@2numnagme
|
🎀
"Siyah arabalar mı" dedim şaşkınlık ile Esin ise beni kafası ile onaylamıştı. Oturduğum yerden kalkıp pencereye yöneldim, gerçektende siyah arabalar vardı ve kapının önü arabalar ile dolmuştu. Birden kapının tıkraması ile Yosun "ben bakarımm" demişti ve kapıya yönelmişti. Yosunun birden seslenmesi ile yanına gittim, ve yine o kehribar hareler karşımdaydı. Ve bu sefer tek değildi hastaneye geldiği gün yanında olan kişiler de yanındaydı. "Buyrun kime bakmıştınız" dedim nezaket ile esmer olan adam ise saygı ile cevap vermişti. "Aslında biz İrem Tuzağa bakmıştık ama siz ev arkadaşlarısınız galiba" "Evet İrem Tuzak benim, ne için bakmıştınız" tam o sırada siyah saçlı adam olaya atlamıştı. "Aslında hayırlı birşey için, isterseniz içeri geçip konuşalım" "Tamam buyrun" dedim ve bende içeri geçtim. Esin kim bunlar diye sorgularken sonra anlatıcam diye kaş göz işareti yaptım ben tekli koltuğa otururken Esin sandalyeye Yosun da içeriden getirdiği pufa oturmuştu. "Ee sebebi ziyaretiniz ne acaba" Yosun konuşurken ayağım ile ayağına hafifçe uyarı amaçlı vurmuştum. "İsterseniz önce tanışalım ben Turgut Boysan bu kardeşim Tuğrul Boysan, " "Bende Erim Miran Arslan ve şu siyah saçlı da Sinan Turan" dedi bakıştığım çocuk. "Ben İrem bu arkadaşım Esin diğeri de Yosun" dedim ellerim ile gösterip hepsi baş selamı verdiğinde bizimkilerde vermişti. "Eee o zaman sebebi ziyaretinizi öğrenebilir miyiz?" "Şimdi şöyle ki 1 gün önce olan Arslan Düğünün de ben İremi beğendim, o yüzden tanışmaya geldim yani tabi sende istersen" dedi Erim. Benim şaşkınlık ile ağzım açık kalırken Esin düşünüyordu Ben Erime bakarken birden konuşmaya başladım. "Sorun yok bu arada içecek olarak ne isterdiniz" dedim ayağa kalkarken, fakat Sinan ortamın ciddiyetini bozmuştu "Yenge Miran abime sen tuzlu kahve getir bize de normal kahve." Erim Sinanın omzuna bir sille çakarken ben utanç içerisinde mutfağa geçmiştim. Kahve makinesini çalıştırıp kahve koydum. Kahveler olunca hepsini tepsiye koyup yanlarına da çikolata koymuştum, tepsiyi alıp mutfaktan çıktım Salona giriş yaptığımda gözler bana dönmüştü, ben kahveleri dağıtırken sıra Erimdeydi tebessüm edip kahveyi uzattığımda o da teşekkür edip gülümsemişti. Ben kızlara kahvelerini verirken onlar bana kaş göz yapıyordu. "Şey yanliz bir sorunumuz var" Kafam Erime dönünce ne der gibi baktım o ise utangaç ifade ile cevap vermişti. "Annem seni öğrendi ve ortalıkta gelinim diye geziniyor ayrıca babam da seni görmek istiyor" Ben dogru duymuştum demi Zühre ana bana gelinim diyordu. "Olum sen niye Anneme bu konuyu söylüyorsun bak kız kalpten gidecek" Turgut abi Erime kızarken ben çoktan yerime oturmuş napıcamı düşünüyordum. "Ve yengecim yani İrem Zühre anamm sen onla oynarken de bu kızı bize alalım demişti yani seni yakında istemeye gelirler" NE! Ben gelin gitmek için çok gençtim daha bismillah 23 yaşındaydım ne gelini hemde aşiret gelini DİYORLAR! "Yani ben ne desem bilemiyorum ama-" kapının çalması ile izin isteyerek kapıya bakmıştım ama bilin bakalım bu kimdi? Zühre ana ve Halis ağa gelmişti, Zühre ana "gelinim pek te güzel demi Halis" demişti ben utanırken o çoktan içeri geçmişti. Halis ağa elimi tutup "Kusura bakma kızım söz ben sana daha iyi bir isteme yapicam ama malum Zühre acele edince bende sen ne dersin diye aşireti çağırmadım" "Sıkıntı yok ağam, buyrun geçin " Halis ağa tebessüm ederek içeri geçmişti ama gördüğüm manzara ile ben şok olmuştum. Yosun illa da tutturmuş Zühre ananın elini öpücem diyip ama Zühre ana öptürmüyordu bu görüntüye her ne kadar gülmek istesem de gülemiyordum. "Eee anne sizin burda ne işiniz var" dedi Erim çekinerek annesine bakarken, Zühre ana ise oğullarına kızıyordu. "Ulan eşek sıpaları bensiz kızın evine geliyorsunuz demi siz, bana bakın ben doğurdum demem tüfeği alır kafanızdan vururum sizin" Zühre ana tehdidini yaptıktan sonra baş köşeye oturmuştu. Ben mutfağa fazladan fincan almaya giderken Erim de peşimden gelmişti. "Valla annemin kusuruna bakma, ama istemeni tekrar yapıcaz yani kos koca aşiret gelini oluyorsun" dedi ima yaparak. "Ya kabul edecegimi nerden biliyorsun" dedim yaklaşarak o ise gülmüştü. "2 yıldır bana aşıkmışsın ve o düğüne benim için gelmişsin" Ben duyduklarıma inanamazken o gülümsüyordu. "Ne! kim sana söyledi bunları" dedim o ise "Yosun" demişti, şerefsiz beni bu adama yollucaktı düşüncelerimi bir yana koyup fincanları çıkardım. Erim ise kahve dolduruyordu, bende yanına çikolata koyup tepsiye koydum ben içeri giderken Erim arkamdaydı. Ben kahveleri Zühre ana ve Halis ağa ya verirken onlar benim nasıl bir alma gerçekleştireceklerini düşünüyordular. "Neyse kızım allahin emri peygamberin kabri ile seni istiyoruz" 🩷🩷🩷🩷🩷🩷🩷🩷🩷 Selammm Diğer bölüm sabah yazıp atarım oy ve yorumu unutmayın iyi akşamlarrr😽💋
|
0% |