı ona da anlatmıştım eğer kazanırsak kesinlikle ben haklı çıkacaktım. "Kazandık kuzen amcamlara da verdim müjdeyi" dedim. "Peki o şerefsiz nerede" dedi. "İşten kovdum dediğin gibi siciline işlenecek sadece " dedim. " Artık arkadaşlarına anlatmalısın kim olduğunu saklamak da kaybettirir" dedim. "Anlattım zaten şuan şok içindeler, onları boşver de sen ne zaman dönüyorsun?" "İlk uçakla karımı ve kızımı çoookkkkk çokkkkk özledim." Dedim. Hastaneden çıkıp önce alışveriş merkezine gidip hediyeler aldım daha sonra da vakit kaybetmeden havalimanına gittim. Her şey yoluna girdiğine göre huzurun kollarına koşabilirdim artık. ... NOT: BÖLÜMÜ BEĞENDİYSENİZ EĞER YORUM VE OYLARINIZA KULLANIRSANIZ SEVİNİRİM. İYİ OKUMALAR...
|
0% |