@2dreamreal
|
EDANUR'DAN 5 YIL SONRA; "Anne kalk artık anne açıktım" Duyduğum cıvıl cıvıl ses ile gözlerimi açmaya çalışmıştım. Bugün Rüya'nın doğum günüydü ve küçük hanım bu yüzden sabah sabah enerji dolu olmuştu sanırım. Kreş arkadaşları ile bir parti yapılacaktı. Bu 5 yılda büyüse de değişmeye tek şey bir gram enerjisinin azalmamış olmasıydı. "Anne hadi ama " "Tamam küçük prenses sen in bende geliyorum. Tamam mı?" diyerek burnunu sıktırdım. "Öff anne yaa acıyor öyle yapınca küstüm" diye söylenerek aşağı inmeye başladı. Bir süre arkasından bakıp banyoya adımladım ve rutin işlerimi halledip aşağıya indim. Saate baktığımda birazdan parti için anlaştığımız kişiler gelip hazırlıklara başlayacağını anlamıştım. Merdivenlerden inip yemek odasına gittiğimde annemler ve kayınvalidemler başlamıştı bile. Eniştemi evde bırakıp Rüya'nın doğum günü için ailem ve yiğenlerim de gelmişti. Keşke eniştem de gelseydi ama işler bu aralar yoğundu ki yükleme vardı. Bu yüzden en az birimizin başında olup kontrol etmeliydik ki hataya meyil vermemeliydik. "Hadi abla Rüya' cık gelmese uyanacağın yoktu" diye sitem eden kardeşime bir bakış atmıştım. "Herkesten özür dilerim. Dün gece rapor hazırlamaktan geç yatmıştım." Bugün yapacağım tüm işleri halledip gerekli yerlere mail atmıştım. Yazılım şirketinin evraklarını da Mehmet ile göndermiştim. Tam kahvaltıya oturuyordum ki kapı zili çaldı. "Yasemin kapıya bakar mısın?" "Tabi efendim" O kapıya bakarken bende daha fazla bekletmemek adına masaya oturdum. Çayımdan bir yudum aldım ki Yasemin geldi. "Efendim hazırlıklar için gelmişler" dedi. "Tamam içecek ikram edin bende geliyorum birazdan." O gittikten sonra hızlıca kahvaltılıklardan atıştırdım. 5 yıldır aynı şirket ile çalışıyorduk. Küçük bir kuruluş olsa da harika işler çıkartıyorlardı. Yerimden kalkıp salona doğru adımladım. "Hoş geldiniz " "Hoş bulduk efendim bir farklılık yoksa eğer hazırlıklara başlayalım ancak yetişiriz" dedi Gökyüzü hanım. "Hayır yok başlayabilirsiniz" dedim. ... Hazırlıklar başladıktan bir süre sonra kuaför gelip bizleri de hazırlamıştı. Odamda oturmuş kalan evraklara bakarken en güzel gülümsemesi ve neşeleri ile kızım ve yiğenlerim geldi. Üçü de birbirinden güzel olmuşlardı. "Şöyle geçin de fotoğrafınızı çekelim, hatıra olur " dedim. "3, 2 ,1 çekiyorummmm ve çektim... Bakın muhteşem olmuş 3 prenses " dedim gülümseyerek. "Teyzecim bizde anne kızı sizi çekelim" dediklerinde kırmadım. Ben sallanan sandalyeye otururken kızım kucağıma oturmuştu. "Çekiyorum buraya bakın" dediklerinden kameraya baktık. Birkaç poz daha çektikten sonra birlikte aşağıya inmeye başladık. "Anne babamlar ne zaman gelecek. Halamlar da daha gelmedi." Dedi üzgün sesiyle. "Babanı arayalım, halanlar da yoldaymış güzel kızım benim" doyamadığım yanaklarına öpücükler kondurdum. "Yasemin odadan telefonumu getirir misin?" dedim. "Tabi efendim." Gelen telefonu elime almış tam arayacağım sırada kapı çalmıştı. Ufaklık benden önce davranıp kapıya koştu. Gelen arkadaşlarındandı. Tam kapıyı kapatırken diğer arkadaşları da gelmişti. Bir süre gelenler ile ilgilenmeye devam etmiştik. Melisler de gelmişti ama Mehmet hala yoktu hatta bende ufaktan bir endişelenmeye başlamıştım. "Peri Tarık ile konuştun mu?" "Evet tatlım toplantı uzamış birazdan çıkacaklarmış" dediğinde yüreğim ferahlamıştı. "Güzel annem, güzel babam ve amcamlar ve dedem neden hala gelmedi" diyerek dudak büzen kızıma " gelecekler birazdan istersen arayalım mı" dediğimde yüzü hemen düzelmişti. Onu kucağıma alarak telefondan kocamı aramıştım ama hanım efendi elimden telefonu kapmıştı çoktan. "Alo güzel babam " "Güzel prensesim, söyle balım" dediğinde arkadaki yabancıyı görmüştük. "Sevgilim müsait miydin biz nerede kaldınız diye merak etmiştik sizi" dedim. "Özür dilerim hayatımın anlamları, toplantı şimdi bitti jet hızıyla oradayız. Bu arada misafirlerde bizimle gelecek izniniz olursa küçük hanım." Diyerek Rüya’ ya sormuştu. "İş yerinde benim harika partimi konuşacaksanız neden olmasın güzel babam" dedi Rüyam. "Peki o zaman geliyoruz" dedi ve kapattı telefonu. ... "Rüyacım hadi arkadaşların ile oyna gelecekler birazdan " dedim ama inatçı kızım ısrarla babasını bekliyordu. "Ama anne istemiyorum" dedi sitemli sitemli. "Yengecim bak sen böyle yapınca Utku da huysuzlanıyor. Hem arkadaşların senin için geldi öyle değil mi?" dedi Peri. "Peki madem " diyerek istemeye istemeye arkadaşları ile oynamaya gitmişti. Rüya arkadaşları ile oynamaya dalınca bende büyükler ile ilgilenmeye başlamıştım. Rüya ne kadar arkadaşları ile oynasa da aklında babası ve diğerleri olduğu için tam konsantre olamamıştı. Rüya biran da kapıya doğru kollarını açarak koşturunca beklediklerinin geldiğini anlamıştım. "Güzel babam hoş geldin evine" diyerek yanağından öpmüştü. "Küçük cadı bize yok mu hoş geldin" diye diğerleri sitem ederken benim dikkatim arkadaki yabancıya kaymıştı. Rüya'ya şaşkın, anlam veremez şekilde bakınca içimdeki koruma içgüdüsü artmıştı. Nedenini bilmesem de adamdan hoşlanmamıştım. "Hepiniz hoş geldiniz. Sizde hoş geldiniz" dedim yabancı kişilere karşı. "Hoş bulduk aşkım. Özür dilerim toplantı uzadı" dedi Mehmet. "Önemli değil ama daha da geç olmadan pastayı keselim mi?" "Evet, evet, evet keselim pastamı" diye sevinç narası atan kızımı da alıp pastayı getirmelerini söyledim. Pasta geldiğinde masanın arka tarafını ben, babası ve Rüya geçmişti. Düşmemesi için sandalyesine ikimizde destek oluyorduk. Az sonra Peri ve Utku pasta ile geldiklerinde pastayı masaya koydular. Herkes aynı anda "iyi ki doğdun Rüya " diye söylüyordu. "Hadi prensesim üfle mumları ama önce dilek tut tamam mı?" halasını dinleyen güzel kızım önce gözlerini yumdu sonra ise mumların hepsini tek nefeste üfledi. Üçümüz birlikte pastaya kesik attıktan sonra görevliler götürmüştü. Şimdi ise hediye faslına geçildiğinde arkamızda kocaman bir yığın olmuştu. Biz ise gülümseyerek kabul etmeye devam etmiştik. En son ben ve kocacım da birlikte özel olarak yaptırdığımız kolyeyi uzattık. "Güzel annem, güzel babam bu çok güzel çok teşekkür ederim " dedi. "Sen daha güzelsin kızım iyi ki doğurmuş annecin de seni bana armağan vermiş" Rüya kıkırdayınca biranda yüzümün yandığını hissetmiştim. "Baban haklı meleğim iyi ki doğurmuşum seni " dedikten sonra öpücüklere boğdum. Bir süre daha misafirler ile ilgilenmiştik. Bu gece dikkatimi çeken şey ise adının Memduh olduğunu öğrendiğim adamın sürekli Rüya'ya bakmasıydı. Biraz sinir, belki de biraz tedirginliğim ve koruma içgüdüm artmıştı bu duruma. ... Herkes gittikten sonra akşam yemeği hazır olana kadar dinlenmek için salona geçtik. Annemler ise kayınvalidemler ile plan yaptıklarından onlarla gitmiş gece geç döneriz demişlerdi. "Güzel annem, güzel babam" diye seslenerek ortamıza zıplayan kızımıza gülümseyerek. "Efendim prenses kızım " dedim. "Bana bir hediye daha verir misiniz?" dedikten sonra onay bekleyen gözler ile bir bana birde babasına baktı. "Elbette benim armağanım sen iste yeter ki "dedi Mehmet. "Tamam söylüyorum hazır mısınız?" dedi ve bir süre bekledi "BEN KARDEŞ İSTİYORUM" dediğinde ikimizde yutkunduk. Böyle bir şey ikimizde beklememiştik. "Prensesim bu nereden çıktı. Hem kardeş öyle ha diye bir anda verilmez ki" dediğimde vakit kaybetmeden çok bilmiş kızım konuştu. "Biliyorum anne en azından 1 yıl sonra kavuşabilirim ona ve doğduktan sonra en az 3 yıl sonra tamamen oyun oynayabilirim "dediğinde pes dercesine ağzım açık kalmıştı. Mehmet'in de benden kalır yanı yoktu. "Güzel kızım biz bunu annen ile konuşalım mı? Belki anlaşabiliriz" dedi. "Tamam siz konuşun ben odamda hediyelerimi açacağım" dedi ve gitti. "Mehmet bu neydi şimdi" diyebildim. "Bilmiyorum aşkım ama biz bir düşünsek mi acaba" dedi alaylı şekilde. "Neden alay ediyorsun zaten bir süredir düşünüyoruz. Hamile olsaydım sanırım en güzel hediye bu olacakmış küçük hanıma" dedim gülerken. "Bak bu konuda haklısın güzelim" dedi. Aramızda bir süre sessizlik oldu. Bu arada bugün olanları düşündüm. Aklımdaki soru ile Mehmet'e döndüm. "Aşkım bu Memduh bey bir daha bizim evimize gelecek mi?" dedim. "Elbette hayır aşkım da bu soru nereden çıktı" dedi anlamayan gözler ile. "Aşkım geldiğinden beri gözleri Rüya da idi anlamsızca tedirgin oldum" dediğimde Mehmet saçlarımı öptü. "Aşkım ilk ve son kez yabancılar evimize geldi. Özür dilerim tedirgin olduğun için. Laf arasında bizde gelelim diye söyleyince amcamlarda kıramadı" dedi. O gece içimdeki tedirginliği bir köşeye bırakıp tüm gece Mehmet ile Rüya'nın da çok istediği kardeşi için çalışmalara devam etmiştik. ... Sabah uyandığımda ilk önce Mehmet'i izledim ve öptükten sonrada yataktan kalkıp banyodaki işlerimi hallettim. Ben çıkarken kocacımda uyanmıştı. "Günaydın sevgilim" "Günaydın güzelim" "Ben küçük hanıma bakayım, sende hazırlan "diyerek odadan çıktım. Kızımın odasının kapısını açıp içeri girdiğimde hala uyuduğunu gördüm. Yavaş adımlar ile yaklaşıp yumuşacık yanağına öpücük kondurdum. İşte asıl gün şimdi aymıştı bana. "Prensesim uyan artık kreşine gitmen gerekli" dedim. "Anne biraz daha uyuyalım lütfennnn" diyerek kollarını açarak beni de uyutmaya çalışması ile gülümsemiştim. "Hadi benim güzel kızım, hadi prensesim" dediğimde kendisi de alttan alta kıkırdamaya başlamıştı. "Rüya 15 dakika içerisinde hazırlan ve kahvaltıda ol "dedim ve odasından çıkıp aşağıya indim. "Günaydın abla, annemler gelmedi mi?" "Yok hanımım gece bekledim ama gelmedi bende yattım" diyerek yaptığı böreği fırından çıkartmıştı. "Tamam ben arayayım onları belki İnci annemlerde kalmışlardır" dedim. Biz kahvaltı yaparken gelen annemlerde salona geçmişti. Rüya'yı ve Mehmet'i uğurladıktan sonra annemler ile vakit geçirdim. Çalan telefonuma baktığımda bir müşteri olduğunu gördüm. "Alo Vera hanım nasılsınız" "İyiyim siz nasılsınız" "Bizde iyiyiz. Size nasıl yardımcı olabilirim" dedim kısa kesmek amaçlı. "Biz sizin şirketiniz ile ürün anlaşması yapmak istiyoruz. Bunun için eğer müsait iseniz 1 saat sonra burada buluşabilir miyiz?" dedi. "Tabi ama ilk önce benimde koşulları değerlendirmem gerekli eğer anlaşırsak neden olmasın" dedim. Telefonu kapattıktan sonra babamlara konuştuğumuzu aktardım ve hazırlanmak için yukarıya çıktım. ... Lokantanın önüne gelip valeye anahtarı uzattım. Beni kapıda karşılayan sekretere tebessüm ederek yönlendirmesine izin verdim. Özel odaya girdiğimde Vera hanım, eşi Nizam bey ve tanımadığım 3 kişi daha vardı. "Hoş geldiniz Edanur hanım " "Hoş buldum vakit kaybetmeden başlasak olur mu?" "Elbette, şöyle buyurun" dedi Nizam bey. "Öncelikle merhaba adım Aydan. Bu sabahki toplantıda alınan karardan dolayı bir şube daha açılacak biz burası ve diğer şube için önünüzde bulunan listedeki malzemeleri sizden temin etmek istiyoruz. Bununla ilgili de kendimizi garantiye almak için sözleşme imzalamak istiyoruz" diye açıklama yapmıştı. "Sunumunuzu ve içerikleri gördüm. Elbette ki bizde olan ürünleri sizler için temin ederiz bunun için iskonto da yapabiliriz. Lakin sorun şu ki bildiğiniz üzere bizim ürünlerimiz sezonluk satılıyor hem doğal olması, hem de elimizde kalmaması için. Sezon açıldığında ürünler için ilk aranan listesinde olursunuz miktarı söyleyip parasını ödediğiniz takdirde sizin için hazırlarız." "Ya parası ödenir ve ürün eksik gelirse yada hiç gelmezse ne olacak peki" dedi Vera hanım. "Bu zamana kadar böyle bir sorun ile karşılaşmadık. Varsayalım ki öyle bir şey olsa bile şirket politikası gereği ürün sizin elinize ulaşıp, teslim alınana kadar paranız havuzda bekliyor. Sizin düşündüğünüz durumlar için diyebiliriz. Bunu yapmamızdaki amaç verilen siparişin iptal edilmemesi içindir. Yani sipariş verilip onaylandıktan sonra iptal edemezsiniz özellikle de para bizim havuz sistemimize düştükten sonra " dedim ve önümdeki bardaktan su içip devam ettim. "Bakın siz bizim koşullarımızı değerlendirin diğer firmalar ile görüşün bizde kendi içimizde değerlendirelim " dedim. "Tabi nasıl isterseniz ama biz sizin elinizde olan ürünlerden temin etmeyi isteriz" dediklerinde tebessüm ettim. "Elbette bizde isteriz. Görüşmek üzere" dedim ve orada ayrıldım. ... Lokantadan çıktığımda Mehmetlere yakın olduğumdan dolayı yanına uğramak istediğimden kendimi şirkette buldum. "Merhaba tatlım Mehmetler yerinde mi?" "Hoş geldiniz efendim. Şuanda toplantıdalar ama bitmek üzeredir" dedi sevimli bulduğum sekreter. Ben tam odaya yönelmiştim ki Tarık'ı kapıdan çıkarken gördüm. "Selam ben geldim" dedim. Neşeli olan bir ses tonuyla. "Selam yengem hoş geldin. Mehmet" dedi ve kocama seslendi. Bu hareketine yalandan göz devirmiştim. "AAAA sevgilim hoş geldin. Hangi rüzgar attı seni buralara" dedi. "Toplantım vardı. Geçerken size de uğrayayım dedim". “Toplantıdan haberim yoktu güzelim “dedi sevgili eşim. Göz devirerek “sen çıktıktan sonra görüştük. Ayrıca sana mesaj atmıştım kocacım “dedim. “Neyse kavganızı yada tatlı atışmanızı eve saklayın “ diye sahte sitem eden Tarık ile gülümsedim. “Bir kahve ısmarlarsınız herhalde “dedim. "Olur bizde kahve içecektik odamda geçelim mi?" dedi diğerlerine dönerek. Gördüğüm yüz ile bütün gün benimle olan enerji gitmiş yerine negatif bir enerji yayılmaya başlamıştı. Birlikte içeriye girdiğimizde Serdar bey eline aldığı pelüş ayıyı bana uzattı. "Kusura bakmayın o gün elimiz boş geldiği için eşim bu hediyeyi küçük hanıma gönderdi" dedi. "Öne..." daha sözümü tamamlamadan Memduh bey lafımı bölerek herkesi şaşırtmıştı. "Onun tüye alerjisi vardır hediye sıkıntı çıkartmasın" dediğinde bütün gözler ona dönmüştü. Mehmet " benim kızımın hiç-bir-şeye alerjisi yok Memduh bey. Hem olsa bile bu sizi ne alakadar eder " dedi sert bir şekilde. "Eşim haklı, Serdar beyin eşi ile her zaman görüşürüz olsaydı bu detayı sizden daha iyi bilirlerdi" dedi. "Ben karıştırdım o zaman doğum gününde kulak misafiri olmuştum" dedi. Bu olaydan sonra içimdeki korku daha da artmıştı. Çaktırmadan Tunç'a mesaj atıp Memduh beyin soyadını öğrendim. Bir süre daha oturup oradan ayrıldım ama akşam geldiğimde bu konuyu Mehmet ile konuşacaktım. ... Arabama binince direk telefonumdan dedektifin numarasını çevirdim. "Alo" duyduğum ses ile direk konuya girmek istesem de ayıp olacağını düşündüğümden sakince karşılık vermiştim. "Alo nasılsın" "İyiyim sen nasılsın" "Pek iyi değilim aslında sana bir isim ve fotoğraf gönderiyorum bu adam hakkında ne buluyorsan bul" dedim. "Peki kim bu adam yani özel mi, iş ile ilgili mi?" dedi. "Özel yani kızımla ilgili gibi endişe duymam ve önlem almam gereken birisi gibi hissediyorum" dedim ve devam ettim "ayrıca iş, ev, geçmiş, gelecek her-şeyi bulun bana bu arada Mehmetlerin şirketi ile bağlantısı var araştıran kişi şaşırmasın " dedim. "Tamamdır ama sana pahalıya patlar bilgin olsun" dedi. "Sorun değil kızımdan kıymetli değil para" dedim. "Okey başka bir şey var mı?" "AAAA var bir şirket ismi göndereceğim bu işle ilgili, bilgiler mailde mevcuttur. Siz araştırırken bende babam ve kız kardeşim ile ortak karara varırız" dedim. "Tamamdır görüşürüz" dedi. Telefonu kapatınca Tunç'a kreşe sürmesini söylemiştim. Aklıma gelen düşünce ile tekrar telefonu elime aldım. "Alo abi nasılsın" "İyiyim , sen nasılsın bakalım" dedi. "Abi pek iyi değilim bana güvenli uzaktan takipte iyi olan 4 adam lazım halledebilir misin?" dedim. "Elbette hallederim. Başın mı belada yoksa" dedi. "Yok abi önlem amaçlı kızımı koruyacaklar" dedim. "Tamam akşama haber ederim. Yarın sabahtan seninle iletişime geçerler " dedi. "Tamam abi senden haber bekliyorum" dedim ve telefonu kapattım. Tunç’a aynadan bakıp "sakın kimseye bir şey söyleme. Güvenimi boşa çıkartma "dedim. "Söylemem efendim. Sizin emirlerinize uymak en baştaki görevim" dediğinde içim rahatlamıştı. Tedirginlik iyice benliğimi eli geçirirken kreşe gidip kızımı aldım ve doyasıya kokusunu içime çektim. Akşam olunca da yemekten sonra Mehmet ile Memduh bey konusunu konuştuğumda onun da tedirgin olduğunu anlamıştım. ... NOT: Bir sonraki bölüm prenses Rüya'dan olsun. Zeki kızımızı görelim. Atraksiyona azıcık giriş yapalım. NOT: BÖLÜMÜ BEĞENDİYSENİZ EĞER YORUM VE OYLARINIZI KULLANIRSANIZ SEVİNİRİM. İYİ OKUMALAR....
|
0% |