@2dreamreal
|
EDANUR'DAN; "AHHHHH, AHHHH MEHMET "diye çağırmıştım. Sesime hızla gelen kocam "Güzelim iyi misin ne oldu" endişeli sesi ile sormuştu. "AAHHHAHHHHH bilmi AHH bilmi IHH yorum Offf "zar zor konuşurken biranda kucağına alıp arabaya taşıdı ve diğerlerine seslenerek arabayı çalıştırdı. "Az dayan güzelim hastaneye gideceğiz şimdi tamam mı?" endişe ile kafamı dağıtmaya çalışıyordu. Sadece kafamı salladım. Yol boyunca benimle konuşmaya devam etmişti ama acım daha baskın geliyordu bana. ... Sancı içinde acilin önüne geldiğimizde doktorum da bizi kapıda karşılamıştı ."Şimdi sakin ol biraz küçük hanımı kontrol edelim ne dersin ." dedi doktorum. Olur anlamında kafamı salladım ama acım fazlaydı. “Sakin ol şimdi iğne yapacağım biraz rahatlayacaksın tama mı?” dedi . Birkaç dakika sonra yaptığı iğne ile rahatlamıştım. Hatta Mehmet'i de içeriye almıştı. "Korkulacak bir şey yok kızımız biraz daha alan açmak için annemizi zorlamış" dediğinde gülsem mi ağlasam mı bilemedim. "Ahhh be güzel bebeğim alanın zaten geniş değil mi anneyi niye zorluyorsun " dedi Mehmet. "Çok nadir de olsa bu tip durumlar ile karşılaşıyoruz alanı geniş ama küçük hanım daha rahat bir alan istiyor sanırım. Bu tip sancılar normal ara sıra da olsa olacaktır şimdiden bilginiz olsun " dedi doktor hanım. Doktoru konuşması ile ikimizde derin bir nefes almıştık. ... Muayene bitmişti ama başka bir sorun vardı o da açlığım gün yüzüne çıkmıştı. Kafamı Mehmet 'e çevirip dudaklarımı büzdüm. "Aşkım biz açız " dedim dudaklarım hala büzük dururken kimseye aldırış etmeden dudaklarıma buse kondurmuştu sonra da " Hadi gidelim karnınızı doyuralım" dedi. Sabah o kadar korkmuştuk ki şimdi açlık düşünmek saçma gelse de bebeğin iyi olduğunu duyunca acıkmıştım ne yapayım. Hamile olmak da böyle bir şeydi işte Mehmet de alışmıştı. ... Gelen garsona serpme kahvaltı söylemiştik. Önden gelen çay ile gelecek kahvaltılıkları beklemeye başladık. Bende fırsattan istifade edip dünkü Tarık denilen adama karşı aldığı tavrı soracaktım kendisine ve beni neden uzaklaştırdığını. Sesimin sevimli çıkmasını sağlayarak "Aşkım" dedim gülümseyerek. Buna karşılık "Efendim aşkım. Yine sancı mı girdi" dedi telaşlanarak. "Yok biz iyiyiz de dünkü halin neydi öyle o adam kim" dedim. "Aşkım boşver kim olduğunu sadece uzak dur ondan kiiii bu ikimizin arasındaki güveni sarsmasın" dediğinde kaşlarım çatıldı. "Aşkım aramızdaki güvenle ne alakası var ki zaten sen uzak dur dediysen vardır elbet birşeyler sadece bilmek istiyorum" dedim en sevimli halimle. "Yapma şöyle dayanamıyorum ki sana offf " dedi ve devam etti "Tamam anlatacağım ama ne yanlış anlayacaksın ne de tekrar bu konuyu açacaksın"dedi. "Peki sevgilim sen anlat " dedim. "Tarık ve Hanzade bana boynuz taktı. Birde benim yüzümden sanırım bebeklerini kaybetmişler" dedi. Anlamasam da devam etmesi için sustum. "Sana daha önceden söylemiştim Hanzade'nin beni aldattığı için ayrıldığımızı. İşte benim okulum 1 yıl erken bitmişti. Ben ara ara gidip Hanzade'yi görüyordum. Ama önceden yaşadığım ilişkilerden kaynaklı olarak onu çok bunaltıyordum. Ben gelmeden önce onu can dostum olan Tarık emanet etmiştim. Bir gün ona sürpriz yapmak için yanına gittim. Bir de ne göreyim benim yatağımda dostumla çırılçıplaktı." Dedi ve derin nefes aldı. "YUHHHH" dedim azıcık sesim yüksek çıktı ki birkaç masa bize baktı. "devam et sevgilim" dedim ve elini güç vermek için tuttum. "Ben gördüğüm manzara karşısında sinirlendim ve gözüm döndü Tarık’ ıhastanelik olacak kadar dövmüşüm. Hanzade'yi ise üzerine birşeyler geçirip sürükleyerek kimsenin bilmediği bir depoya götürdüm. Günlerce orada aç susuz bıraktım. Ama hamile olduğunu bilmiyordum. İnan bana lütfen " dedi. "Aşkım az bile yapmışsın ellerine sağlık bebek pek olamamış ama olsun hak etmişler adiler biri en yakın dostun biri de evleneceğini düşündüğün kadın az bile" söylemem ile gözlerini kocaman açıp "Kızmadın mı bana " dedi. "Bebek için kızdım evet ama bilmiyormuşsun sonuçta... Peki sonra ne oldu dedim. "4 gün sonra bizimkiler ve Tarık geldi . Tabi şerefsiz aramış bizimkileri beni buldular sonra da Hanzade'yi hamile olduğunu orada öğrendim. Ama en kötüsü neydi biliyor musun? En kötüsü o adi kadın bana 'işte bu yüzden senin bebeğini aldırdım takıntılı bir hastasın' dedi. Bana ait olanı aldırmış hiç acımadan " dediğinde ağzım açık kalmıştı. "Gerçekten bile isteye hem senin altına yattı hem de bebeğini mi aldırdı " dedim. "Öyleymiş ilk başta sana olan güvensizliğimin en büyük sebebi buydu ama sen bunları tek tek yıktın ve güven duvarlarını örüyorsun özellikle dün söylediğin şey gururumu okşadı "dedi. Bizi daldığımız konuşmadan ayıran şey gelen kahvaltı idi. Bir taraftan kahvaltı yaparken bir taraftan da Mehmet'in ne kadar yara aldığını düşündüm. Bana güvenip anlatması beni çok mutlu etmişti. Güzelce kahvaltımızı etmiş hesabı ödeyip çıkarken gördüğümüz yüzlerle Mehmet'in elini tuttum güven vermek istercesine buna karşılık da buldum. "Sizi burada görmeyi hiç beklemiyorduk" dedi Tarık sonra karısına dönüp "öyle değil mi hayatım" demişti. "Öyle tabi aşkım. Birlikte kahvaltı mı yapsak ki" dedi alaylı şekilde Hanzade. "Çok geç be güzelim biz çoktan yaptık malum iki canlıyım yaa babamız eve kadar dayanamayız diye buraya getirdi" dedim oldukça kinayeli ve alaylı olarak. "Sevgilim ayakta kaldın daha fazla yorulmadan eve geçelim " dedi canımın içi kocam. Biz arabanın yanına gelmiştik ki bize seslenen kişi ile sinirlenen kocamı izledim. "Ne var lan ne istiyorsun. Derdin ne Tarık" diye yakasına yapıştı. "Bak evlenmişsin buraya gelirken seninle de aramı düzeltmeyi umut ederek geldim dostum" Dedi yüzsüz. "Birincisi ben senin dostun değilim. İkincisi pezevenk hiç değilim. Üçüncüsü ise sizin kadar midesiz değilim." Dedi canım kocam. Yürü be kim tutar kocamı. "Bak karına ayıp oluyor ama niyetimi söyledim" dedi yüzsüzce. "Ne o şimdiki planında karımı mı ayartmak? Ama bir şey söyleyeyim mi bu imkansız çünkü bu sefer gerçek aşkı ve sevgiyi buldum. Kaderimdeki kişiyi de sana kaptırmaya niyetim yok" dedi. Sonrada konuşmasına müsaade etmeden arabaya binip ilerledik. Arkamızdaki bir çift göz bizim uzaklaşmamızı izlemek zorunda kalmıştı. Mehmet ise oldukça rahatlamış görünüyordu. ... Sanırım uykuya dalmışım uyandığımda kendi evimizde yatağımızda uyandım. Yataktan kalktığım sırada banyo kapısı açıldı fit vücudu ile kocacım çıkmıştı. "Uyanmışsın sevgilim" diye söylerken ellerinin yüzümde gezdirip en son da alnıma öpücük kondurdu. "Uyandım birtanem "diyerek gülümsedim ve devam ettim" ama ben hangi ara uyuduğumu bilemedim "dedim en sevimli olacak yüz ifademi takınarak. "Eve yaklaşırken uyuyakaldın güzelim bende uyandırmaya kıyamadım" dedi. Mehmet üzerine giyinirken aklımdaki soruyu sormak ile sormamak arasında tereddüt de kalmıştım. Ama son karar olarak sormaya karar vermiştim. "Mehmet" dedim tereddütlü sesimi duyunca bana döndü ve yüzümü süzdü. "Birşey mi oldu güzelim" dedi. "Neden bu kadar kıskançsın yada seni aldatacağımı düşünüyorsun" dedim . Bana korku, endişe, ümitsizlik barındıran bir ifade ile bakıyordu. Biraz düşündükten sonra söylemek ve söylememek arasında tereddüt etti ve daha sonra da ağzını aralayarak konuşmaya başladı. "Özür dilerim çok mu bunalttım seni ve kızımı " dedi ve devam etti " artık kaçmanın manası yok zaten çocuklarda söylemem gerektiğini açık bir dil ile ifade ettiler" dedi. "Hayır aşkım öyle değil de bazen anlamlandıramadığım davranışların oluyor ve bu bir tık da olsa beni korkutuyor ama sakın yanlış anlama kendim için değil senin için korkuyorum" dedim. "Anladım sevgilim şimdi beni hiç bölmeden dinlemeni istiyorum çünkü bir daha bu cesareti bulabileceğimi sanmıyorum " dedi ve gülümsedi. "Peki sevgili eşim seni dinliyorum ve asla güzel dudaklarının kapanmasına izin vermiyorum" dedim. İlk başta kafasını sağa sola salladı ve anlatmaya başladı. "Sevgilim bu doğuştan mı yoksa sonradan mı bilmiyorum ama bende aşırı kıskançlık ve sahiplenme gibi bir durum söz konusu yani bir nevi psikolojik bir hastalık. Bu bana küçüklükte ufak tefek sorunlar teşkil etti ama büyüyüp de sevgili gibi durumlar oluşunca birden aşırı derecede patlat verdi. İlk sevgilimden tut son sevgilimi kadar herkes hastalığım yüzünden terk etti beni. Bundan en büyük zararı da kim aldı tahmin edebiliyorsundur. Liseden beri sadece Volkan ve Tolga'nın bildiği bir psikolog sayesinde tedavi görüyorum. Son zamanlarda senin sayende yüksek oranda iyileşme varmış. Anlayacağın beni bırakma veya aldatma gibi bir düşüncem asla olmaz sana karşı ki olsaydı zaten bu durumda olamazdık." Dedi kendinden emin çıkan sesi ile. Duyduklarım ile şoka girmiştim resmen ne demişti o psikolojik derecede kıskançlık mı? Benim sayemde yüksek oranda iyileşme mi? Düşüncelerimden sıyrılıp Mehmet'e baktım ve dudaklarımı aralayarak konuşmaya başladım. "Nasıl yani aslında psikolojik bir rahatsızlığın var ve kimse bilmiyor ve benim sayemde iyileşiyorsun öyle mi?" dedim. "Öyle.... Bak senin kendini sürekli açıklaman ben söylemeden neler yaptığını söylemen ve kendinden önce beni ve kızımızı düşünmen... bilmiyorum belki sebep bu belki de farkında olmadan bana güven vermen inan bunun sebebini bende bilmiyorum. İlk başta sana karşı ön yargılı değil tedbirli idim ama seni tanıdıkça ilk başlarda adının aşk olmadığını sanıyordum ama yine de sana karşı da baş göstermişti hastalığım hatta bir ara senden aşırı uzaklaştım sebebi korkumdandı. Sana aşık olduğumu anladığımda ise nedensizce sana güvendim ki şuan seni bir odada başka bir erkek ile görsem kıskanmam çünkü sen yapmazsın " diye söylemesi ile yüzümde kocaman gülümseme oluştu. Bu adam ne güzel tanımıştı beni, sevgimi, kalbimi işte bu yüzden aşıktım bu deli adama güvenine aşıktım. Büyüklerimden öğrenmiştim. Aynanın karşısına geçince ne görüyorsan, sana nasıl davranılmasını istiyorsan öyle yaşamalıydı insan. Ben tüm bunları düşünürken karşımdaki adamın yüz ifadesi tapılasıydı. Dayanamayarak dudaklarına bir öpücük kondurdum. Anında karşılık bulmuştum öpücük derinleşince ikimizde kendimizi frenleyerek geri çekildik ve aynı anda gülümsedik. "Peki küçük bey hastalığından benim neden haberim yoktu. Hani birbirimize dürüst olacaktık. En önemlisi de ben bana nasıl davranmanı istiyorsam sana karşı öyle davranıyordum kısacası içimden böyle yapmak geliyor" dedim. Gerçekten de öyleydi. "Karıcım ilk başta aklımda bile değildi sonra ise cesaret edip söyleyemedim seni kaybetmekten çok korktum. Özür dilerim. Son olarak da inanmanı isterim ki bende senin düşüncene sahibim o yüzden anlaşıyoruz belki de yada asıl güven buradan geliyor "dedi. "Doktorun ile tanışmak istiyorum" dediğimde "inan o senden daha çok istiyor bunu " demişti. "O zaman ben doktorum ile konuşayım ne zaman müsaitmiş ona göre gideriz " dedi. ... Son günlerde yaptığım tek şey Mehmet'in söylediği hastalık ve tehlike boyutlarını araştırıyordum. Sonuç olarak ise hastalığın adını tam bilmediğimden ve Mehmet 'e de sormak istemediğim için doğru bilgi elde edemiyordum. Şuanda ise doktorun muayenesinde sıra bekliyorduk. "Mehmet bey buyurun sıra sizde" diye söyleyen sekreter ile ayaklandık. "Hoş geldiniz buyurun sonunda sizinle tanışabildik Edanur hanım." "Hoş bulduk doktor bey " dedim. "İsmim Şafak Gün 25 yıldır bu işi yapıyorum son 20 yıldır da Mehmet bey benim hastam" dedi. "Anladım doktor bey kusura bakmayın Mehmet hastalığından daha yeni bahsetti bende hemen sizinle görüşmek istedim" dedim. "Şöyle yapalım o zaman ilk önce Mehmet ile son durum hakkında konuşalım daha sonra sizinle özel konuşmak isterim" dediğinde Mehmet hemen atladı. "Nedenmiş o... Olmaz bende kalacağım" dedi çocuk gibi . "Saçmalama istersen ve benden de mi kıskanıyorsun ulan doktorum ben ve seni en iyi tanıyanlardanım" dedi Şafak bey. Ben dışarıya çıkıp beklemeye başladım ne kadar bekledim bilmiyorum. 20 dakika sonra Mehmet gülerek kapıdan çıktı ve seni bekliyor Şafak dedi. Bende içeriye girdim ve koltuğa oturdum. Benden önce davranıp konuşmaya başladı. "Öncelikle tekrardan hoş geldiniz. Size bunu söylüyorum çünkü Mehmet ona herşeyi anlattığınızı söylemişti. Konuştuğumuz bazı konular aramızda kalmalı bu benim ufak bir ricam." Dedi. "Hoş buldum ve istediğiniz şey beni zorda bırakabilir" dedim. "Yine de saklamanızı rica ediyorum sizden yada ben anlatayım siz karar verirsiniz" dedi Şafak bey. "Peki sizi dinliyorum." Dedim. "Hastalığın adı Othello sendromudur. Başlarda hafifti yaşı ilerledikçe ve ilişkilerinden aldığı darbeler ile son seviyede idi. Bir süre ilişkilerden ve yeni ortamlardan uzak tuttuk. Hanzade hanımın yaptığını biliyor musunuz bilmiyorum ama en son seviyeye çıkma sebebi buydu. Daha sonra ise sizinle tanıştı ve son 1 yıldır iyileşme kaydediyor. Elbette ki diğer insanlardaki gibi kıskançlık olacak ama ileri seviyeye çıkması ileride sorun teşkil edebilir "dedi. "Peki hastalığındaki ilerleme kaydetmemiz ve yanında olmak için ne gibi yollar izleyebilirim. Birde hastalığın yan etkileri nelerdir" akımdaki en önemli sorulardan biri buydu. " Sizin şuan onun yanında olmanız ve size güven duyması en önemli destek bizim için ayrıca" dedi ve çekmeceden ufak bir kitap çıkartıp devam etti " bu bir hocamın yazdığı kitap ve Mehmet'in durumundaki hastaları özetliyor sizde kalsın diğer seansta geri verirsiniz" dedi. "Başka bir şey yoksa daha fazla Mehmet'i bekletmeyelim" dedim. “Şimdilik yok size iyi günler bu numaram gece gündüz fark etmez arayabilirsiniz" dedi kartını uzatarak. Odanın kapısının açılıp da aradığım gözleri görünce hızlıca açtığı kolların altına girdim ve huzuruma kavuşmuştum. Kaç dakikadır içeride olduğumdan bile haberim yoktu ama öğrenmem gereken herşeyi öğrenmiştim. ... Doktorun yanından çıktığımızda önce öğle yemeği yedik daha sonra ise şirkete gittik. Hem imzalamam gereken evrakların olması hem de Volkan ve Tolga ile konuşma isteğim vardı. İmzalarım ve birikmiş birkaç işim bitince çocukların yanına gittim ve bugün olanları anlattım ayrıca onlardan da kişisel davranış bilgilerini almıştım. Bu oldukça işime gelmişti. Mehmet ve kızların toplantıları bitince bize katıldılar ve birlikte şirketten ayrılıp akşam birşeyler yapmak için sözleştik. ... Eve gelip duş aldıktan sonra birlikte Cerenlere geçmiştik. Önce yemek yedik ve bütün akşam eğlenmiştik. Onlara eğleniyormuş gibi görünürken aklımdaki tek şey bugün doktor bey ile konuşulanlardı. Vakit geç olunca evlere dağılmaya karar vermiştik. Birlikte yatağımıza girdik ve uzandık. "Bütün akşam neyin vardı güzelim" dediği kelimeler ile şaşırsam da beni tanıyan adama hak vererek konuştum. "Sadece doktor ile konuşulanları aklımda ölçüp biçiyorum sevdiğim hepsi bu, yarın sabah kalktığımızda düşüncelerimden arınacağım sana söz veriyorum" dedim. "Peki o zaman" dedi ve önce alnımdan sonrada dudaklarımdan öperek göğsüne çekti " iyi geceler benim güzel kalpli karım" dedi ve gözlerini kapattı. " İyi geceler dünyanın en karizmatik ve yakışıklı kocası" dedim. Gözlerimi kapattım ama aklımdaki tek şey bebeğim için, kocam için en önemlisi de geleceğimiz için iyileşmesini hızlandıracak ve ikimizin de aklında ve içince tereddüt bırakmayacak çözümü bulmak istememdi. Gelecekte kızım için ve doğmamış kardeşleri için mutlu bir hayat inşa etmek istiyordum. Düşünceler ile boğuşurken kapanık olan gözlerim gibi ruhumu da uykuya teslim etmiştim. ... NOT: BÖLÜMÜ BEĞENDİYSENİZ EĞER YORUM VE OYLARINIZA KULLANIRSANIZ SEVİNİRİM. İYİ OKUMALAR...
|
0% |